5941 sayılı Çek Kanunu’nun “Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur”. Kanunun lafzından anlaşılacağı üzere; karşılıksız çek düzenleme suçu şikayete bağlı olup, şikayet hakkı da sadece hamile tanınmıştır.

1- Karşılıksız çek suçunda şikayet hakkı tanınan “hamil” kimdir?

Mülga 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’un “Soruşturma ve kovuşturma usulü, görevli ve yetkili mahkeme” başlıklı 16/B maddesinin 1. fıkrasında şikayet hakkı; hamile, çeki elinde bulundurması koşulu ile ödemede bulunan cirantaya, kanuni veya akdi teminatı nedeniyle tam ödemede bulunan bankaya tanınmış idi. Eski Kanun şikayet hakkının kime ait olduğuna dair uygulamada herhangi bir sorun yaşanmaması sebebiyle yalnızca “hamil” terimine yer veren mevcut Kanuna göre daha açık ve geniş şikayet hakkı öngörse de, bu düzenlemenin; hem şikayet hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı olmasından dolayı devredilemezliği ve hem de suçun mağdurunun kendisine karşı işlenen kişi olarak tanımlanması nedeniyle, Ceza Hukukunun amacına ve fonksiyonuna uygun düştüğü söylenemezdi.

Mevcut düzenleme yukarıda yer verdiğimiz sakıncaları giderip, 3167 sayılı mülga Kanunun aksine yalnızca “hamil” terimine yer vermiştir. Suçun kanunda yapılan tanımından hareket edildiğinde, “karşılıksız” işleminin yapılmasını talep eden hamilin mağdur olduğu açıktır, yani şikayet hakkına sahip olan kişi, banka veya cirantalar değil, çeki elinde bulunduran hamildir. 3167 sayılı mülga Kanunda detaylı bir şekilde şikayet hakkını düzenleyen kanun koyucunun; 5941 sayılı Kanunda sadece “hamil” ibaresini içeren bir düzenlemeyi tercih etmesi, eski Kanunda yer alan diğer şikayetçileri kapsama almadığına ve onların şikayet hakkının bulunmadığına dair iradesini ortaya koymaktadır.

Türk Dil Kurumu’na göre “hamil”; elinde bulunduran, üzerinde taşıyan anlamına gelse de, Ceza Hukuku kapsamında 5941 sayılı Kanunun karşılıksız çek suçunu tanımlayan 5. maddesinde “üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine” yer verildiğinden, şikayet hakkı sahibinin çeki bankaya ibraz eden ve “karşılıksız” işlemini yaptıran kişi olduğu konusunda tereddüt yoktur.

Hamil, bankada “karşılıksız” işlemini yaptıran kişidir. Peki, hamilin “karşılıksız” işlemi yaptırdıktan sonra çek bedelini cirantadan tahsil etmesi durumunda cirantanın şikayet hakkı doğacak mıdır? Bu soruya olumlu yönde bir cevap verilemez. Karşılıksız çek suçu, çek bedelini tahsilat amacıyla bankaya giden ve bedeli alamayan hamile karşı işlenmiş bir suçtur, yani cirantanın bu suçtan mağduriyeti sözkonusu değildir. İkinci olarak; şikayet hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlıdır, yani mağdur hamilin bu hakkı bir başkasına devretmesi mümkün değildir.

Suçta ve cezada kanunilik” ilkesi başlıklı Türk Ceza Kanunu m.2/3’e göre; “Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz”. 5941 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasında suçun, cezasının ve şikayet hakkının kime ait olduğu net olarak düzenlendiğinden, burada geçen şikayet hakkı sahibi “hamil” kavramının genişletilmesi ve eski Kanunda olduğu gibi başkalarına da karşılıksız çek suçundan şikayet edebilme hakkının tanınması isabetli olmayacaktır.

