Anlaşmalı Boşanmalarda Ortak Velayet

Abone Ol

Türk hukukunda kural olarak ortak velayet kabul edilmemektedir. Geleneksel uygulama, boşanma sonrası velayetin ebeveynlerden birine bırakılması yönündedir. Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesi gereğince, evlilik devam ettiği sürece velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılır. Ancak boşanma veya ayrılık durumunda, çocuğun velayeti eşlerden birine bırakılır. Bu çerçevede, velayetin tek bir ebeveyne verilmesi esas alınmıştır. Diğer ebeveyn yalnızca mahkemenin belirlediği günlerde çocukla kişisel ilişki kurabilir.

Ancak son yıllarda, çocuğun üstün yararı göz bulundurularak, ebeveynlerin velayet hakkını ortak kullanabileceğine dair mahkeme kararları da verilmeye başlanmıştır. Ortak velayet, boşanmış ebeveynlerin, velayete iliş hak, yetki ve yükümlülükleri müştereken yerine getirmelerini ifade eder. Bu modelde, anne ve baba, çocuğun bakım ve eğitimine dair kararları birlikte alarak ebeveynlik sürdürmeye devam ederler.

Velayet, ergin olmayan çocukların bakım, eğitim ve korunması için anne ve babalarına tanınan bir hak ve sorumluluktur. Türk Medeni Kanunu’nun 335. maddesine göre, evliliğin devam ettiği sürece çocuklar anne ve babalarının velayeti altındadır. Bu hak kapsamında ebeveynler, çocuğun gelişimi, eğitimi, temsili ve korunması ile ilgili kararları alabilirler.

Mevcut Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma sonrasında velayetin genellikle ebeveynlerden birine verilmesi gerekmektedir. Ancak uygulamada, belirli şartların oluşması mahkemeler tarafından ortak velayet kararı da verilebilmektedir. Ortak velayet, çocuğun velayet hakkına giren tüm yetki, hak ve yükümlülüklerin anne ve baba tarafından müştereken kullanılmasıdır. Bu sistemde, boşanmış ebeveynler bakım, eğitim, sağlık ve diğer temel konularına ilişkin kararları birlikte alır ve sorumlulukları eşit şekilde paylaşır. Ortak velayete hükmedilebilmesi için ebeveynlerin iş birliği yapabilmesi, çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişiminin zarar görmemesi ve çocuğun üstün yararının korunması esas alınır. Mahkeme, ortak velayet kararı verirken çeşitli kriterleri göz önünde bulundurur.

Çocuğun Üstün Yararı İlkesi

Mahkemeler, velayet konusunda karar verirken çocuğun üstün yararını gözetmek zorundadır. Ortak velayetin çocuğun fiziksel, duygusal ve psikolojik gelişimine katkı sağlayacağı kanaatine varılırsa, mahkeme ortak velayete karar verebilir. Çocuğun sağlıklı bir ortamda büyüyebilmesi, eğitim ve sağlık haklarından en iyi şekilde yararlanabilmesi için düzenlemesi yapılırken çocuğun ihtiyaçları dikkate alınmalıdır.

Ebeveynlerin Ortak Velayeti Kabul Etmesi ve İş Birliği Yapabilmesi

Ortak velayette gönüllülük esastır. Anne ve babanın ortak velayet konusunda anlaşmaya varmış olması önemlidir. Ebeveynlerin ortak velayeti kabul etmesi ve çocuğun yetiştirilmesi konusunda uyumlu bir şekilde hareket edebilmesi gerekmektedir. Çekişmeli boşanmalarda ortak velayet uygulaması, ebeveynler arasındaki anlaşmazlıkların çocuğa yansıması söz konusu olabileceğinden, uygulamada ortak velayet kararı genellikle sadece anlaşmalı boşanmalarda verilmektedir.

Çocuğun Görüşünün Alınması

Türk Medeni Kanunu ve uluslararası sözleşmelere göre, idrak çağındaki çocukların velayetle ilgili görüşleri dikkate alınmalıdır. Genellikle 8 yaş ve üzeri çocukların durumu değerlendirilirken, 12 yaş ve üzeri çocukların görüşlerine daha fazla ağırlık verilmektedir. Çocuğun ortak velayet hakkında ne düşündüğü de dikkate alınır ve mahkeme, çocuğun fikrini alarak karar verebilir. Ancak çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa, mahkeme çocuğun görüşüne aykırı bir karar da verebilir.

Uzman Görüşü ve Sosyal İnceleme Raporları

Mahkemeler, ortak velayet kararı vermeden önce psikolog, pedagog ve sosyal hizmet uzmanlarından rapor talep edebilir. Uzman raporları, çocuğun hangi ebeveynle daha nitelikli bir ilişki sürdürebileceği konusunda hâkime rehberlik eder. Mahkeme, ebeveynlerin çocuğa uygun bir ortam sağlayıp sağlayamayacağını ve çocuğun psikolojik durumunu değerlendirmek için sosyal inceleme raporlarına başvurabilir. Eğer uzman görüşleri, ebeveynlerin ortak velayet için uygun olmadığı yönündeyse, mahkeme ortak velayeti vermeyebilir.

Ortak Velayete Engel Teşkil Eden Durumlar

Bazı durumlar, ortak velayet kararının verilmesine engel teşkil edebilir. Bunlar arasında, ebeveynlerden birinin çocuğa karşı fiziksel veya psikolojik şiddet uygulamış olması, şiddet veya çocuk istismarı iddialarının bulunması, ebeveynlerden birinin çocuğun bakımına ilgisiz olması veya yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve ebeveynler arasında ve sürekli anlaşmazlıkların bulunması yer almaktadır. Bu gibi durumlar mevcutsa, ortak velayet yerine çocuğun üstün yararı gözetilerek tek taraflı velayet kararı verilir.

Ortak velayet, anne ve babanın çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve genel gelişimi konusundaki sorumluluklarını paylaşmasını gerektirir. Boşanma sürecinde veya sonra ebeveynler arasında ortak velayet konusunda yazılı bir anlaşma yapılması, sürecin düzenli ve sorunsuz işlemesine yardımcı olabilir. Bu tür bir anlaşma, taraflar arasında doğabilecek uyuşmazlıkları en aza indirerek çocuğun üstün yararını koruma amacını taşır. Ortak velayet sözleşmesi, tarafların özgür iradeleriyle düzenlenmişse ve mahkeme tarafından onaylanmışsa, hukuken bağlayıcı hale gelir. Mahkeme, sözleşmenin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığını denetler ve gerektiğinde bazı maddeleri değiştirme yetkisine sahiptir. Taraflardan birinin sözleşmeye uymaması halinde, diğer taraf mahkemeye başvurarak velayet hükümlerinin ihlal edildiğini ileri sürebilir.

Ortak velayetin mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için anlaşmalı boşanma protokolünün açık ve net şekilde tanzim edilmiş olması gerekmektedir. Uygulamada kişisel ilişkinin spesifik olarak belirlenmesi gerekmektedir. Ortak velayetin mahkemelerce kabul edilmesi hususunda uygulamada istikrar kazanmış bir düzenleme bulunmamakta olup mahkemelerin ortak velayeti kabul etmemesi riski bulunmaktadır. Anlaşmalı boşanma protokollerinin hazırlanması sürecinde oldukça dikkatli olunması gereklidir.