Annelik, sadece bireysel bir deneyim değil; aynı zamanda toplumun geleceğini şekillendiren çok özel bir süreçtir. Bu özel ve hayli yorucu süreçte çalışan anneler iş ve aile hayatını dengeleyebilmek adına epey yorucu bir yolda yürümektedir. Bu yolun dikenlerini en aza indirebilmek adına İş Kanunu, analık izni ve süt izni gibi haklarla anneleri güvence altına almıştır. Bu yazımızda İş Kanunu’nda “analık halinde çalışma ve süt izni” başlığını taşıyan madde 74 ü Yargı kararları çerçevesinde ele alıp, sevgili annelerimizin haklarını öğrenmesine katkıda bulunacağız. Çünkü biz toplum olarak biliyoruz ki mutlu anne-mutlu çocuk ilişkisi bizi uygar medeniyetler seviyesine çıkaracaktır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 74. maddesi, kadın işçilerin doğum öncesi ve sonrası süreçlerde sahip oldukları hakları düzenlemektedir. Bu maddeye göre işçiye tanınan başlıca haklar şunlardır:
1-Doğum İzni (Analık İzni)
- Kadın işçi, doğumdan önce 8 hafta, doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süreyle çalıştırılamaz.
- Çoğul gebelik halinde bu süreye doğumdan önceki çalıştırılamayacak süreye 2 hafta daha eklenir.
- Doktor onayıyla kadın işçi doğumdan önceki son 3 haftaya kadar çalışabilir; çalıştığı süre doğum sonrası izne eklenir.
- Bu dönemde işçi SGK’dan geçici iş göremezlik ödeneği alır.
Doğum izni süresi boyunca çalışan kadın, işverenden maaş alamaz çünkü bu süre boyunca iş sözleşmesi askıdadır. Ancak bu sürede kadının gelir kaybı yaşamaması amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından geçici iş göremezlik ödeneği, yani halk arasındaki adıyla doğum parası ya da rapor parası ödenir.
Doğum izni, emredici nitelikte olup işverenin takdir yetkisine tabi değildir. Kadın çalışanın bu hakkı kullanmak istemesi halinde, işverenin izni kullandırmaması ağır bir iş hukuku ihlali anlamına gelir. Bu durumda:
- Kadın işçi, haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebilir (İş Kanunu m. 24/1).
- Kıdem tazminatı talep etme hakkı doğar.
- İşveren, idari yaptırımlara tabi olabilir.
- Ayrıca, işverenin işten çıkarma yasağı bu süreçte devam eder.
Yargıtay içtihatları da doğum izninin temel hak niteliğinde olduğunu kabul etmekte, bu hakka müdahaleyi hukuka aykırı saymaktadır.
2-Ücretsiz İzin
- Doğum izninin ardından, işçi talep ederse 6 aya kadar ücretsiz izin kullanabilir.
Bu süre içinde iş akdi askıda kalır; feshedilemez. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 74. maddesinin son fıkrasında yer alan hüküm şu şekildedir:
"Kadın işçiye, doğumdan sonra isteği halinde altı aya kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz."
Bu düzenleme, doğum sonrası 8 haftalık analık izninin ardından gelen bir haktır ve işçinin talebine bağlıdır. İşverenin, bu izni reddetme yetkisi bulunmamaktadır; zira düzenleme emredici niteliktedir.
- İşçi, doğumdan sonra analık iznini tamamlamasının hemen ardından veya belirli bir tarihte başlamak üzere 6 aya kadar ücretsiz izin talebinde bulunabilir.
- Talep yazılı olarak yapılmalıdır ve başvuru anında iş sözleşmesi devam ediyor olmalıdır.
- Süre, işverenin takdirine bırakılmaksızın kullanılabilir; ancak işveren sadece süresi konusunda bilgilendirilmelidir.
Ücretsiz izin süresi boyunca iş sözleşmesi askıda kalır. Bu, tarafların karşılıklı borçlarının geçici olarak durdurulması anlamına gelir:
- İşçi bu sürede çalışmaz, ücret almaz,
- İşveren de bu sürede işçiye iş vermekle yükümlü değildir.
Ancak sözleşme sona erdirilmemiştir; işçi, iznin bitiminde görevine geri dönme hakkına sahiptir.
Kanun açıkça belirtmiştir ki; bu ücretsiz izin süresi, yıllık ücretli izin hesabında dikkate alınmaz. Yani bu süre, fiilen çalışma süresine eklenmez.
