T.C.
Yargıtay
6. Ceza Dairesi
2021/24115 E., 2023/9327 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir, olduğu 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/9107 soruşturma numaralı iddianamesi ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (5237 sayılı Kanun) 37/1 maddesi yollaması ile aynı Yasanın 149/1.a.(d), 53/1, 54/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ve 2017/263 Esas, 2018/280 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 149/1-a-d, 62, 53.maddeleri uyarınca 9 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 28.06.2018 tarihli, 2018/2803 Esas, 2018/2855 Karar sayılı kararı ile,"...CMK.nın 191/3-a maddesi gereğince duruşmaya sanığın kimliğinin tespiti ile başlanmasını amir olduğu, sanığın T.C. kimlik numarasının en temel kimlik bilgilerinden biri olduğu ve duruşmada dahi kimlik bilgileri arasında tesbit edilmesinin gerektiği, ilk derece mahkemesince kovuşturma evresinde zikrolunan amir düzenleme gözetilip, sanığın kimliği; T.C. kimlik numarası sorulmadan tesbit edilmesi hukuki eksiklik ise de, T.C. kimlik numarasının gerekçeli kararda açık kimlik bilgileri arasında belirtilmiş olması nedeniyle iş bu hukuka aykırılığın esasa müessir niteliğinin ortadan kalmış olması gözetilerek bu husus,
TCK'nın 63/1. maddesinin "(1) Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün yüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır." şeklindeki amir hükmü gereğince soruşturma ve kovuşturma evresinde hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş sürelerin mahsubuna karar vermek gerekir iken, ilk derece mahkemesince gözaltında geçirilen süreler için bu konuda hüküm tesis edilmemiş olması hukuka aykırı ise de, zikrolunan hukuka aykırılık infaz aşamasında resen gözetilecek olması gözetilerek,
İlk derece mahkemesinin son hükmü ile emanete aldırılan eşyanın müsaderesi, iadesi, dosyada delil olarak saklanması veya imhası hususunda bir karar verilmemiş olması hukuka aykırı ise de, mezkur hususlarda zamanaşımı süresi içerisinde her zaman karar verilebilmesi mümkün görülmekle sebebiyet verilen hukuka aykırılık bu nedenle esasa müesssir görülmediğinden" nedeniyle, eleştirerek sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280/1-a maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebebi
1. Sanığın kendisini ve evini korumak maksadı ile katılana vurduğunu, gerçek mağdurun aslında sanık olduğuna, katılanın ifadesini destekleyecek kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, sanığın katılana vurmasının meşru savunma amacıyla gerçekleştiğine, yağma kastı ile yapılmadığına, 5237 sayılı Kanun'un 25. maddede açıklanan meşru savunmanın değerlendirilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğuna,
2. İlk Derece Mahkemesi tarafından uygulanan kanun maddesindeki alt sınırdan uzaklaştırmayı gerektirecek bir husus bulunmadığına,
3. Sanığın öncelikle meşru savunma, yağma suçunun kanuni unsurlarının oluşmadığından sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık ... ile katılan ...'ün, tanıştıkları, evlenmeye karar verdikleri, olaydan evvel birlikte müdahilin ikamet ettiği ...'e gittikleri, iki gün kaldıkları, olay günü sanığın ikamet ettiği ...'ya geldikleri, sabah erken saatlerinde sanığın evine girdiklerinde sanığın müdahili evin bodrum kısmına götürdüğü ve burada sanığın müdahile plastik boru ile vurarak 1.000,00 TL parasını aldığı, yaralanmanın etkisiyle müdahilin Basit Tıbbi Müdahale ile giderilecek şekilde yaralandığı, kendisine dışarıya atan müdahilin polis merkezine giderek derhal şikâyetçi olduğu ve raporunun alındığı ve böylece sanığın müdahile karşı bina içinde silah sayılan aletle yağma suçunu işlediği, ilk derece mahkemesi tarafından maddi vakıa olarak kabul edilmiştir.
