7433 sayılı yasa'nın yürürlüğe girmesinden önce kamuda çalışan sözleşmeli personeller kendi iç mevzuatlarına göre atama ve yer değiştirme haklarından faydalandırılıyorlardı. Diyanet İşleri Başkanlığında çalışan personeller; sözleşmeli personel olarak görev yapmakta iken yer değişikliği hakkı 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş Ve Görevleri Hakkındaki Kanun'un 10/A maddesinde geçen ''Sözleşmeli personel olarak atananlar üç yıl süreyle başka bir yere atanamaz. Aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde bu madde uyarınca istihdam edilen sözleşmeli personelin eşi bu personele tabidir. Sözleşme gereği üç yıllık çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde pozisyonlarıyla aynı unvanlı memur kadrolarına atanır. Bu şekilde atananlar, aynı yerde en az bir yıl daha görev yapar, bunlar hakkında aday memur hükümleri uygulanmaz.'' şeklindeki hükme göre olmaktaydı. Milli eğitim Bakanlığında çalışan sözleşmeli personel de benzer bir hükümle yer değiştirme hakkından faydalandırılmaktaydı. Milli Eğitim Bakanlığı her sene ilan ettiği Klavuzlar ile öğretmenlerin mazerete bağlı yer değiştirmeye ilişkin şartların yer aldığı duyuruyu açıklamaktadır. Bu yıl da 26/07/2023 ve 18/08/2023 tarihlerinde yayımladığı duyurular ile öğretmenlerin aile birliği nedeniyle yer değiştirmeye ilişkin usul ve esasları açıklamıştır. Buna göre her iki personelin de öğretmen olması halinde Bu duyuru kapsamında yer değiştirme isteğinde bulunabilmek için 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla Bakanlığın resmî eğitim kurumlarında sözleşmeli veya sözleşmeli ve kadrolu en az bir yıl öğretmen olarak görev yapılmış olması gerekmektedir. Yine eşi diğer kurumlarda çalışan veya özel sektörde çalışan öğretmenler için ise 3 yılı doldurmaları ve diğer kriterleri de sağlamaları şartıyla aile birliğine ilişkin yer değiştirme haklarından faydalanmaktadırlar. Sağlık Bakanlığı ve Diğer kurumlarda da, kurumlarında çalışan personeller için benzer şekilde klavuzlar yayımlayarak aile birliğine bağlı yer değiştirmeye ilişkin usul ve esasları açıklamaktadırlar. Uygulamada görüldüğü kadarıyla Aile birliğine bağlı yer değiştirmeye ilişkin usul ve esaslar konusunda en sert kurum Diyanet İşleri Başkanlığı olmaktadır. Kanun çok sert bir şekilde yorumlanmakta ve aile birliği söz konusu olsa dahi personellinin 7433 sayılı yasa ile kadroya geçse dahi yer değiştirmesi için 4 yıllık mutlak bir süre öngörmektedir. Kanımızca gerek Milli Eğitim Bakanlığı, gerek Sağlık Bakanlığı ve gerekse Diyanet İşleri Başkanlığı personeli ve 7433 sayılı yasa kapsamında yer alan ve kadroya geçen diğer personellerin mazerete bağlı yer değiştirmeye ilişkin hakları konusunda 7433 sayılı yasa da bir belirsizlik söz konusudur. Bu nedenlerle bu konuda personel lehine yorumlama yapılması gerekmektedir.
7433 sayılı yasa ile kamu kurumlarında çalışan 7433 sayılı yasaya tabi kadrolu personeller kadroya geçtiğinden; 657 sayılı yasaya tabi personel olması nedeniyle 657 Sayılı Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin Aile Birliği Mazeretine Bağlı Yer Değişikliği başlığı altında 14. Maddede yer alan şartlara göre yapılması gerekmektedir.
7433 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra da Aile birliğine bağlı mazeret hakkı konusunda Devletin farklı bakanlıkları ve kurumlarda arasında farklı uygulamalar bulunmaktadır:
Diyanet İşleri Başkanlığının 11/07/2023 tarihli 2023 Yılı Kadrolu Kur’an Kursu Öğreticilerinin İsteğe Bağlı Nakil İşlemleri başlıklı duyurusunda ''Sözleşmeli Kur’an kursu öğreticisi olarak görev yapmakta iken 7433 Sayılı Kanun ile 633 Sayılı Kanun'un 10/A Maddesi kapsamında kadroya geçen personelden 31 Ağustos 2023 tarihi itibariyle atandığı il veya ilçede 6 (altı) ayı tamamlayanlar il içi; atandığı il veya ilçede 2 (iki) yılı toplamda ise en az 4 (dört) yıllık fiili hizmet süresini tamamlayanlar il dışı yer değiştirme talebinde bulunabilecektir.''denilmektedir. İsteğe bağlı Nakil İşlemleri Başlıklı duyurusu haricinde Diyanet işleri Başkanlığının 7433 sayılı yasa ile kadroya geçen personellerinin eş mazereti için yayımladığı ayrı bir klavuzu şu an itibariyle bulunmamaktadır.
