<p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><strong>T.C.</strong></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><strong>Yargıtay</strong></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><strong>9. Hukuk Dairesi</strong></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><strong>2017/22156 E., 2020/10256 K.</strong></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><strong>"İçtihat Metni"</strong></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">MAHKEMESİ :İş Mahkemesi</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><strong>Y A R G I T A Y K A R A R I</strong></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Davacı İsteminin Özeti:</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 16.04.2008-17.12.2010 tarihleri arasında çalıştığını ancak iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın sonlandırıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Davalı Cevabının Özeti:</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Davalı vekili; iş sözleşmesine haklı sebeple son verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Mahkeme Kararının Özeti:</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Mahkemece, tanık beyanları, davalı işverenlikçe tutulan tutanaklar ile tutanak kapsamlarının ve eylemlerin davacı imzalı iş sözleşmesindeki görev tanımı içerisinde olduğu ve istenen savunmalar karşısında 22.12.2010 günlü ihtarnameyle "İşçinin yapmakla ödevli olduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi" gerekçesiyle feshedildiği, fesih hakkının son eylem tarihinden itibaren 6 günlük hak düşürücü süre içerisinde kullanıldığı bu sebeple işçinin feshinin haklı sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Temyiz:</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Gerekçe:</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Taraflar arasında işverence iş sözleşmesinin sona erdirilmesinin haklı sebebe dayalı olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. Bendinin (h) alt bendine göre, işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi işveren açısından fesih için haklı bir sebeptir.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">İş görme edimi, işçi tarafından işverenin verdiği talimatlara uygun olarak yerine getirilmelidir.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri; kanundan, yönetmelikten, bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanabilir. İster kanundan, isterse sözleşmeden doğsun, işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevlerinin açık olması gerekir. Söz konusu hükme göre, işçinin yapmakla ödevli olduğu görevlerini yapmaması derhal fesih için yeterli değildir. İşçinin görevlerinin hatırlatılması ( tekrar kendisine bildirilmesi), buna rağmen yapmamakta ısrar etmiş olması gerekir. Hatırlatma daha önce belirlenmiş ve işçiye bildirilmiş görevlere ilişkin olmalı ve işçinin görevlerini yerine getirmekten kaçınmasından sonra yapılmalıdır. Işçiye daha önce bildirilmiş olan görevleri genişletilerek veya ek görevler verilerek hatırlatma yapılamaz. Hatırlatma sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Yapılmayan işin görev kapsamına girdiğini, hatırlatma yapıldığını ve işçinin yapmamakta ısrar ettiğini kanıtlama yükü, işverendedir. ( Bkz. ... Türk İş Hukukunda Haksız fesih 1. B, Eylül 2020, sf. 197-198. )</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Bu noktada işverenin hatırlatmasının ardından sadece bir kez görevi yapmama yeterli sayılmamalıdır. İşçinin görevi yapmama eylemi hatırlatmanın ardından da devamlılık arz etmelidir. Devamlılık gösteren görevi yapmama haklı sebep kabul edilmeli, ancak devamlılık göstermeyen görevi yapmama, işyerinde olumsuzluklara yol açmış ise, iş sözleşmesinin feshi geçerli sebep sayılmalıdır.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Somut uyuşmazlıkta; davacı davalı ......AŞ.'ye ait mağazada satış elemanı olarak 2 yıl 8 ay 1 gün süre ile çalışmıştır. Davalı işveren 22.12.2010 tarihinde noter kanalıyla gönderdiği ihtarname ile işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi sebebiyle işine son verildiğini bildirmiştir. Mahkemece de feshin haklı sebebe dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Davalı işverence feshe konu edilen eylemler hakkında 14.09.2010-15.12.2010 tarihleri arasında tutanak tutulduğu görülmektedir. 14.09.2010 tarihinde kredi kartı sliplerini pos dışında muhafaza ettiği için evrakın koybolmasına sebep olduğu, davacının savunma vermekten imtina ettiği tutanak altına alınmıştır. 22.9.2010 tarihinde aynı sebeple evrak kaybolma ihtimaline binaen yine davacıdan savunma istendiği ancak davacının savunma talep yazısını imzalamadığı tutanak altına alınmış ayrıca 22.09.2010 tarihinde davacının sözlü olarak uyarıldığı bildirilmiştir. 1.10.2010 tarihinde kasa devir işlemi yapılmadığı için savunma istendiği, davacının savunmasında iş yoğunluğu sebebiyle yetişemediğini bildirdiği görülmektedir. 22.11.2010 tarihinde sigara alabilmek için kasadan para istediği için savunma istendiği ve savunmasında kural dışı olan bu husus konusunda diğer personelleri denemek için bu şekilde bir harekette bulunduğunu beyan ettiği görülmektedir. 7.12.2010 tarihinde kasiyer prosedürü ile ilgili savunma isteminin yırtılarak imha edildiği belirtilmiştir. 12.12.2010 tarihinde fifo işlemi yapmaması sebebiyle savunmasının istenildiği, savunmasında aceleden hata ettiğini kabul ettiği görülmektedir. 15.12.2010 tarihinde ise 15,00 TL kasa açığı verdiği ve savunmadan imtina ettiği belirtilmiştir.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Öncelikle, feshe konu edilen eylemlerin hiçbirinin tek başına haklı fesih ağırlığında olmadığı görülmektedir. Tutanaklar incelendiğinde, davacının kendisinden savunma istenildiğinde savunmasını verdiği dolayısıyla savunma isteminden imtina ettiği yönündeki tutanakların işverence tek yanlı olarak tutulan tutanaklar olduğu, davacının sadece bir tutanak dolayısıyla sözlü olarak uyarıldığından söz edildiği, bunun haricinde diğer tutanaklarda davacıya görevinin hatırlatılıp uyarıldığından söz edildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığı görülmektedir. Öte yandan, davalı tanıklarından birinin bilgisinin duyuma dayalı olduğu diğer davalı tanığının ise bölge müdürü olduğu dolayısıyla tutulan tutanakların içeriğinin yöntemince ispatlandığından söz edilemeyeceği, davacının sözlü yada yazılı olarak uyarıldığını gösteren dosya kapsamında bir başka delil de bulunmadığı anlaşılmak ile 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. Bendinin (h) alt bendine göre, ”işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar” sebebiyle haklı fesih koşulları oluştuğu ispatlanamadığından, feshin olsa olsa geçerli sebebe dayalı olduğu kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile taleplerin reddine karar verilmesi hatalıdır.</span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;"><strong>Sonuç:</strong></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:16px;">Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, 01.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.</span></p>