TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

M. A. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/31875)

 

Karar Tarihi: 29/3/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Hüseyin MECEK

Başvurucu

:

M. A.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan başvurucunun ücreti kendisince karşılanarak kurum idaresi aracılığıyla süreli yayın satın alma talebinin reddedilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün, toplu iğne, pergel, zımba, boncuk, boncuk ipi gibi kırtasiye ve hobi malzemeleri verilmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunmaktadır.

A. Süreli Yayın Satın Alma Talebine İlişkin Süreç

3. Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulunun (Kurul) 20/4/2017 tarihli kararıyla Yeni Asya gazetesinin kurumun asayiş ve güvenliğine aykırı olduğu gerekçesiyle ceza infaz kurumuna alınmamasına karar verilmiştir. Başvurucu, 10/7/2018 ve 11/7/2018 tarihlerinde anılan gazetenin kuruma alınması amacıyla infaz hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. İnfaz hâkimliği 10/7/2018 ve 12/7/2018 tarihli kararlarıyla uygulamada usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikâyetlerin reddine karar vermiştir. Bu kararlara karşı yapılan itirazlar ağır ceza mahkemesince 7/9/2018 ve 12/9/2018 tarihli kararlarla reddedilmiştir.

B. Kırtasiye ve Hobi Malzemelerinin Bulundurulması Talebine İlişkin Süreç

4. Başvurucu; kantinde bulunan boncuk, boncuk ipi, boya gibi hobi malzemelerinin kendisine satılmaması nedeniyle 5/7/2018 tarihinde infaz hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. İnfaz hâkimliği, 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) 14. maddesine göre kesici ve delici aletler boyama ve yapıştırmada kullanılan aletlerin koğuş ve eklentilerinde bulundurulmasının güvenlik nedeniyle yasak olduğu gerekçesiyle 11/7/2018 tarihinde şikâyetin reddine karar vermiştir. Başvurucunun bu karara karşı yaptığı itiraz 21/9/2018 tarihinde ağır ceza mahkemesince reddedilmiştir.

5. Başvurucu; kantinde satılan toplu iğne, tel zımba, pergel, cetvel gibi kırtasiye malzemelerindeki kısıtlamaların kaldırılması için 9/7/2018 tarihinde infaz hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. İnfaz hâkimliği, bulundurulmasına izin verilmesi istenen kırtasiye malzemelerinin Yönetmelik'te ceza infaz kurumlarında bulundurulabilecek maddeler arasında sayılmadığı ve güvenlik gerekçesiyle 9/7/2018 tarihinde şikâyetin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı yapılan itiraz ağır ceza mahkemesince 21/9/2018 tarihinde reddedilmiştir.

6. Başvurucu, nihai hükümleri öğrendikten sonra 12/10/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Komisyonca, kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile ifade hürriyetinin ihlal edildiği iddiası dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan şikâyetlere ilişkin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

8. Başvurucu, bireysel başvuru yapıldıktan sonra 7/6/2021 tarihinde tahliye edilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

10. Başvurucu, yayım ve satımı serbest olan gazeteyi alma hakkının ceza infaz kurumu tarafından keyfî biçimde engellendiğini belirterek haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini öne sürmüştür. Bakanlık görüşünde konuyla ilgili mevzuat ve içtihada yer verilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

11. Anayasa Mahkemesi, Recep Bekik ve diğerleri ([GK], B. No: 2016/12936, 27/3/2019) kararında olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan bir başvuruyu inceleyerek uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede süreli yayınların ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülere teslim edilip edilmemesinde keyfîliği engelleyecek, aynı hukuki durumda bulunanlara aynı uygulamanın yapılmasını sağlayacak, açık, yol gösterici ve istikrarlı idari uygulamaları garanti edecek bir mekanizmanın bulunmadığı gerekçesiyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Her ne kadar Recep Bekik ve diğerleri kararından sonra 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve buna bağlı düzenleyici işlemler ile bir dizi önlemler alınmış ise de eldeki başvurunun söz konusu yasal ve uygulamaya dönük değişiklikten önceki müdahalelere ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple eldeki başvuru yönünden anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Kişinin Maddi ve Manevi Varlığını Koruma ve Geliştirme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