Yargıtay, doğum sonrası ücretsiz izin hakkını mutlak bir hak olarak yorumlamış ve bu hakkın kullandırılmamasını iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi olarak kabul etmiştir.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/14643 E., 2017/125 K.
“…4857 sayılı İş Kanunu’nun 74/5 maddesi gereği; isteği halinde kadın işçiye on altı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde on sekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar izin verileceği bildirilmektedir. Söz konusu iznin kullanılması talebi işverene fesih hakkı vermeyeceği gibi kullandırılmaması davacının feshini haklı hale getirecektir. Bu anlamda izin talebinin kabulünün de kanuni bir yükümlülük olduğu görülmektedir…”
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/29562 E. 2016/9279 K.
“…Davacının doğum nedeniyle talep ettiği ücretsiz izin hakkının ve ücretli izin hakkının yasal hakkı olduğunun evleviyetle kabulünün gerekeceği, davalının davacının yıllık izin talebini daha sonra değerlendireceğine dair somut, geçerli bir neden de ileri süremediği anlaşılmakla davanın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…”
Bu kararlar göstermektedir ki, doğum sonrası ücretsiz izin yalnızca bir lütuf değil; yargısal denetim altında korunan kanuni bir haktır. İşverenin buna karşı aykırı davranışı tazminat ve yaptırım sonuçları doğurabilir.
3-Süt İzni
- Kadın işçiye, çocuğu 1 yaşına gelene kadar, günde 1,5 saat süt izni verilmesi zorunludur.
- Süt izni çalışma süresinden sayılır, işçiye tam maaş ödenir.
- Süt izninin ne zaman kullanılacağına işçi karar verir, işveren belirleyemez.
Kadın çalışanların annelik görevlerini yerine getirebilmeleri adına tanınan yasal haklardan biri olan süt izni, iş hukukunun sosyal politika işlevi kapsamında değerlendirilmesi gereken önemli bir düzenlemedir. Bu hak, yalnızca bir bireysel çalışma hakkı değil; aynı zamanda hem kadın emeğinin korunması hem de çocuk sağlığının güvence altına alınması yönünden kamu yararına hizmet eden bir sosyal haktır.
Süt izni hakkı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 74. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı zamanda Anayasa'nın 41. ve 50. maddeleri ile uyum içinde yorumlanmalıdır. Anayasa’nın 41. maddesi, “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlığında, devletin çocukların korunmasına yönelik önlemleri alma yükümlülüğünü ortaya koyarken; 50. madde ise çalışanların çalışma şartları açısından korunmasını güvence altına alır.
İş Kanunu’na göre:
“Kadın işçilere, bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre, günlük çalışma süresinden sayılır.”
Süt izni mutlak bir kanuni hak olup, işverenin inisiyatifine bırakılmamıştır. Bu bağlamda işverenin, “işin yoğunluğu” veya “personel eksikliği” gibi gerekçelerle süt iznini engellemesi ya da sınırlandırması hukuka aykırıdır.
Kadın çalışan, bu hakkı hangi saatler arasında kullanacağına kendisi karar verebilir. Bu hüküm, işçinin iradesine tanınmış açık bir tercihtir ve işverenin bu hakkı sınırlayıcı yönde düzenlemeler yapması, İş Kanunu’nun emredici hükümlerine aykırılık teşkil eder.
Ayrıca, bu süre çalışma süresinden sayılır ve çalışana herhangi bir ücret kesintisi yapılamaz. Uygulamada bazı işverenlerin bu süreyi “eksik çalışma” sayarak maaş kesintisine gitmesi açıkça yasalara aykırıdır ve tazminat sorumluluğu doğurur.
Süt izni hakkının kullandırılmaması hem idari yaptırımların hem de özel hukuk sorumluluğunun doğmasına neden olur. İşveren tarafından bu hakkın ihlal edilmesi durumunda:
- Kadın çalışan iş akdini haklı nedenle feshedebilir (İş Kanunu m. 24),
- Bu durumda kıdem tazminatı talep etme hakkı doğar,
- İşveren hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na şikâyet yolu açıktır,
- Yargıtay kararlarına göre süt izni verilmeyen işçiye, kullanmadığı izin süresine ilişkin %50 zamlı ücret ödenmesi gerekir.
Her ne kadar yasa açık bir düzenleme içerse de uygulamada çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır:
- Kadın çalışanların çoğu süt izni hakkından habersizdir.
