<span style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br /> <br /> </span> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Taraflar arasındaki “Manevi Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 6. Asliye Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 28.04.2008 gün ve 2006/386 E.-2008/161 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 09.04.2009 gün ve 2009/10692 E. 5303 K. sayılı ilamı ile;</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">(..Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile gönül ilişkisine girdiğini, davalının bu eyleminin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu iddia ederek manevi tazminat istemiştir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Davalı ise, davacının eşinden hamile kaldığını, bu ilişkiyi bilen davacının ileri sürdüğü zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunmadığını ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Yerel mahkemece, davacının eşi ile davalının duygusal ve fiziksel ilişkiye girdikleri; ancak, davacının manevi zarara uğramasının davalının eylemi ile bir ilgisinin olmadığı, bir zarar var ise bu zararın evlilik birliğine aykırı davranan davacının eşi tarafından gerçekleştiği gerekçesiyle dava reddedilmiş; karar davacı tarafından temyiz olunmuştur.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Davalının, davacının eşi ile duygusal ve cinsel ilişkiye girdiği tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Sorun bu durumun davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve saldırı oluşturuyorsa bundan davalının sorumlu olup olmayacağı konularında toplanmaktadır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesinde yer alan “evlenmeyle eşler arasındaki evlilik birliği kurulmuş olur... Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar,” biçimindeki düzenleme gereğince, evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğindedir. Bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Somut olayda davalı, davacının eşi ile evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğine göre Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulmalıdır. Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulması gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...), gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Temyiz eden: Davalı vekili</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">HUKUK GENEL KURULU KARARI</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Davacı, davalının kendisinin eşiyle, onun evli olduğunu bildiği halde, duygusal ve cinsel ilişkiye girmek suretiyle gerçekleşen haksız eylem ile kişilik haklarına saldırıda bulunduğu iddiasıyla eldeki davayı açmıştır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Davalı, davacının eşiyle duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğini, bu ilişkiden bir de çocuğunun olduğunu kabul etmekle birlikte; bu hususu davacının bilmesine karşın ses çıkarmadığını, tazminat isteme koşullarının olmadığını, davanın reddini savunmuştur.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Mahkemece, dava reddedilmiş; Özel Dairenin yukarıda başlık bölümüne aynen alınan ilamıyla kararın bozulması üzerine de önceki kararda direnilmiştir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının eşi ile duygusal ve cinsel ilişkiye girdiği tarafların ve mahkemenin kabulünde olan davalının, bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı ve hukuki sorumluluğunu gerektirip gerektirmediği noktalarında toplanmaktadır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce, hukukumuzda yer alan sorumluluk kaynaklarının ve buna bağlı olarak da taraflar arasındaki hukuki bağın niteliğinin irdelenmesinde yarar vardır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">818 sayılı Borçlar Kanunu’nda, “Borçların Teşekkülü” başlığı altında, sözleşmeden doğan borçlar (md. 1-40) ile haksız fiilden doğan borçlar (md. 41-60) düzenlenmiş; yine aynı başlık altında, borçların üçüncü genel kaynağı olarak, haksız (sebepsiz) iktisaba (m. 61-66) yer verilmiştir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bunların dışında, ne hukuki bir işlemde açıklanan bir iradeye, ne de hukuka aykırı bir eyleme dayanmayan; Kanundan doğan borçlar bulunmaktadır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Özetle, hukukumuzda borçların kaynağı; sözleşme, haksız fiil, sebepsiz iktisap ya da bir kanun hükmü olarak kabul edilmiştir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Sözleşme, tek taraflı hukuki işlemden farklı olarak, en az iki irade beyanını içerir, bu irade beyanlarının birbirine uygun ve karşılıklı olması gerekir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Borçlar Kanunu’nda, sorumluluğun diğer bir genel kaynağı olarak öngörülen sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Kanundan doğan borçlarda da, borç kaynağını Kanundan almakta ve sorumluluk buna göre belirlenmektedir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Borçlar Kanunu’nda sorumluluk nedenleri arasında düzenlenen haksız fiil ise hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Haksız fiilden söz edilebilmesi için, şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur. Öncelikle ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalı; bu fiili işleyen kusurlu olmalı; kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı ve sonuçta doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda, haksız fiilin varlığından söz edilemez.