Boşanma, Nafaka ve Tazminat Davalarında Haklarınızı Biliyor Musunuz?

Abone Ol

Boşanma davası, yalnızca bir evliliğin sona ermesi değil, tarafların ekonomik, kişisel ve sosyal haklarının yeniden düzenlenmesi anlamına gelir. Türkiye’de her yıl binlerce kişi boşanma davası açıyor; ancak birçok kişi nafaka, manevi tazminat veya velayet hakları konusunda yeterli bilgiye sahip değil.

Türk Medeni Kanunu, boşanma sürecinde hem eşlerin hem de çocukların menfaat dengesini korumayı amaçlar. Bu nedenle her dosyada boşanma sebebinin seçimi, delil stratejisi ve nafaka–tazminat taleplerinin doğru formüle edilmesi son derece önemlidir.

Boşanma Davası Açma Süreci ve Sebepleri

Boşanma davası, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m.166) genel sebebine veya zina, şiddet, terk, kötü muamele, akıl hastalığı gibi özel nedenlere dayanabilir.

Seçilecek sebep, hem kusur oranını hem de maddi–manevi tazminat hakkını doğrudan etkiler.

Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere, kusurlu eş lehine tazminata hükmedilmez. Bu nedenle dava dilekçesi hazırlanırken olay örgüsü, deliller ve tanık anlatımları tutarlı biçimde sunulmalıdır.

Nafaka Türleri ve Boşanmada Nafaka Hesaplama

Boşanma davasında en çok sorulan konulardan biri “nafaka miktarı nasıl belirlenir?” sorusudur. Türk Medeni Kanunu üç tür nafaka öngörür:

Tedbir nafakası: Dava süresince tarafların ekonomik dengesini korur.

Yoksulluk nafakası: Boşanma sonrası geçimini sağlayamayacak eşe verilir.

İştirak nafakası: Çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkı amacı taşır.

Mahkemeler nafaka miktarını belirlerken tarafların gelir düzeyi, yaşam standardı, çocuk sayısı, hatta yerel ekonomik koşulları dikkate alır.

Yargıtay uygulamalarına göre nafaka, yıllar içinde enflasyon oranına göre artırılabilir ve talep halinde yeniden düzenlenebilir.

Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat

Boşanma sebebiyle zarara uğrayan taraf, maddi tazminat veya manevi tazminat talebinde bulunabilir.

Maddi tazminat, boşanma nedeniyle yitirilen ekonomik menfaatleri telafi eder.

Manevi tazminat, kişilik haklarına yapılan saldırının giderimini amaçlar.

Eşin onur kırıcı davranışları, sadakatsizlik, fiziksel veya psikolojik şiddet gibi durumlar manevi tazminat için gerekçe oluşturabilir.

Burada önemli olan, boşanmaya sebebiyet veren davranış ile zarar arasındaki illiyet bağının ispatlanabilmesidir.

Çocuğun Velayeti ve Üstün Yararı İlkesi

Boşanma davalarında velayet konusu, yargılamanın en hassas aşamasıdır.

Mahkeme, velayet kararını verirken ebeveynlerin gelirinden çok çocuğun fiziksel, duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını esas alır.

“Çocuğun üstün yararı” ilkesi gereğince, gerekli görüldüğünde pedagog raporu veya sosyal inceleme raporu talep edilir.

Velayet düzenlemesi, sadece ebeveynler arasında değil, çocuğun geleceği açısından da belirleyici bir karardır.

Stratejik Noktalar: Delil, Süreç ve Avukat Desteği

Boşanma süreci duygusal olduğu kadar hukuki bir strateji sürecidir.

Delillerin (mesaj kayıtları, tanık beyanları, sosyal medya paylaşımları) usulüne uygun toplanması,

Doğru mahkemede dava açılması,

Nafaka ve tazminat taleplerinin tutarlı biçimde ileri sürülmesi gereklidir.

Deneyimli bir boşanma avukatı, sürecin hem duygusal yükünü azaltır hem de olası hak kayıplarını önler.

Her dava kendi dinamiklerine göre yürütülmeli, “tek tip boşanma davası” anlayışından kaçınılmalıdır.

Değerlendirme

“Boşanma, yalnızca bir evliliğin sonu değildir; yeni bir hayatın hukuk zemininde yeniden inşasıdır. Bu nedenle her dava, hukuki özen ve insani duyarlılıkla yürütülmelidir.”