TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

RUHİ HALLAÇOĞLU BAŞVURUSU (2)

(Başvuru Numarası: 2019/32307)

 

Karar Tarihi: 14/12/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Kübra KAYA

Başvurucu

:

Ruhi HALLAÇOĞLU

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, tutuklu olan başvurucuya gelen mektubun Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ne (UYAP) kaydedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY)üye olma suçundan Osmaniye 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) tutuklu bulunmaktadır.

3. Başvurucu, yapmış olduğu başvuruya ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden (AİHM) gönderilen mektubun İnfaz Kurumu personelince açılarak UYAP sistemine kaydedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla 19/8/2019 tarihinde Osmaniye İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurmuştur.

4. İnfaz Hâkimliği 21/8/2019 tarihinde şikâyetin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 1/3/2017 tarihli yazısı gereği terör ve örgütlü suçlardan hükümlü ve tutukluların kendilerine gelen veya göndermek istedikleri mektupların UYAP sistemine kaydedilerek işlem yapılması gerektiğine, bu kapsamda İnfaz Kurumunun işleminin usul ve yasaya uygun olduğuna işaret edilmiştir.

5. Başvurucu, anılan karara karşı 26/8/2019 tarihli dilekçesi ile Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesine (Ağır Ceza Mahkemesi) itirazda bulunmuştur. Ağır Ceza Mahkemesi, anılan kararın usul ve yasaya aykırı olmadığı gerekçesiyle 9/9/2019 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.

6. Başvurucu, nihai kararı 13/9/2019 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 16/9/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Başvuru tarihinden sonra 25/6/2021 tarihli 7328 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Hükümlünün mektup, faks ve telgrafları alma ve gönderme hakkı" kenar başlıklı 68. maddesinin (1) ve (4) numaralı fıkralarına cümleler ve beşinci fıkra eklenmiştir. Anılan değişiklikle hükümlülerin mektuplarının kaydedilme şartları, muhafazası ve imhasına ilişkin kurallar belirlenmiştir. Buna göre kayıt işlemi, terör suçları ve örgüt kapsamında işlenen suçlar ile hükümlünün kurum güvenliği açısından tehlike arz etmesi hâliyle sınırlanmıştır. Kayıtların kural olarak hiçbir kişi ve kurumla paylaşılamayacağı, soruşturma ya da kovuşturmaya konu edilmemişse azami bir yıl süreyle saklanacağı belirtilmiş, imha süreci Cumhuriyet savcısının denetimine tabi tutulmuştur. Söz konusu kanun değişikliğinin ardından Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün (Genel Müdürlük) 19/1/2021 tarihli yazısı ile yeni düzenlemenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

8. Anılan kanuni düzenleme ve Genel Müdürlük yazısına istinaden başvurucunun infaz kurumlarında bulunduğu 8/12/2016 tarihi ile tahliye olduğu 25/2/2020 tarihi arasında gelen/giden tüm mektup, faks ve telgraflar UYAP bilişim sistemi dosyasından silinmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

10. Başvurucu; 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince resmi makamlara gönderilen evrakın denetime tabi olmaması gerektiğini, tutukluların yazılı haberleşmeleri kısıtlanacak ise de 5275 sayılı Kanun'un 114. maddesi gereğince bu kısıtlamanın soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı kovuşturma evresinde mahkeme kararıyla gerçekleştirilebileceğini ifade etmiştir. Başvurucu, kendisine AİHM'den gönderilen evrakın UYAP sistemine kaydedilmiş olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

11. Bakanlık görüşünde; Anayasa Mahkemesinin Kemal Karanfil (B. No: 2017/24776, 24/5/2018) kararından sonra 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin (1) ve (4) numaralı fıkralarına cümlelerin ve (5) numaralı fıkranın eklendiği ve Genel Müdürlüğün 19/1/2021 tarihli yazısıyla yeni düzenlemenin uygulama usul ve esaslarının belirlendiği ifade edilmiştir. Bu kapsamda mahkûmiyete konu suç tipi ve hükümlü/tutuklunun tehlikelilik hâline göre ayrıma gidildiği, herhangi bir soruşturma ya da kovuşturmaya konu olmamış belgelerin bir yılın sonunda silinmesinin sağlandığı, hükümlü/tutuklunun resmi makamlara ya da savunması için avukatına gönderdiği mektupların ise UYAP sistemine kaydedilmemesi hususunun kanunla güvence altına alındığı belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

12. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü, kendisine gönderilen mektup içeriğinin İnfaz Kurumunca denetime tabi tutularak UYAP sistemine kaydedilmesine ilişkindir. Bireyin kişisel verilerinin ve bu verilerin korunmasına dair menfaatinin özel hayatı kapsamında olduğu açıktır. Haberleşme içeriklerinin ve biçimin, kaydı şeklinde gerçekleşen müdahalenin haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin özel bir şekli olduğu hususunda da tereddüt bulunmamaktadır. Dolayısıyla eldeki başvurunun Anayasa’nın 20. ve 22. maddeleri çerçevesinde özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyeti yönünden ve birlikte incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (Kemal Karanfil, § 48).

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Anayasa Mahkemesi Kemal Karanfil kararında başvurucunun dış dünyayla iletişimini sağlayan yazışmaların bazı istisnalar haricinde kurum idaresi tarafından denetlenerek UYAP'a kaydedilmesinin, kişiye ait bilgileri içeren mektupların açılıp okunarak sistemde tutulmasının başvurucunun özel hayatına ve haberleşmesine müdahale oluşturduğunu kabul etmiştir (Kemal Karanfil, § 53).

15. Yukarıda belirlenen müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı takdirde Anayasa’nın 20. maddesini ihlal edecektir. Bu sebeple sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir. (Halil Berk, B. No: 2017/8758, 21/3/2018, § 49; Süveyda Yarkın, B. No: 2017/39967, 11/12/2019, § 32; Şennur Acar, B. No: 2017/9370, 27/2/2020, § 34; R.G. [GK], B. No: 2017/31619, 23/7/2020, § 82). Bu bağlamda somut başvuruda öncelikle müdahalenin kanuni dayanağının bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Bu incelemenin -ilgili mevzuatta süreç içinde değişiklikler yapılmış ise de (bkz. §§ 28, 29)- başvuruya konu olay tarihi itibarıyla geçerli olan mevzuat hükümleriyle sınırlı olarak yapılması uygun görülmüştür.

16. Anayasa Mahkemesi Ümit Karaduman kararında, hükümlü ve tutukluların yazışmalarının sistematik olarak kaydedilmesine ilişkin mevzuatın tutulma süresi, bu yazışmalara üçüncü kişilerin erişimi ile içeriğindeki verilerin kullanılması, imhası ve verilerin gizliliğinin sağlanması hususlarına dair açık ve detaylı kuralları içermesi gerektiğini kabul etmiş, anılan hususları içermeyen mevzuatın kanunilik koşulunu sağlamadığı sonucuna ulaşmıştır (Ümit Karaduman, B. No: 2020/20874, 2/2/2022, § 69). Somut olayda ise her ne kadar 7328 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesine ek düzenlemeler getirilmiş ise de başvuru tarihi itibarıyla hükümlü/tutukluların mektuplarının kayıt, muhafaza ve kullanımını içeren tedbirlerin kapsamını, uygulanmasını, idarenin takdir yetkisinin sınırlarını düzenleyen, bununla birlikte muhataplarının yetki aşımı ile keyfîliğe karşı yeteri kadar güvenceye sahip olmalarını sağlayacak niteliğe ve açıklığa sahip kuralların mevcut olmadığı görülmekle anılan karardan ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmadığına kanaat getirilmiştir.

17. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan mahremiyetin ve kişisel verilerin korunmasını isteme bağlamında özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

18. Yukarıda yer verilen tespitler uyarınca başvuruya konu müdahalenin kanunilik koşulunu sağlamadığı anlaşıldığından söz konusu müdahale açısından diğer güvence ölçütlerine riayet edilip edilmediğinin ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.

III. GİDERİM

19. Başvurucu; ihlalinin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 100.000 TL maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

20. 7328 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler ve Genel Müdürlüğün 19/1/2021 tarihli yazısına istinaden başvurucunun infaz kurumlarında bulunduğu 8/12/2016 tarihi ile tahliye olduğu 25/2/2020 tarihi arasında gelen/giden tüm mektup, faks ve telgrafların UYAP bilişim sistemi dosyasından silindiği görülmekle yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

21. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 18.000 TL manevi tazminat ödenmesi, fazlaya ilişkin talebin reddedilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 15.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihlerinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Osmaniye İnfaz Hâkimliğine (E.2019/2887, K.2019/2997) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/12/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.