Çocuk işçiliği İzmir Demokrasi Üniversitesi’nde konuşuldu

İzmir Demokrasi Üniversitesi’nde (İDÜ), Çocuk İşçiliği Farkındalık Paneli düzenlendi.

İzmir Demokrasi Üniversitesi Çocuk Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ev sahipliğinde, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İzmir İl Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu İzmir İl Müdürlüğü, Çalışma ve İş Kurumu İzmir İl Müdürlüğü’nün paylaşımcı olarak katıldığı panelde; dünyada ve Türkiye’de çocuk işçiliğinin durumu, iş kanununda çocuk çalıştırma, SGK uygulamaları kapsamında çocuk işçiliğinin değerlendirilmesi gibi konular konuşuldu.

İzmir Demokrasi Üniversitesi Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper, İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ın eşi Uzm. Dr. Dilek Didem Ayyıldız’ın açılış konuşmasını yaptığı panele, Vali yardımcısı Sultan Doğru, kaymakam ve vali yardımcılarının eşleri, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanvekili İbrahim Bayram ve esnaf teşkilatı yöneticileri, organize sanayi bölgesi başkanları, katılımcı kurumların yöneticileri, sosyal güvenlik denetmenleri, iş ve meslek danışmanları, İzmir Demokrasi Üniversitesi öğretim elamanları ve öğrencileri katıldı.

“Türkiye’de her beş çocuktan biri işçi”

Panelin açılış konuşmasında konuşan İDÜ Rektörü Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper, çocuk işçiliğinin toplumsal dokuya zarar veren, çocuğun eğitim almasının önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söyledi. Çocuk işçiliği ile mücadele konusunda gerekli çalışmaların yapıldığını ifade eden Rektör Tunçsiper, tüm bu çalışmalara rağmen Türkiye’de her beş çocuktan birinin işçi olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre 2013-2018 yılları arasında en az 319 çocuk işçi yaşamını kaybetmiştir. İş yaşamında hayatını yitiren 319 çocuğun 100’ü 14 yaş ve altındadır. Yani yasal mevzuatta, çalışması kesin olarak yasak olan yaş grubundadır. Her beş çocuktan birinin işçi olduğu ülkemizde, iş kazalarına kurban giden yirmi işçiden biri de çocuk işçidir.”

“Çocuk işçiliğinin beslendiği kaynak unsurları ortadan kaldırılmalı”

Çocuk işçiliği sorununun yalnızca kanun gücüyle ve cezai yaptırımla çözülemeyeceğinin altını çizen Tunçsiper, çocuk işçiliğinin beslendiği kaynak unsurlarının ortadan kaldırılmasının gerekli olduğunu, devlet ile birlikte ilgili kurum, kuruluşlar tarafından çocukların ve ailelerinin çocuk işçiliği konusunda bilgilendirme çalışmaları yapılması, çocuk işçiliğinin önüne geçmek için maddi ve manevi yardım proje ve politikalarının uygulanması gerektiğini belirtti.

Çocuk işçiliğine dair her şey

İDÜ İnsan Kaynakları Yönetimi Dr.Öğr.Üyesi Özkan Bilgili, “Dünyada ve Türkiye’de Çocuk İşçiliği”, SGK İzmir İl Müdürü Ekrem Gülcemal, “SGK Uygulamaları Kapsamında Çocuk İşçiliğinin Değerlendirilmesi”, Çalışma ve İş Kurumu İzmir İl Müdürü Kadri Kabak, “İş Kanununda Çocuk Çalıştırma”, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İzmir İl Müdürü Nesim Tanğlay ise “Çocuk İşçiliğinin Sosyal Hizmetler Açısından Değerlendirilmesi” konularında panele katılanlara önemli bilgiler aktardı.

Çocuk İşçiliği Farkındalık panelinde “Çocuk işçiliğinin dünyada ve Türkiye’de azalma eğilimine girmiş olmakla birlikte varlığını sürdürdüğü, Türkiye’de çocuk çalıştırmanın mesleki eğitim ve staj uygulamaları kapsamında bütüncül bir şekilde ele alınması gerektiği, Çalışma ve sosyal güvenlik alanında yapılan düzenlemelerin sosyal hizmetler boyutuyla da desteklenmesi gerektiği, Çocuk işçilerin önemli bir bölümünün tarım işyerlerinde ve kayıtdışı çalıştığı da dikkate alınarak, İş Müfettişlerine İş Kanunu kapsamı dışındaki tarım işyerlerinde de denetim yetkisi verilmesi gerektiği, Çocuk işçiliğine yönelik etkili denetim için özel bir denetim modülü tanımlanması ve ülkemizdeki denetim kapasitesinin tamamından yararlanılması gerektiği, 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunundaki uygulamanın bu alanda yol gösterici olduğu, sosyal güvenlik müfettişleri, sosyal güvenlik denetmeleri ve kamu idarelerinin denetim elemanlarına da bu konuda yetki verilmesi gerektiği, Çocuk işçiliği ile mücadelede sadece denetim ve cezai işlemlerin değil teşvik edici yöntemlerin de kullanılması, örneğin sigorta prim teşviklerinde ve teşviklerden yasaklamada 18 yaş alt sınırı dikkate alınarak kanuni düzenlemeler yapılması gerektiği” değerlendirmelerine ulaşıldı.