TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ADEM BOZKURT VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/16600)

 

Karar Tarihi: 19/1/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Fatma Burcu NACAR YÜCE

Başvurucular

:

Adem BOZKURT ve diğerleri (ekli tablonun (C) sütunu)

Vekili

:

Bkz. ekli tablonun (F) sütunu

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumu disiplin kurulu kararına karşı yapılan şikâyetlerin infaz hâkimliği tarafından kabul edilmesi üzerine ilgili Cumhuriyet başsavcılığınca yapılan itirazların başvuruculara bildirilmemesi ve yeterli bir gerekçe gösterilmeden itirazın kabul edilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular muhtelif tarihlerde yapılmıştır.

3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Konularının aynı olması nedeniyle ekli tablonun (B) sütununda numaraları belirtilen başvuru dosyalarının aynı tablonun (1) numaralı satırında yer alan 2019/16600 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, bir kısım başvurucu yönünden görüşünü bildirmiştir.

8. Başvuruculardan bir kısmı, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

10. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

11. Olaylar sırasında başvurucular PKK terör örgütüne üye olmaktan hükümlü olarak Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Manisa İnfaz Kurumu) tutulmaktadır.

12. Manisa İnfaz Kurumunda tutulan başvurucuların çeşitli tarihlerde yapılan sayımlar sırasında sayım için ayağa kalkmadıkları, bulundukları alanda durmakta direndikleri, sayım yapılmasına engel olmaya çalıştıkları, slogan attıkları iddialarıyla haklarında disiplin soruşturmaları yapılmıştır. Soruşturmalar sonucunda Disiplin Kurulu tarafından muhtelif tarihlerde başvuruculara 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'da düzenlenen haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama, ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma, muhtelif sürelerle hücreye koyma gibi muhtelif disiplin cezaları verilmiştir.

13. Başvurucular disiplin cezalarına karşı İnfaz Hâkimliğine şikâyet başvurusunda bulunmuştur. Cumhuriyet savcıları çeşitli tarihlerde dosyalara yazılı görüş vermişlerdir. Söz konusu yazılı görüşlerde özetle itiraz konusu disiplin cezalarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazların reddini, disiplin cezalarının onaylanmasını talep etmişlerdir. İnfaz Hâkimliği başvurucuların taleplerini kabul ederek disiplin cezalarının iptaline karar vermiştir.

14. Cumhuriyet savcıları Disiplin Kurulu kararlarının hukuka uygun olduğunu belirterek İnfaz Hâkimliğinin iptal kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz dilekçeleri başvuruculara tebliğ edilmemiştir.

15. Cumhuriyet savcıları itirazlarında özetle hükümlülerin/tutukluların söz konusu tarihlerde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 7/8/2018 tarihli yazısı gereği sayımların belli bir nizamda ve ayakta görülecek şekilde alınmasına aykırı bir şekilde oturarak sayım vermek istedikleri, Kurumun her defasında aynı eylem ile karşılaştığı ve Genel Müdürlüğün yazısına istinaden ayağa kaldırma işlemlerinin yapıldığı, söz konusu eylemin aktif bir şekilde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturmadığı ancak herhangi bir eylemin ceza hukuku anlamında suç teşkil etmese bile idare hukuku anlamında disiplin cezasına yönelik bir eylem teşkil edebileceği, bu hâliyle eylemin idari tedbirlere açıkça aykırı olduğu ve disiplin cezasını gerektirdiğine kuşku bulunmadığı ileri sürülmüştür.

16. İtirazları değerlendiren Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) Cumhuriyet savcılarının itirazlarının kabulüne, Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlıklarının kararlarının onanmasına karar vermiştir.

17. Kararlarda, açık bir gerekçe belirtilmeksizin "İncelenen dosya içeriğine göre, itiraz eden Manisa C. Savcısının itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu hususlar yerinde olmakla, usul ve yasaya uygun bulunmayan Manisa İnfaz Hakimliğinin ... tarih ve .. sayılı ilamının kaldırılmasına, vaki itirazın kabulüne dair aşağıdaki karar kurulmuştur." ifadesine yer verilmiştir.

18. Ağır Ceza Mahkemesi yalnızca İnfaz Hâkimliğinin E.2019/660 ve 2019/662 D. İş sayılı dosyalarında ayrı ve açık bir gerekçe belirtmiştir. Gerekçede; Yargıtay kararlarına dayanılarak hükümlü ve tutukluların sayım yapılış şeklinin kurum güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek biçimde idare tarafından belirleneceğinin kabulünün gerektiği, somut olayda da hükümlü ve tutukluların sayım yapılış şekline karşı çıkarak sayımlarda ayağa kalkmayıp sayım düzenine uymadıklarının anlaşılması nedeniyle kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilmiştir.

19. Nihai kararların tebliğinin ardından başvurucular, süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

20. İlgili hukuk için bkz. İnan Gök, B. No: 2018/1936, 28/1/2021, §§ 20-31.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

21. Anayasa Mahkemesinin 19/1/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Tüm Başvurucular Yönünden Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

22. Başvurucular; hükümlü olarak bulundukları Ceza İnfaz Kurumunda aldıkları disiplin cezalarına itirazları üzerine İnfaz Hâkimliklerinin itirazların kabulüne ve disiplin cezalarının iptaline karar verdiğini, bu kararlara karşı Cumhuriyet savcılarının itiraz ettiğini, anılan itirazların kendilerine tebliğ edilmeden Mahkemelerce verilen iptal kararları kaldırılarak disiplin cezalarının onandığını ve kararların bu şekilde kesinleştiğini belirterek silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.

