KAMU KURUMLARINCA ÖDENEN KARŞI TARAF VEKALET ÜCRETLERİ BAĞ-KUR BORCUNA MAHSUP EDİLEBİLİR Mİ?

Abone Ol

Meslektaşlarımdan son dönemde sıklıkla duyduğum yakınmalardan biri de vergi dairelerine karşı açılan davalarda lehe karar alınması sonrasında hak edilen karşı taraf vekalet ücreti alacaklarının, SGK prim borçlarına (Bağ-Kur primi) mahsup edildiği hususu. Hatta sadece vergi idarelerinin değil, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının da alacaklı avukatların Bağ-Kur prim borçlarına mahsup işlemi yaptığına dair sorular aldım. Bu nedenle konunun yasal hükümler dairesinde aydınlatılabilmesi adına bu kısa değerlendirme yazısını kaleme alıyorum.

Evvela kestirmeden söyleyelim ki böyle bir mahsup işlemi açıkça hukuka aykırıdır. Ancak bilhassa vergi idareleri birtakım yasal düzenlemeleri ileri sürerek hukuka aykırı olmadığını ileri sürmektedir ki ileri sürülen kanuni düzenlemelerin somut olayımızla uzaktan yakından alakası yoktur.

Bildiğiniz üzere, uygulamada "Borcu Yoktur Yazısı" adlı bir uygulama 2024 yılı itibariyle hayatımıza girdi. 28.07.2024 tarihli ve 7524 sayılı Kanunla 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesinde değişiklik yapılarak, karşı taraf vekalet ücreti ödemeleri ile icra vekalet ücreti ödemelerinde de borç durum yazısı aranmasına ilişkin zorunluluk getirilmesi hususunda Hazine ve Maliye Bakanlığı'na yetki verildi.

Bakanlık, Kanunla kendilerine tanınan bu yetkiye istinaden 05.09.2024 tarih ve 32653 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan A Seri 1 Sıra No’lu Tahsilat Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ ile 5018 sayılı Kanuna tâbi kamu kurumlarınca yapılacak olan karşı taraf vekalet ücreti ödemelerinde, yapılacak ödemenin 5.000 TL’nin üzerinde olması durumunda, alacaklı avukattan borç durum yazısı istenmesi gerektiğini düzenlemiştir. Uygulamada “Borcu Yoktur Yazısı” olarak anılan bu yazılar, söz konusu değişiklikten sonra uygulamaya konulmuştur.

Ne var ki bu düzenleme, ödemeyi yapacak olan kamu kurumunun, sadece Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsil dairelerince tahsil edilecek borçların olması durumunda mahsup yapılmasını sağlamaya dönük bir düzenlemedir. Daha açık bir anlatımla; vergi, resim, harç ve benzeri bir mali yükümlülükten kaynaklı olup tahsilatı vergi idarelerince yapılan borçlar varsa, bu borçlar Borç Durum Yazısına yansır ve yapılacak ödeme 5.000 TL'nin üzerinde ise ödeme avukata yapılmak yerine borca mahsup edilir.

Hemen belirtelim ki ne 6183 sayılı Kanunda ne de A Seri 1 Sıra No’lu Tebliğde bunun dışında bir düzenleme yoktur. Yani talep edilen karşı taraf vekalet ücreti alacaklarının, vergi idaresince tahsil edilen amme borçları dışındaki SGK prim borçları gibi borçlara mahsubuna imkan tanıyan bir düzenleme kanunda ve Tebliğde yer almamaktadır.

Hâl böyleyken, vergi idareleri (veya kamu kurumları) vergi borcu olmayan avukatların Bağ-Kur prim borcundan nasıl oluyor da mahsup yapıyor?

Başta vergi idaresi olmak üzere ödemeyi yapacak olan kurumlarca yapılan geri dönüşlerde, 6183 sayılı Kanunun 23, 5510 sayılı Kanunun 88/16 maddeleri ile A Seri 1 Sıra No’lu Tebliğin ilgili bölümlerine atıf yaparak, yasal anlamda buna hakları olduğu iddia edilmektedir. Ancak söz konusu kanuni düzenlemeler, kurumlara bu hakkı tanımamaktadır.

6183 sayılı Kanunun 23. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, "Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icabeden amme alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur."

Yine 5510 sayılı Kanunun 88/16 fıkrasının ilgili cümlesinde, “6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra Kurumun prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır.

A Seri 1 Sıra No’lu Tebliğin söz konusu bölümündeki düzenleme ise şöyledir:

"...tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle nakden reddi icabeden alacaklara ilişkin reddiyatın Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince yapılacağı hallerde;

- öncelikle borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tüm tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup yapılması,

- mahsup sonrası kalan bir tutarın bulunması halinde bu tutarın, borçlunun alacaklı amme idaresi olan Devletin gümrük mevzuatından doğan amme alacaklarını takiple görevli Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine bulunan muaccel borçlarına mahsup edilmesi,

- bu mahsup sonrasında da iadesi gereken bir tutarın bulunması halinde borçlunun Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan ve 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen muaccel prim ve diğer borçlarına ödenmek üzere SGK’ya aktarılması, gerekmektedir."

Anlaşılacağı üzere vergi idaresi tarafından yapılacak ödemelerden SGK prim borçlarına mahsup edilebilecek olanlar, ancak ve ancak daha evvel tahsil edilmiş olmakla birlikte iadesi gereken alacaklardır. Karşı taraf vekalet ücretinde ise böyle bir durum olmadığından, yapılan işleme dayanak olarak sunulan maddelerin somut olayımızla uzaktan yakından alakalı olmadığı ortadadır.

Vergi idaresince tahsili gereken borçları bulunmayan avukatlara yapılacak ödemelerin Bağ-Kur prim borçlarına mahsubu durumunda, mahsup işleminin hukuka aykırılığı ileri sürülerek açılacak olan iptal davasıyla lehe sonuç alınabileceğini düşünüyorum.