7343 Sayılı Yasa ile İcra ve İflas Kanunu'nda Yapılan Değişiklik Sonrası Tehir-i İcra Prosedürü

1-Genel Olarak

2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 36’ıncı maddesine göre ilk derece mahkemeleri veya duruma göre istinaf mahkemesi verilmiş olan karar alacaklı tarafından icraya konulduğunda bahse konu ilamlı icra takibi borçlu tarafından istinaf veya temyiz edilip icra dairesine belirli bir bedel depo edilmek suretiyle icranın durdurulması (tehir-i icra ) kararı alınarak  ilgili istinaf mahkemesi veya yargıtay karar verene karar verene kadar durdurulabilecektir. Bu husus uygulamada tehiri icra prosedürü olarak adlandırılmaktadır. Daha önceleri bu tehir-i icra kararları başvurulan istinaf mahkemesi veya Yargıtay’dan talep edilmekteyken 7343 sayılı yasa ile gerçekleşen değişiklik sonrasında artık icra mahkemelerinden talep edilecektir. İİK 36 aşağıdaki gibidir;

“İlâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. Bu süre ancak zorunluluk hâlinde uzatılabilir.”

2-Tehir-İcra Kararı Almanın Şartları

Tehir-i İcra işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi için bazı usuli şartların gerçekleştirilmesi zaruridir. Bu şartlar:

- Takibe konu kararın tehir-i icra talepli istinaf veya temyiz edilmesi gerekmektedir.

- Mahkeme kararının usulüne uygun bir şekilde taraflara tebliğ edilmesi gerekmektedir.

- İcra takibi bir para alacağına ilişkin ise borçlu vekilinin dosya borcunu en az 3 ay sonrasına ilişkin faiziyle birlikte icra müdürlüğüne yatırılması, ancak icra takibinin konusu kiralanan taşınmazın tahliyesi ise borçlunun tahliyeyi durdurmak için 3 aylık kira bedelini icra müdürlüğüne yatırılması gerekmektedir.

3-7343 Sayılı Yasa İle Gerçekleşen Değişiklik Sonrası Tehir-i İcra Prosedürü

Öncelikle tehir-i icra prosedürü kapsamında gerçekleştirilecek olan ilk adım icra takibine konu ilamı istinaf veya temyiz etmektir. Ancak, bu kararın sadece istinaf veya temyiz edilmesi yeterli olmayacaktır; bahse konu istinaf ve temyiz muhakkak tehir-i icra talebini ihtiva etmelidir.

Bahse konu karar istinaf veya temyiz edildikten sonra borçlu tarafından ilgili kararın istinaf veya temyiz edildiğine ilişkin mahkemeden derkenar alınması gerekmektedir. Aslında, bu derkenar, takibe konu ilamın istinaf veya temyiz edildiğini ispatlar nitelikte bir belgedir.

Derkenarın alınmasından sonra yapılması gereken; icra dairesine takibin durdurulması için belirli bir bedeli depo edilmesidir. Eğer bahse konu icra takibi bir para alacağına ilişkin ise borçlu vekili icra dairesinden dosya borcuna ilişkin en az 3 ay sonrasına ilişkin faiziyle birlikte kapak hesabı yaptırmalıdır; daha sonra bu parayı icra dairesine depo edecektir. Ancak, icra takibinin konusu kiralanan taşınmazın tahliyesi ise borçlu tahliyeyi durdurmak için 3 aylık kira bedelini depo edecektir. Borçlu bahse konu bedel yerine bankadan alınmış kesin ve süresiz teminat mektubu da sunabilecektir.

Akabinde, derkenar ve teminatı dosyaya yatırdığını gösterir belge ile birlikte icra müdürlüğüne başvuracak ve kendisine mehil vesikası verilmesini talep edecektir. İcra dairesi de borçluya icra mahkemesinden tehir-i icra kararı getirmesi belirli bir süre öngören mehil vesikası verecektir. Daha sonra borçlu, almış olduğu mehil vesikası ile birlikte tehir-i icra kararı almak için icra mahkemesine başvuracaktır. Akabinde, icra mahkemesi tarafından verilmiş olan tehir-i icra kararı borçlu tarafından icra müdürlüğüne sunulacaktır. Bu sayede istinaf mahkemesi veya Yargıtay karar verene kadar takip duracaktır.

Borçlunun tehir-i icra talebi reddedildiği zaman bu red kararına karşı karar hukuka aykırı ise yine borçlu tarafından şikâyet yoluna başvurulabilecektir. Bahse konu şikâyet sonucunda verilen karar kesin niteliktedir; bu bağlamda karar lehe ise takip tehir-i icra kararı ile duracak, aleyhe ise karar borçlunun borcunu icra dairesine ödemesi gerekecektir. Borçlunun borcunu ödememesi halinde malları haczedilip satılır ve elde edilen bedellerden alacaklı alacağını tahsil eder. Daha sonra karar borçlu lehine çıkarsa borçlu istirdat davası ile ödemiş olduğu parayı alacaklıdan geri alabilecektir.