23. Bir kısım başvurucu için bildirilen görüşlerde Bakanlık; Mahkemenin evrak içeriğine ve karardaki gerekçeye göre Disiplin Kurullarının kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, hukukun uygulanması ve yorumlanmasının mahkemelerin resen gözeteceği bir husus olduğunu, disiplin cezalarına yapılan itiraz incelemesinde disiplin cezalarının şartlarının oluşup oluşmadığını belirlemenin hâkimin takdir yetkisi kapsamında kaldığını vurgulamıştır.

24. Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunan bir kısım başvurucu, bireysel başvuru dilekçelerindeki iddialarını tekrarlamıştır.

2. Değerlendirme

25. Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder(Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri yönünden incelenmiştir.

27. Mevcut başvuru kapsamında başvurucular hakkında başlatılan disiplin soruşturmalarına istinaden hücreye koyma, haberleşme veya iletişim araçlarından ve ziyaretçi kabulünden yoksun bırakılması cezaları verildiği ve bu cezalara karşı yapılan şikâyetler sonucunda İnfaz Hâkimliklerinin başvurucular hakkında tesis edilen bu cezaları hukuka uygun bulmayarak kaldırdığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte Cumhuriyet savcılarının itirazı üzerine Ağır Ceza Mahkemesi itirazların kabulüne kesin olarak karar vermiştir. Başvurucular, itirazın ne olduğunu bilmediğinden ve itiraz dilekçelerinin kendilerine gönderilmediğinden yakınmaktadır.

28. Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumu disiplin kurulu kararına karşı yapılan şikâyet ile ilgili benzer iddialarla yapılan bir başvuruyu İnan Gök kararında değerlendirmiştir. Söz konusu kararda; başvurucular lehine verilen infaz hâkimliği kararına karşı Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazda savcının itiraz dilekçesinin hükümlülere tebliğ edilmeyip hükümlülerin itiraza karşı beyanları alınmadan disiplin cezasının iptaline ilişkin infaz hâkimliği kararının kaldırılması nedeniyle başvurucuların iddia makamına karşı önemli ölçüde dezavantajlı duruma düşürüldüğü, bu durumun yargılamayı bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkardığı belirtilerek silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır (İnan Gök, §§ 49-53). Somut olayda da anılan kararda belirtilen ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

29. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Birleştirilen 2019/16941 Numaralı Başvurucu Ahmet Yeşil Başvurusu Yönünden

1. Başvurucunun İddiaları

30. Başvurucu; itiraz merciinin kararında açıklanan bir gerekçe olmadığını, yasal zorunluluk olmasına rağmen hiçbir gerekçe belirtilmemesinin hak ihlali olduğunu ifade etmiştir.

2. Değerlendirme

31. Anayasa’nın 141. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

 “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.”

32. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmiştir.

33. Anayasa Mahkemesi, benzer iddialarla yapılan bir başvuruyu yine İnan Gök kararında değerlendirmiştir. Söz konusu kararda; hücre cezasının kaldırılmasına ilişkin infaz hâkimliği kararını inceleyen itiraz merciinin, Cumhuriyet savcısının itirazını kabul ederek başvurucunun şikâyetini kesin olarak reddederken gerekçe gösterme yükümlülüğünden muaf olmadığı vurgulanmıştır. Kararda, merci kararında şikâyetin kabul edilmesine ilişkin infaz hâkimliği kararında yer alan gerekçelerin neden hukuka uygun olmadığının açıklanmadığı, dolayısıyla infaz hâkimliği kararı karşısında hükme ulaşmayı sağlayan sebepler ve sonuca götüren nedensellik kurgusu değerlendirmelerinin yeterli açıklıkta yapılmadığı ifade edilmiştir. Sonuç olarak kararda, gerek hükmün dayanağını oluşturan gerekçeli kararın gerekse dosyanın incelenmesinde anılan kabul gerekçesinin adalet gereksinimini giderecek ölçü ve nitelikte, yeterli ve ilgili olduğunun söylenemeyeceği belirtilerek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır (İnan Gök, §§ 64-66). Somut olayda da anılan kararlarda yer alan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

34. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. Birleştirilen 2019/19054 Numaralı Başvurucu Adem Bozkurt Başvurusu Yönünden

35. Başvurucu; itiraz merciinin kararında açıklanan bir gerekçe olmadığını, yasal zorunluluk olmasına rağmen hiçbir gerekçe belirtilmemesinin hak ihlali olduğunu belirtmiştir.

36. Abdullah Topçu (B. No: 2014/8868, 19/4/2017, §§ 75, 76) kararı doğrultusunda Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan açık yargılama sonunda tarafların davanın sonucuna etkili olabilecek tüm iddia ve savunmalarının tartışıldığı kararda hükme ulaşılması için yeterli gerekçe bulunduğu anlaşıldığından başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir (bkz. § 18).

D. Diğer İhlal İddiaları Yönünden

37. Başvurucular; verilen disiplin cezaları nedeniyle koşullu salıverilme süresinin etkilendiğini, masumiyet karinesinin, suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, adil yargılanma hakkının, işkence ve kötü muamele yasağının, haberleşme hürriyetinin, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden başvurucuların diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

E. Giderim Yönünden

38. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.

39. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

40. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucuların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Talepte bulunan başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,

B. 1. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. 2019/16941 numaralı bireysel başvuru yönünden gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

3. 2019/19054 numaralı bireysel başvuru yönünden gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 1. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının güvencelerinden olan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

2. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının 2019/16941 numaralı bireysel başvuru yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin adil yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması amacıyla ekli tabloda (D) sütununda numaraları belirtilen Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesine iletilmesi için Manisa İnfaz Hâkimliğine GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuların tazminat talebinin REDDİNE,

F. Ekli tabloda gösterildiği şekilde harç ve vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderlerinin başvuruculara ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/1/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.