6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş, böylece 4077 sayılı TKHK yürürlükten kalkmıştır. Kanun değişikliğine gidilmesinin en temel amaçlarından birisi, Avrupa Birliği Konsey Yönergelerini iç hukukumuza aktararak, AB mevzuatına uyum sağlamaktır. TKHK m 1’e göre Kanunun amacı içinde kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Kısaca tüketicinin mal ve hizmet hakkında bilgisiz ve zayıf durumda olmasından dolayı tüketiciyi aydınlatıcı, bilinçlendirici ve koruyucu önlemleri almayı amaçlamaktadır.

1. TİCARİ REKLAM VE UNSURLARI

Ticari hayatta tüketicilerle iletişime geçmenin ve tüketiciyi para harcamaya sevk etmenin yolu reklamlardır. Günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle beraber insanlar farkında dahi olmadan gün içerisinde birçok reklama maruz kalmaktadır. Bu zayıf duruma karşı tüketicinin korunması gerekli olmuştur bu kapsamda TKHK m 61 uyarınca Ticari reklam, ticaret, iş, zanaat veya bir meslekle bağlantılı olarak; bir mal veya hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla reklam verenler tarafından herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen pazarlama iletişimi niteliğindeki duyurulardır. Bu kapsamda reklamın üç unsuru bulunmaktadır.

- Tanıtımın bulunması

- Tanıtımın ticari amaçla yapılması

- Reklam yapma iradesinin varlığı gerekir.

 Bu üç unsura sahip olan tanıtım araçlarının hukuki bakımdan ise icap ya da icaba davet niteliğinde olabilir. Bir irade beyanının icap kabul edilebilmesi için, sözleşmenin esaslı unsurlarını içermesi ve ciddi olması gerekmektedir. Bu nitelikleri taşımayan ifadeler icaba davet niteliğinde olmaktadır. Bunun sonucu ise reklam öneri niteliklerini yani ürün bedelini ve bağlanma iradesini içermesi durumunda tüketici satıcıyı sözleşme kurmaya zorlayabilmektedir. Uygulamada firmalar bu durumdan kendini korumak amacıyla  genelde reklam içeriklerine “Stoklarla sınırlıdır” ifadesine yer vermektedir.

2. HUKUKA AYKIRI REKLAMIN ÖZELLİKLERİ

TKHK m 61 esas alındığında Ticari Reklam, Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, doğru ve dürüst olmaları esastır. (3) Tüketiciyi aldatıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve engellileri istismar edici ticari reklam yapılamaz.

Yani aldatıcı bir reklamın söz konusu olabilmesi için reklamın tüketici aldatması  değil aldatma ihtimalinin bulunması yeterlidir. Aynı zamanda bir reklamın aldatıcı nitelikte olması için bir zararın da oluşması gerekmemektedir. Örneğin reklamda belirtilen özelliklere sahip olduğuna inanarak kullanılan bir güneş kreminin bu özelliklere sahip olmamasından dolayı tüketiciye zarar vermesi gerekmemektedir. Doğrudan vaat edilen özelliğin bulunmaması aldatıcı reklam olarak nitelendirilmesine yetmektedir. Bu kapsamda bir reklamın aldatıcı reklam olarak nitelendirilmesi için aşağıda belirtilen unsurların varlığı şarttır.

- reklam yanlış veya yanıltıcı olmalı

- reklamın tüketici aldatmış olması ya da aldatma ihtimalinin olması

- reklamdaki aldatıcılığının belirli seviyede olması gerekmektedir

Yukarıda belirtilen üç unsurdan birini eksik olması durumunda reklamın aldatıcı reklam olarak nitelendirilmesini engellemektedir. Bununla beraber TKHK m 61/7 uyarınca Reklam verenler, reklam ajansları ve mecra kuruluşları bu madde hükümlerine uymakla yükümlüdür. TKHK m 61 da  Reklam verenler ticari reklamlarında yer alan iddiaların doğruluğunu ispatla yükümlüdür. 

3. ÖRTÜLÜ REKLAMLAR

Kural olarak yayınlandığı mecra ne olursa olsun, bir reklamın reklam olduğu açıkça anlaşılması gerektiği halde bazen çeşitli program veya haberlerde örtülü (gizli) reklam yapılmaktadır. TKHK m61/4 Reklam olduğu açıkça belirtilmeksizin yazı, haber, yayın ve programlarda, mal veya hizmetlere ilişkin isim, marka, logo veya diğer ayırt edici şekil veya ifadelerle ticari unvan veya işletme adlarının reklam yapmak amacıyla yer alması ve tanıtıcı mahiyette sunulması örtülü reklam olarak kabul edilir. Her türlü iletişim aracında sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılması yasaktır. Yani örtülü reklam olarak nitelendirebilmek için aşağıda belirtilen şartların varlığı gerekmektedir.

- Reklam yapma amacı olmalı,

- Bilgi ve görüntülerin yer aldığı yazı, haber, yayın ve yayınların bütün özellikleri açısından abartılı ve orantısız olmalı

- Haber verme hakkının sınırlarının aşılmış olması gerekmektedir.

