TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÇAĞDAŞ GÜNEŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/24607)

 

Karar Tarihi: 18/10/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Fatma Gülbin ÖZTÜRK

Başvurucu

:

Çağdaş GÜNEŞ

Vekili

:

Av. Nurten ÇAĞLAR YAKIŞ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, üniversite öğrencisi olan başvurucunun katıldığı bir üniversite etkinliğinde terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediği gerekçesi ile yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılması nedeniyle eğitim hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu hakkında bahsi geçen eylemi nedeniyle disiplin soruşturması başlatılmıştır. Yapılan soruşturmada başvurucunun eyleminin 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 54. maddesi ile 65. maddesinin (a) fıkrasının (9) numaralı bendine dayanılarak hazırlanan 13/1/1985 tarihli Yükseköğretim Disiplin Yönetmeliği'nin 10. maddesinin (c) ve (e) bentlerinde belirtilen eylemler kapsamında kaldığı belirtilerek başvurucunun "yükseköğretim kurumundan çıkarma" cezası ile tecziyesine karar verilmiştir.

3. Başvurucu, hakkında tesis edilen disiplin cezasının iptali talebiyle dava açmıştır. Yapılan yargılama sonucunda idare mahkemesi başvurucu hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan tesis edilen mahkûmiyet kararı ve tanzim edilen disiplin soruşturması raporundaki tespitleri gözeterek başvurucunun yükseköğretim kurumu içinde yasa dışı örgüt propagandası yapma eyleminde bulunduğu sonucuna ulaşmış ve davanın reddine karar vermiştir.

4. Başvurucu kararı temyiz etmiştir. İncelemeyi Danıştay 8. Dairesi (Daire) yapmıştır. Daire, başvurucu hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı bulunup bulunmadığının araştırılmadan ilk derece mahkemesi tarafından ret kararı tesis edildiğini belirterek kararı bozmuştur. Bozmadan sonra yapılan yargılama sonrasında başvurucu hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün kesinleştiği, başvurucunun gerçekleştirdiği bu eylemin gerek 13/1/1985 tarihli gerekse sonradan yürürlüğe giren 18/8/2012 tarihli Yönetmeliklerin ilgili maddeleri uyarınca "yükseköğretim kurumundan çıkarma cezasına karşılık geldiği" belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Karar, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.

5. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Eğitim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

6. Başvurucu, 2547 sayılı Kanun'un 54. maddesinin (a) bendinin ve hakkındaki kesinleşmiş mahkûmiyet kararının terör örgütü propagandası yapma suçundan tesis edildiğini, terör örgütü üyeliği suçundan tesis edilen kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı bulunmamasına rağmen terör örgütü üyeliği suçundan mahkûm olma şartına bağlanan bir disiplin cezası ile cezalandırıldığını, disiplin cezasına konu eylemle aldığı disiplin cezası arasında adil bir dengenin bulunmadığını belirtmiştir.

7. Başvurucunun iddiaları, Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkı kapsamında incelenmiştir.

8. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

9. Anayasa Mahkemesi, eğitim hakkı ile ilgili genel ilkelere çok sayıda kararında yer vermiştir (Şehmus Altuğrul, B. No: 2017/38317, 13/1/2021, §§ 49-56; Ahmet Batur, B. No: 2018/20182, 14/9/2021, §§ 33-38; İlknur Uyan, B. No: 2019/14617, 14/4/2022, §§ 26, 30; Özcan Bayrak, B. No: 2019/14060, 3/11/2022, §§ 45-48; Umut Deniz Yorulmaz, B. No: 2019/19019, 20/12/2022, §§ 32-36).

10. Somut olaya benzer nitelikte olan Kemal Alican Yeğen ve diğerleri (B. No: 2018/10488, 29/3/2023) kararında ise Anayasa Mahkemesi, yükseköğretim öğrencisi olan başvurucular hakkında çeşitli nedenlerle verilen disiplin cezalarının eğitim haklarına müdahale oluşturduğuna karar vermiştir. Bahsi geçen kararda, söz konusu disiplin cezalarının dayanağı olan yönetmelik hükümlerinin düzenlenmesine izin veren kuralın -2547 sayılı Kanun'un 54. maddesinin (a) bendi ile 65. maddesinin ilgili kısmı- Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla iptaline karar verilmesi itirazını daha önce Anayasa Mahkemesinin incelendiğini ve ilgili kuralların iptaline karar verdiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi ilgili kanun maddelerinin yükseköğretim öğrencileri bakımından disiplin suçu teşkil eden eylemler ile bu eylemlere uygulanabilecek disiplin cezalarını ilişkilendirmediği, bu bağlamda muhatapları açısından belirlilik ve öngörülebilirlik sağlanmadığı, dolayısıyla yeterli hukuki güvence oluşturmadığı, ayrıca belirlilik ve öngörülebilirliğin sağlanamadığı bir alanda idareye öğrencilerin disiplinle ilgili işlerini yönetmelikle düzenleme yetkisinin verilmesinin de mümkün olamayacağı gerekçeleriyle bahse konu kuralların iptaline karar vermiştir. Sonuç olarak Kemal Alican Yeğen ve diğerleri kararında, başvuruya konu disiplin cezalarının yönetmelikle düzenlemesine izin veren dayanak kanun maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği gerekçesiyle kanunilik yönünden ihlal kararı verilmiştir (benzer değerlendirmelerin yer aldığı diğer kararlar için bkz. İsmail Karaca, B. No: 2017/26460, 21/4/2021, §§ 60-67; Nigar Hürel ve diğerleri, B. No: 2017/16800, 22/11/2022, §§ 17-25; Kemal Alican Yeğen ve diğerleri, § 17). Başvuru konusu olay yönünden de bahsi geçen karardan ayrılmayı gerektirecek herhangi bir durum bulunmamaktadır.

11. Bu itibarla başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahalenin kanunilik şartını taşımaması nedeniyle Anayasa'nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

12. Başvurucu, yargılamanın makul süre içinde tamamlanmaması nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Başvurucu; eğitim ve makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği iddialarının yanı sıra eşitlik ilkesinin, adil yargılanma hakkının, suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin, hak arama hürriyetinin, hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Bununla birlikte eğitim hakkı yönünden ihlal kararı verildiği gözetilerek diğer ihlal iddialarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

16. Başvurucu; ihlalin tespiti ve 150.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvuru konusu olayda ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). Bununla birlikte ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya 18.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

B. Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin eğitim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Konya 1. İdare Mahkemesine (E.2014/941, K.2014/1088) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuya net 18.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 294,70 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.094,70 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.