TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ABDURRAHİM YILMAZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/24833)

 

Karar Tarihi: 2/11/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Kübra KAYA

Başvurucu

:

Abdurrahim YILMAZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucuya gelen mektubun sakıncalı olduğu gerekçesiyle muhafaza altına alınması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihinde Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak suçundan hükümlü olarak bulunmaktadır.

3. İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının (Disiplin Kurulu) 16/4/2019 tarihli kararı ile başvurucuya bir siyasi partinin Kadıköy İlçe Başkanlığınca gönderilen mektubun kurumda muhafaza edilmesine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde; 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün (Tüzük) 91. maddesinin (3) numaralı bendinde belirtilen kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren mektubun hükümlüye verilmeyeceğine ilişkin düzenlemeye işaret edilerek İnfaz Kurumunda hâlihazırda devam eden bir açlık grevi olduğu, hükümlüye gönderilmek istenen mektubun grevi övücü ve teşvik edici unsurlar içermesi nedeniyle sakıncalı bulunduğu belirtilmiştir.

4. Başvurucu, Disiplin Kurulunun 16/4/2019 tarihli sakıncalı mektup değerlendirme kararına karşı 18/4/2019 tarihli dilekçesi ile Ödemiş İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. Şikâyet dilekçesinde; kendisinin de zaten açlık grevinde olduğu, mektubunun açlık grevini övücü unsurlar içermesi gerekçesiyle muhafaza altına alınmasının haberleşme hürriyetini ihlal ettiği ileri sürülmüştür.

5. İnfaz Hâkimliği 22/5/2019 tarihli kararı ile başvurucunun şikâyetinin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, mektubun gönderildiği tarihte İnfaz Kurumunda devam eden bir açlık grevinin olduğu, bu nedenle mektubun gönderildiği tarih itibarıyla asayiş ve güvenlik açısından olumsuz bir duruma yol açmasının mümkün olduğu hususuna Tüzük'ün 91. maddesinin (3) numaralı bendi kapsamında işaret edilmiştir.

6. Başvurucu, anılan karara karşı 29/5/2019 tarihinde Ödemiş 1. Ağır Ceza Mahkemesine (Ağır Ceza Mahkemesi) itirazda bulunmuştur. Ağır Ceza Mahkemesi, İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 12/6/2019 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

7. Başvurucu nihai hükmü 10/7/2019 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 11/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

9. Başvurucu, açlık grevinin sivil itaatsizlik örneği olduğunu, sadece grevde bulunanın bedenini etkileyen barışçıl bir tutum olduğunu, bu nedenle grevi övücü nitelik taşısa dahi mektubunun muhafaza altına alınmış olmasının haberleşme hürriyetini ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde; ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda kişilerin sahip oldukları hakların sınırlanabileceğine, yazışmalarının belli ölçüde denetlenebileceğine işaret edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı hangi suçtan yargılanarak ceza aldığı fark etmeksizin anayasal haklara sahip olduğu yönünde beyanda bulunmuştur.

10. Başvuru, haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir.

11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

12. Mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (bkz. Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).

13. Somut olayda mektubun alıkonulması nedeniyle başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır (ayrıntılı açıklama için bkz. Ahmet Temiz, §§ 46, 55; Muhittin Pirinççioğlu (3), §§ 45, 47). İdare ve derece mahkemeleri mektubun gönderildiği tarihte infaz kurumunda devam etmekte olan bir açlık grevinin bulunması ve alıkonulan mektup içeriğinin grevi teşvik edici unsurlar içermesi nedeniyle sakıncalı bulunduğuna dair ilgili ve yeterli gerekçe ortaya koymuştur. Dolayısıyla müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır.

14. Açıklanan gerekçeyle Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA2/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.