TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

R. S. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/18249)

 

Karar Tarihi: 3/5/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Gizem Ceren DEMİR KOŞAR

Başvurucu

:

R. S.

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, gözaltı süresinde kötü muameleye maruz kalınması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 13/5/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu 17/3/2017 tarihinde, yanında diğer iki kişi ile birlikte kendini maliye denetçisi olarak tanıtarak gittiği işyerinden para talep etmesi ve durumdan şüphelenen işyeri sahiplerinin polis çağırması üzerine kaçmaya çalışırken işyeri sahipleri ve çevredekiler tarafından yakalanarak 16.30 sıralarında, Devriye Ekipler Büro Amirliğinde görevli polis memurlarına teslim edilmiştir. Dolandırıcılık suçundan hakkında yakalama kararı olduğunun anlaşılması üzerine başvurucu Sultanbeyli Asayiş Büro Amirliğine teslim edilmiş ve burada gözaltına alınmıştır.

6. Yakalama ve gözaltı sürecine ilişkin olarak düzenlenen evraklarda başvurucunun vatandaşlar tarafından yakalandıktan sonra polislere teslim edildiği, başvurucu polis merkezine götürüldükten sonra Cumhuriyet savcısı ile yapılan görüşmede başvurucunun gözaltına alınması ve başvurucuyla birlikte iş yerinden para talep edilmesi olayına karışan diğer iki kişinin tespit edilerek yakalanması talimatı verildiği, başvurucunun polis merkezinde işlemleri devam ederken kafasını duvara vurarak agresif hareketler sergilemesi nedeniyle zor kullanılarak etkisiz hâle getirildiği hususları kayıt altına alınmıştır. 18/3/2017 tarihinde başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir.

7. 17/3/2017 tarihinde saat 23.40 sıralarında düzenlenen gözaltı giriş raporunda sırt sağ yanda 10x15 cm hiperemik alan, sırtta sol orta hatta 5x4 cm hiperemik alan, sol koltuk altında 6x4 cm hiperemik alan tespit edildiği belirtilmiştir. Bir gün sonra alınan gözaltı çıkış raporunda ek bir bulguya rastlanmadığı bilgisi yer almıştır.

8. Başvurucu 27/3/2017 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçe ile kötü muameleye maruz kaldığını belirterek polis memurlarından şikâyetçi olmuştur.

9. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı başvurucunun müşteki sıfatıyla, ilgili kolluk görevlilerinin şüpheli sıfatıyla beyanlarını almış; başvurucunun sağlık raporlarını ve ilgili evrakları dosyaya getirtmiştir. Kolluk görevlileri özetle kendilerine ihbar gelmesi üzerine olay yerine gittiklerinde başvurucunun vatandaşlar tarafından darbedildiğini gördüklerini, olaya müdahale ederek şahsı muhafaza altına aldıklarını, hakkında arama kararı olduğunu tespit etmeleri üzerine Büro Amirliğine götürdüklerini, gerekli işlemlerin yapıldığını, şahsın taşkınlık yaptığını, kendisine zarar vermeye çalıştığını, bunu önlemek için şahsı kelepçelediklerini ama darbetmediklerini beyan etmiştir.

10. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı 5/10/2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Karar gerekçesi şöyledir:

"...müştekinin bir tahkikat kapsamında yakalandığı, kaçmak isterken engellendikten sonra olay yerine gelen görevli polis memurları tarafından kelepçelenmek suretiyle muhafaza altına alındığı, sırt sağ yan, sol orta hat ve sol koltuk altında hiperemik şeklindeki yaralanmasının kaçmasının engellenmesi ve muhafaza altına alınması sırasında direnmesi nedeniyle oluştuğunun değerlendirildiği, gözaltı giriş ile çıkış raporları arasında uyumsuzluk bulunmadığı, müştekinin iddialarını doğrulayan tanık ya da herhangi başka bir delil bulunmadığı, şüphelilerin atılı suçlamaları kabul etmedikleri, şüpheli polis memurlarının zor kullanma yetkilerini kullandıkları, bu yetki sınırını aşmadıkları..."

