TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HAYDAR BAYAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/19776)

 

Karar Tarihi: 19/10/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Kübra KAYA

Başvurucu

:

Haydar BAYAR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; mektubun sakıncalı bulunarak alıkonulması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihinde "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak" suçundan Tekirdağ 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) hükümlü olarak bulunmaktadır.

3. Başvurucunun vasisine göndermek istediği mektup, İnfaz Kurumunun 4/3/2019 tarihli sakıncalı mektup değerlendirme kararıyla alıkonulmuştur. Kararın gerekçesinde; 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 68. maddesinin (3) numaralı fıkrası ile 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün (Tüzük) 123. maddesi kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda el yapımı karikatür içerikli üç adet kartpostaldan oluşan mektup içeriğinin örgütsel karar çerçevesinde kamuoyu oluşturmak üzere hazırlandığı ve kişileri korku ve paniğe yöneltebilecek nitelikte olması nedeniyle sakıncalı bulunduğuna işaret edilmiştir.

4. Başvurucu 6/3/2019 tarihli dilekçesi ile Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği, 25/3/2019 tarihinde şikâyetin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; İnfaz Kurumunun sakıncalı mektup değerlendirme kararına yer verilmiş, anılan kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir. İnfaz Hakimliği kararında başkaca bir gerekçeye yer verilmemiştir. Başvurucunun bu karara itirazı da Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesince (Ağır Ceza Mahkemesi) İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 17/4/2019 tarihinde reddedilmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi kararında da başka bir gerekçeye yer verilmemiştir.

5. Başvurucu, nihai kararı 29/4/2019 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 22/5/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

8. Başvurucu, vasisine göndermek istediği mektup içeriğinde siyasi görüşünü ifade eder nitelikte karikatür çizimlerinin yer aldığını, mektubunun sakıncalı olduğu gerekçesiyle alıkonulmuş olmasının ifade özgürlüğünü ve haberleşme hürriyetini ihlal ettiğini ileri sürmektedir. Başvurucu ayrıca infaz hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin benzer konularda sürekli olarak hak ihlaline neden olacak kararlar verdiğini, etkili bir hukuk yolu sayılamayacağını, bu nedenle etkili başvuru hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı görüşünde; ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin temini gibi ceza infaz kurumunda güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda tutuklu ve hükümlülerin sahip oldukları hakların sınırlanabileceği, somut olayda İnfaz Kurumunun mektubun örgütsel haberleşme niteliği taşıması nedeniyle alıkonmasına karar verdiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

9. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü, mektubunun sakıncalı olduğu gerekçesiyle alıkonularak haberleşmesinin engellenmesine ilişkin olduğundan iddianın Anayasa'nın 22. maddesi kapsamındaki haberleşme hürriyeti yönünden incelenmesi gerekir.

10. Tutuklu ve hükümlülerin mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).

11. Somut olayda mektubun alıkonulması nedeniyle başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır (ayrıntılı açıklama için bkz. Ahmet Temiz, §§ 46, 55; Muhittin Pirinççioğlu (3), §§ 45, 47). Bununla birlikte mektubun içeriği ile birlikte muhatabının vasi olduğunun da yapılan değerlendirmede dikkate alınması, mektubun vasiye gönderilmesinin hangi nedenlerle ceza infaz kurumu güvenliğini ve kamu düzenini tehlikeye düşürdüğünün açıklanması gerekir. İnfaz Kurumu kararında 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin (3) numaralı fıkrası ve Tüzük'ün 123. maddesi dayanak olarak gösterilmiştir. Öte yandan derece mahkemelerinin kararlarında ise anılan kararın usul ve yasaya aykırı olmadığı belirtilmekle yetinilmiştir. Ancak başvurucu tarafından vasisine gönderilmek istenen mektup içeriğinin neden sakıncalı görüldüğü ilgili ve yeterli bir gerekçe ile ortaya konulamamıştır.

12. Bu bağlamda başvuruya konu mektubun içeriğinde yer alan ifadelere yönelik olarak yapılan müdahalenin somut olayda kamu düzeninin korunması, suçun önlenmesi ile ceza infaz kurumunda disiplinin ve güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir somut bilgilere dayalı olarak ortaya konulamadığı anlaşılmıştır. Diğer bir deyişle başvurucunun göndermek istediği mektubun alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahale ilgili ve yeterli bir gerekçeye dayandırılmadığından müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını gösterilemediği, dolayısıyla demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.

13. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Muammer TOPAL ve İrfan FİDAN bu görüşe katılmamıştır.

III. GİDERİM

14. Başvurucu; ihlalin tespiti ve 15.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

15. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

16. Öte yandan eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya net 15.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

C. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE Muammer TOPAL ve İrfan FİDAN'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,

D. Kararın bir örneğinin haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2019/404, K.2019/697) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 15.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/10/2023 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY

1- Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs etmek suçundan Tekirdağ 1 no’lu cezaevinde hükümlü olarak bulunan başvurucunun vasisine göndermek istediği mektup hakkında ceza infaz kurumu başkanlığının 04.03.2019 tarihli kararıyla;

-Hükümlünün göndermek istediği ileti hakkında Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 123. maddesi gereğince yapılan incelemede, gönderi içerisinde yer alan üç adet postanın tamamında, terör örgütü üyelerinin örgütsel talepleri ile ilgili olarak aldıkları örgüt kararları doğrultusunda kamuoyu desteği oluşturmak amacıyla yazdıkları ve içerik itibariyle kişi ve kurumları paniğe sevk edebilecek yalan-yanlış bilgiler içerdiği tesbiti yapılmıştır.

2- Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 68/3. maddesi, ‘’Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütlerinin mensuplarının haberleşmelerine neden olan, kişi ya da kurumları paniğe yöneltecek yanlış bilgileri, tehdit ve hakaret içeren mektup, faks ve telgraflar hükümlüye verilmez. Hükümlü tarafından yazılmışsa gönderilmez.’’ amir hükmü ve ilgili Tüzüğün 123/1. maddesi gereğince hükümlünün göndermek istediği ve içerisinde örgütsel haberleşme-propaganda içerikli yazıların yer aldığı tespit edilen gönderiye cezaevi idaresince el konularak ilgilisine gönderilmemesine ve kurum arşivinde muhafazasına karar verilmiştir.

3- Cezaevi Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın kararına başvurucu tarafından yapılan şikayet, Tekirdağ 1. İnfaz Hakimliği’nin 25.03.2019 tarihli kararıyla ‘’şikayet başvurusuna konu ileti içerikleri ve disiplin kurulu başkanlığının gerekçesi değerlendirilerek ilgili kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından şikayet başvurusunun reddine’’ karar verilmiş, bu karara yapılan itiraz da Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir.

4- Cezaevi disiplin kurulu, infaz hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi kararına konu gönderi içeriklerine bakıldığında, terör örgütlerinin propaganda faaliyetleri kapsamında devlet yetkililerine hakaret ve iftira içerikli görsellerin posta yoluyla cezaevi dışarısına çıkarılmak istendiği, cezaevi idaresinin ‘göndermeme ve kurum arşivinde muhafazasına’ ilişkin kararının ilgili mahkemelerce denetlenerek yasal dayanakları ile birlikte somut olaya uygun ve yeterli gerekçeyle talebin reddine karar verildiği görülmüştür.

5- Açıklanan sebeplerle başvurucunun Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

Üye

Muammer TOPAL

Üye

İrfan FİDAN