Özetle; takibi şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın şikayet hakkı, teknik olarak suçtan zarar gördüğünü iddia edene aittir. Bunun tespiti de suçun işlendiği ana göre yapılır. Suçun dolaylı veya sonradan zarar verdiği kişiler olabilir ki, bu gibi durumlar o kişiyi suçun işlendiği, yani çekin kısmen veya tamamen karşılıksız olduğunun ilgili bankaca tespit edildiği anda mağdur duruma düşen, kendisine karşı suç işlenen ve dolayısıyla şikayet hakkına sahip olan kişi durumuna getirmez. Suç kime karşı işlenmişse, şikayet o kişiye aittir. Eski Kanun döneminde, ilk bakışta Ceza Hukukunun amacına ve fonksiyonuna aykırı olsa da, şikayet hakkını genişleten bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. Ancak yeni Kanunda bundan vazgeçildiği, şikayet hakkının yalnızca hamile ait olduğunun belirtildiği, hamilin de o an çeki elinde bulundurup bankaya ibraz eden veya ettiren kişi olacağı tartışmasızdır. Kanunun açık hükmüne göre; çekin bankaya ibrazı ve karşılıksız kalması ile suç oluşacağından, bu sırada ibraz eden kişi “yetkili hamil” sayılıp, şikayet hakkı da o kişiye ait olacağından, esas itibariyle karşılıksız çek keşide etme suçu ile ilgili şikayet hakkının kime ait olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Karşılıksız kalan çekin bedelinin bir başkasından veya üst sırada yer alan cirantadan tahsili; o kişiye, “yetkili hamil” veya “şikayet hakkı sahibi” sıfatı kazandırmayacaktır. Karşılıksız çeki ödeyip çeki alan kişi, ya alacağı temlik edecek veya İcra Hukuku açısından icra takibi hakkını edinecektir.

2- Karşılıksız çek suçunda şikayet mercii neresidir?

6728 sayılı Kanun m.63 ile 5941 sayılı Çek Kanunu m.5 değiştirilmiştir. Çek Kanunu’nun 5. maddesinde; karşılıksız çekte ceza sorumluluğuna, çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağına yer verilmiştir. Çek Kanunu’nun eski 5. maddesinde, başvuru mercii cumhuriyet başsavcılıkları olarak gösterilmekte iken, 6728 sayılı Kanun m.63 ile yapılan değişiklikle şikayet mercii icra mahkemeleri olarak kabul edilmiştir.
6728 sayılı Kanun m.63 yayımı tarihinde yürürlüğe girdiğinden, 09.08.2016 tarihi itibariyle icra mahkemeleri başvuruları kabul etmeye başlamıştır.
6728 sayılı Kanun m.62’de ise; Çek Kanunu m.3/6'da geçen “cumhuriyet başsavcılığına talepte” ibaresinin “icra mahkemesine şikayette” olarak değiştirilmiş ve 6728 sayılı Kanun hükümlerinin yürürlüğünü düzenleyen m.76/1-f’de 62. maddenin 31.12.2017 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Çek Kanunu m.5’de yapılan ve icra mahkemelerini görevli kılan değişikliğin 09.08.2016 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesine rağmen, Çek Kanunu m.3/6’da yapılan değişikliğin 31.12.2017 tarihinde yürürlüğe gireceği şeklinde bir düzenlemeye yer verilmesi, cumhuriyet başsavcılıklarının görevinin devam edip etmeyeceği ve icra mahkemelerinin hangi tarihten itibaren görevli sayılacakları konusunda tenakuza sebebiyet vermiştir.

Karşılıksız Çekte İcra Mahkemesinin Görev Tarihi” ve “Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu” başlıklı yazılarımızda açıkladığımız üzere;6728 sayılı Kanunun 31.12.2017 tarihinde yürürlüğe gireceği öngörülen 62. maddesi ile Çek Kanunu m.3/6’da yapılan değişiklik ise, fıkra hükmünün Çek Kanunu m.5’e uygun hale getirilmesinden ibarettir. Kanun koyucunun, 6728 sayılı Kanunun 62. maddesinde öngördüğü “Çek Kanunu m.3/6’da değişiklik yapılması” ve “aynı maddeye 10. fıkranın eklenmesi” hususlarını birbirinden ayırmaksızın, 62. maddenin yürürlüğünü 31.12.2017’ye bırakması hata olup, bu hatanın Çek Kanunu m.5’e aykırı şekilde yorumlanması ve icra mahkemelerinin görevinin 31.12.2017’de başlayacağının kabulü mümkün değildir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi’nin 22.11.2016 tarihli, 2016/92 E. ve 2016/99 K. sayılı kararında da; “Şikayetçi vekilinin sanıkların temsilcisi olduğu şirkete ait 06.09.2016 tarihli 25.000,00 TL bedelli çekin ibrazı tarihinde bankada karşılığının bulundurulmaması üzerine karşılıksız çek keşide etme suçundan sanıklar hakkında 17.10.2016 tarihli şikayeti üzerine 6728 sayılı Kanunun 62. maddesi ile değişik 5941 sayılı Kanunun 3. maddesinin 6. fıkrasının aynı kanunun 76. maddesi ile yürürlüğünün 31.12.2017 tarihi olduğu gerekçesiyle müşteki vekilinin şikayet dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmişse de;
(...)