Bu düzenlemenin sebebi tüketicinin reklam olduğunun dahi farkına varmadan reklamla karşı karşıya gelmesinin engellenmesidir. Tüketici örtülü reklam ile beklemediği bir anda karşılaştığı için satın alma tercihi hukuka aykırı bir biçimde müdahale edilmektedir. Bu durum tüketici haklarını ihlal ettiği gibi diğer işletmeler bakımından ise haksız rekabet oluşturmaktadır. Reklamın dürüst yapılması ilkesi sebebiyle, örtülü reklam hukuka aykırıdır.

Örneğin haber görünümü altında ürün yerleştirme veya herhangi bir ürünün, markanın ya da ticaret unvanının program içerisine yerleştirilmesi ya da programın niteliği gereği bunlar hakkında bilgi verilmesi gibi. Buna ek olarak Reklam kurulu örtülü reklam kavramını çok geniş tutmaktadır bunu sonucu olarak  bir çok logo, marka vs. tanıtım araçlarının abartılı olmayacak derecede olmasa dahi örtülü reklam kavaramı içerisine dahil etmektedir.

4. TİCARİ REKLAMLARIN DENETİMİ VE UYGULANACAK YAPTIRIMLAR

Reklama güvenin sağlanması ve tüketicinin korunması için denetim gerekli bir mekanizma olup; reklamın denetimi, özdenetim veya idari denetim olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı hizmetler ve meslekler bakımından da ilgili mevzuatlarına göre denetim yapılmaktadır.

Reklam sektöründe denetim TKHK 63 gereğince Ticari reklamlarda uyulması gereken ilkeleri belirleme ve haksız ticari uygulamalara karşı tüketiciyi korumaya yönelik düzenlemeleri yapma, bu hususlar çerçevesinde inceleme ve gerektiğinde denetim yapma, inceleme ve denetim sonucuna göre durdurma veya aynı yöntemle düzeltme veya idari para cezası veya gerekli görülen hâllerde de üç aya kadar tedbiren durdurma cezası verme hususlarında görevli bir Reklam Kurulu oluşturulmuştur. Bu kapsamda reklam kurulu yapacağı inceleme sonucunda verebileceği kararlar şunlardır:

- Durdurma

- Aynı yöntemle düzeltme

- İdari para cezası

ve gerekli görüldüğü hallerde Tedbiren Durdurma kararı vermeye yetkilidir bununla beraber reklam kurulu herhangi bir tazminata hükmetmeye yetkili değildir bu taleplerin genel mahkemelerde açılması gerekmektedir. Reklam kurulu incelemesini re ’sen ya da şikayet üzerine yapabilmektedir. Artık günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle beraber çoğu işlemin elektronik ortamda yapılması gibi reklam kuruluna şikayeti elektronik ortam aracılığıyla yapılma olanağı  getirmesiyle şikayet prosedürü oldukça kolaylaştırılmış ve denetim hızlandırılmıştır.

5. KARARA İTİRAZ

Reklam kurulu idari bir kurul olup  idarenin tüm eylem ve işlemleri yargı denetimine tabi olduğundan,  idari yaptırıma karşı idari yargı yoluna başvurularak kararın iptali istenebilir. TKHK 78/2  idari yaptırım kararlarına karşı 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre idari yargı yoluna başvurulabilir. Ancak, idare mahkemesinde dava, işlemin tebliğini izleyen günden itibaren otuz gün içinde açılır. İdare mahkemesinde iptal davası açılmış olması, kararın yerine getirilmesini durdurmaz. (3) Bu Kanuna göre verilen idari para cezalarının, tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi zorunludur.

TKHK m 78 de idari yargı yoluna ilişkin hüküm bulunmasına karşın m73/1 de “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir hükmü bulunmaktadır. Aynı kanunda iki yargı  yolunun düzenlenmesi karışıklığı sebep olabilecek gibi görünüyorsa da reklamdaki vaatlere  güvenerek bir ürün satın alan tüketici, eğer o ürün reklamda yer alan veya vaat edilen özellikleri taşımıyorsa, yani ayıplı mal/hizmet söz konusu ise tüketici mahkemesine başvuracaktır. Buna karşın reklam kurulunun kararlarına karşı idare mahkemesine başvurması gerekecektir. Reklam hukuku, özel hukuk alanına ait bir dal olup idare mahkemesinin bu konularda Ticaret veya Tüketici Mahkemesi  gibi ihtisası olmadığından kararların her zamana isabetli olması beklememektedir.

Beytullah Kadir YANARATEŞ
Hukuk Fakültesi Öğrencisi

Kaynakça

1- TKHK

2- Ticari reklam ve haksız ticari uygulamalar yönetmeliği

3- Sosyal medya etkileyicileri tarafından yapılan ticari reklam ve  haksız ticari uyulmalar hakkında kılavuz

4- 6502 SAYILI YENİ TÜKETİCİ KANUNU (TKHK)’DA DÜZENLENEN TİCARİ REKLAMIN SAĞLIK ALANINA YANSIMALARI İLE BİRLİKTE İNCELENMESİ- NERİMAN ÖZDEMİR

5- REKLAM KURULU RESMİ SİTESİ

6- https://www.mevzuat.gov.tr/

7- https://www.lexpera.com.tr/ictihat/yargitay-kararlari

8- İstanbul Barosu Dergisi  Mart-Nisan 2016