GİRİŞ

İş Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu’nda, işçinin ücretinden ceza yahut zararın tazmini amacıyla kesinti yapılabilmesi için bir kısım şartlar aranmıştır. Bu yazımızda öncelikle konuyla ilgili yasal mevzuata yer verilecek, akabinde “Ücret Kesme Cezası” ve “Zararın Tazmini Amacıyla Ücretten Kesinti Yapılması” ayrı ayrı izah edilecektir.

İLGİLİ MEVZUAT

4857 Sayılı İş Kanunu’nun “Ücret Kesme Cezası” Başlıklı 38. Maddesi: İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez. İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekir. İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz. Bu paralar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına Bakanlıkça belirtilecek Türkiye'de kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılır. Her işveren işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını tutmaya mecburdur. Birikmiş bulunan ceza paralarının nerelere ve ne kadar verileceği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başkanlık edeceği ve işçi temsilcilerinin de katılacağı bir kurul tarafından karara bağlanır. Bu kurulun kimlerden teşekkül edeceği, nasıl ve hangi esaslara göre çalışacağı çıkarılacak bir yönetmelikte gösterilir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun “Ücret İle İlgili Hükümlere Aykırılık” Başlıklı 102. Maddesi’nin b bendi: Bu Kanunun; 37 nci maddesine aykırı olarak ücrete ilişkin hesap pusulası düzenlemeyen veya işçi ücretlerinden 38 inci maddeye aykırı olarak ücret kesme cezası veren veya yaptığı ücret kesintisinin sebebini ve hesabını bildirmeyen 52 nci maddedeki belgeyi vermeyen işveren veya işveren vekiline dörtyüzelli Türk Lirası idari para cezası, verilir. (Yeniden değerleme oranı dikkate alındığında idari para cezası 2023 yılı için 3.475,00-TL’dir.)

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ücretin Korunması” Başlıklı 407. Maddesi’nin b bendi: İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir

İşçi Ücretlerinden Ceza Olarak Kesilen Paraları Kullanmaya Yetkili Kurulun Teşekkülü Ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik

Toplu iş sözleşmesi hükümleri

ÜCRET KESME CEZASI

Ücret kesme cezasının uygulanabilmesi için İş Kanunu’nun 38. maddesi hükümlerinde aranan şartların sağlanması ve aynı maddede düzenlenen usulün yerin getirilmesi gerekmektedir. İşçiye ücret kesme cezası verilebilmesinin koşulları şunlardır:

- Ücret kesme cezasının iş akdi veya toplu iş sözleşmesinde yer alması ve davranışın objektif olarak belirlenmesi gerekmektedir. Hangi davranışın neticesinde hangi miktarda para cezasının söz konusu olabileceği belirlenmelidir. İş akitleri veya toplu iş sözleşmelerinde gösterilmiş bulunan nedenler dışında işçiye ücret kesme cezası verilemeyecektir.

- Ücret kesme cezasının uygulanabilmesi için işçinin kusurlu bulunması ve cezanın kusurla orantılı (ölçülü) olması zorunludur. İşçinin mesleki yetersizliği kural olarak kusurlu bir davranış olarak nitelendirilemeyecektir. Ancak yetersizlik işçinin işinde yeteri kadar çaba göstermemesinden kaynaklanıyorsa kusurun varlığı kabul edilebilir.

- Kesilen ücret; bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamayacaktır. Uygulanacak para cezasının miktarı, işçinin iki gündeliğini aşabilecektir. Ancak, bir ay içinde yapılabilecek kesinti miktarı, işçinin iki gündeliğini aşamayacaktır. Örneğin, işçinin üç gündeliği tutarında para cezası uygulanması durumunda; bu miktarın iki gündeliği birinci ayda, bakiye bir gündeliği de ancak ikinci ayda kesilebilecektir.

- İşçi ücretinden ceza olarak yapılacak kesintinin; işçiye cezanın miktarı ve gerekçeleriyle birlikte, derhal bildirilmesi gerekmektedir.

- Kesilen ceza tutarı; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına bakanlıkça belirtilecek Türkiye'de kurulu bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılmalıdır.

 ZARARIN TAZMİNİ AMACIYLA ÜCRETTEN KESİNTİ YAPILMASI / İŞVERENİN İŞÇİDEN OLAN ALACAĞI İLE ÜCRET BORCUNUN TAKAS EDİLMESİ

 Yukarıda yer alan İş Kanunu hükmünden farklı olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 407. maddesinde işverenin işçiden olan alacağı ile ücret borcunu takas edebilmesinin ve zararın tazmini amacıyla ücretten kesinti yapılabilmesinin şartları düzenlenmiştir. Burada bir ceza maksadı bulunmaksızın taraflar arasındaki borç/zarar durumuna binaen kanun düzenlemesi getirilmiştir. Yasal düzenleme gereği; işveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemeyecek, ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilecektir. İşçinin verdiği zarar karşılığı ücretinden kesinti yapılabilmesi için, ya işçinin bu kesintiye onay vermesi ya da işçinin kasten verdiği zararın yargı kararı ile ortaya konulması gerekmektedir.

Yazılı onayın önceden iş sözleşmesi veya disiplin yönetmeliği gibi belgelerle alınması geçerli değildir. Yazılı onayın; geçerli olabilmesi için, işverenin zararı doğduktan sonra, kesintinin yapılacağı anda alınması gerekmektedir.

İşçinin yazılı onayı yahut mahkeme kararı olmaksızın yapılacak kesintiler usulsüz nitelikte olacak; dolayısıyla işçinin iş akdini haklı nedenle feshetme ve usulsüz kesilen tutarın iadesini talep etme hakkı doğabilecektir.

SONUÇ

İş Kanunu’nun 38. maddesi gereğince disiplin cezası mahiyetinde ücret kesme cezası verilebilmesi için; ücret kesme cezasının iş akdi veya toplu iş sözleşmesinde yer alması, davranışın objektif olarak belirlenmesi, işçinin kusurlu bulunması ve cezanın ölçülü olması, kesilen ücretin; bir ayda iki gündelikten fazla olamaması, kesintinin; işçiye cezanın miktarı ve gerekçeleriyle birlikte derhal bildirilmesi gerekecektir. Ayrıca işbu uygulamada önem arz eden bir diğer durum ise; yapılacak ücret kesintisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına, kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılması zorunluluğudur. Bu kapsamda ücret kesintisi işveren bünyesinde tutulamayacak olup; söz konusu idari para cezasının ikame edilmesi söz konusu olamayacaktır. Kanunla belirlenen bu şartlara uyulmaması durumunda ise İş Kanunu’nun 102. maddesi uyarınca, şirkete idari para cezası verilebilecektir.

İşçinin verdiği zarar karşılığı ücretinden kesinti yapılabilmesi için, ya işçinin bu kesintiye onay vermesi, ya da işçinin verdiği zararın yargı kararı ile ortaya konulması gerekmektedir. Yazılı onayın önceden iş sözleşmesi veya disiplin yönetmeliği gibi belgelerle alınması geçerli olmayacaktır.

Anılan kanuni şartlar yerine getirilmeksizin işçinin ücretinden kesinti yapılması durumunda işlemin hukuki bir dayanağı bulunmayacaktır. Hukuka aykırı şekilde ücretten kesinti yapılması durumunda, somut olayın özelliklerine göre, işçinin iş akdinin haklı nedenle feshetme hakkı doğabilecektir.

Av. Rahmi Furkan ÖZTÜRK