TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ZEYNEP GÜMÜŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/31890)

 

Karar Tarihi: 1/2/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Volkan ÇAKMAK

Başvurucu

:

Zeynep GÜMÜŞ

Vekili

:

Av. Lezgin Ahmet BAYBAŞİN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, eğitim kurumunda sorgulama yapan kolluk görevlileri ve okul müdürü hakkındaki soruşturma izni verilmemesi kararı nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 5/9/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucunun oğlu F.S.G. 12/11/2018 tarihinde eğitimine devam ettiği okulda bulunmakta iken okul müdürünün odasına alınarak iki sivil polis memuru tarafından bilgi alma mahiyetinde sorulara muhatap kılınmıştır.

7. Başvurucu, kendisinden izin alınmadan sorgulanan oğlunun bu olaydan dolayı korktuğunu ve psikolojisinin bozulduğunu ileri sürerek ilgili kolluk görevlileri ve okul müdüründen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikâyetçi olmuştur.

8. Başsavcılık, görevi kötüye kullanma fiili bağlamında ilgili kamu görevlileri hakkında Bağlar Kaymakamlığından (Kaymakamlık) soruşturma izni istemiştir.

9. Kaymakamlık 26/2/2019 tarihli işlemle soruşturma izni vermemiştir. Kararda özetle çocuğun sınıfından rehber tarafından alındığı, sivil polis memurlarının çok kısa sürede sohbet havasında ve rehber öğretmen nezaretinde çocuğa sorular sorduğu, akabinde gün içinde rehber öğretmen tarafından çocuğun takip edildiği ve içe kapanma, moral bozukluğu gibi herhangi olumsuz bir durumla karşılaşılmadığı belirtilerek suç unsuruna rastlanmadığı ifade edilmiştir.

10. Başsavcılık, soruşturma izni verilmemesinin ardından 8/3/2019 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermiş; Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliği de anılan karara yapılan itirazı 1/8/2019 tarihinde reddetmiştir.

11. Başvurucu, nihai kararı 27/8/2019 tarihinde öğrenmesinin ardından 5/9/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Anayasa Mahkemesinin 1/2/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

13. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Başvurucunun İddiaları

14. Başvurucu; kendisine haber verilmeden oğlunun kolluk görevlileri tarafından okul içinde sorgulandığını, bu sebeple oğlunun psikolojisinin bozulduğunu, kolluk görevlilerinin bu eylemi nedeniyle açılan soruşturmada gerekçesiz karar verildiğini, etkili bir soruşturma yapılmadığını, süreçte yer alan yargı mensuplarının, sulh ceza hâkimliklerinin tarafsız/bağımsız olmadığını, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun mahkemelerin bağımsızlığına müdahale ettiğini, ilgili kamu görevlilerinin gereği gibi soruşturulmadığını, gerekçesiz bir biçimde sürecin sonlandırıldığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

C. Değerlendirme

15. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

16. Başvurucu, başvuru formunda oğluna yönelik sorgulama eyleminin fiziksel bir şiddet ve/veya zorla alıkoyma gibi bir eylem olduğu yönünde herhangi bir iddiada bulunmadığı gibi sorgulamanın onur kırıcı/küçük düşürücü vb. nitelikte kötü muamele teşkil eden bir eylem olduğunu da ileri sürmemiş; bu yönde yorum yapılmasını sağlayacak bir ifade kullanmamıştır. Başvurucu, herhangi bir maddi haktan söz etmeksizin ve/veya bir maddi hakka referans olacak iddialar ileri sürmeksizin salt adil yargılanma hakkına ilişkin usul güvencelerinin ihlal edildiğinden yakınmıştır.

17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

18. Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Bir ceza soruşturmasında üçüncü kişilerin cezalandırılmasını talep eden mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını taşıyan kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).

19. Somut olayda başvurunun üçüncü kişilerin cezalandırılmasına yönelik olduğu, dolayısıyla adil yargılanma hakkı kapsamına girmediği anlaşılmıştır.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 1/2/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.