4982 sayılı Kanunu, 2003 yılında yayımlanmasına rağmen, Kanunun bir hükmü hiç hayata geçmedi. Kanunun bu önemli hükmü şu şekildeydi:<br /> <br /> "Madde 5 - Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler."<br /> <br /> Bu maddeye göre kurumlar bilgi ve belgeleri başvuranlara sunmak için gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdür. Bu hüküm, tüm kurumlardan, 2003 yılından itibaren gerekli bilgi işlem alt yapısını kurulmasını istemiştir. Ancak kurumlar bunun gereğini yapmak yerine Kanunun 7. maddesinde yer alan "Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler." hükmüne sığınarak başvurulara olumsuz cevap vermiştir.<br /> <br /> Tüm kamuyu yönlendirmekle yükümlü Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu da, bu konuda gerekli kararları alamayınca, şuan ne Danıştay ne Sayıştay ne de diğer önemli kurumların verdiği kararlarının emsal niteliğinde olanlarına ulaşmak mümkün değildir. Örneğin Sayıştay bir belediyede yaptığı incelemede çok önemli bir uygulama hatasını ortaya çıkarmakta ancak bu karardan sadece o belediye ve Sayıştay haberdar olabilmektedir. Oysaki o uygulama hatası tüm belediyelerde var. <br /> <br /> Bu konuda Sayıştay'a yaptığımız bir başvuruda kurum yetkilileri, 2014-2018 Stratejik Planına ilişkin eylem planı gereğince, Aralık 2015 tarihi itibariyle bilişim alt yapısı aracılığıyla ilgililerin yargısal süreçlere ve kararlara ulaşabileceğini belirtti. <br /> <br />