TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MERVAN EŞEN VE MESHUT EŞEN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/13412)

 

Karar Tarihi: 19/1/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Tuğçe TAKCI

Başvurucular

:

1. Mervan EŞEN

 

 

2. Meshut EŞEN

Başvurucular Vekili

:

Av. Senem DOĞANOĞLU

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kolluk görevlileri tarafından gözaltında darbedilme nedeniyle yaralanma meydana gelmesi ve bu olaya ilişkin yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucular 3/4/2013 tarihinde öğrencisi oldukları okulda çıkan bir tartışma nedeniyle gözaltına alınmıştır. Başvuruculardan Meshut Eşen hakkında düzenlenen Bismil Devlet Hastanesinin (Hastane) 3/4/2013 tarihli raporunda; sol yanakta, sol göz altında, sağ kolda, karında, sırtta, belde, kalçada, sağ testiste, her iki bacakta ve uylukta ağrı, sağ ayakta ağrı, her iki yanakta ekimoz, sol zigomatik kemik üzerinde 4x5 cm'lik ödem, ekimoz, sol kol dirsekte 4x4 cm'lik ekimoz, ödem, sağ scpula bölgesinde ekimoz ve 9x10 cm'lik ödem, dermal abrazyon, sırtta ve belde tama yakın dermal abrazyon, karında hassasiyet, göğüste hiperemi ve hassasiyet, sol scapulada hassasiyet, sağ testiste ağrı ve şişlik mevcut olduğu, her iki bacakta ağrı ve kızarıklık, sol ayak altında hiperemi, nazal fraktür şüphesi, zigomatik fraktür, A.C. pnömotaraks şüphesi olduğu, pnömotoraks zigomatik kırık şüphesi ve nazal fraktür şüphesi olan hastanın hayati tehlikesinin olabileceği tespitlerine yer verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 1/4/2014 tarihli raporda ise yaraların basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı tespitine yer verilmiştir.

3. Başvuruculardan Mervan Eşen hakkında Hastane tarafından düzenlenen 3/4/2013 tarihli raporda ise burunda, göğüste, her iki bacakta, sağ el bileğinde ağrı şikâyetleri olduğu, burunda hassasiyet bulunduğu, sağ bacak dış malleolün üstünde ters C harfi şeklinde yaklaşık 4 cm'lik basit kesi, göğüste ağrı, hassasiyet, nazal kemikte fraktür (muhtemelen eski) olduğu tespitlerine yer verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 1/4/2015 tarihli raporunda ise burun kemiğinde kırığa ve yumuşak doku lezyonlarına neden olan yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı, saptanan kırığın, hayat fonksiyonlarını hafif (1) derecede etkileyecek nitelikte olduğu tespitlerine yer verilmiştir.

4. Polis memurları M.E.K., H.A., A.T. hakkında 15/10/2015 tarihinde kamu görevi nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle yaralama, kemiklerin kırılmasına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama suçlarından cezalandırılmaları için kamu davası açılmıştır.

5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 30/1/2019 tarihinde polis memurları M.E.K. ile A.T.nin başvurucu Meshut Eşen'e yönelik olarak işledikleri kasten yaralama suçundan ayrı ayrı 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB); her üç polis memurunun başvurucu Mervan Eşen'e karşı işledikleri nitelikli yaralama suçundan ayrı ayrı 1 yıl 9 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve HAGB'ye karar verilmiştir. Başvurucuların itirazı 16/3/2019 tarihinde reddedilmiştir.

6. 19/3/2019 tarihinde tebliğ edilen karara karşı başvurucular 17/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucular; gözaltında polis memurları tarafından darbedilmek suretiyle kötü muameleye maruz kaldıklarını, olay hakkında etkili soruşturma yürütülmediğini ve caydırıcı bir yaptırıma hükmedilmediğini belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini öne sürmüştür.

8. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

9. Herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında insan onurunun korunması amaçlanmıştır. Üçüncü fıkrasında da kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muameleye tabi tutulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

10. Anayasa Mahkemesi daha önceki kararlarında, işlenen suç ile verilen cezalar arasında orantısızlık olması ya da kişiye hiç ceza verilmemesi durumlarında cezasızlık sonucunun ortaya çıktığını belirterek sorumlulara fiilleriyle orantılı cezalar verilmesi ve mağdur açısından uygun giderim sağlanması gerekliliğini vurgulamıştır. Bu gereklilikler doğrultusunda, kamu görevlisi tarafından gerçekleştirildiği sabit kabul edilen darp olayı sonucunda verilen adli para cezasının açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir (Süleyman Deveci, B. No: 2013/3017, 16/12/2015).

11. Başvurucuların polis memurları tarafından basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandıkları Mahkemece tespit edilerek sanıkların kasten yaralama suçundan cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Bu durumda somut başvuruda, ilk derece mahkemesinin kararıyla devletin negatif yükümlülüğünün ihlal edildiği tespit edilmiştir.

12. Olayın gelişim şekli ve başvurucuların maruz kaldığı eylemler dikkate alındığında, kötü muamele oluşturan eylem insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir. Bu aşamada Ağır Ceza Mahkemesince hükmolunan müeyyidenin orantılı olup olmadığı ele alınmalıdır.

13. İlk derece mahkemesinin -eylemin nitelik ve ağırlığı dikkate alındığında- sanıklar hakkında hapis cezasına ilişkin HAGB kararı sonucunda deneme süresi içinde suç işlememeleri hâlinde bu ceza hiç vaki olmamış sayılarak adli ve memuriyet siciline yansımayacaktır. Verilen bu karar cezanın infazının ertelenmesinden daha güçlü bir etkiye sahiptir ve sanığın cezadan muaf tutulması ile sonuçlanmaktadır. Ulaşılan bu sonucun bu tür olaylara karışan kamu görevlilerine hoşgörü ile yaklaşıldığı izlenimini uyandırdığı ve bu tür fiillere eğilimi olan görevlileri cesaretlendirebileceği gibi bireylerin bu kapsamda devlete ve adalet mekanizmalarına olan güvenlerini de zedeleyebileceği açıktır.

14. Öte yandan yukarıda açıklanan gerekçelerle yargılama sonucunda başvurucular açısından yeterli giderim sağlanamadığı dikkate alındığında başvurucuların mağdur sıfatının ortadan kalktığından bahsedilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle her ne kadar derece mahkemelerinin kararlarıyla somut olayda devletin negatif yükümlülüğünün ihlal edildiği tespit edilmiş ise de başvurucuların mağdur statüsünün devam ettiği değerlendirilmiştir.

15. Bunun yanı sıra 5 yıl 11 aylık yargılama süresinde makul olmayan bir gecikme söz konusudur. Bu nedenle yargılamanın insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının gerektirdiği özen yükümlülüğüne uygun yürütülmediği anlaşılmıştır.

16. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi ve usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

17. Başvurucular; ihlalin tespit edilmesi, yargılamanın yenilenmesi ve her birine 50.000 TL manevi tazminatın ödenmesi talebinde bulunmuştur.

18. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır (konuya ilişkin ilkeler için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

19. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır.

20. Ayrıca manevi zararları karşılığında başvuruculara talepleri ile bağlı olarak ayrı ayrı net 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi ve usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının usul boyutunun ihlalinin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2016/319, K.2019/75) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvuruculara net 50.000 TL manevi tazminatın AYRI AYRI ÖDENMESİNE,

E. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/1/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.