Emlak rayiç bedelleri, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 49. Maddesi uyarınca her dört yılda bir belediye takdir komisyonları tarafından belirlenir ve en geç haziran ayının son gününde bu değerler ilgili muhtarlıklar ve belediyeler tarafından ilan edilir. Komisyon tarafından takdir edilen rayiç değerler tapu harcı, emlak, veraset ve intikal, değerli konut ve gelir vergisi gibi vergi kalemlerini etkilemektedir. Bu kararlara karşı ilgili vergi mükellefleri ve muhtarlıklar dava açabilir.
Söz konusu bedellere karşı 30 gün içerisinde Vergi Mahkemeleri nezdinde dava ikame edilebilir. Fakat dava açma süresinin son günü adli tatil dönemine denk gelmesi sebebiyle 2025 yılı için 8 eylül tarihine kadar dava açılabilecektir. Yine ilgili idareye karşı itiraz dilekçesi yoluyla başvurulabilir. İdarenin itiraz dilekçesine karşı reddetmesi veya 30 gün içerisinde cevap vermeyerek zımmi olarak reddetmesi halinde de 30 gün içerisinde dava ikame edilebilir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2022/14 E. 2023/2 K. Ve 15.02.2023 T. kararında, “Bu durumda Kanun’da takdir komisyonu kararlarının mükelleflere tebliğ edilmesi yönünde bir usul benimsenmemiş olması durumu gözetilerek mükelleflerce emlak vergisine esas asgari ölçüde arsa ve arazi birim değerinin tespitine yönelik takdir komisyonu kararlarının öğrenme tarihinden itibaren (30) günlük genel dava açma süresi içerisinde ve en geç anılan kararın alındığı yılın son gününe kadar dava açabileceklerinin kabul edilmesi gerekmekte olup bu tarihten sonra dava açma imkanı bulunmamaktadır.” gerekçesine yer verilerek, ilgililerin söz konusu kararlara karşı, öğrenme tarihinden itibaren otuz gün içinde ve her hâlükârda takdir kararının alındığı yılın son günü itibarıyla dava açabileceklerini belirtmiştir. Yukarıda bahsedilen emsal karar uyarınca da 2025 yılı için 31/12/2025 tarihine kadar dava açılabilecektir.
Danıştay birçok kararında rayiç bedel tespitinin keyfilikten uzak, somut ve denetlenebilir verilere dayanması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu kapsamda, mahkemelerin mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırması, emsal olarak seçilen taşınmazların dava konusu taşınmazla benzer nitelikler taşıması ve bu benzerliklerin raporda ayrıntılı olarak gerekçelendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Danıştay 4. Dairesi 2021/1594 E, 2022/4543 Sayılı kararında; Sadece internet ilanlarına veya soyut ifadelere dayalı değer tespitleri hukuka aykırı bulunmaktadır. Yine Danıştay 3. Dairesi 2018/6178 E., 2022/257 Sayılı kararında; takdir komisyonu kararında belirtilen metrekare fiyatına dayanak alınan emsal satışların "nerede, ne zaman ve hangi bedelle yapıldığı" hususlarında somut bilgi sunulmamasını hukuka aykırılık sebebi saymıştır.
Takdir komisyonu tarafından belirlenen bedele; değerlerin fahiş olması, komisyonun usule uygun teşkil edilmemesi ve değerlerin soyut veriler üzerinden belirlenmesi sebepleriyle dava açılabilmektedir. İlgililer belirlenen rayiç bedelin taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığını ve fahiş olduğu iddiasıyla dava ikame edebilirler. Bu durumda yargılama sürecinde bilirkişi vasıtasıyla değerlerin hukuka uygunluğu denetlenir. Mahkemece komisyon yerine geçilerek yeni değer belirlenemez ise de fahiş kısım iptal edilebilir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, 2023/1 E. Ve 2023/3 Sayılı kararında; Yargı merciince yapılan, esasen, takdir komisyonunca belirlenmiş metrekare birim değerinin, çeşitli bilimsel verileri de... dikkate alarak ve yargı merci gözetiminde icra edilen keşif ve bilirkişi incelemelerinin sonuçlarından yararlanarak hukuka uygunluğunu denetlemekten ibarettir." şeklinde ki içtihadı ile mahkemenin rolünü tanımlamıştır.
Komisyon kararları genel nitelikte idari işlem olduklarından, bir kişinin açtığı dava sonucunda takdir komisyonu kararının iptal edilmesi halinde, iptal kararından aynı bölgede bulunan diğer mükelleflerde etkilenecektir.
Av. Ali Anıl ÖZBAĞ