Milas'ta yaşayan ve 23 Kasım 2001'de vatani görevini yapmak üzere Samsun'daki birliğine teslim olan, ardından vatani görevini İstanbul'da sürdüren Lütfi Volkan Akıncı'nın, 6 Haziran 2002'de görevi sırasında korumakla görevli olduğu yüzbaşıya ait evde intihar ettiği öne sürülmüştü. Akıncı'nın cesedine İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yapılan otopside herhangi bir darp izine rastlanmadığı ve sol şakağından mermi girişi olduğu rapor edilmişti. Akıncı'nın ölümünün hemen sonrasında, 'MP5' olarak bilinen silahın odadaki masanın üzerinde bulunması ve silahta parmak izi bulunmadığı yönünde bilgiye ulaşan Lütfi Volkan Akıncı'nın ailesi, ihmal iddiasıyla askeri mahkemeye başvurdu. Askeri mahkemenin ihmal bulunmadığı yönündeki kararının ardından Akıncı ailesi, avukatları aracılığıyla davayı 23 Haziran 2004'te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdı. Ailenin 'Çocuklarının psikolojik durumunun göz önüne alınarak askerlik hizmetinden muaf tutulmaması ve ölüm sonrası yetkililerin etkili soruşturma yapmamasının insan hakları ihlali teşkil ettiği' iddiasıyla açtığı dava, 11 Aralık 2012'de sonuçlandı. AİHM, davayla ilgili 'Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşam hakkı ve etkili soruşturma hakkıyla ilgili maddelerini ihlal ettiğine' hükmetti. Mahkeme, başvuru sahiplerinin talepte bulunmaması nedeniyle maddi tazminata ise gerek görmedi. <br /> <div><strong><br /> 'En büyük isteğim oğlumun mezarına Türk bayrağı dikebilmek'</strong></div> <br /> <div>Lütfi Volkan Akıncı'nın babası Halil Yüksel Akıncı, kararın ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, itirazlarının haklı bulunmasına sevindiklerini, ancak hiçbir kararın oğullarını geri getiremeyeceğini söyledi. Oğluna şehitlik unvanı verilmesini talep eden baba Akıncı, 'Bu süreçte gerekli başvuruları yaparak, oğluma şehitlik unvanı verilmesini istiyorum. En büyük isteğim oğlumun mezarına Türk bayrağı dikebilmek' dedi. Türkiye'nin bir Avrupa mahkemesi karşısında maddi ceza ödememesi için tazminat davası açmadıklarını vurgulayan Halil Yüksel Akıncı, kararı, mezarını ziyaret ederek oğluyla paylaşacağını kaydetti.</div>