Adalet Bakanı Tunç, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu.

Kanunun 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerden etkilenen 11 ilde yargısal süreçlerin hızlandırılmasına ilişkin düzenlemeleri de içerdiğini hatırlatan Tunç, buna göre 6 Şubat depremleriyle ilgili hak sahipliğine ilişkin işlemler hariç olmak üzere hasar tespit raporlarına dayalı tesis edilen idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında yeni bir usul uygulanacağını ifade etti.

Adalet Bakanı Tunç, yeni usule ilişkin şu bilgileri verdi:

"Dava dilekçelerinin 15 gün olan ilk inceleme süresi 10 güne indirilecektir. İdarelerce 30 gün içinde verilmesi gereken savunma dilekçesi 15 gün içinde verilecek, savunma dilekçesinin verilmesi veya bu sürenin geçmesi ile dosya tekemmül etmiş sayılacak ve karar aşamasına geçilebilecektir. Yürütmenin durdurulmasına ilişkin verilen kararlara itiraz edilemeyecektir. Keşif ve bilirkişi incelemesi, dosyanın tekemmülünden sonra yapılabileceği gibi ilk incelemeyi müteakiben de yapılabilecek, keşif ve bilirkişi süreçleri hızlandırılacaktır. Duruşma yapılması, tarafların istemi ve mahkemenin kararına bağlı olacak. Bu davalar tekemmülünden ve diğer işlemlerinin tamamlanmasından itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Bu davaların istinaf aşamasında da benzer şekilde etkin ve hızlı bir şekilde karar verilebilmesi sağlanacaktır."

Bakan Tunç, deprem bölgesinde hayatın bir an önce normale döndürülmesi ve olağan hayat şartlarının sağlanmasının çok önemli olduğuna dikkati çekerek, özellikle ağır hasarlı binaların her an yıkılması ihtimalinin bölgedeki insanların can ve mal emniyeti bakımından büyük tehlike oluşturduğunu aktardı.

Hasarlı olduğu tespit edilen yapıların akıbetlerinin bir an önce belirlenmesinin önem arz ettiğine vurgu yapan Tunç, deprem bölgesinde, 131 yeni mahkeme, 4 istinaf mahkemesi kurularak Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 2023 yılı yaz kararnamesiyle bölgedeki bu mahkemelere yeni hakim ve savcılar atandığını ve faaliyete geçildiğini anımsattı.

Bakan Tunç, "İhtiyaç halinde yeni mahkemeler kurulmaya devam edilecektir." ifadesini kullandı.

"ADALETİ ESAS ALAN, İNSAN ODAKLI BİR YÖNETİM ANLAYIŞIYLA ÇALIŞMALARIMIZI KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ"

Adalet Bakanı Tunç, Dikmen Hakimevi'nde düzenlenen İnsan Hakları Kurumları Değerlendirme Toplantısı'ndaki konuşmasında, Türkiye'nin 90'lı yıllarda hak ve özgürlüklerin kamu otoritesince yoğun şekilde çiğnendiği, toplumun çoğunluğunun ötekileştirildiği bir dönem yaşadığını söyledi.

Geçmişte Türk siyasi hayatının darbe, muhtıra ve anti demokratik uygulamalarla kesintiye uğradığını ifade eden Tunç, milletin 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubatlarda ağır insan hakları ihlallerine maruz bırakıldığını belirtti.

Bu ihlallerin 2000'li yılların başına kadar devam ettiğini dile getiren Tunç, "21 yıl önce başlayan insan merkezli yönetim anlayışıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye yeni bir dönemin kapılarını araladı. Bu dönemde sivilleşme, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü alanında sessiz devrim niteliğinde adımlar atıldı." değerlendirmesini yaptı.

Tunç, Türkiye'nin AK Parti iktidarında vesayetçi anlayışın ortadan kaldırılmasına yönelik mücadelede başarılı olduğunu, bu dönemde muhtıracılara, darbecilere ve milli irade düşmanlarına fırsat verilmediğini aktardı.

