Avukatlık Kanunu'nun Yeni Disiplin Hükümleri ve Değerlendirmemiz

Abone Ol

I. Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı

Anayasa Mahkemesi; 06.03.2025 tarihli, 2020/50 E. ve 2025/47 K. sayılı kararı ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 134. ve 135. maddelerinin iptaline ve bu iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. Karar 22.05.2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandığına göre, iptal kararının 22.02.2026 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştür. Kanun koyucunun 24.12.2025 tarihinde kabul ettiği ve 25.12.2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7571 sayılı Kanunda yer verilen değişiklikler ile Avukatlık Kanunu’nda boşluk oluşmadan, yeni düzenlemeye gidilmiştir.

AYM özetle; hangi somut fiile hangi hukuki sonucun bağlanacağının belirli ve öngörülebilir olmadığı, disiplin suçu ile cezası arasında yeterli bağlantının kurulması gerektiği, cezanın belirlenmesinde sınırsız takdir yetkisinin öngörülemeyeceği, aksi halde keyfi yorumlara ve uygulamalara karşı hukuki güvencenin sağlanamayacağı gerekçeleri ile Avukatlık Kanunu m.134’ün ve m.135’in[1] Anayasa m.2’ye aykırı olduğuna ve bu nedenle iptaline karar vermiştir.

II. 7571 Sayılı Kanun ile Avukatlık Kanununda Değiştirilen Disiplin Hükümleri

7571 sayılı Kanunla;

1136 sayılı Kanunun “Disiplin cezalarının uygulanacağı haller:” başlıklı 134. maddesi, “Avukatlara; avukatlık onur ve unvanına, savunma hakkının kutsallığının gerektirdiği saygı ve güvene veya özen ve doğruluk yükümlülüklerine uymayan hal ve hareketlerinin tespit edilmesi üzerine, ihlalin niteliğine ve eylemin ağırlık derecesine göre bu Kanunda yazılı disiplin cezalarından biri verilir.”

“Disiplin cezaları:” başlıklı 135. maddesi ise, “Avukatlar hakkında uygulanacak disiplin cezaları uyarma, kınama, para cezası, işten çıkarma ve meslekten çıkarmadır.

1. Uyarma; avukata mesleğinde, görevinde veya davranışında daha dikkatli davranması gerektiğinin yazılı olarak bildirilmesidir. Aşağıdaki hallerde uyarma cezası verilir:

a) Mesleki çalışmalarında hukukla ve kanunlarla ilgisiz açıklamalarda bulunmak.

b) Bürosunu mesleğin bağımsızlığına ve görevin vakarına uygun biçimde bulundurmamak.

c) Yargı görevini yapanlar ile ilişkilerinde meslek onur ve vakarına aykırı davranmak.

d) Adliye yazı işleri müdürlükleri ile icra dairelerinde veya diğer mercilerdeki görevlilerle olan ilişkilerinde meslek onur ve vakarına aykırı davranmak.

e) Meslektaşlarıyla ilişkilerinde meslek dayanışmasına ve onuruna uymayan davranışlarda bulunmak.

f) Meslektaşlarının mesleki tutum ve davranışlarına ilişkin eleştirilerini kamuoyuyla paylaşmak veya herhangi bir meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikte ifadelerde bulunmak.

g) İddia ve savunmanın hukuki çerçevesinin dışına çıkarak, anlaşmazlığın tarafı olduğu intibaını uyandıracak şekilde davranmak.

h) Bulunduğu başkaca mevki ve imkanlarla mesleki çalışmalarında avantaj sağlamaya çalışmak veya mesleki çalışması dışında kişisel anlaşmazlıklarda avukatlık sıfatının getirdiği imkanlardan yararlanmaya çalışmak.