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Eldeki dava, açıklanan bu sorumluluk kaynaklarından haksız eyleme dayalıdır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. maddesinde “Mesuliyet Şartı”başlığı altında;</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">“Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur, ” hükmü yer almakta;</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Aynı Kanunun “Şahsi Menfaatlerin Haleldar Olması” başlıklı 49. maddesinde ise;</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">“Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödemesini dava edebilir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ev ekonomik durumlarını da dikkate alır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın Basın yolu ile ilanına da hükmedebilir,” düzenlemesine yer verilmektedir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Yine aynı Kanunun “Müteselsil Mesuliyete ilişkin hükümlerinden, “Haksız Fiil Halinde” başlıklı 50. maddesinde de:</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">“Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer’an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen Musul olurlar. Hakim, her biri aleyhine rücu hakları olup olmadığını takdir ve icabında bu rücuun şümulünün derecesini tayin eder.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Yataklık eden kimse, vaki olan kardan hisse almadıkça yahut iştirakiyle bir zarara sebebiyet vermedikçe mesul olmaz,” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Diğer taraftan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesinde;</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">“...evlenmeyle eşler arasındaki eşler arasındaki evlilik birliği kurulmuş olur... Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar, ”denilmektedir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Görüldüğü üzere, haksız eylem nedeniyle sorumluluk hallerinden birisi ahlaka aykırı; bir fiil ile bilerek başka bir kimsenin zarara uğramasına neden olmaktır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Yine müteselsil sorumluluğa ilişkin düzenlemeler ile haksız eylemi birlikte gerçekleştirenler birbirinden ayırt edilmeksizin, zarar görene karşı müteselsilen sorumlu olurlar.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Öte yandan, evlilik birliğinde eşlerin zorunlulukları yasal düzenleme altına alınmış ve sadakat borcu da bunlar arasında sayılmıştır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Tüm bu açıklamalar ve ortaya konulan yasal düzenlemeler ışığında somut olay irdelendiğinde;</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Davacı, eşiyle 1990 yılında aşk evliliği yaptıklarını ve uzun süre hiçbir sorun yaşamadan evlilik birliğini sürdürdüklerini, 15 yıl mutlulukla süren evliliğinin eşinin internette sohbet yoluyla; davalı ile tanışıp, onunla ilişkiye girmesinin ardından sarsıldığını, eşi ile ilişkiye giren davalının bunu evli olduğunu bilerek gerçekleştirdiğini, çocuklarının olmamasını da fırsat bilerek eşini ondan çocuk sahibi olduğuna inandırdığını, bu yolla evinden koparıp kendisiyle yaşamasını sağladığını, ancak eşinin davalı ile birlikteliği sırasında çok çalkantılı bir dönem yaşayıp sonuçta bu yükü kaldıramaya-rak intihar ettiğini, kendisinin tüm bu olaylar nedeniyle derin sarsıntıya ve ruhsal çöküntüye uğradığını, eşini gerçekten çok sevdiğini ve bu şekilde önce ayrılık ardından ölüm acısı yaşamayı kaldıramadığını, tüm bunların sebebinin ahlaka aykırı davranışı nedeniyle davalı olduğunu, davalının eyleminin kişilik haklarına, manevi varlığına ve aile bütünlüğüne ağır saldırı teşkil ettiğini ifadeyle eldeki davayı açarak manevi tazminat istemiştir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Davalının, davacının eşiyle evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiği, ondan çocuk sahibi olduğu yönünde açık kabulü bulunmakta; savunma olarak, davacının da bildiği bu davranışlarının onun kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğini getirmektedir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Hemen