Gençlik ve Spor Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü 07/07/2023 tarihinde yayımlamış olduğu duyurusunda sözleşmeli iken kadroya geçenler için eş mazereti durumu başlığında ''Sözleşmeli personel pozisyonlarının vizeli olduğu birimde fiilen en az bir yıl çalışılmış olması'' nı yeterli görmüştür. Aynı yasa kapsamında kadroya geçen Gençlik ve Spor Bakanlığı personelinebu hakkın tanınırken, diğer kurumlarda çalışan personellere tanınmaması eşitlik ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı 03/07/2023 tarihli ''Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş Ve Malatya İlleri İle Gaziantep İlinin İslahiye Ve Nurdağı İlçelerinde Görev Yapan Öğretmenlerin 22 İl Kapsamında İller Arası İsteğe Bağlı Yer Değiştirme Duyurusu'' başlığı altında ''Sözleşmeli öğretmen olarak görev yapmakta iken 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ya da 7433 sayılı Kanun kapsamında öğretmen kadrosuna atananlardan bu duyuru kapsamında başvuruda bulunacaklar için ilgili mevzuatta öngörülen dört yıllık çalışma süresi şartı aranmayacak'' denilerek eş mazereti talebi olmayanlar için dahi süre şartı aranmamıştır.
Bu örnekleri, yapılan duyuruları çoğaltmak mümkündür. Ancak bu hususların makalenin içeriğini açıklamaya yeterli olduğunu düşünmekte olup,Devletin farklı kurumları arasında farklı uygulamaların olması adalet, hakkaniyet ve eşitlik ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı personellerince yapılan taleplerde; Başkanlıkça 7433 sayılı kanun gereğince 4 yıllık hizmet süresinin tamamlanmadığı gerekçesiyle aile birliğine bağlı yer değiştirme talepleri reddedilse de; Başkanlığın gerekçesine dayanak gösterdiği 7433 sayılı kanunun 3. Maddesinin 6 fıkrası ile 657 sayılı kanuna eklenen ''Birinci fıkranın (a) ve (c) bentleri kapsamında memur kadrolarına atananlar, sözleşmeli personel olarak geçen süreler dahil olmak üzere dört yıl süreyle başka bir yere atanamazlar. Dört yıllık sürede, memur kadrosuna atanmadan önce tabi oldukları mevzuata göre yer değiştirme hakkına sahip olanların söz konusu mevzuatta yer alan süre, usul ve şartlarla görev yerleri değiştirilebilir. Aynı fıkranın (b) bendi kapsamında memur kadrolarına atananların il özel idaresi, belediye ve bağlı kuruluşları ile mahalli idare birlikleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarına nakli yapılamaz.'' şeklindeki hüküm olup, bu hükmün red gerekçesi olarak gösterilmesi yanlış olduğu gibi, bu hükmün uygulanıp uygulanamayacağına yönelik belirsizlikler de mevcuttur. Şöyle ki;
7433 sayılı kanunun 3. Maddesinin 6 fıkrası ile 657 sayılı kanuna eklenen ve davalı kurumun gerekçesine dayanak gösterdiği yukarıdaki maddenin içeriği incelendiğinde Aile Birliğine bağlı yer değişikliği/eş mazereti hakkından bahsedilmemiş olup, sadece bir personelin görev yapması için(Aile mazeretine bağlı değişiklikler haricinde) gerekli olan asgari süre belirtilmiştir. Her ne kadar yer değişikliğine ilişkin önceki mevzuata atıf yapılmış ise de; bu mevzuata atıf yapılırken dahi mazerete ilişkin bir ibare kullanılmamıştır. Kaldı ki önceki mevzuata da ( Aile birliği/mazerete ilişkin bir netlik yoktur) bir netlik yoktur. Kanaatimizce buradan anlaşılması gerekenin sadece bir personelin görev yapması için(Aile mazeretine bağlı değişiklikler haricinde) gerekli olan asgari sürenin 4 yıl olarak anlaşılması gerektiğidir. Kaldı ki Diyanet İşleri Başkanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün 15/06/2022 tarihli yazısından da anlaşıldığı üzere; 7433 sayılı kanun yürürlüğe girene kadar (sözleşmelipersonel kadrolu olana kadar) aile birliğine bağlı yer değişikliği hakkı için üç yıl yeterli görülmekteydi. Ve buna ilişkin yüzlercc kişi Aile Birliğine bağlı mazeret hakkını kullanarak yer değişikliği yapmış bulunmaktaydı.Başkanlıktaki personeller sözleşmeli iken mazeret hakkı için 3 yıl yeterli görülürken; hali hazırda kadrolu olduğu halde 4 yılın şart konulması hukuka aykırıdır. Zira bilindiği üzere 657 sayılı personelin yer değişikliği talepleri 657 Sayılı Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğe göre olmaktadır. Yukarıda da açıklandığı üzere; bu yönetmeliğe göre aile birliğine bağlı yer değişikliği hakkından faydalandırılması için gerekli olan tüm şartların 7433 sayılı personellerin kadroya geçmesi nedeniyle sağlandığı görülmektedir.