ı) Stajyerin çalışma şeklini ve süresini zorunlu staj eğitim programına uygun şekilde belirlememek, stajyerin iyi yetişmesi için gerekli dikkat, özen ve ilgiyi göstermemek.

j) Avukatlık bürosunda ücret karşılığı çalışan avukatlara karşı eşitlik ilkesine veya avukatlık mesleğinin gerektirdiği saygı ve güvene aykırı davranmak ya da avukatın bağımsızlığını gözetmemek yahut avukatın iş tanımını ve ücretini mesleğin itibarına ve işin niteliğine göre belirlememek.

k) İşin kabul edilmesinden önce, aynı işle ilgili olarak daha önce vekalet verilen avukata bilgi vermemek.

l) Dosya tutmamak veya dosya saklama yükümlülüğünü ihlal etmek.

m) Ücretsiz iş alınması halinde bu durumu baro yönetim kuruluna bildirmemek.

n) Haklı sebep olmaksızın meslek kuruluşu tarafından verilen görevleri kabul etmemek.

o) Mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamak.

p) Avukatla temsil edilen karşı taraf ile avukatı bulunmaksızın görüşmek veya avukatla temsil edilmeyen karşı tarafla görüşmesi halinde müvekkilini bilgilendirmemek.

r) Yapılan tahsilatı makul süre içinde icra dosyasına bildirmemek.

s) Gerekmediği halde ilama bağlı alacağı birden çok kaleme ayırarak icra takibinde bulunmak.

t) Büro ve konut adresini veya adres değişikliklerini barosuna bildirmemek.

u) Meslektaşının dilekçesini rızası dışında aynen kopyalamak suretiyle kullanmak.

v) Duruşmalara Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenmiş cübbeyle çıkmamak veya ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla uzaktan yapılan duruşmalara yargılamanın saygınlığına ve mesleğin onuruna uygun olmayan ortamda katılmak.

y) Nitelik ve ağırlığı itibarıyla yukarıda belirtilen eylemlere benzer eylemlerde bulunmak.

2. Kınama; avukata mesleğinde, görevinde veya davranışında kusurlu sayıldığının yazılı olarak bildirilmesidir. Aşağıdaki hallerde kınama cezası verilir:

a) Reklam yasağını ihlal etmek.

b) Avukatlık görevi veya Türkiye Barolar Birliği ya da baro organlarındaki görevleri dolayısıyla öğrendiği hususları açığa vurmak.

c) Kendisinin ve mesleğin itibarını veya toplumun mesleğe güvenini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak.

d) Bürosunu avukatlık mesleğiyle bağdaşmayan iş ve amaçlara tahsis etmek.

e) Avukatlıkla birleşmeyen veya mesleğin onuruyla bağdaşması mümkün olmayan işlerle uğraşmak.

f) İşin reddi zorunluluğunu veya işi sonuna kadar takip etme yükümlülüğünü ihlal etmek

g) Zorunlu müdafilik veya adli yardım kapsamındaki görevlerini yerine getirmemek ya da gereken dikkat ve özeni göstermemek.

h) Görevi kötüye kullanma suçundan mahkum olmak.

ı) Kamu kurum ve kuruluşlarındaki görevlerinden ayrılmalarından itibaren iki yıl geçmeden ayrıldıkları kurum ve kuruluş aleyhine dava almak veya takipte bulunmak.

j) Çekişmeli hakları edinme yasağına aykırı davranmak.

k) Baro levhasına yazılı olduğu yer dışında sürekli olarak avukatlık yapmak.

l) Kanunun tanıdığı bir hakkın kullanımını bertaraf edecek şekilde davanın veya işin safhaları hakkında müvekkiline bilgi vermemek.

m) Takip ettiği işlerde özen yükümlülüğünü ihlal ederek hak kaybına sebebiyet vermek.

n) Kanunla belirlenen azami ücretin üzerinde veya avukatlık asgari ücret tarifesinin altında ücret belirlemek veya tahsil etmek ya da iş temin etmek amacıyla yargılama veya icra giderlerini üstlenmek.