2002'den bu yana temel insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi ve yüksek standartlı demokrasi için birçok hedefi hayata geçirdiklerini vurgulayan Tunç, şunları söyledi:

"Gerçekleştirilen reformlar sadece kağıt üzerinde kalmamış, her biri, vatandaşlarımızın hayatına doğrudan dokunmuştur. Yaptığımız değişikliklerle bir yandan temel hak ve hürriyetlerin alanını genişletirken, diğer yandan özellikle siyasal hak ve özgürlüklerin kullanılmasının önündeki engelleri kaldırdık.

Anayasa'nın 90. maddesinde yaptığımız değişiklikle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağını düzenledik."

Tunç, 2003'te yürürlüğe giren bilgi edinme hakkının 2010'daki değişiklikle anayasal güvenceye kavuşturulduğunu, en temel insan haklarından olan kişisel verilerin, özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı kapsamında anayasal güvence altına aldığını kaydetti.

Vatandaşların insan hakları ihlallerinde AİHM'e başvurmadan önce kendi ülkesinde hakkını arayabilmesine imkan sağlayan bireysel başvuru imkanını getirdiklerini hatırlatan Tunç, "İdarenin her türlü eylem ve işlemleri nedeniyle mağdur olduğunu düşünen vatandaşlarımızın haklarının takibi noktasında kurumsal bir mekanizmayı, Kamu Denetçiliği Kurumunu ihdas ettik." dedi.

DEMOKRATİKLEŞME ADIMLARINI GERÇEKLEŞTİRDİK

Tunç, Anayasa'da yapılan değişikliklerle kadın haklarından çocuk haklarına, temel hak ve özgürlükleri güçlendiren ve genişleten reformları milletin onayıyla hayata geçirdiklerini bildirdi.

AK Parti'nin temel hak ve özgürlükleri güçlendirmek için yaptığı düzenlemeleri anlatan Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılmasından Milli Güvenlik Kurulunun sivilleştirilmesine, askeri yargının kaldırılmasından sıkıyönetim ilanına izin veren Anayasa maddesinin kaldırılmasına, darbecilerin yargılanmasına engel olan Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına varıncaya kadar önemli reformlara imza attık. Anayasamızda hukuk devleti ilkesini güçlendiren, Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik hale getiren düzenlemeleri milletimizin onayıyla hayata geçirdik. Lekelenmeme hakkı, işkenceye sıfır tolerans, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, uzun tutukluluk sürelerinin hem soruşturma hem kovuşturma aşamasında sınırlandırılması gibi çok sayıda demokratikleşme adımlarını gerçekleştirdik, atmaya da devam ediyoruz."

REFORM İRADEMİZİ KORUYORUZ

Bakan Tunç, reform iradesini koruduklarını belirterek, "Adaleti esas alan, insan odaklı bir yönetim anlayışı doğrultusunda çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz." diye konuştu.

"Türkiye, her alanda olduğu gibi hukuk ve insan hakları alanında da son 21 yılda büyük bir değişim ve dönüşüm geçirmiştir." ifadesini kullanan Tunç, güven veren, erişilebilir adalet sistemi vizyonuyla hazırladıkları Yargı Reformu Stratejisi'nin 30 Mayıs 2019'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklandığını hatırlattı.

Tunç, "Bugüne kadar belgede yer alan faaliyetlerin birçoğunu gerek mevzuatta yaptığımız değişikliklerle gerekse uygulamada attığımız adımlarla hayata geçirdik." dedi.

İnsan hakları alanında genel bir politika oluşturulmasının yanı sıra kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonun sağlanmasının da önemli olduğunu ifade eden Tunç, İnsan Hakları Kurumları Değerlendirme Toplantısı'nı 6 ayda bir yapmayı planladıklarını söyledi.

Bakan Tunç, toplantıda alınacak kararların insan hakları alanındaki politikalara ışık tutacağını belirterek, katılımcılara teşekkür etti.

Toplantıya, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Yüksel, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Yusuf Beyazıt, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ile Adalet bakan yardımcıları katıldı.