Kamulaştırma; İdareler tarafından kamu hizmetinin görülmesi adına, dayanak noktasını Anayasa'nın 46. maddesinden alınan yetki neticesinde, özel mülkiyetlerde bulunana taşınmazların kısmen veya tamamen kanunun cevaz verdiği usullere uymak koşuluyla kamulaştırabilecekleri gibi, satın alma ya da trampa yollarına da gidebilir. Konumuzun esasını teşkil eden Kamulaştırmasız El Atma ise; Anayasa'nın 46. maddesine rağmen kamu yararı için kamulaştırma yapmaya yetkili idare tarafından, kamulaştırma kanunu veya özel kanunlardaki usul ve esaslara uyulmaksızın özel mülkiyette bulunan taşınmazlara kısmen ya da tamamen doğrudan el atması olarak ifade edilebilir. 

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMANIN ŞARTLARI NELERDİR? 

1)  El atma, kamulaştırma yetkisine sahip olan idare tarafından yapılmalıdır. 

2)  El atmanın, sahiplenme kastıyla yapılması ve devamlı olması gerekmektedir. 

3)  El atma, hukuken veya fiilen olmalıdır. 

UZLAŞMA ŞARTI ZORUNLU MU?

09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasındaki el atmalara ilişkin bedel davalarında, uzlaşma söz konusudur. Bu süreler içindeki kamulaştırmasız el atma davalarında uzlaşma yolunu tüketilmeden dava yoluna gidilmesi dava şartı eksikliğinden ret sebebi olduğunu ifade etmek gerekmektedir. Diğer taraftan 04.11.1983'ten itibaren yapılan kamulaştırmasız el atma davalarında uzlaşma yolunun tüketilmesi şart olmayıp doğrudan dava yoluna gidilmesi caiz görülmüştür. 

El Atmanın Önlenmesi veya Taşınmaz bedelinin tahsili davasına ilişkin bu hak, dayanağını 16.05.1956 gün ve 1/6 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararından almaktadır. Söz konusu kararda; "Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibariyle, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmaya hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.5.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi." Bu karar neticesinde taşınmaz maliki ister el atmanın önlenmesi veya kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davası açılabileceği hükme bağlanmıştır. 

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ DAVALARI:

a) YETKİLİ MAHKEME

Yetkili mahkeme, 2942 sayılı Kamulaştırma yasasının 37. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 12. Maddesi hükümleri uyarınca, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemelerdir.

GÖREVLİ MAHKEME  

26/11/2022 tarihinden önce açılacak olan davalarda idari yargı ve adli yargı açısından ikili bir ayrıma gidilmekteydi. Mülkiyete ilişkin bedel davalarında bu ayrımlar hukuki el atma ve fiili el atma olarak ayrılmaktaydı. Bu ayrımları kısaca tanımlamak gerekirse ; 

Hukuki El Atma ; İdarenin kamu yararı gerekçesiyle özel mülkiyete konu taşınmaz hakkında imar planında farklılık yapılması suretiyle taşınmaz malikinin kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkilerinin hukuki olarak engellenmesidir. 

Fiili El Atma ; İdarenin, mülkiyeti bir özel hukuk tüzel kişisi veya bir gerçek kişiye ait olan taşınmazı, bilerek veya bilmeyerek yasal düzenlemelere uygun bir kamulaştırma süreci yürütmeksizin ve bedelini ödemeksizin kullanması, yani taşınmaza zilyet olmasıdır. 

26/11/2022 tarihinden önceki davalarda idari işlemin hukuki el atma şeklinde olması durumunda İdari Yargının görev alanına girdiği ifade edilmekte fiili el atmalarda da Adli Yargının görev alanına girdiği ifade edilmekteydi ancak 26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3. maddesiyle 2942 sayılı Kanun’un Ek 1. maddesine eklenen ; “Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür” demek suretiyle hukuki el atmayı da Adli Yargıda görüleceğini açıkça belirtmiştir.  