o) Müvekkili tarafından verilen veya onun namına aldığı malları, parayı veya diğer her türlü kıymetleri, hapis hakkı sınırlarını aşacak şekilde müvekkiline vermemek.

p) Haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçtiği iş için ücret istemek veya peşin aldığı ücreti iade etmemek.

r) Üstlendiği işle ilgili masraf aldığı halde dava açmamak veya icra takibi başlatmamak ya da dava açmadığı veya icra takibi başlatmadığı halde aldığı masrafı iade etmemek.

s) Mesleğiyle ilgili bir işten dolayı ısrarlı bir şekilde çevrim içi mecralar dahil olmak üzere kişilerle yazılı, sözlü veya görsel iletişim kurmak veya kurmaya çalışmak.

t) Avukata ait hak ve yetkileri veya avukatlık kimliğini hukuka aykırı olarak başkalarına kullandırmak.

u) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen suçlardan hakkında düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilenler bakımından kendisinin veya mesleğin itibarını veya toplumun mesleğe güvenini zedeleyeceği disiplin kovuşturması sonucu tespit edilmiş olmak.

v) Nitelik ve ağırlığı itibarıyla yukarıda belirtilen eylemlere benzer eylemlerde bulunmak.

3. Para cezası; yirmibin Türk Lirası ila ikiyüzbin Türk Lirası arasında belirlenecek bir paranın disiplin soruşturmasını yürüten baroya ödenmesidir. Bu cezalar her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılarak uygulanır. Aşağıdaki hallerde para cezası verilir:

a) Görevini savsaklayarak veya kötüye kullanarak müvekkilinin zararına kendisine veya başkasına menfaat sağlamak.

b) Şube açmak veya birden fazla büro edinmek ya da şube açmış yahut birden fazla büro edinmiş gibi mesleki faaliyette bulunmak

c) Yabancı avukatlık ortaklıklarıyla ilgili bu Kanunda yer alan sınırlamalara uymamak.

d) Kanunda yasaklanmış derecedeki yakınlarından olan hakim veya Cumhuriyet savcısının baktığı dava ve işlerde avukatlık yapmak.

e) 48 inci maddede düzenlenen suçtan dolayı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olmak.

f) Meslektaşına fiili saldırıda bulunmak.

g) Nitelik ve ağırlığı itibarıyla yukarıda belirtilen eylemlere benzer eylemlerde bulunmak

4. İşten çıkarma; avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere mesleki faaliyetten yasaklanmasıdır. Aşağıdaki hallerde işten çıkarma cezası verilir:

a) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen suçlardan dolayı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olmak.

b) 48 inci maddede düzenlenen suçtan mahkum olmak.

c) Hakim, Cumhuriyet savcısı, hakem, arabulucu, uzlaştırmacı, bilirkişi veya başkaca bir resmi sıfatla görev yaptığı bir işte avukatlık yapmak.

d) 155 inci maddede belirtilen yasağa aykırı davranmak.

5. Meslekten çıkarma; avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak avukatın adının baro levhasından silinmesi ve avukatlık unvanının kaldırılmasıdır. Bu ceza, avukatlık ortaklığı bakımından baro avukatlık ortaklığı sicilinden silinmesidir. Aşağıdaki hallerde meslekten çıkarma cezası verilir:

a) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen suçlardan veya 56 ncı maddede düzenlenen suçtan mahkum olmak.”

Şeklinde değiştirilmiştir.

III. Değerlendirmemiz

Öncelikle belirtmeliyiz ki, Kanun değişikliğinin sebebi; AYM’nin, hükmün belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini sağlamadığına dair 06.03.2025 tarihli iptal kararıdır. Bu nedenle yeni düzenlemenin; “kanunilik” ilkesinin şartlarını taşıması, hangi fiilin hangi disiplin suçunu oluşturduğu ile buna bağlı olarak verilecek disiplin cezasının belirli ve öngörülebilir olmasını amaçlaması gerekmektedir. Belirsizlik sorunun ortadan kaldırılması için kanun koyucunun, hangi fiilin hangi disiplin cezasına yol açacağını gösterir şekilde, bentler halinde fiillere yer verdiği görülmektedir.