12. Başvurucu, ceza infaz kurumunda bazı kırtasiye ve hobi malzemelerinin kendisine verilmediğini belirterek maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür. Bakanlık görüşünde; mevzuat ve konuyla ilgili içtihada işaret edilerek karar verilirken bunların dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

13. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

14. Ceza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve tutuklular, Anayasa'da düzenlenen temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir. Ancak tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin temini gibi ceza infaz kurumunda güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda hükümlü ve tutukluların sahip oldukları haklar ölçülülük ilkesi gözardı edilmeden sınırlandırılabilir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 35). Bu bağlamda gözetilen meşru amaç ile başvurucunun temel hakkı arasında adil bir denge sağlanmalıdır. Öte yandan idarenin tutuklu ve hükümlülerin özel ve aile hayatına müdahale konusunda takdir yetkisinin daha geniş olduğu gözetilmelidir (Mehmet Koray Eryaşa, B. No: 2013/6693, 16/4/2015, § 89).

15. Somut başvuru açısından değerlendirilmesi gereken ilk husus, başvuruya konu edilen Ceza İnfaz Kurumu uygulamasının başvurucu açısından Anayasa'nın 17. maddesi kapsamındaki güvenceleri harekete geçirecek asgari ağırlıkta olup olmadığıdır. Söz konusu ağırlık olayın tüm koşulları dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmede müdahalenin yoğunluğu, süresi, fiziksel ve ruhsal etkisi dikkate alınmalı; hürriyeti bağlayıcı tedbir ya da ceza gereğince mahpuslar tarafından katlanılması mümkün ve muhtemel görülen etki ve rahatsızlıklara oranla başvurucu açısından nasıl bir çekilmezliğin oluştuğu ya da oluşma ihtimalinin bulunduğu hususu gözönüne alınmalıdır. Bu bağlamda aranan asgari ağırlık eşiği, söz konusu alana ilişkin incelenebilir bir sorunun bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi açısından önemli bir kriterdir (Müjdat Gürbüz, B. No: 2017/36529, 23/5/2018, § 81).

16. Somut olayda kurumda suç işlenmesinin önlenmesi, güvenliğin sağlanması, disiplinin ve kamu düzeninin sürdürülmesi gibi gerekçelerle bazı kırtasiye ve hobi malzemeleri başvurucuya verilmemiştir. Başvurucu bu uygulamanın ne şekilde fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü zedelediği konusunda başvuru formunda bir açıklamada bulunmadığı gibi söz konusu müdahale ceza infaz kurumunda bulunmanın bir sonucu olarak hürriyeti bağlayıcı tedbir gereğince katlanılması mümkün ve muhtemel bir tedbir olarak değerlendirilmiştir.

17. Bu çerçevede kanuni dayanağı bulunan, makul gerekçelerle açıklanan ve mahpuslar tarafından katlanılması mümkün ve muhtemel görülen etki ve rahatsızlıkların başvurucu açısından çekilmez bir durum oluşturmaktan uzak olduğu ve başvuruya konu uygulamalar nedeniyle meydana geldiği ileri sürülen rahatsızlığın Anayasa 17. maddesi bağlamında aranan asgari ağırlık eşiğine ulaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına yönelik ihlal iddialarının Anayasa'nın 17. maddesi bağlamında inceleme yapılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

19. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama ve 5.000.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

20. Başvurucunun 7/6/2021 tarihinde tahliye olması nedeniyle ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar görülmemiştir.

21. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 3.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 3.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Osmaniye İnfaz Hâkimliğine (E.2018/5808, K.2018/5326; E.2018/5841, K.2018/5596) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/3/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.