11. Başvurucunun itirazı 9/4/2019 tarihinde reddedilmiştir. Anılan karar başvurucuya 7/5/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Anayasa Mahkemesinin 3/5/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

13. Başvurucu, gözaltına alındıktan sonra resmî giyimli polis memurlarının kendisini sivil polislere teslim ettiğini, bu kişiler tarafından götürüldüğü polis merkezinde işlemediği suçları kabul etmesi için kendisine işkence yapıldığını ve hakaret edildiğini, gözaltına giriş raporu alınmadığını, şikâyetleri hakkında etkili bir soruşturma yapılmadığını, iddialarının araştırılmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

14. Anayasa’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı” kenar başlıklı 17. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz."

15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

17. Genel ilkeler için bkz. Turan Günana (6), B. No: 2015/9042, 4/4/2019, §§ 39-47.

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

18. Somut olayda başvurucu, yakalandıktan sonra teslim edildiği polis merkezinde işlemediği suçları kabul etmesi için hakarete ve işkenceye maruz kaldığını ileri sürmüştür. Başvurucunun yakalanarak polis memurlarına teslim edildiği saat 16.30 sıraları olarak kayda geçmiştir. Başvurucunun gözaltına giriş raporu ise aynı gün saat 23.40'ta düzenlenmiştir.

19. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda gözaltı giriş-çıkış raporları arasında uyumsuzluk bulunmadığına değinilmiş olmakla birlikte başvurucunun kötü muameleye maruz kaldığını ileri sürdüğü zamanda henüz gözaltı giriş raporunun düzenlenmemiş olduğu görülmüştür. Başvurucunun yakalanmasından yaklaşık yedi saat sonra düzenlenen sağlık raporunda başvurucunun sırt ve bel bölgesinden yaralandığı tespit edildiği belirtilmiştir.

20. Tutanaklara göre başvurucu; kaçmaya çalıştığı sırada, dolandırmaya çalıştığı ileri sürülen işyeri sahipleri ve vatandaş tarafından yakalanarak polise teslim edilmiştir. Bunun yanı sıra başvurucunun polis merkezinde taşkınlık yapması nedeniyle kuvvet kullanılarak etkisiz hâle getirildiğine ilişkin beyanlar bulunmaktadır. Kolluk birimleri ile adli makamlar, başvurucuda tespit edilen yaralanmaları kaçmaya çalışırken vatandaş tarafından yakalanması ve polis merkezinde kuvvet kullanılmasıyla açıklamıştır. Buna karşın Cumhuriyet Başsavcılığınca talep edilmesine karşın polis merkezindeki kamera görüntülerinin dosyaya sunulduğu tespit edilememiştir. Başvurucunun vatandaş tarafından darbedildiği iddiasına ilişkin olarak yürütülen bir soruşturma ya da bu iddiaları destekler nitelikte bir tanık beyanı da bulunmamaktadır.

21. Başvurucunun yakalanmasından hemen sonrasında alınan bir sağlık raporu olmaması nedeniyle başvurucunun yaralanma zamanının tespit edilemediği, polis merkezindeki kamera kaydı görüntülerinin dosyaya neden sunulamadığına ilişkin bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, adli makamlar ile soruşturma merciinin vardığı sonuçları destekler şekilde dosyada herhangi bir delil bulunmadığı hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde yapılan soruşturmada yetkililerin olay ve olguları ciddiyetle öğrenmeye çalışması, soruşturmayı sonlandırmak ya da kararlarını temellendirmek için çabuk ve temelden yoksun sonuçlara dayanmaması yönündeki gerekliliklere uygun hareket edilmediği sonucuna ulaşılmıştır.

22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının usule ilişkin boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

23. Başvurucunun yaralanma zamanı ve nedeni tespit edilemediğinden negatif yükümlülük yönünden bir değerlendirme yapılması bu aşamada gerekli görülmemiştir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

24. Başvurucu; ihlalin tespiti ve yeniden soruşturma yapılması talebinde bulunmuştur.

25. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği soruşturma mercilerince yapılması gereken iş, yeniden soruşturma işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

26. Başvurucunun tazminat talebi bulunmadığından tazminata hükmedilmesine yer bulunmamaktadır.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağı kapsamındaki etkili soruşturma yapma yükümlülüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının usul yönünden ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına (S. No: 2017/49265) GÖNDERİLMESİNE,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.