T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2024/2239
KARAR NO: 2024/1309
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 25/04/2024
NUMARASI: 2024/284 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 27/06/2024
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İ D D İ A: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; davalılardan, ... A.Ş., davaya konu taşınmazın da bulunduğu ... projesinin arsa sahibi olduğunu, diğer davalı ... A.Ş. ise, bu projenin inşaatını yapıp taşınmazların satışını gerçekleştiren yüklenici şirket olduğunu, davalılardan, ...şirketi, ... projesinin yapımını tamamlamış olup arsa sahibi ... A.Ş., kısım kısım bazı taşınmazları ... A.Ş.'ye kat karşılığı temlik olarak devredeceğini, taraflar arasında, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kurulmuş olup müvekkil bu sözleşmeden doğan borçlarını eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı taraf kötüniyetli olarak taşınmazın tapuda devrini gerçekleştirme yükümlülüğünden kaçındığını, taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ivedilikle ihtiyati tedbir kararı alınması gerektiğini, davalı taraf birçok şirketle organik bağı bulunmakta olup aynı projede bulunan diğer bağımsız bölümlerden bazıları diğer şirketler tapuda malik gözükmekte olup taşınmazlar şirketler grubu arasında sıklıkla el değiştirdiğini, bununla birlikte, tescili talep edilen bağımsız bölümün taşınmazın kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere, taşınmaz üzerinde birçok ipotek kaydı bulunduğunu, ek olarak, davalı şirketin mali açından zor durumda olduğu da bilinmekte olup davalının, her an taşınmazı üçüncü kişilere devretmesi kuvvetle muhtemel olduğunu, bununla birlikte, aradan geçen uzun zamana rağmen, müvekkili adına tapu devri gerçekleştirmemiş olması kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu, açıklanan nedenlerle taşınmazın yargılama sırasında üçüncü kişilere devredilmemesi için taşınmazın tapu kayıtlarına üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmazların yargılama sırasında üçüncü kişilere devredilmemesi için taşınmazların kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına, ... ili ... ilçesi, ... ada ... pafta ... parselde bulunan ... projesinden, ... Blok ... Kat bodrum ... nolu bağımsız bölümün davalılardan ... A.Ş. üzerinde bulunan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ... A.Ş. cevap dilekçesinde özetle 01.04.2024 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, işbu talebimiz kabul edilmediği taktirde taşınmazın bedelinin tamamı yönünden teminat verilmek suretiyle tedbir tesisine dair karar verilmesine, müvekkili şirket ... A.Ş. yönünden davacı ile arasında bir sözleşme bulunmaması, davacının davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki muhatabının diğer davalı olması ve dilekçede açıkladığı tüm bu nedenlerle davanın müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, her halükarda tapunun henüz devredilmemiş olmasında, müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu ve yükümlülüğü bulunmadığı gibi, doğrudan yüklenicinin muhatap alınması gereken ve onun ükümlülüğünde olan bir edim nedeniyle, davacıya karşı herhangi bir hukuki yükümlülüğünün bulunmadığından davanın reddine, davacı tarafından yapılan ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi konulması taleplerinin reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... Tic.A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; ispatlanamayan, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece 01/04/2024 Tarihli gerekçeli ara kararı ile; 1-Davacı vekilinin İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ İLE; dava konusu; ... ili ... ilçesi, ... ada ... pafta ... parselde bulunan ... projesinden, ... Blok ... Kat bodrum ... nolu bağımsız bölümün tapu kayıtları üzerine davalı ... A.Ş. adına kayıtlı olması halinde bağımsız bölümlerin HMK 389.vd maddeleri uyarınca 3. Kişilere satış, temlik ve devrinin önlenmesi bakımından, sunulan deliller değerlendirildiğinde davacının tedbir talep etmesinde hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla; gayrimenkullerin değerinin belirlenmesinin tahkikat ve bilirkişi incelemesi gerektirdiği ve bu aşamada bilinemediği dikkate alınarak, dava değerinin %20'si oranında 337.340,00-TL (haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık) nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığında 3. kişilere devir, satış ve temlikini önler mahiyette ihtiyati tedbir konulmasına, teminat yatırıldığı takdirde bu hususta ilgili tapu müdürlüklerine müzekkere yazılmasına,2-Davacıya yukarıda belirtilen surette teminatı yatırması için HMK nun 392.maddesi uyarınca bir hafta kesin süre verilmesine, bu süre içinde teminatı yatırmadığı takdirde yukarıda verilen ihtiyati tedbir kararının uygulanmamasına, sürenin HMK'nun 393/1.maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlamasına karar verilmiştir. Davalı ... Anonim Şirketi vekili 03/04/2024 tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbir kararına itirazla ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, aksi kanaatte ise taşınmaz bedelinin tamamı kadar teminat alınmasını talep etmiş, itirazın duruşmalı yapılan incelemesi soncunda 25/04/2024 tarihli celse ara kararı ile HMK 389 maddesi gereğince tedbire itirazın reddine karar verilmiş, gerekçeli ara kararı yazılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ... Tic.A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK'nun 