Yağmuru hep çok sevdim.
Ben bu gece, bir Haziran gecesinde tam da yağmur yağarken yağmura dair ne kadar çok şey düşündüm.
Fakülte birinci sınıftaydım ve bir arkadaşımı Ankara Ulus’tan yolcu edecektim. Bir biletim vardı cebimde ve arkadaşıma vermiştim. Onu otobüse bindirdiğimde benim cebimde biletim de kalmamıştı param da. Yürüyecektim Cebeci’ye kadar. İçim daralmıştı, üzgündüm halime, çaresizliğime...Yolda yağmur başladı. Bir çatı altı aramadım o gün. Gözlerime de akmıştı yağmur, yüreğime de...
O gün hayatımın en güzel yağmurunu gördüm ben. Sırılsıklamdım, sadece elbiselerim değil, bütün duygularım da ıslanmıştı.
Ben o yağmur altında ne de çok şey düşünmüştüm o gün. Unutmuştum biletsizliğimi, parasızlığımı. Şükretmeyi öğrendim ilkin. Yürüyebilirdim, nefes alabilirdim, gençtim, yürüyecektim, ayaklarım vardı, dizlerimde dermanım da. Beni hiç bir şey alıkoyamayacaktı yolumdan.
Ne zaman yağmur yağsa hatıralar bana hep Ankara yağmuru olur, içim dışım Ankara olur, biletsizlik ve parasızlık... Ve tabii ki o yağmur...
Sakın sanmayın hüzün getirir yağmur bana. O gün içimi üşütmüştü birazcık, ama inanın her yağmur artık içimi ısıtıyor benim.
Arkadaşımla yıllar sonra o günü hatırladığımızda hala kızar bana, neden söylemedin diye. Aslında iyi ki söylememişim, iyi ki ıslanmışım kalmışım o yağmurda.
Ben o yağmurda aslında yağmuru anladım, yağmuru öğrendim.
Yağmur güzeldir, yağmur hayattır, berekettir. Ve ne güzel bir inanıştır: Yağmurun her bir damlasını melekler indirirmiş yeryüzüne...
Ayırt etmeden yağıyor yağmur yeryüzüne. Herkesin üstüne düşüyor, her noktayı okşuyor işte. Toprağa da düşüyordu, Ankara asfaltlarına da kayalıklara da. Değmez buraya yağmak demiyordu, yağıyordu ayırt etmeden.
Ben o gün kendi adıma yağmur olmak istedim, belki bölünmeliydim, belki bin parça olmalıydım ve yağmur gibi olabilmeliydim.
Varsa içimdeki güzellikleri, değerleri, hayat nefeslerini ben de yağdırmalıydım yağmur gibi.
Sevgili öğrencilerim ve dostlarım...
Belki fark ettiniz, ben sizleri hiç mi hiç ayırt etmedim, kimsiniz, nerden gelirsiniz, ne düşünürsünüz... hiç sormadım...
Ben o gün Ankara’da yağmuru anlamıştım çünkü.
Sizler de yüzünüzden gülümsemelerinizi eksik etmeyin. İyiliklerinizi sadece dostlarınıza saklamayın, adaletinizi, şefkatinizi, sevgilerinizi herkese dağıtın. Eksilmeyeceğini yağmurdan öğrenin. Yağmurlar hep yağar bilirsiniz.
İşte dışarda bir yağmur...
Ayırt etmeden yağıyor yine...
Hadi çıkalım mı dışarı?
Varmısınız beraber ıslanmaya, var mısınız yağmuru anlamaya?