Ez cümle olarak hukuki ve fiili el atmalarda bedele ilişkin tazminat taleplerinin Adli Yargıda çözüleceğini ifade etmek gerekmektedir. 26/11/2022 tarihinden itibaren İdare Mahkemesi nezdinde görülen hukuki el atma dolayısıyla bedele ilişkin davalarda görevsizlik kararı verilmeye başlanmış olup Adli Yargı yoluna başvurulması gerektiği mahkemelerce belirtilmiştir. 

Bu konuda aşağıdaki örnek kararlara da bakılabilir

- İstanbul 6. İdare Mahkemesi Esas 2023/358 Karar 2023/382

- İstanbul 6. İdare Mahkemesi Esas 2022/825 Karar 2022/2415

 Görevsizlik kararı neticesinde Avukatlık Vekalet Ücretine hüküm edilmeyecektir. Şöyleki; 03/09/2022 tarih ve 31942 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan vekalet ücretleri husunun 7/3 maddesi şu açıklamaya yer vermiştir “Kanunlar gereği gönderme, yeni mahkemeler kurulması, iş bölümü itirazı nedeniyle verilen tüm gönderme kararları nedeniyle görevsizlik, gönderme veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda avukatlık ücretine hükmedilmez.”

b) İşletilmek istenen faiz ve oranı 

c) Kamulaştırmasız el atma davalarında faiz talep edilmişse faiz, dava tarihi esas alınarak belirlenmelidir. Anayasa'nın 46/son maddesinde yazılı "herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır." Ez cümle olarak dava konusu taşınmaza, dava tarihi esas alınarak değer biçildiğinden, faizin de dava tarihinden başlatılması gerekmektedir.  

Kamulaştırma Bedeli Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu‘na eklenen Geçici Madde 14. madde gereğince malikin rızası olmaksızın fiilî el konulması veya hukuki el atılması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan taleplere dair bedel ve tazminata ilişkin davalarda verilen mahkeme kararları kesinleşmedikçe icraya konulamıyordu. Ancak Anayasa Mahkemesinin 4/2/2021 Tarih 2019/89 Esas ve 2021/10 Karar sayılı kararı ile ilgili madde iptal edildi.

Ayrıca yürürlük tarihinden önce alacağın tahsili için başlatılmış icra takiplerine ilişkin düzenleme getirerek bu icra takiplerinin kesinleşmiş mahkeme kararı ibraz edilinceye kadar durdurulacağını öngören itiraz konusu cümle, geçmişe etkili yasama tasarruflarıyla kararların uygulanma imkânının önemli oranda zorlaştırılması niteliğinde bulunduğundan devlete olan güven duygusunu zedelemekte ve hukuki güvenlik ilkesini ihlal etmektedir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralların Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Av. Muhammed Onur KARAAVCI

Stj. Av. Adem ARAS

KAYNAKÇA

1) Türk İdari Yargılama Hukuku Prof. Dr. Bahtiyar Akyılmaz, Prof. Dr. Murat Sezginer, Prof. Dr. Cemil Kaya 8. Baskı, Şubat 2023

2) Tezcan, M. "Kamulaştırmasız El Atma Davalarından Kaynaklanan İlamın Yerine Getirilmemesi Sorunu “Anayasa Mahkemesinin 2013/711E. Sayılı Bireysel Başvuru Kararının İncelemesi". Ankara Barosu Dergisi (2015 ): 0-0

3) M. Palancıoğlu , "Kamulaştırmasız El Atma Sorununun Çözülmesinde Düzenleme Ortaklık  Payı Yöntemi ve Melikgazi Belediyesi Uygulamaları", Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Ve  Mühendislik Bilimleri Dergisi, c. 22, sayı. 5, ss. 1087-1107, Eki. 2022,

4) Anayasa Mahkemesi Kararları 

5) Kamulaştırma Kanunu 

6) Danıştay kararları