TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FATİH AYTUĞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/16063)

 

Karar Tarihi: 22/11/2022

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Ayhan KILIÇ

Başvurucu

:

Fatih AYTUĞ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza soruşturması kapsamında el konulan paranın suçta kullanıldığı gerekçesiyle müsaderesine karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, bireysel başvurunun inceleme tarihi itibarıyla Gemlik Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunmaktadır.

3. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca A.K.A. hakkında yürütülen soruşturma kapsamında şahsın yakalanmasına ve kaldığı muhtemel olan Gaziantep'teki bir evde arama yapılmasına karar verilmiştir. A.K.A. ile başvurucu, Gaziantep Karataş Mahallesi'ndeki bir sitede A.K.A.ya ait aracın içindeyken kolluk görevlilerince araç durdurulmuş ve aranmıştır. Akabinde söz konusu sitede bulunan ve başvurucu ile A.K.A.nın birlikte kaldığı ancak kira kontratının A.K.A. tarafından yapıldığının anlaşıldığı evde arama yapılmış, aramada bulunan 238.843 Amerikan doları (dolar) ile 48.910 TL'ye el konulmuştur. Elkoyma işlemi, kira kontratının A.K.A. tarafından yapılmış olduğu da gözetilerek A.K.A. hakkında yürütülen soruşturma kapsamında gerçekleştirilmiştir.

4. Başvurucu hakkında yürütülen ceza yargılaması Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüştür. Anılan Mahkeme 5/4/2018 tarihli duruşmada "Sanık Fatih Aytuğ müdafiinin ibraz ettiği, mahkememizin 05/01/2017 tarihli celsesinin 14 ve 15. sayfalarında belirtilen paralar hakkında el koyma işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise söz konusu paraların sanığa veya yetkili kıldığı kişilere verilmesi için Bursa İl Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılmasına" şeklinde karar vermiştir.

5. Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 4/10/2018 tarihinde başvurucunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliği suçundan neticeden 8 yıl 9 ay hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar verilmiştir. İstinaf istemi Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 7/2/2019 tarihli kararıyla esastan reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtay 16. Ceza Dairesinin (Daire) 2/2/2021 tarihli kararıyla onanmıştır.

6. A.K.A. hakkındaki ceza yargılaması İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince yürütülmüştür. A.K.A. FETÖ/PDY yöneticiliğiyle suçlanmıştır.

7. Başvurucu anılan yargılamada tanık olarak dinlenmiş ve el konulan 238.843 dolar ile 48.910 TL'nin kendisine ait olduğunu iddia etmiştir. Ancak başvurucu, yargılamaya katılma talebinde bulunmamıştır.

8. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi 24/4/2018 tarihinde A.K.A.nın FETÖ/PDY örgütü üyeliği suçundan neticeten 10 yıl hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar vermiştir. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca el konulan 238.843 dolar ile 48.910 TL'nin müsaderesine hükmetmiştir.

9. Başvurucu bu karara karşı istinaf yoluna müracaat etmiştir. İstinaf dilekçesinde; el konulan paranın başvurucuya ait olduğu ileri sürülmüş, nitekim Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesince 5/4/2018 tarihli duruşmada paranın başvurucuya iadesine hükmedildiği ancak maddi hata sonucu başka dosyayla ilişkilendirilerek müsaderesine karar verildiği iddia edilmiş, koşulları oluşmadan verilen müsadere kararının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.

10. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 18/2/2019 tarihinde başvurucunun istinaf istemini 4/12/2012 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 279. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca reddetmiştir.

11. Başvurucu bu karara karşı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinde itiraz yoluna müracaat etmiştir. İtiraz 25/3/2019 tarihinde reddedilmiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucunun tanık sıfatıyla dinlendiği hâlde 5271 sayılı Kanun'un 237. maddesinin (2) numaralı fıkrasında belirtilen süresi içinde katılma talebinde bulunmadığı vurgulanmış; bu nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi kararının sonucu itibarıyla yerinde olduğu açıklanmıştır.

12. Nihai karar 2/4/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 2/5/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Adli Yardım Yönünden

13. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, §§ 22-27).