7433 sayılı yasada Aile birliğine bağlı yer değiştirmeye ilişkin belirsizlikler nedeniyle en üst norm olan Anayasanın esas alınması gerekmektedir. Anayasanın üçüncü bölümünde yer alan Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler bölümünde Ailenin korunması ve çocuk hakları başlığı altında düzenlenen 41. Maddesine göre''Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/4 md.) Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/4 md.) Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.'' şeklindeki maddeden de anlaşıldığı üzere; Aile varlığının korunması ve gelişimi ve çocuklarınana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurulması ve sürdürülmesi için Devlet tüm tedbirleri almakla yükümlüdür.Özellikle küçük yaşta çocukları olan ayrı şehirlerde özel sektörde veya kamuda görev yapan ebeveynlerin farklı illerde görev yapmaları nedeniyle küçük yaştaki çocukların anne ilgi ve şefkatine muhtaç olmaları ve babaların da ayrı şehirde görev yapmış olmaları nedeniyle çocukların gelişimi ve eğitimi ve tüm bakım ve sorumluluklarını anneleri üstlenmiş bulunmaktadır. Anne ve babanın farklı illerde olması çocukların eğitim, gelişim ve psikolojik durumlarına olumsuz etki etmektedir.
Bu somut durumlar Ailenin bütünlüğünü esas alan Anayasanın 41. Maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Açıklanan gerekçelerle 7433 sayılı yasa ile kadroya geçen personellerin aile birliğine bağlı taleplerinin ivedilikle karşılanması gerekmektedir.
Ülkemiz tarafından 1949 yılında kabul edilerek iç hukukumuzun bir parçası haline gelen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 16/3.maddesinde/fıkrasında: "Aile, toplumun doğal ve temel birimidir; toplum ve Devlet tarafından korunur." hükmüne yer verilmiştir.
İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) Haklar ve Özgürlükler başlıklı 1. bölümünün Özel Hayatın ve Aile Hayatının Korunması başlıklı 8. maddesinin 1. bendinde; ''Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.'' düzenlemesine yer verilmiştir. 2. bendinde ise ''Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir.'' denilmekle kamu otoritesinin hangi hallerde bu hakkın kullanılmasına müdahale edebileceği düzenlenmiştir. Bu sözleşme ile de aile hayatının korunmasına ilişkin paralel bir düzenleme getirilmiştir. Bu sözleşme Türkiye tarafından 10.03.1954 tarih 6366 sayılı yasa ile onaylanarak iç hukuk yönünden de bağlayıcı hale gelmiştir.
657 sayılı Kanun'un 72. Maddesinin ikinci fıkrasına göre ''Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşin de isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74 ve 76 ncı maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır. Yer değiştirme suretiyle atanmaya tabi memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki şartlarda izin verilebilir.'' denildiği yine yer değiştirme ile ilgili atama esaslarının belirlendiği 72. maddeye dayanak alınarak çıkarılan ve yürürlükte olan Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmeliğin 9. maddesine göre de; zorunlu yer değiştirmeye tabi olan memurun, memur olan eşinin yer değiştirme talebinin öncelikle yerine getirileceği, mülki idare hizmetleri sınıfı, emniyet hizmetleri sınıfı, subay, astsubay, hakim ve savcılar gibi zorunlu yer değiştirmeye tabi kamu görevlilerinin atandıkları yere, memur olan eşlerinin atamalarında eşin görev yaptığı kurumla ilgili olarak norm kadro sayılarına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı, kurumların hizmet puanı veya kadro yetersizliği gibi mazeretler ileri sürerek zorunlu atamaya tabi personelin memur olan eşini atamama veya ücretsiz izin almaya dolaylı olarak zorlama gibi bir yola başvuramayacakları açıktır.
