KARARLAR

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 2021/12765 E., 2023/485 K. sayılı kararı

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 13.02.2023 tarihli, 2021/12765 E., 2023/485 K. sayılı kararı

Abone Ol

"İçtihat Metni"

T. C.

Y A R G I T A Y

3. C E Z A D A İ R E S İ

2021/12765 E., 2023/485 K.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

Y A R G I T A Y İ L Â M I

İNCELENEN KARARIN;

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2018/1768 - 2019/718

SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma

HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kesin kararın; 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29 ncu maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyize tabi hale gediği, anılan Kanuna eklenen geçici 5 nci maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde temyiz talebinde bulunduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.04.2018 Tarih, 2018/3 Esas- 2018/150 sayılı Kararı ile sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5 nci maddesi, 221 nci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 10 ... hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 25.04.2019 Tarih, 2018/1768 Esas - 2019/718 sayılı Kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi görüşünü içeren 23.09.2021 tarihli Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

1. Sanık müdafiinin temyiz istemi, infazın durdurulmasına ilişkindir.

2. Sanığın temyiz istemi örgüt üyeliği suçunun taksirle işlenemeyeceğine, kendi iradesinin örgütten uzaklaşma yönünde olduğuna, ByLock kullanmadığına, bank asyaya para yatırmadığına, tanık M... D....'nin de ifadelerinde geçtği gibi 2007 yılında örgütten kavga ederek ayrıldığına, Aktif Sen üyeliği olmamasına rağmen mahkeme kabulünde bu hususa yer verildiğine, meslekten ihraç olduğu tarihe kadar DIGITURK aboneliğini sonlandırmadığına, bilerek ve isteyeren örgütsel hiç bir faaliyete katılmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 20/12/2017 tarih, 2017/20808 Esas sayılı iddianamesiyle sanık hakkında silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan 5237 sayılı TCK’nun 314/1, 53/1,58/9,63,3713 sayılı TMK'nun 3/1,5/1,7/1. maddeleri uyarınca kamu davası açılmıştır.

"Sanık hakkında ByLock tespiti yapılmadığı ancak;

18.04.2017 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat eden ve ... adı gizli tanık olarak dinlenen şahsın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün emniyet mahrem hizmetler yapılanması ile ilgili açıklamada bulunduğu ve bir adet cep telefonu ve örgütsel işleyiş ile mensuplarına ilişkin bir çok bilgiyi içerir (2) adet ... SD kartı teslim ettiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/68532 sayılı soruşturma evrakı üzerinden talep üzerine Ankara 5.Sulh Ceza Hakimliğinin 18.04.2017 tarih ve 2017/2920 D.İş sayılı kararıyla cep telefonu ve ... SD kartlara Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 127'nci maddesi uyarınca el konulmasına, aynı Kanun'un 134'üncü maddesi uyarınca el konulan eşyalar üzerinde inceleme yapılmasına, suç unsuru oluşturan kayıtlardan kopya alınmasına, kayıtların çözülerek metin haline getirilmesine ve kopyaların muhafaza edilmesine izin verilmesine karar verildiği, cep telefonu ve ... SD kartların incelenmesi sonucu 4672 kişilik Emniyet Teşkilatının mahrem yapılanması içerisinde yer alan üst düzey şahıslara ve ailelerine ait kimlik bilgileri, terör örgütü içerisinde kullandıkları Kod Adları (K), medeni halleri, eğitim durumları, çalıştıkları özel ve kamu kuruluşları, adres ve irtibat numaraları, örgüt içerisindeki konumları ve sorumluluklarına ilişkin bilgiler içeren verilerin elde edildiği, raporda sanık için örgüt içerisinde Antalya ilinde Ege büyük bölgesine bağlı olarak görev yaptığı, Yakup Kod ismini kullandığı,250 TL himmet ödediği, imajı alınan hard diskte biriminin Lise olduğu, Emniyet Teşkilatı içerisinde Polis Memurlarından sorumlu olduğu, örgüt hiyerarşisi içerisinde mahrem imam olarak görev aldığının belirtildiği görülmüş;

Tanık ...'ın sanık için 2000'li yıllar içerisinde ... ilçesine FETÖ Terör örgütü imamı olarak geldiğini, kendisinin Dinar ilçesinde bulunan FETÖ Terör Örgütüne ait Gölcük dershanesinin öğretmenleri ve müdürlerinin kontrolünü sağladığını, örgüt kapsamında sohbet toplantıları düzenlediğini, bizzat sohbet hocalığı yaptığını, doğrudan Isparta iline bağlı olduğunu ve daha sonra Antalya iline gittiğini duyduğunu, belirttiği;