belirtmekte yarar var ki, gerek Anayasamızda, gerek Medeni Kanunumuzda aile toplumun temeli olarak kabul edilmiş ve aileyi koruyan hükümlere yer verilmiştir. Aile sadece mensubu olan kişiler için değil toplum için de önemlidir ve hem yazılı hukuk düzenimizde hem de örf ve adet hukukumuzda özel bir yere sahiptir. Bu nedenledir ki, ailenin korunmasına yönelik düzenlemeler sadece aileyi değil, tüm toplumu ilgilendirmektedir. Aile mensuplarının birbirlerine karşı yükümlülüklerinin ihlali çoğu zaman toplum düzenini de etkilemekte, yasalar nezdinde koruma önlemlerinin alınması yoluna gidilmektedir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Böylesi öneme sahip aile kurumuna mensup erkekle, evli olduğunu bilerek kurulan duygusal ve cinsel ilişkinin, hatta ondan çocuk sahibi olmanın aile kurumuna ve onun mensubu olan kişilere vereceği zarar kaçınılmazdır ve davalının bunu öngörmemiş olması düşünülemez.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bu nedenledir ki, evli kişilerle ilişki uzun süre suç sayılmış ve aile kurumu bu yolla da koruma altına alınmak istenmiştir. Bu tür eylemlerin, daha sonraki yasal düzenlemeler sırasında suç olmaktan çıkarılmış olması, bu eylemin ahlaka aykırılığını ve dolayısıyla haksızlığını da ortadan kaldırmayacaktır. Zira, bir eylemin Ceza Kanunu’na göre suç teşkil etmemesi ve müeyyidesinin düzenlenmemiş olması, Borçlar Hu ku ku hükümlerine göre ahlaka ya da hukuka aykırı olarak kabul edilmesine engel teşkil etmemektedir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Diğer taraftan, evlilik birliği kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı kadın da, evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayrı resmi ilişkiye girmek ve ondan çocuk sahibi olmak suretiyle, gerek yasalarca gerek örf ve adet hukukunca korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Bu davranış da açıkça haksız eylem niteliğindedir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Eş söyleyişle, esasen dava dışı eşin, evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte; onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen onunla ilişkiye giren davalı kadının da dava dışı kocanın sadakatsizlik eylemine katıldığında ve her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarında kuşku bulunmamaktadır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">O halde olayda, Borçlar Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenen birden fazla şahsın; müşterek kusurlarıyla bir zarara yol açmaları, diğer bir deyimle, tam teselsül hali mevcut olup, davalı doğan zarardan, davacının eşi ile birlikte müteselsilen sorumludur.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Müteselsilen sorumluluğun bulunduğu durumda da davacı, alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilir. (Yargıtay Genel Kurulu’nun 12.11.2003 gün ve 2003/9-685 E. 690 K. sayılı Kararı) Bunlardan birisinin ölmüş olması diğerini sorumluluktan kurtarmaz. Zarar gören dilerse davasını bu kişiye yöneltebilir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Şu durumda; sorumlulardan birisi olan davacının eşinin vefat etmesi, teselsül ilişkisinde bulunan savalının sorumluluğunu ortadan kaldıracak bir olgu olarak kabul edilemez ve davalının haksız eyleminin varlığını ortadan kaldırmaz.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Böylece, evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer kişinin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğu gibi, bu eyleme katılan kişinin eylemi de bundan ayrı düşünülemez. Dolayısıyla, bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer kişinin uğradığı zarardan sorumludur.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Sonuç itibarıyla, davalının davacının eşiyle evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğinin tarafların ve mahkemenin kabulünde olmasına göre; davalının sorumluluğu ahlaka ve adaba aykırılık nedeniyle gerçekleşen “haksız fiil”den kaynaklanmakta; dava da yasal dayanağını haksız fiile ilişkin hükümlerden almaktadır.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Hal böyle olunca, mahkemece davalının açıklanan şekilde gerçekleşen eyleminden sorumluluğu kabul edilerek, bundan kaynaklanan zararın kapsamı belirlenmeli ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve maddi olguya ilişkin açıklamalar ve aynı hususlara işaret eden Özel Daire kararı dikkate alınmadan, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.</span></p> <p style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: arial, sans-serif; font-size: 12.8px; margin: 0px 0px 10px;"><span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. maddesi gereğince <br /> BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 24.03.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi.</span></p>