..'' denilerekaile birliği için gerekli olan şartlar açıklanmıştır. Açıkladığımız gerekçelerle kadrolu olan ve eşi de özel sektörde veya kamuda çalışan ve yukarıda açıklanan mevzuatlardaki şartlarının tümünü yerine getirdiği anlaşılan Devletin çeşitli kurumlarında çalışan 7433 sayılı yasa ile kadroya geçen personellere eş mazereti hakkının tanınması gerekirken eş mazeretine yönelik taleplerin reddedilmesi açık bir şekilde hukuka aykırıdır. Ve gerçekten de ailelerin ve çocukların içinde bulunduğu psikolojik durum ve aile birliğinin sağlanmaması halinde giderecek bozulacak olan durumları da dikkate alındığında telafisi imkansız zararlarda doğmaktadır.Aileler ayrı şehirlerde ayrı evlerde kaldıklarından ekonomik olarak da oldukçayıpranmakta, iki ayrı kira ödemek zorunda kalmakta ve kiralardaki artış da dikkate alındığında, tüm bu hususlar telafisi imkansız zararlar doğurmaktadır. Bu nedenlerle eşlerin aile birliği sağlanmalıdır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; toplumun temeli olan ailenin korunması, huzur ve refahı için gerekli tedbirlerin alınmasının tüm kurumlar için Anayasal bir yükümlülük olduğu ve bu yükümlülüğü yerine getirmede tanınmış herhangi bir istisnanın da Anayasa'da yer almadığı, iç mevzuatımızda ailenin korunması, gelişimi ve Devlet tarafından alınması gerekli olan tedbirler gerek Anayasa gerekse Ülkemizce bağlayıcılığı olan uluslararası sözleşmelerle teminat altına alındığı dikkate alındığı ailelerin aile birliği bir an önce sağlanmalıdır.
Nitekim Danıştay 2. Dairesi13.02.2017 tarih,2016/4441 esas, 2017/924 karar sayılı kararında ''Dava, atama için muvafakat verilmesi talebinin reddine dair işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Aile birliğinin ancak davacının eşinin yanına gitmesi halinde sağlanabileceği, aile birliğinin korunması gerektiği, bu sebeple davacının ataması için muvafakat verilmesi gerektiğinden bahisle davaya konu işlemin iptalinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır'' diyerek Aile birliğinin korunması gerektiğinden bahsetmiştir ve idarece davacının eş mazereti nedeniyle yapılan tayin talebinin reddine ilişkin işlemin iptaline ilişkin yerel mahkemece verilen iptal kararı onanmıştır.
7433 sayılı yasa ile kadroya geçen Devletin çeşitli kurumlarında çalışan personeller657 sayılı yasaya tabi memur olduğu halde; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu veDevlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmelikteki şartlara göre aile birliklerinin sağlanması gerekirken ve bu yöndeki taleplerin kabul edilmesi gerekirken kabul edilmemesieşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.
Anayasanın başlangıç kısmında ve kanun önünde eşitlik başlığı altında bulunan 10/5maddesinde/fıkrasında ''Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. '' şeklindeki hüküm de dikkate alındığında 657 sayılı kanuna tabi olan kadrolu memurların bir kısmına şartsız eş mazereti hakkı tanınırken, 7433 sayılı yasa ile kadroya geçen ve aynı yasaya (657 sayılı yasa) tabi olduğu halde, özellikle bazı kurumların 4 yıllık uzun bir sürenin doldurulmadığı gerekçesiyle eş mazeretine yönelik tayin taleplerinin reddedilmesi eşitlik ilkesine ve vicdana aykırılık teşkil etmektedir.