Sanığın hazırlık aşamasında ve yargılama aşamasında üzerine atılı suçlamayı kabul ederek etkin pişmanlıkta bulunmak istediğini belirttiği, bu kapsamda polislerden sorumlu sohbet hocası olduğunu kabul ettiği ve hakkındaki mahrem imam raporunun doğru olduğunu belirterek sorumlu olduğu kişileri ve örgüt içerisinde bildiği diğer kişileri ve konumlarını açıkladığı, 25 kişi hakkında teşhis ve açıklamada bulunduğu, kod adını belirttiği; bu haliyle sanık hakkındaki mahrem imam raporu, sanığın örgüt içinde olduğuna yönelik ikrarı, sanığın örgütteki konumuna ilişkin tanık ifadesi birlikte değerlendirildiğinde sanığın silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına uzun süredir dahil olduğu, FETÖ silahlı terör örgütünün bir üyesi olarak, örgütün ideolojisi ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği ve FETÖ terör örgütünün üyesi olduğu anlaşılmakla Silahlı Terör Örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit kabul edilerek cezalandırılması yoluna gidilmiş; sanığın hakkında soruşturmaya başlandıktan sonra FETÖ silahlı terör örgütünün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde, örgütteki konumu da dikkate alındığında, bilgisi dahilinde olabilecek kapsamda bilgi vermesi ve bu haliyle etkin pişmanlıkta bulunması nedeni ile cezasında TCK'nın 221/4 maddesi son cümle uyarınca cezasında indirim uygulanmış, ayrıca etkin pişmanlıkta bulunan sanık hakkında TCK'nın 221/5. maddesi gereğince 1 yıl süre ile denetim serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiş;

Sanığın örgüt yöneticisi olduğu iddia edilmiş ise de;

Fail, hiyerarşik olarak örgüt üyeleri üzerinde bulunuyor, geniş bir alanda iş bölümü yapabiliyor, örgüt üyeleri üzerinde sevk ve idarede bulunabiliyor, örgütsel faaliyetlerin organizasyonunda, icrasında, harekete geçiren, engelleyen veya durduran olarak rol üstlenebiliyor, bu faaliyetleri denetleyebiliyor ise yönetici olarak kabul edilebilecektir. Örgüt yönetmek; örgütün amaçları doğrultusunda örgütü idare etmeyi, emir ve direktif vermeyi, örgüt içinde inisiyatif ve karar verme gücüne sahip olmayı gerektirir. Örgütün hiyerarşik yapısı içinde örgütü yöneten, örgütün amacına uygun biçimde işleyişini sağlayan, örgüt üyelerine görev veren ve genel stratejiyi belirleyen kimselerdir. Yöneten kavramı içerisine sadece lider girmez. Örgütün bir lideri lâkin birden fazla yöneteni olabilir. Yöneteni tespitte örgütün hiyerarşik yapısı, organizasyon şeması ve kişilerin yüklendikleri görevler önemlidir. Geniş bir alanda faaliyet yürüten örgütlerin yöneticileri, örgüt yapılanması da dikkate alınarak somut olayın özelliklerine, bu kişilerin örgütün hiyerarşik yapısı içerisindeki konum ve görevlerine göre belirlenmelidir. Bu tür örgütlenmelerde her yöneticinin örgütün tamamını yönetmesi mümkün olmadığından, örgütün bölge, il, ilçe sorumlularının yönetici olup olmadıklarının sorumluluk sahalarındaki örgütsel faaliyetlerin yoğunluğu da gözetilerek belirlenmesi gerekir.

Bu açıklamaya göre, sanık için yöneticilik için yukarda belirtilen kriterlerin bulunduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması, sanığın örgüt üyeleri üzerinde bulunduğuna, geniş bir alanda iş bölümü yapabildiğine, örgüt üyeleri üzerinde sevk ve idarede bulunabildiğine, örgütsel faaliyetlerin organizasyonunda rol aldığına dair delil olmaması nedeni ile terör örgütü yöneticisi olduğu yönündeki iddia kabul edilmeyerek yukarda açıklanan gerekçe ile sanığın terör örgütü üyesi olduğu kabul olunup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmemiş ancak gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "26.04.2017" olarak yazılması gerekirken "2017" olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.

IV. GEREKÇE

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda;

a) Amacı, yapılanması ve faaliyet yöntemlerine ilişkin ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı Kararında açıklandığı üzere, FETÖ/PDY, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmayı ve yerine başka bir düzen getirmeyi amaçlayan bir terör örgütüdür.

b) Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, temyiz dilekçesinde ileri sürülen savunmaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla sanık ve müdafinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü sair nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;

A.a) Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, örgütteki konumu ve faaliyetleri göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,

B.b) Örgüt mensubu olduğu kabul edilen, sanık hakkında belirlenen temel cezanın, suçun niteliği gereği artırılırken artırım oranı doğru yapıldığı halde uygulama maddesinin 3713 sayılı Kanun'un 5/1 maddesi yerine 3713 sayılı Kanun'un 5. maddesi olarak gösterilmesi,

C.c) Hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9. maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7. maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık ve müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 25.04.2019 tarih, 2018/1768 Esas - 2019/718 sayılı Kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının a bendi uyarınca uyarınca Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.02.2023 tarihinde karar verildi.