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli şartlar somut olay bakımından oluşmadığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından dava değerinin %20'si oranında teminat yatırılmasına karar verildiğini, Kanun hükmüne göre tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi ve teminat bedeli karşı taraf ile 3.kişilerin zararını karşılayacak miktarda olması gerektiğini, ilk derece mahkemesi tarafından dava konusu bağımsız bölüm üzerine tedbir konulduğunu, dava konusu bağımsız bölüm nitelikleri, bulunduğu konum gibi özellikleri nedeniyle oldukça değerli olup güncel rayiç bedeller göz önüne alındığında belirlenen teminat oranı miktar itibariyle davacının haksız çıkması halinde taşınmaz için doğacak zararı karşılayabilecek nitelikte olmadığını, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanan %20 teminat oranı bağımsız bölüm bedeli ile karşılaştırıldığında çok cüz'i bir miktar olup HMK'da teminat gösterilmesi ile amaçlanmak istenen sonuca ulaştırmadığını, gösterilen değer üzerinden hesaplanan %20 teminat oranı güncel rayiç bedellerin yanında çok düşük kalmakta olup, hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edeceği gibi teminat bakımından esas teşkil edebilmesi de mümkün olmadığını, nitekim, davaya konu bağımsız bölümün bedeli tespit edildiğinde, yargılama sonucunda davacı tarafın haksız çıkması halinde müvekkil şirketin zararlarını karşılamak mümkün olmayacağını, olayısıyla dava konusu olayda ihtiyati tedbir kararı verilmesinin şartları oluşmadığından ilk derece mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir kararına itirazımızın reddi kararının kaldırılmasına, yüksek mahkeme aksi kanaatte ise bağımsız bölümün değerinin tamamı üzerinden teminat alınmasına karar verilmesini, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karar somut ve açık bir şekilde gerekçelendirilmediğinden, HMK 389.maddesi anlamında dava konusu olayda davacının varsa bile herhangi bir hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşmayacağı gibi imkansız hale de gelmeyecek veya davacı aleyhine ciddi bir zararın doğma ihtimali de bulunmadığından, tedbir konulması için gerekli şartlar oluşmadığından; Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2024/284 E. sayılı dosyasının 25.04.2024 tarihli celsesinde verilen karar yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, aksi kanaatte ise hükmedilen teminat oldukça düşük olduğundan, hiçbir şekilde zararları karşılamaya yetmeyeceğinden, mevcut hali ile belirlenen teminat şekli olmaktan öteye gidemeyeceğinden ve kanunda teminatın düzenlenmesi ile amaçlanan faydayı sağlamayacağından bağımsız bölümün güncel rayiç bedeli üzerinden teminat yatırılması için kesin süre verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Tapu kaydı, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı ....AŞ. vekili İDM'nin 25/04/2024 Tarihli tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararını istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.6100 sayılı HMK'nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ''mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir'' şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması... gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda "...hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez... bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması..." hükme bağlanmıştır. HMK 392. madde uyarınca ihtiyati tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğrayacakları olası zararları karşılayacak bir teminat göstermek zorundadır. Ancak talebin resmi belgeye veya başkaca bir kesin delile dayanması veya durum ve koşulların gerektirdiği hallerde hakim teminat alınmamasına da karar verebilir. İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda; uyuşmazlık taşınmazın aynına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup taşınmazın konut niteliği ile davalı ...AŞ.adına tapuda kayıtlı bulunduğu, davacı ile davalı ...AŞ.arasında nüterde dava konusu taşınmaza ilişkin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiği sabittir. Uyuşmazlık taşınmazın aynına ilişkin olup dava konusu taşınmazın satışı ve devredilmesi durumunda ileride giderilmesi ve telafisi imkansız ve güç zararlara sebebiyet verilebileceği, yeni uyuşmazlıklara ve hak kaybına neden olabileceği ihtimal dahilindedir. İhtiyati tedbirin şartları oluştuğundan ve yaklaşık ispat gerçekleştiğinden davacının tedbir talebinin kabulüne ve davalı ....AŞ.'nın itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Talep resmi şekilde noterde düzenlenmiş sözleşmeye dayandığından durum ve koşullar da dikkate alınarak İDM'ce teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin taktirde de usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı ...AŞ. vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri uyuşmazlığın esasına ilişkin olup nihai kararda değerlendirilip tartışılacak ve karara bağlanacak hususlara ilişkindir. Davalı ...AŞ. vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir. Açıklanan nedenlerle davalı ...AŞ. vekilinin 25/04/2024 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 25/04/2024 tarih ve 2024/284 esas sayılı ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ... A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken istinaf maktu ret karar ve ilam harcı davalı ...A.Ş.'den peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı ... Tic. A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/06/2024