TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HASBİ KILIÇ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/12163)

 

Karar Tarihi: 12/1/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Mahmut ALTIN

Başvurucu

:

Hasbi KILIÇ

Başvurucu Vekili

:

Av. Harun KILIÇ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kamulaştırmasız el atma davasında taşınmaz üzerinde uzun süredir tedbir uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 9/4/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, başvuru konusu Kayseri'nin Melikgazi ilçesine bağlı Keykubat Mahallesi'nde kâin 54 ada 1166 parsel (ifrazen Selimiye Mah. 10004 ada 5 parsel) sayılı taşınmazın hissedarıdır.

6. Başvuru konusu taşınmazda hissesi olan diğer bir malik 14/12/2012 tarihinde Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Melikgazi Belediye Başkanlığı (İdareler) aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açmıştır.

7. Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 11/4/2013 tarihli duruşmada davacıların hissesi üzerine davalıdır şerhi konulması için Melikgazi Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılması yönünde ara kararı verilmiştir. Aynı mahkeme tarafından yazılan 16/3/2022 tarihli müzekkere ile de davalıdır şerhinin kaldırılması talep edilmiştir.

8. Tapu kaydı incelendiğinde Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/138 esas sayılı dosyasında yazılan 2/5/2013 tarihli müzekkere neticesince söz konusu taşınmazın tapu kaydına 23/5/2013 tarihinde ihtiyati tedbir şerhi işlendiği ve bu şerhin 20/12/2021 tarihinde terkin edildiği görülmüştür.

9. İhtiyati tedbir kararı verilen Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/138 esas sayılı dosyası incelendiğinde davanın başvuru konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli ve tespitine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu davada 2/5/2013 tarihli Tensip Tutanağı'nda başvuru konusu taşınmazdaki davalıların hisselerinin başkasına devir, ferağ ve temlikini önleyici nitelikte şerh konulmasına karar verilmiştir.

10. Başvurucunun 17/12/2012 tarihinde aynı taleple Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı 2012/758 esas sayılı dava, diğer bir hissedarın Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) açtığı asıl dava ile 2/10/2013 tarihinde birleştirilmiştir.

11. Mahkemece 3/5/2016 tarihinde davaların kısmen kabulüne karar verilerek başvurucu ve diğer hissedar lehine tazminata hükmedilmiştir.

12. Taraflarca temyiz edilen karar, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin (Daire) 11/2/2019 tarihli kararıyla düzeltilerek onanmıştır. Davalı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığının talebi üzerine aynı Daire tarafından 22/10/2019 tarihinde maddi hatanın düzeltilmesine karar verilmiştir.

13. Nihai karar -düzelterek onama kararı- 12/3/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 9/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

14. Anayasa Mahkemesinin 12/1/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

15. Başvurucu, yargılamanın makul süre içinde tamamlanmaması nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

17. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).

18. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41, 45).

19. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında 17/12/2012-11/2/2019 tarihleri arasında 6 yıl 1 ay 25 gün süren yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

21. Başvurucu, başvuru konusu taşınmaz üzerinde 17/12/2012 tarihinde konulan ihtiyati tedbirin makul süreyi aştığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

22. Anayasa Mahkemesi ancak temellendirilebilmiş bir bireysel başvuruyu inceler. Başvurucuların şikâyetlerini hem maddi hem hukuki olarak temellendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Maddi dayanaklar yönünden başvurucuların yükümlülüğü şikâyetlerine konu temel olay ve olguları açıklamak, bunlara ilişkin delilleri Anayasa Mahkemesine sunmak, hukuki dayanak yönünden yükümlülüğü ise bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiğini özü itibarıyla açıklamaktır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).

23. Anayasa Mahkemesine başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlamak ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını ortaya koymak başvurucuya düşer. Başvurucunun anılan yükümlülüklere uymaması hâlinde şikâyetlerini temellendiremediği için başvurusu açıkça dayanaktan yoksun bulunabilir (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021, §§ 24-26).

24. Başvurucu, başvuru konusu davada 17/12/2012 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini iddia etmiş ise de başvuru formu ekinde ihtiyati tedbir kararını sunmamıştır. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan araştırmada da başvuru konusu davada ihtiyati tedbir kararına rastlanmamıştır. Öte yandan ana davada başvuru konusu birleştirilen davadan önce 11/4/2013 tarihli duruşmada davacıların hissesi üzerine davalıdır şerhi konulması yönünde ara kararı verildiği ancak tapu kaydında davalıdır şerhine rastlanmadığını belirtmek gerekir.

25. Bununla birlikte başvuru konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/138 esas sayılı dosyasında yazılan 2/5/2013 tarihli müzekkere neticesince taşınmazın tapu kaydına 23/5/2013 tarihinde ihtiyati tedbir şerhi işlendiği anlaşılmıştır. İhtiyati tedbir kararı verilen Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/138 esas sayılı dosyası incelendiğinde ise davanın başvuru konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli ve tespitine ilişkin olduğu ve 2/5/2013 tarihli tensip tutanağında başvuru konusu taşınmazdaki davalıların hisselerinin başkasına devir, ferağ ve temlikini önleyici nitelikte şerh konulmasına karar verildiği müşahede edilmiştir.

26. Buna göre başvuru konusu yapılan davada ihtiyati tedbir kararı verildiği iddia edilmesine rağmen başvuru konusu yapılmayan Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/138 esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararı verildiği tespit edilmiştir.

27. Netice itibarıyla başvurucu, başvuru konusu davada ihtiyati tedbir kararı verildiğini ortaya koyamadığı gibi davalıdır şerhi konulmasına yönelik ara kararın tapu siciline işlendiğini de ispatlayamamıştır.

28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Giderim Yönünden

29. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 50.000 TL maddi ve her bir şikâyet yönünden ayrı ayrı 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

30. Başvuruda makul sürede yargılanma hakkı yönünden ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Olayda ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından etkin giderim yolu, tazminat olarak görülmektedir. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Bununla birlikte başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

D. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2012/511, K.2016/356) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/1/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.