Anayasa Mahkemesi de eşitlik ilkesini kararlarında sıklıkla vurgulamaktadır:
Anayasa Mahkemesi’nin 11.09.2014 tarih, 2013/116 esas, 2014/135 karar sayılı kararı,Anayasa Mahkemesi’nin 05.07.2012 tarihli 2012/11 esas, 2012/104 karar sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi’nin 20.09.2012 tarih ve 2012/65 esas, 2012/128 karar sayılı kararı, 09.02.2012 tarih, 2010/93 esas, 2012/20 karar sayılı kararlarında ''...Öte yandan, Anayasa’nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesi, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmektedir. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere yasa karşısında ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır...'' diyerek aynı konumda olan kişiler için aynı işlemlerin uygulanması gerektiğinden bahsedilmiştir. Bu nedenle 657 sayılı yasaya tabi olan 7433 sayılı yasa ile kadroya geçen personeller hakkındaeş mazeretine ilişkin şartların da oluştuğu dikkate alındığında; 657 sayılı yasanın atama ve yer değiştirme yönetmeliğine göre tayin taleplerinin kabul edilmesi gerekirken kurumlarca 3 yıl veya 4 yıl gibi uzun bir süre öngörülmesi eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.
7433 sayılı yasanın ilgili bölümü dikkatle incelendiğinde; Eş mazereti konusunda bir sınırlama yapmadığı gibi, normal tayin için aranan süre ile aile birliğinin sağlanması için aranan sürenin aynı olarak yorumlanması hukuka, hakkaniyete ve vicdana aykırıdır. Zira Aile bütünlüğü yukarıda da açıklandığı üzere kutsal olarak görülüp tüm mevzuatlarda yerini almıştır.
Sayın Cumhurbaşkanının yürürlüğe giren 7433 sayılı yasa ile ilgili;03/01/2023 tarihinde Sözleşmeliye Kadro Şöleninde yapmış olduğu açıklamada '' Görev yaptıkları kadrolu meslektaşları hangi hak ve imkanlardan istifade ediyorsa sözleşmeden geçen kardeşlerimizde artık aynı haklarından faydalanabilecektir. Eş durumu mazereti hakkı kullanımı için diğer eşin de kamu personeli olması şartı aranmayacak.'' (Bknz:https://www.youtube.com/watch-V=8lMn6Etalgs,https://www.memursen.orgtr/sozlemeliye-kadro-soleni-cumhurbaskani-erdoganin-katilimiyla-gerceklestirild3-https://www.tccb.gov.tr/konusmalar/353/142400/sozlesmeliye-kadrosoleni-programi-nda-yaptiklari-konusm4-https://www.iletisim.govtr/turkc/haberler/detay/cumhurbaşkani-erdogan-sozlesmeliye-kadro-soleni-programinda-konustu)/haberler/detay/cumhurbaşkani-erdogan-sozlesmeliye-kadro-soleni-programinda-konustu) demesine rağmen ve kanımızca bu açıklamalar 7433 sayılı yasaya net aktarılmazsa da 7433 sayılı yasadaki aile birliğine bağlı yer değiştirmeler ile ilgili belirsizlik nedeniyle,kadroya geçen personellin eş mazereti hakkı yanlış yorumlanmakta, belirsizlikler personel lehine yorumlanmamakta bu nedenle de bu hususlar telafisi imkansız zararlara sebebiyet vermektedir.
Bu nedenlerle bu hususta halen Devlete yer alan kurumlar arasında farklı uygulamalar olması ve özellikle bazı kurumlarda halen 4 yıllık bir sürenin öngörülmesi Aile birliğini parçalayan, telafisi imkansız yaralar açan bir şarttır. Yasadaki yorum farklılıkların ve farklı kurumlar arasındaki farklı uygulamaların önüne geçilmesi için Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü nce 28.02.2023 tarih veE-74073113-010.99-140151 sayılı yazıdan farklı olarak 7433 sayılı Kanun ile 657 sayılı Kanuna eklenen geçici 48 inci maddenin uygulanması hakkında kurumlara yeni bir yazı yollanmalı ve yazıda; sayın Cumhurbaşkanının 03/01/2023 tarihinde Sözleşmeliye Kadro Şöleninde yapmış olduğu açıklamadaki gibi şartsız eş mazereti hakkı tanınmalıdır. Şayet 7433 sayılı yasa ile kadroya geçen personellin Aile birliğinin sağlanması için yasal değişiklik gerektiği kanısı varsa meclis açılır açılmaz Aile birliğini sağlayan düzenleme için tüm siyasi partiler çalışma yapmalı ve sözleşmeli personeller de dahil 7433 sayılı yasa ile kadroya geçen personellin eş mazereti hakkına kalıcı bir çözüm getiren yasal bir düzenleme yapılmalıdır.
Av. Hafit BOZYEL