İlk bakışta, disiplin cezasına yol açacak fiillerin tek tek, katalog şekilde sıralanması sebebiyle keyfi uygulamaların önüne geçebilecek nitelikte değişiklik yapıldığı düşünülse de, yeni düzenlemeler incelendiğinde; bunların “kanunilik” ilkesinin şartlarını taşımaktan uzak olduğu, bentlerde düzenlenen fiillerin içeriklerinin belirli ve öngörülebilir olduğundan bahsedilemeyeceği, 7571 sayılı Kanunun gerekçesinde disiplin suçu olarak düzenlenen bentlere ilişkin açıklama yer almadığından, sayılan fiiller ile neyin kastedildiğinin gerekçe yardımı ile de anlaşılamadığı ve hatta uyarma, kınama ve para cezası disiplin cezalarına ilişkin son bentlerde Nitelik ve ağırlığı itibarıyla yukarıda belirtilen eylemlere benzer eylemlerde bulunmak.” ifadesine yer verildiği ve bu şekilde katalog düzenleme yapılması amacının ortadan kalktığı görülmektedir.

1136 sayılı Kanunun 135. maddesinde yer verilen özellikle bazı hükümlerin “kanunilik” ilkesi yönünden sorunlu olduğu anlaşılmaktadır:

1- “Mesleki çalışmalarında hukukla ve kanunlarla ilgisiz açıklamalarda bulunmak” ifadesinde mesleki çalışma ile kastedilenin avukatlık mesleği olduğu anlaşılmakla birlikte, avukatlık mesleğinin icrasında hangi açıklamanın hukuk ve kanunlarla ilgisiz değerlendirileceği net değildir. Görüldüğü üzere hükümde; yanlış değil, ilgisiz açıklamadan bahsedilmektedir. Bu bentten; avukatın açıklamasının hukukla ve kanunla ilgisinin bulunup bulunmadığının tespiti anlaşılmakta olup, bu uygulamanın savunma hakkını kısıtlamaması gerekmektedir. Her ne kadar bu bentte kastedilen açık olmasa da; avukatların meslekleri dışında açıklama yapması değil, mesleklerini icra ederken hukuk ve kanunla ilgisiz açıklama yapmalarının disiplin suçu olarak düzenlendiği görülmektedir.

2- Benzer şekilde; “Bürosunu mesleğin bağımsızlığına ve görevin vakarına uygun biçimde bulundurmamak.” ifadesi de belirli ve öngörülebilir değildir; zira hangi durumda avukatın bürosunun, mesleğin bağımsızlığına ve görevin vakarına, yani ağırbaşlılığına uygun sayılmayacağı net şekilde ifade edilmemiştir. Burada hususta akla, büroda siyasi kişiliklerin fotoğraflarının yer alması gelebilecek ise de, düzenleme ile kastedilenin gerçekten bu olup olmadığı anlaşılamamaktadır.

3- Tartışmaya yol açan bir başka ifade, “İddia ve savunmanın hukuki çerçevesinin dışına çıkarak, anlaşmazlığın tarafı olduğu intibaını uyandıracak şekilde davranmak.” şeklindedir. Bu düzenlemenin, iddia ve savunma dokunulmazlığı bakımından tehlike oluşturduğuna şüphe yoktur; zira avukat, temsil ettiği kişi için ve onun lehine açıklamalarda bulunmaktadır. O halde, hangi durumda avukatın anlaşmazlığın tarafı gibi davrandığı ve hatta bu intibaı oluşturduğundan bahsedilecektir? Kaldı ki; intiba, izlenim anlamına geldiğinden, hükmün içeriği başlı başlına sübjektif olup, belirsizdir.