2. Katılanın aşamalarda özde değişmeyen beyanları dava dosyasında mevcuttur.
3. Sanığın üzerine atılı suçu tevil yollu beyanı ile kabul ettiği görülmüştür.
4. Dava dosyasında 01.05.2017 tarihli ... Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin raporu mevcuttur.
5. Sanığın olayda kullandığı plastik boruyu kendi rızasıyla kolluk görevlilerine teslim ettiğine ve katılanın darp etmesiyle ilgili olarak bu plastik boruyu teşhis ettiğine ilişkin 01.05.2017 tarihli muhafaza altına alma tutanağı dava dosyasında mevcuttur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Suçun Unsurlarının Bulunmadığı, Delil Yetersizliğine ve Beraat Kararı Verilmesine İlişkin Temyiz Sebepleri Yönünden
Yağma suçları 5237 sayılı Kanun'un 148, 149 ile 150. maddelerinde düzenlenmiştir. Yağma başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malı zilliyetin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir ve tehdit ile yarar sağlamak maksadıyla alınmasıdır. 5237 sayılı Kanun'un 148/1. maddesinde yağma suçu temel şekli, 2. fıkrasında senet yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiştir. 5237 sayılı Kanun'un 149. maddesinde yağma suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir.5237 sayılı Kanun'un 150. maddesinde hukuki ilişkiye dayanın alacağın tahsil amaçlı yağma ile değer azlığı yaptırımına bağlanmıştır.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık ... savcılıktaki beyanında "Ben müşteki ... ile ismini bilmediğim bir şahıs aracılıyla tanıştım. Kendisi ile aynı gün imam nikahı yapmaya karar verdik. Ancak ben nikah için altın istedim. O da aynı gün bir adet altın küpe ve bir adet altın yüzük aldı. Daha sonra ...'nin ikametinde birlikte kalmaya başladık. ... ikamette kaldığımız sırada benimle sürekli ilişkiye giriyordu. Ben istemediğim halde dahi benimle ilişkiye girdi. Ertesi gün yani 29/04/2017 tarihinde ... bana iki adet altın bilezik aldı. Tekrar evine gittik. Benden bilezikleri almak istemişti. Ancak ben vermedim. ... bilezikleri alıp kaçarsan "seni vururum" diyordu ve evden çıktıktan sonra kapıyı hep kilitliyordu. 30/04/2017 günü ...'den Sakaryadaki ikametime eşyalarımı alma bahanesiyle müştekiyle birlikte ...'ya geldik. Taksi ile birlikte eve gittiğimiz sırada torunum ...'ı da yanımıza aldık. Eve gittiğimizde ... bana küfür ederek "evin üst katında dostun mu var, neden beni üst kata çıkarmıyorsun" dedi. Bende evin üst katında çocukların olduğunu söyledim. Daha sonra polislere teslim etmiş olduğum plastik boruyu alarak ...'ün omuzuna bir kez, bileğine ise iki kez vurdum. Daha sonra ... cebinden 150,00 TL parayı çıkartı, ben de gömleğinin cebinde 300,00 TL para olduğunu gördüm ve bende kimliği ile birlikte 300,00 TL parayı gömleğinin cebinden çekerek aldım. Kimliğini ise kendisine geri verdim. Bu sırada torunum ... ...'e herhangi bir darpta bulunmadı. ... bu şahsı alıp dolmuşa götürdü. ... evden çıktıktan sonra bize küfür etti. Benimle zorla ilişkiye giren ...'den şikâyetçiyim. ...'nin iddia ettiği gibi ben kendisini tehdit ve küfür etmedim. Evden kendisi yürüyerek çıktı. Torunum ...'e elini dahi sürmedi." mahkemedeki savunmasında "...aracılar vasıtasıyla müşteki ile tanıştığım doğrudur, müştekinin aracılara para verdiği de doğrudur, ben müşteki ile konuşup geri hemen geri dönmek üzere kendimi planlamıştım, müştekinin de bu durumdan haberi vardı, çünkü engelli çocuğumu ...'da bırakmıştım, hemen dönmem gerekiyordu, buna rağmen müşteki beni bırakmadı, müşteki benimle rızam dışında ilişkiye girdi, 3 gün beni zorla ... ilinde tuttu, ben tutulduğum yerden de kaçamadım, ayrıca ... ilinde benim telefonumu ve kaçmamak için üzerimdeki 900,00 TL parayı da almıştı, ... iline geldiğimizde ben müştekiye eve girmemesini, çocuklarımının kendisini görmemesini söyledim, buna rağmen eve girmeye çalışınca ben elime aldığım plastik boruyla kendisine vurduğumu kabul ediyorum, çünkü kendisi de bana ağza alınmayacak küfürler etmişti, ben bu esnada müştekinin benden almış olduğu parayı almak istediğimi söyledim, müşteki de bana sadece 200,00 TL para verdi, ben müştekiden zorla herhangi birşey olmadım..." şeklindeki beyanı, katılanın aşamalarda özde değişmeyen beyanları, ... Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin raporu ile Olay ve Olgular bölümünde gösterilen diğer deliller karşısında, sanığın eyleminin sabit olduğu belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Kanun Maddesindeki Alt Sınırdan Uzaklaştırmayı Gerektirecek Bir Husus Bulunmadığına İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
Plastik boru ile konutta nitelikli yağma suçu işlediği anlaşılan sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 149/1-a-d maddesini ihlâl ettiğinden birden fazla nitelikli halin ihlali teşdit sebebi olarak değerlendirilerek alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinden ayrıca Mahkeme kararının gerekçesinde "...Temel ceza belirlenirken birden fazla ağırlaştırıcı sebep gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılmıştır." karar verildiğini belirttiğinden hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Sanık Hakkında Meşru Savunma Hükümlerinin Uygulanması Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
5237 sayılı Kanun'un 25. maddesinde "Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal vekoşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez..."' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek dosyada 5237 sayılı Kanun'un 25. maddesinde sayılan meşru müdafaa hâllerinin herhangi birinin varlığı da tespit
edilemediğinden, hükümde bu yönünden hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 28.06.2018 tarihli, 2018/2803 Esas, 2018/2855 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden 5271 sayılı Kanun'un 288 inci ve 289 uncu maddeleri kapsamında yapılan temyiz incelemesi sonucunda hükümde hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ... 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
15.03.2023 tarihinde karar verildi.