Bir mükellef evini satmıştır. Başkent Vergi Dairesi, değer artış kazancı olduğu gerekçesiyle ceza ihbarnamesi düzenlememiş ve bu ihbarnameyi mükellefin satış sırasında beyan ettiği adrese göndermiştir. Mükellef o adreste olmadığı için, muhtarlık kayıtlarında da bir bilgi olmadığı için ilanen tebligat yapılmıştır. <br /> <br /> <div>Mükellef ise eğer çalıştığı işyeri bilgileri veya nüfus bilgilerine bakılmış olsaydı, rahatlıkla Ankara'dan Adana'ya taşındığının tespit edilebileceğini belirtmiştir.<br /> </div> <br /> <div>Anayasa Mahkemesi yaptığı incelemede 213 sayılı Kanunun 101. maddesinde yer alan Bilinen adresler tanımlamasına dikkat çekmiştir. <br /> </div> <div>101. maddeye göre bilinen adresler şu şekildedir:<br /> </div> <div>1. Mükellef tarafından işe başlamada bildirilen adresler; 2. Adres değişikliğinde bildirilen adresler; 3. İşi bırakmada bildirilen adresler; 4. Vergi beyannamelerinde bildirilen adresler; 5. Yoklama fişinde tespit edilen adresler; 6. Vergi mahkemesinde dava açma dilekçelerinde ve cevaplarında gösterilen adresler; 7. Yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen adresler (İlgilinin tutanakta imzası bulunmak şartıyla); 8. Bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir varakalarında tespit edilen adresleri.</div> <br /> <div>Anayasa Mahkemesi, bu maddeye dikkat çekerek, vergi dairesinin, adresin tespitinde yeterli özeni göstermediğine karar vermiş ve yeniden yargılamanın yapılmasını istemiştir.<br /> <br /> <span style="font-size: 16px;"><strong><a href="http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/05/20150516-21.pdf"><span style="color: rgb(255, 0, 0);">>> Mahkeme kararı için tıklayın<br /> <br /> </span></a></strong></span></div>