B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

14. Başvurucu, koşulları oluşmadan müsadere kararı verilmesi sebebiyle mülkiyet hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

15. Bakanlık görüşünde, mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğu ve ölçülü olduğu belirtilmiştir.

16. Anayasa'nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü, mülkiyetinde bulunduğunu öne sürdüğü paraların müsaderesine yöneliktir. Dolayısıyla başvurucunun bütün şikâyetlerinin mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

18. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden şikâyet eden bir kimse, önce böyle bir hakkının var olduğunu kanıtlamak zorundadır (Mustafa Ateşoğlu ve diğerleri, B. No: 2013/1178, 5/11/2015, §§ 49-54). Bu nedenle öncelikle başvurucuların Anayasa'nın 35. maddesi uyarınca korunmayı gerektiren mülkiyete ilişkin bir menfaati olup olmadığı noktasındaki hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekir (Cemile Ünlü, B. No: 2013/382, 16/4/2013, § 26; İhsan Vurucuoğlu, B. No: 2013/539, 16/5/2013, § 31).

19. Anayasa'nın 35. maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20). Mülkiyet hakkı, maddi varlığı bulunan taşınır ve taşınmaz mal varlığını kapsadığı gibi maddi olmayan hakları da içermektedir (AYM, E.2014/177, K.2015/49, 14/5/2015).

20. Somut olayda A.K.A. hakkında yürütülen soruşturma kapsamında başvurucu ile A.K.A.nın birlikte kaldıkları evde yapılan aramada ele geçirilen 238.843 dolar ile 48.910 TL'ye el konulmuştur. Soruşturma makamlarınca ele geçirilen paraların, -arama yapılan eve ilişkin kira kontratının A.K.A. tarafından yapıldığı da gözetilerek- A.K.A.ya ait olduğu değerlendirilmiştir. Başvurucu, tanık olarak dinlendiği A.K.A.ya ilişkin yargılamada paraların kendisine ait olduğunu belirtmiş ise de davaya katılma talebinde bulunmamıştır. Başvurucu, neden katılma talebinde bulunmadığına dair bir açıklama da yapmamıştır.

21. 5271 sayılı Kanun'un 237. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, suçtan zarar görenler ile malen sorumluların ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilecekleri belirtilmiştir. Ancak başvurucunun davaya katılma talebinde bulunarak paraların mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ileri sürme imkânından yararlanmadığı görülmektedir. Başvurucu hüküm verildikten sonra itiraz yoluna müracaat etmek suretiyle katılma talebinde bulunmuş ise de başvurucunun katılma talebi, süresinde yapılmadığı gerekçesiyle kabul edilmemiştir. 5271 sayılı Kanun'un 237. maddesinin (2) numaralı fıkrasının, kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamayacağına ilişkin açık hükmü ve başvurucunun elkoyma işlemi ile A.K.A. hakkındaki yargılamadan baştan beri haberdar olduğu da gözetildiğinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin değerlendirmesinin temelsiz olmadığı anlaşılmıştır.

22. Ayrıca başvurucu hakkında yürütülen ceza yargılamasında, Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi 5/4/2018 tarihli duruşmada "Sanık Fatih Aytuğ müdafiinin ibraz ettiği, mahkememizin 05/01/2017 tarihli celsesinin 14 ve 15. sayfalarında belirtilen paralar hakkında el koyma işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise söz konusu paraların sanığa veya yetkili kıldığı kişilere verilmesi için Bursa İl Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılmasına" şeklinde karar vermiş ise de 238.843 dolar ile 48.910 TL'ye el konulmasına ilişkin işlemin A.K.A. hakkındaki yargılama kapsamında gerçekleştiğini dikkate almak gerekir. Ayrıca belirtilen ara kararında dahi başvurucu ile ilgili soruşturma kapsamında elkoyma işlemi gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin netleştirilmesi gerektiği ifade edilmiş, Bursa İl Emniyet Müdürlüğüne şartlı talimat verildiği görülmüştür. Dolayısıyla söz konusu ara kararından hareketle 238.843 dolar ile 48.910 TL'nin başvurucuya ait olduğunun ispatlandığı neticesine varılamaz.

23. Bu durumda başvurucunun kendisine sunulan imkânlara rağmen paranın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ispatlayamadığı, dolayısıyla başvurucunun mülkünün mevcut olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

24. Açıklanan gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 22/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.