31.12.2017 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6728 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile ‘Cumhuriyet Başsavcılığına talepte’ ibaresi ‘İcra Mahkemesine Şikayette’ şeklinde yapılan değişiklikten önceki 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 3/6. madde fıkrasında düzenlenen; ‘Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, Cumhuriyet Başsavcılığı’na talepte bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya İcra Dairesi’nin istemi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.’ hükmü, kanun maddesinin önceki fıkraları da dikkate alındığında çekle ilgili karşılıksız işlemi yapılmasıyla ilgili olup, karşılıksız olduğu tespit edilen çekle ilgili İcra Mahkemesi’ne şikayette bulunulması üzerine, suç ve şikayet tarihlerinde yürürlükte bulunan 6728 sayılı kanunun 63. maddesi ile değişik 5941 sayılı 5. maddesi uyarınca yargılama yapılarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, şikayet tarihi itibariyle icra mahkemelerinin görevli olmadığından bahisle, evrak üzerinden şikayet dilekçesinin reddine karar verilerek CMK’nun 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması” hukuka aykırı bulunmuştur.

Yeri gelmişken belirtmeliyiz ki; çek hamilinin fail veya cirantalar hakkında icra takibi başlatılıp başlatılmamasının, şikayet merciine herhangi bir etkisi yoktur; zira Çek Kanunu m.3/6’nın lafzının da desteklediği üzere, icra takibi ve adli soruşturma açılması için şikayet birbirinden bağımsız kurumlardır.

3- Karşılıksız çek suçunda şikayet yeri neresidir?

Çek Kanunu’nun “Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesine göre; “Bu davalar, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikayetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür”. Şikayetçi hamile yer konusunda seçim hakkı tanınmış olup, hamilin çeki tahsil etmek üzere ibraz ettiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer veya hesap sahibinin veya kendisinin ikametgahının bulunduğu yer icra mahkemesine şikayetini bildirmesi gerekmektedir.

4- Karşılıksız çek suçunda şikayet süresi nedir?

Karşılıksız çek suçunda şikayet süresi, Çek Kanunu m.5/1’in atfı ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m.347’ye göre belirlenecektir. “Şikayet süresi” başlıklı İcra ve İflas Kanunu m.347’ye göre; “Bu bapta yer alan fiillerden dolayı şikayet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer”. Kanun koyucu karşılıksız çek suçunun takibini şikayete bağlı tutmuştur. Ancak bu şikayet süresi ile ilgili Türk Ceza Kanunu m.73/1’de yer alan fiilin ve failin kim olduğunun bilindiği veya öğrenildiği günden itibaren başlayacak altı aylık şikayet süresi değil, İcra ve İflas Kanunu m.347’de düzenlenen üç aylık ve her durumda bir yıllık şikayet süresi uygulanacak, şikayet hakkına sahip olan bu süreye riayet etmediği takdirde şikayet hakkı düşecek, yani mahkeme tarafından şikayet hakkının kaybedildiği re’sen dikkate alınacaktır.

Çek şikayetinde aranacak süre; fiilin, yani çekin karşılıksız kaldığının öğrenilmesi ile başlayacak, işin doğası gereği fail durumunda olan keşideci zaten bilineceğinden, “faili bilme” unsuru önem taşımayacaktır. Üç aylık ve bir yıllık sürelerin başlangıcı, öğrenme veya “karşılıksız” işleminin yapılma anından itibaren geçecek üç ay ve bir yılın sonunda bitecektir. Şikayetçi çekin karşılıksız kaldığını öğrendiği anda üç aylık şikayet süresi başlayacak ve bir yılın dolması beklenmeyecektir. Bir yıl, ayrıca bir bilme aranmaksızın şikayet hakkının tükenmesi için öngörülen nihai süredir. Belirtmeliyiz ki; karşılıksız çek keşide etme suçunda bir yıllık süre uzun olup, bu konuda üç veya altı aylık şikayet sürelerinin benimsenmesi daha isabetli olur.

5- Sonuç olarak; çek bedelini tahsil etmek için bankaya müracaat edip çekin kısmen veya tamamen karşılıksız olması durumunda “karşılıksız” işlemi yaptıran hamilin, karşılıksız çek düzenleyen faili karşılıksızdır işleminden itibaren üç ay ve her halde karşılıksız çekin düzenlenmesinden itibaren bir yıl içerisinde, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikayetçinin yerleşim yeri icra mahkemesine şikayette bulunma hakkı vardır.

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)