Kanaatimizce; bu şekilde belirli olmayan düzenlemeler, öngörülemez şekilde geniş yorumlanarak, keyfi uygulamalara yol açabilecektir.

4- Öte yandan; bazı bentler ise, ancak diğer bentler ile birlikte değerlendirildiğinde netleşmektedir. Örneğin; “Meslektaşına fiili saldırıda bulunmak.” ifadesinden anlaşılması gereken, fiziki anlamda şiddet olmalıdır, çünkü sözlü saldırılar, “Meslektaşlarıyla ilişkilerinde meslek dayanışmasına ve onuruna uymayan davranışlarda bulunmak.” düzenlemesi kapsamında değerlendirilebilecektir. Zaten adından da anlaşılacağı üzere “fiili saldırı”, “sözlü saldırı” düzeyini aşan ve karşı tarafa cismani zarar vermeye yönelik hareketlerdir.

Maddede disiplin suçuna teşebbüs bahsinin düzenlenmediğini, bundan da teşebbüs aşamasında kalan fiillerden dolayı avukatın cezalandırılamayacağı sonucuna varılabileceğini, ancak “Nitelik ve ağırlığı itibarıyla yukarıda belirtilen eylemlere benzer eylemlerde bulunmak.” hükmü nedeniyle, teşebbüsün de cezalandırılacağının ileri sürülebileceğini, esasen bu hükmün “kanunilik” ilkesini ihlal ettiğini, ayrıca bir suça teşebbüsün de “benzer eylem” olarak nitelendirilemeyeceğini, çünkü teşebbüsün bir suçun tamamlanmayıp yarıda kalmış hali olduğunu, belki yaptırımın bir alt derecesine göre değerlendirme yapılabileceğini, bununla birlikte kanun koyucunun teşebbüsü de bir hüküm içinde belirtmesinin isabetli olacağını ifade etmek isteriz.

Özetle; disiplin suçu olarak düzenlenen fiillerin belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini taşımadığı gibi, Nitelik ve ağırlığı itibarıyla yukarıda belirtilen eylemlere benzer eylemlerde bulunmak.” şeklinde eklenen bent ile belirli ve öngörülebilir olmayan fiillerin de disiplin suçu sayılmasının önünün açıldığı, hem fiilleri düzenleyen bentlerin içeriğinin belirsiz olmasının ve hem de hükümde sayılmayan diğer fiillerin de disiplin suçu oluşturabilecek şekilde bentlere yer verilmesinin, keyfi uygulamalara yol açabileceği, tüm bu nedenlerle 1136 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin, AYM’nin iptal kararının gerekçelerini karşılamadığı sonucuna varılmalıdır. Bu nedenle; avukatlık disiplin hükümleri ile ilgili yapılan değişikliklerin de kanuniliği, öngörülebilirliği ve bilinirliği karşıladığı söylenemeyeceğinden, bu hükümler yönünden de Anayasaya aykırılığın bulunduğu ve konunun yine AYM’nin önüne gideceği söylenebilir.

Prof. Dr. Ersan Şen

Av. Doğa Ceylan

(Bu makale, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi makalenin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan makalenin bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

-----------

[1] Disiplin Cezalarının uygulanacağı haller:

Madde 134 - Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu Kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.

Disiplin cezaları:

Madde 135 - Disiplin cezaları şunlardır:

1. Uyarma; avukatın mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin kendisine bildirilmesidir.

2. Kınama; meslekinde ve davranışında kusurlu sayıldığının avukata bildirilmesidir.

3. Onbin liradan yüzellibin liraya kadar para cezası.

4. İşten çıkarma, avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere mesleki faaliyetlerinin yasaklanmasıdır.

5. Meslekten çıkarma; avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak avukatın adının baro levasından silinmesi ve avukatlık unvanının kaldırılmasıdır. Avukatlık ortaklığı için de baro avukatlık ortaklığı sicilinden silinmesidir.