- Bazı işverenler bu hakkın “toplu” kullanılmasını zorunlu kılarak günlük kullanım hakkını engellemektedir.
- Süt izninin kullanılmadığı durumlarda ödenecek ücretin niteliği ve zamlı miktarının nasıl hesaplanacağı konusunda yargı kararlarında tutarsızlıklar görülmektedir.
Bu noktada, süt izninin yalnızca bireysel bir hak değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk sağlığı hakkı ile doğrudan ilişkili olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle yargının ve idarenin, bu hakkın uygulanmasına dair yorumlarında genişletici ve koruyucu bir yaklaşım benimsemesi zorunludur.
Uygulamada süt izni ile doğum izni aynı hak gibi algılanmakta ve bazı işverenler tarafından bu durum kötü niyetli olarak kullanılmaktadır. Şunu bilmeliyiz ki Süt Hakkı, Doğum İzninin devamı değil, işe dönen kadının çocuğunu emzirebilmesi için ayrıca tanınmış, bağımsız bir haktır.
Yargıtay kararları, bu iki hakkın farklı nitelikte olduğunu ve işverenin süt iznini engellemesinin ciddi sonuçlar doğuracağını açıkça ortaya koymuştur:
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/12878 E. 2016/17527 K.
“.. Dolayısıyla, yasa uyarınca kadın işçilere çocuklarını emzirmeleri için günde bir buçuk saat (aksi yönde ve fakat işçi lehine olmak üzere taraflar arasında süre düzenlemesi yapılabileceği gibi) süt izni verilmesi hususu işverenin inisiyatifinde olan bir durum olmayıp, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 74/7. fıkrası uyarınca da bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağının işçi tarafından belirleneceği hüküm altına alınmış olup, işçinin süt izni kullanması gerektiği halde bu iznin kullandırılmaması durumunda, kullandırılmayan sürenin tespiti ile % 50 zamlı ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğinin kabulü Anayasanın 50/2. maddesine ve amaçsal yorum benimsemek suretiyle 4857 sayılı Kanun'un ruhuna daha uygun düşeceğinden hükmün bozulması gerekmiştir…”
Yargıtay’ın bu kararı, özellikle işverenlerin “süt izni verilmedi” iddialarını hafife almaması gerektiğini göstermektedir.
Süt izni, doğum izni bittikten sonra başlar. Bu iki hak birbirinden ayrı düzenlemelerdir. İşverenin bu hakkı sınırlaması hukuka aykırıdır. Süt izninin verilmemesi, Anayasa ve İş Kanunu ile güvence altına alınmış bir hakkın ihlalidir. Bu durum, işçi açısından haklı fesih sebebidir.”
Sonuç olarak Kadın işçilere tanınan analık ve süt izni hakları, sadece bireysel değil, toplumsal birer haktır. Bu haklar, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 74. maddesi ile açıkça düzenlenmiş, Yargıtay kararlarıyla da uygulamada netleştirilmiştir.
- Doğum izni, kadının fiziksel sağlığını korumaya,
- Süt izni, çocuğun beslenmesini ve annenin iş yaşamına uyumunu sağlamaya yöneliktir.
- Bu hakların birbirinden ayrı olduğu hem mevzuat hem de yargı içtihatları ile sabittir.
4-Kısmi Süreli ve Yarı Zamanlı Çalışma
- Kadın işçi, doğumdan sonra belirli sürelerle yarı zamanlı çalışmayı tercih edebilir.
- Ayrıca, çocuğu ilkokula başlayana kadar kısmi süreli çalışma talep etme hakkı da bulunmaktadır.
Özet olarak Kanun maddelerinden yola çıktığımızda kadın işçinin; Doğum İzni, Ücretsiz İzin, Süt izni, Kısmı Süreli ve Yarı zamanlı Çalışma gibi haklarının olduğu görülmektedir.
Şunu anlamamız gerekir ki kadın çalışanların analık ve süt izni hakları hem çalışan kadının sağlığını hem de çocuk gelişimini korumaya yönelik sosyal devlet anlayışının bir parçasıdır. Bu hakların etkin şekilde uygulanabilmesi için işverenlerin ve çalışanların yasal düzenlemeleri bilmesi ve bu haklara saygı göstermesi büyük önem taşır. Kadının çalışma yaşamındaki yerinin güçlenmesi, ancak bu tür koruyucu hakların doğru şekilde uygulanmasıyla mümkün olacaktır.
Av. Asuman Bayrak Erginyürek