VAKIFLARA AİT ALANLARIN DEĞER ARTIŞ PAYI KAPSAMINDA EŞİTLİK İLKESİ GEREĞİNCE DEĞERLENDİRMESİ

Abone Ol

KONU: Değer artış payını düzenleyen kanun ve yönetmelikte mazbut ve mülhak vakıflara ait alanlardan değer artış payı alınmayacağı düzenlenmiştir. Cemaat vakıfları, esnaf vakıfları ve Türk Medeni Kanununa göre kurulmuş yeni vakıflara ait alanlar ise değer artış payı kapsamına alınmıştır. Çalışma kapsamında bu durumun, anayasa ve eşitlik ilkesi çerçevesinde değerlendirmesi yapılmıştır.

5/12/2024 tarihli 7534 sayılı Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 3194 sayılı İmar Kanununun Ek 8 inci maddesi (Kanun) değiştirilmiştir.

Düzenlemeyle taşınmaz maliklerinin talebi üzerine gerçekleştirilen uygulama imar planı değişiklikleri sonucu taşınmazda meydana gelecek değer artışının (%90) kamuya kazandırılması amaçlanmıştır.

Söz konusu Kanun hükmünün uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliği (Yönetmelik) 22/11/2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. (Ayrıntılı bilgi için diğer makalemizi inceleyebilirsiniz. Bkz: https://www.hukukihaber.net/imar-plani-degisikligine-dair-deger-artis-payi-uygulama-yonetmeligine-iliskin-mulkiyet-hakki-yonunden-degerlendirme-1)

Kanun ve Yönetmeliğe göre mazbut ve mülhak vakıflara ait alanlardan değer artış payı alınmaz. Bu vakıflara, söz konusu düzenlemelerde muafiyet tanınmıştır. Cemaat vakıfları, esnaf vakıfları ve Türk Medeni Kanununa göre kurulmuş yeni vakıflara ait alanlar ise bu muafiyetin dışında bırakılmıştır.

MESELENİN ANAYASA VE EŞİTLİK İLKESİ ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

Türk Medeni Kanununun 101. maddesine göre vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları olarak tanımlanmıştır.

5737 sayılı Vakıflar Kanununa göre vakıflar türlerine göre; Mazbut, mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflar olarak ayrılır. Yeni vakıflar, Türk Medeni Kanununa göre kurulmuş vakıflardır.

İşbu çalışmanın konusunu oluşturan Kanun ve Yönetmeliğe göre mazbut ve mülhak vakıflara ait alanlar değer artış payı kapsamına dahil edilmemiştir. Ancak, yeni vakıflara, cemaat vakıflarına, esnaf vakıflarına ait alanlar imar değişikliği halinde değer artış payı kapsamındadır.

Mazbut vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temsil ve idare olunmaktadır. Mülhak vakıflar ise vakfedenin soyundan gelen mütevelli tarafından yönetilir. Mazbut ve mülhak vakıflarda vakfiyelerinde yer alması şartıyla vakfedenin soyundan gelenlere intifa ve gelir fazlası (galle) ödemesi yapılabilmektedir. Bu durum, mazbut ve mülhak vakıfların manevi ve hayri amaçlarının yanı sıra iktisadi ve zürri amaçlarının da olabileceğini göstermektedir.

Anayasamızın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10.maddesine göre “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir… Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” Maddenin metin ve lafzında “Herkes” ibaresine yer verilmek suretiyle tüzel kişiliklerin de bu maddenin kapsamı ve güvencesinde olduğu anlaşılmaktadır.

Eşitlik ilkesinin, devlet organlarına hitap eden bir anayasa buyruğu olması yönüyle, hem kanunun uygulayıcılarını (idare makamları) hem kanun koyucuyu (yasama organı) muhatap aldığı kuşkusuzdur (ÖZBUDUN,Ergun, Türk Anayasa Hukuku, 21.baskı, Ankara 2021, s.155).

Mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak eşitlik ilkesi yönünden yapılacak anayasallık denetiminde öncelikle Anayasa’nın 10. maddesi çerçevesinde aynı ya da benzer durumda bulunan kişilere farklı muamelenin mevcut olup olmadığı tespit edilmeli, bu bağlamda aynı ya da benzer durumdaki kişiler arasında mülkiyet hakkına getirilen sınırlama bakımından farklılık gözetilip gözetilmediği belirlenmelidir. Bundan sonra farklı uygulamanın nesnel ve makul bir temele dayanıp dayanmadığı ve nihayetinde ölçülü olup olmadığı incelenmelidir (AYM, E.2023/104, K.2023/177, 11/10/2023).

Uygulamada, vakıfların çoğunlukla manevi ve hayri amaçlarla kurulduğunu görmekteyiz. Bu tür vakıflara, kurumların personel ve aile bireylerine yardım edebilmek amacıyla kurdukları vakıflar, üniversitelerin gelişebilmek ve öğrencilerine yardım edebilmek amacıyla kurdukları vakıflar örnek verilebilir (AKİPEK, Jale G./AKINTÜRK, Turgut/ATEŞ KARAMAN, Derya,Türk Medeni Hukuku Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku, Beta Basım, Yenilenmiş 7.Baskı, İstanbul Aralık 2009, 1.Cilt, s.671).

Yukarıdaki açıklamalarımız neticesinde; mazbut ve mülhak vakıflara ait alanlar Kanun ve Yönetmeliğe göre değer artış payı ödemesinden muaf tutulurken, aynı amaçlarla kurulan yeni vakıfların, cemaat vakıflarının ve esnaf vakıflarının bu muafiyetten faydalandırılmamasının mülkiyet hakkı bağlamında eşitlik ilkesine aykırı olduğunu değerlendirmekteyiz.

Yeni vakıflara, cemaat vakıflarına ve esnaf vakıflarına ait alanlardan da değer artış payı alınmaması gerektiğini, bu konuda yapılacak bir düzenlemenin Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesinin bir gereği olduğunu düşünmekteyiz.

KAYNAKÇA

AKİPEK, Jale G./AKINTÜRK, Turgut/ATEŞ KARAMAN, Derya, Türk Medeni Hukuku Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku, Beta Basım, Yenilenmiş 7.Baskı, İstanbul Aralık 2009, 1.Cilt, s.671).

ÖZBUDUN, Ergun, Türk Anayasa Hukuku, 21.baskı, Ankara 2021, s.155

Yargı kararları

AYM, E.2023/104, K.2023/177, 11/10/2023