TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Y. C. Y. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/24420)

 

Karar Tarihi: 22/11/2022

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Hasan SARAÇ

Başvurucu

:

Y. C. Y.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, sözleşmeli personel statüsüne geçilmesi istemiyle yapılan idari başvurunun reddinin iptali istemine dayalı olarak açılan davanın reddedilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu Samsun Gazi Devlet Hastanesinde devlet hizmet yükümlüsü olarak acil tıp uzmanı unvanıyla görev yaparken 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında sözleşmeli personel statüsüne geçmek istemiyle başvuru yapmıştır. Başvurucunun talebi 2018/9 sayılı Genelge uyarınca branşına ihdas edilmiş boş pozisyon bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucu, anılan işlemin iptali için Samsun 1. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmıştır. Başvurucu, kendisi ile benzer durumda olan bazı davacıların açmış olduğu davalar üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin vermiş olduğu aynı tarihli iki kararı da dilekçesine eklemiştir.

3. İdare Mahkemesi; mevzuatta ilgililere devlet hizmeti yükümlülüğünü devlet memuru veya 4924 sayılı Kanun'a tabi sözleşmeli sağlık personeli olarak yapmak konusunda seçme hakkı tanındığı ve bu tercihlerini kullanmaları için herhangi bir şart öngörülmediği, dolayısıyla 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun Ek 3. maddesine göre iradesini sözleşmeli olarak çalışma yönünde ortaya koyan başvurucunun bu talebinin branşına ihdas edilmiş boş ve vizeli sözleşmeli pozisyon bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığına ve başvurucunun yoksun kaldığı parasal haklarının idarece tazmin edilmesi gerektiğine oyçokluğuyla karar vermiştir.

4. İdarece kararın istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi (Dava Dairesi) İdare Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.

5. Dava Dairesi, gerekçesinde ilgili mevzuat hükümlerini sıraladıktan sonra özetle 2017/11115 sayılı Bakanlar Kurulu kararının ekindeki tabloda 2018 yılını kapsayan sözleşmeli sağlık personeli istihdam edilecek hizmet birimlerinin sayılarının tespit edildiği, idareler bazında personel dağılımlarına yer verildiği ve 16.000 adet sözleşmeli pozisyonunun belirlendiği, ayrıca Maliye Bakanlığının 1/1/2018 tarihinden geçerli olmak üzere 16.000 adet sözleşmeli personel pozisyonunun 4924 sayılı Kanun'un 3. maddesi uyarınca vize edildiği; vize edilen bu pozisyonlara yapılacak yerleştirmelere ilişkin usul ve esasları belirleyen Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2018/9 sayılı Genelgesi'nin 2. maddesi uyarınca Gazi Devlet Hastanesinin de bulunduğu ek I sayılı cetvelde belirtilen uzman tabip pozisyonlarının sadece acil tıp uzmanları için kullanılacağı, anılan hastane için 4 adet uzman tabip kadrosunun vize edildiği ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla da boş uzman tabip pozisyonunun bulunmadığı, netice olarak devlet hizmet yükümlüsü olarak görev yapan ve acil tıp uzmanı olan başvurucunun görev yaptığı Gazi Devlet Hastanesinde boş uzman tabip pozisyonu olmadığı için 4924 sayılı Kanun kapsamında sözleşmeli statüde istihdam edilebilme imkânı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

6. Başvurucu, nihai hükmü 13/6/2019 tarihinde öğrendikten sonra 12/7/2019'da bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

A. Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

7. Başvurucu, aynı hastanede aynı birimde çalışanlarla aynı statüde ve ortak şartlarda çalışması gerekirken sözleşmeli statüye kadro yokluğu nedeniyle geçirilmemesinin ve sonradan atanan hekimlere bu imkân verilirken kendisine verilmemesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, talebinin kabul edilmesi hâlinde hastanede personel artışı ve mevcut çalışma yerinde değişiklik olmayacağını belirterek davanın reddedilmesi nedeniyle Anayasanın 2., 10. ve 49. maddelerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ile aynı yönde 2015 tarihli bir Danıştay kararı sunmuştur.

8. Başvuru, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.

9. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı; maddi adaleti değil, şeklî adaleti temin etmeye yönelik güvenceler içermektedir. Bu bakımdan adil yargılanma hakkı davanın taraflardan biri lehine sonuçlanmasını garanti etmemektedir. Adil yargılanma hakkı temel olarak yargılama sürecinin ve usulünün hakkaniyete uygun olarak yürütülmesini teminat altına almaktadır (M.B. [GK], B. No: 2018/37392, 23/7/2020, § 80). Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlık konusunda varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (konuya ilişkin birçok karar arasından bkz. Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013).

10. Somut olayda başvurucunun ileri sürdüğü hususlarla ilgili olarak Dava Dairesi tarafından yapılan değerlendirmelerin bu ilkeler çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir. Başvurucunun iddiaları karşısında Dava Dairesi yapmış olduğu değerlendirmesinde, konuya ilişkin olarak uygulanacak yasal düzenlemeleri ayrıntılı olarak belirtmiştir. Dava Dairesi, ilgili mevzuatın ardından başvurucunun durumuna ilişkin olarak ayrıca ve açıkça değerlendirmelerde de bulunmuştur. Dava Dairesine göre başvurucunun ilgili kadroya atanabilmesi için gerekli şartlar söz konu olayda bulunmamaktadır. Bunun yanında başvurucu tarafından sunulan ve kendisi ile aynı durumda olduğunu iddia ettiği yargısal farklılığın içtihat farklılığı oluşturacak boyutta olmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak yargısal kararlardaki farklılığın hukuki güvenliği sarsacak nitelikte olmadığı, dolayısıyla başvurunun hukuk kurallarının yorumlanması ve delillerin değerlendirilmesi kapsamında kaldığı tespit edilmiştir. Tüm bu tespitler sonrasında Dava Dairesi kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun bulunmadığı dikkate alınarak ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir.

11. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

12. Ayrımcılık iddiasının incelenebilmesi için başvurucunun kendisiyle benzer durumdaki kişilere yönelik farklı uygulamaların meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayrımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir (Adnan Oktar (3), B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 50).

13. Somut olayda başvurucunun uğradığını iddia ettiği ayrımcılığa ilişkin delilleri ortaya koyamadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların temellendirilemediği sonucuna ulaşılmıştır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 22/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.