TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SEYİT AHMET AKDOĞAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/34368)

 

Karar Tarihi: 10/5/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Muzaffer KORKMAZ

Başvurucu

:

Seyit Ahmet AKDOĞAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, sakıncalı bulunarak alıkonulan mektupların iade edilmemesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu olan başvurucu, aynı ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan nişanlısına yazdığı mektubu ceza infaz kurumu dışındaki akrabasına göndermiş, bu kişi de mektubu başvurucunun nişanlısına posta yoluyla göndermiştir. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulunca bu mektup ile başvurucunun nişanlısının aynı usulü izleyerek başvurucuya üçüncü kişi vasıtasıyla gönderdiği mektuplar kurum içi örgütsel haberleşmenin engellenmesi amacı kapsamında sakıncalı bulunarak alıkonulmuştur.

3. Başvurucu, Çanakkale İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) sunduğu 26/6/2019 tarihli dilekçe ile kendi gönderdiği mektup ile nişanlısının tarafına gönderdiği -1/8/2017 ve 9/8/2017 tarihli kararlarla alıkonulan- mektupların iadesini talep etmiştir. Başvurucu dilekçesinde; 2017 yılında üçüncü kişiler aracılığıyla nişanlısıyla mektuplaştığını, kurum içi mektuplaşma imkânının bulunmaması nedeniyle böyle bir yola başvurduklarını, evliliğe hazırlık sürecine ilişkin yazılan mektupların ceza infaz kurumu dışındaki aracı kişilere ceza infaz kurumu tarafından denetlendikten sonra gönderildiğini, bu durumun da mektup içeriklerinde herhangi bir suç unsuru bulunmadığını gösterdiğini belirterek nişanlısının tahliye edildiğini ve mektupların alıkonulması gerekçesinin ortadan kalktığını ileri sürmüştür. Hâkimlik, başvurucunun nişanlısının tahliye edilmiş olmasının mektupların iadesini gerektirmediği gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Söz konusu karara yapılan itiraz, Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.

4. Başvurucu, nihai kararı 12/9/2019 tarihinde öğrendikten sonra 7/10/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

5. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

6. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).

7. Başvurucu, mektupların alıkonulmasının hukuka aykırı olduğunu, ceza infaz kurumunun gösterdiği gerekçenin geçerliliğini kaybetmiş olmasına rağmen de mektupların iade edilmediğini belirterek bu nedenlerle özel hayata saygı hakkı, haberleşme hürriyeti ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

8. Adalet Bakanlığınca sunulan görüş yazısında, inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formundaki açıklamalarını yinelemiştir.

9. Başvurucu ile nişanlısının birbirlerine gönderdikleri mektupların hukuka aykırı bir şekilde alıkonulduğu ve sonrasında iade edilmediği iddialarını içeren başvuru, özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir.

10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddiaların kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. Mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (bkz. Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).

12. Somut olayda başvurucunun özel hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetine yönelik olarak mektupların alıkonulması ve -bu uygulamanın devamı niteliği taşıyan- iade edilmemesi şeklinde gerçekleşen müdahalenin kanuni dayanağı ve meşru amacı vardır (aynı yönde değerlendirmeler için bkz. Ahmet Temiz, §§ 46, 55; Muhittin Pirinççioğlu (3), §§ 45, 47). Bununla birlikte derece mahkemeleri kararlarının, başvurucunun mektup içeriklerinde herhangi bir suç unsuru bulunmadığına ve nişanlısının tahliye edilmesi nedeniyle mektupların alıkonulması gerekçesinin ortadan kalktığına yönelik iddialarına dair somut değerlendirmelere dayanan yeterli bir gerekçe içermediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır.

13. Açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

14. Başvurucu 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

15. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

16. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya 4.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. ve 22. maddelerinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ve haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Çanakkale İnfaz Hâkimliğine (E.2019/1186, K. 2019/1365) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 4.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2019/1588 D.İş) ile Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 10/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.