TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

H. E. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/3119)

 

Karar Tarihi: 23/11/2022

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Fatih ALKAN

Başvurucu

:

H. E.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun ziyaretçi listesinde değişiklik yapılması talebinin reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Hükümlü olan başvurucu, ziyaretçi listesinde bulunan bir kişinin ziyaretine gelmemesi nedeniyle listeden çıkarılması ve yerine başka bir kişinin ziyaretçi olarak eklenmesi talebiyle 8/10/2018 tarihinde ceza infaz kurumuna müracaat etmiştir. Kurum 16/10/2018 tarihli kararıyla başvurucunun talebini reddetmiştir. Kararın gerekçesinde; mevzuata atıfla ziyaretçi listesinin değiştirilmesi için gerekli olan ölüm, ağır hastalık, doğal afet, nakil ya da ziyaretçinin ziyaret olanağını ortadan kaldıracak yerleşim yeri değişikliği gibi zorunlu bir hâlin belgelendirilmediği belirtilmiştir.

3. Başvurucu söz konusu karara karşı İnfaz hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. İnfaz hâkimliği, kararın usule ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6/12/2018 tarihinde başvurucunun talebini reddetmiştir. Anılan karara karşı yaptığı itiraz, itirazın kabulü için bir neden bulunmadığı gerekçesiyle ağır ceza mahkemesinin 19/12/2018 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

4. Başvurucu nihai kararı 24/12/2018 tarihinde öğrendikten sonra 23/1/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

5. Komisyonca kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvurucu, bireysel başvurunun incelenmesi sürecinde tahliye edilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu, üç kişilik ziyaretçi listesinde yer alan M.B.nin ziyaretine hiç gelmediğini ve kendisinden haber alamadığını ifade etmiştir. Başvurucu; ziyaretçi listesinin değiştirilmesi talebiyle kuruma yaptığı başvurunun reddedilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, zorunlu hâllere ilişkin yapılan yorumun dar ve haklarını kısıtlayıcı nitelikte olduğunu ve makul gerekçelerinin değerlendirilmediğini belirterek ziyaret hakkının ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Bakanlık görüşünde; süreçte verilen kararların gerekçelerine, ilgili mevzuata ve konuyla ilgili içtihada yer verilmiştir.

8. Başvuru, özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.

9. Ceza infaz kurumlarında bulunan mahpusların ziyaretçi listesinde değişiklik yapılmasına ilişkin taleplerinin 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmelerine İlişkin Yönetmelik'in (Ziyaret Yönetmeliği) 9. maddesinde belirtilen "...gibi zorunlu hâller" kapsamında olup olmadığı tartışılmadan reddedilmesi suretiyle özel hayata saygı hakkına yönelik müdahalede bulunulduğu açıktır. Bu türden bir müdahalenin kanuniliğine, meşru amaç unsuruna, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkelere Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak yer verilmiştir (Mehmet Zahit Şahin, B. No: 2013/4708, 20/4/2016; Hiyam Yolcu Akyol, B. No: 2016/207, 7/11/2019).

10. Somut olayda başvurucunun ziyaretçi listesinde değişiklik yapılmasına ilişkin talebinin reddedilmesi suretiyle ortaya çıkan müdahalenin dayanağı olan 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 83. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin ve disiplinin sağlanmasına yönelik meşru amacın bulunduğu görülmektedir (Mehmet Zahit Şahin, §§ 54, 55, 57; Hiyam Yolcu Akyol, §§ 28, 29).

11. Bu belirlemenin ardından müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılacaktır. Demokratik bir toplumda, güvenliğin ve disiplinin sağlanması amacıyla ceza infaz kurumlarına gelebilecek ziyaretçi sayısının sınırlandırılması mümkün olmakla birlikte mahpusların öznel durumlarının da dikkate alınması ve bu hususta somut olayın koşullarının gerektirdiği esnekliğin temin edilmesi gerekir. Bu anlamda ceza infaz kurumlarında güvenliğin ve disiplinin sağlanmasındaki kamu yararı ile mahpusların sosyal ilişkiler kurabilmelerindeki bireysel yarar arasında makul bir denge gözetilmelidir (Mehmet Zahit Şahin, §§ 61-63; Hiyam Yolcu Akyol, §§ 31, 32).

12. Başvuruya konu süreçte, Kurumun ve derece mahkemelerinin somut olayın özelliklerini ve ziyaretçi olarak ismi bildirilen kişilerle ilgili değişen koşulları tamamen gözardı ederek Ziyaret Yönetmeliği hükümlerini katı bir yaklaşımla yorumladıkları gözetildiğinde başvurucunun özel hayatına saygı hakkı ile kurum güvenliğinin sağlanması arasında adil bir dengenin kurulduğu söylenemez. Bu itibarla başvurucunun üç kişilik ziyaretçi listesinde değişiklik yapılması talebinin reddedilmesi suretiyle özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalenin ilgili ve yeterli gerekçelere dayandırılmadığı ve müdahalenin demokratik toplum düzeninde gerekli bir müdahale olmadığı kanaatine varılmıştır. (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Mehmet Zahit Şahin, §§ 66-68; Hiyam Yolcu Akyol, §§ 35, 36).

13. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

14. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 5.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

15. Başvurucunun başvuruda bulunduktan sonra tahliye olduğu anlaşıldığından ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar görülmemiştir.

16. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında talebiyle bağlı kalınarak net 5.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 5.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Tarsus İnfaz Hâkimliğine (E.2018/3932, K.2018/3911), Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2018/2112 D. İş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 23/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.