TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
O. K. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2019/35232) |
|
Karar Tarihi: 5/10/2022 |
R.G. Tarih ve Sayı: 5/1/2023 - 32064 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
M. Emin KUZ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
|
|
Kenan YAŞAR |
Raportör |
: |
Volkan ÇAKMAK |
Başvurucu |
: |
O. K. |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda herhangi bir gerekçe belirtilmeden tek kişilik odada tutulma ve bu uygulamaya yönelik itiraz sürecinde yeterli değerlendirme yapılmaması nedeniyle kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Silahlı terör örgütüne (FETÖ) üye olma suçu isnadıyla yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanarak 23/7/2016 tarihinde Ağrı M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna yerleştirilen ve yargılama süreci sonunda 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılan başvurucu 22/9/2016 tarihinde nakledildiği Kars T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yaklaşık 18 ay kaldığı çoklu koğuştan alınarak 5/3/2018 tarihi itibarıyla tek kişilik odaya yerleştirilmiştir. Başvurucu 11/3/2018 tarihli dilekçesi ile tek kişilik odaya nakline yönelik uygulamanın gerekçesinin kendisine bildirilmediğini ileri sürerek Kars İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurmuştur. İnfaz Hâkimliği 31/3/2018 tarihli kararıyla başvurucunun talebini kabul ederek tek kişilik odaya alınma gerekçesinin başvurucuya bildirilmesine hükmetmiştir.
3. Başvurucu 8/4/2019 tarihli dilekçesiyle tek kişilik odaya alınma gerekçesinin kendisine bildirilmediğini belirterek tek kişilik oda uygulamasının sonlandırılmasını ve uygulamanın sebebinin kendisine bildirilmesini İnfaz Hâkimliği nezdinde talep etmiştir. İnfaz Hâkimliği 22/5/2019 tarihli kararıyla, Adalet Bakanlığının (Bakanlık) konuya ilişkin evrakı gizli olduğundan uygulama sebebinin başvurucuya bildirilemeyeceği gerekçesine yer vererek başvurucunun talebini reddetmiştir. Kararda başvurucunun talebinin salt tek kişilik oda uygulamasına yönelik gerekçenin bildirilmesi olarak nitelendiği, uygulamanın sonlandırılması, çoklu koğuşa nakil talebi yönünden bir değerlendirme yapılmadığı, bu konuda ayrıca bir hüküm kurulmadığı görülmüştür.
4. Başvurucu, bu süreçte ayrıca 6/3/2019 tarihinde Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurarak tek kişilik oda uygulamasının sebebinin kendisine bildirilmesini, uygulamaya son verilmesini ve Balıkesir'de ikamet eden ailesine yakın konumdaki bir ceza infaz kurumuna nakledilmesini talep etmiştir. Kamu Denetçiliği Kurumu 26/7/2019 tarihinde, başvurucunun 31/5/2019 tarihi itibarıyla Bandırma 2 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildiğini, bu suretle başvurucunun talebinin yerine getirildiğini belirterek dostane çözüm kararı vermiştir.
5. Başvurucunun 22/5/2019 tarihli İnfaz Hâkimliğinin kararına yaptığı itirazı Kars 1. Ağır Ceza Mahkemesi itiraza konu kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 26/7/2019 tarihinde reddetmiştir. İtirazın reddine dair kararı 27/9/2019 tarihinde tebellüğ eden başvurucu 15/10/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucu; ceza infaz kurumuna yerleştirilmesinden yaklaşık 20 ay sonra hiçbir gerekçe/sebep bildirilmeden tek kişilik odaya alındığını, bir yılı aşkın bir süre tek kişilik odada kaldığını, günde sadece bir saat havalandırmaya çıkabildiğini, manevi olarak yıprandığını, uygulamaya itiraz ettiği süreçte taleplerinin cevapsız bırakıldığını, sonuç alabilmesi adına uygun, etkin bir süreç işletilmediğini belirterek anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık tarafından sunulan görüşte öncelikle olaya ilişkin sürece ve konuya ilişkin insan hakları yargısı içtihadına yer verilmiş, tek kişilik odada gereken fiziksel ve sosyal imkânların sağlandığı başvurucu hakkında yargısal makamların ulaştığı sonuçtan ayrılmayı gerektiren maddi ya da hukuki bir neden bulunmadığı ifade edilmiştir.
8. Başvuru, kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmiştir.
9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
10. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülüğü öncelikle negatif yükümlülük olarak kamu otoritelerinin kişilerin fiziksel ve ruhsal olarak zarar görmelerine neden olmamalarını gerektirdiği gibi ayrıca pozitif yükümlülük olarak devlete kişilerin işkence ve eziyete ya da insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir ceza veya muameleye maruz bırakılmalarını engelleyecek tedbirler alma ödevi yüklemektedir (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013). Diğer taraftan etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı sağlanmasını güvence altına alır. Buna göre kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla öngörülen yargı yollarının mevzuatta yer alması yalnız başına yeterli olmayıp bu yolun aynı zamanda pratikte de başarı şansı sunması gerekir. Bu bağlamda kişilerin uyuşmazlık konusu iddialarının geniş şekilde değerlendirilmesi, ulaşılan sonucun yargı makamları tarafından ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanması gerekir (Y.T. [GK], B. No: 2016/22418, 30/5/2019, § 47; Meral Danış Beştaş (3), B. No: 2017/34087, 13/10/2020, §§ 37, 38; Murat Haliç, B. No: 2017/24356, 8/7/2020, § 44, İlhan Gökhan, B. No: 2017/27957, 9/9/2020, §§ 47, 49).
11. Mahpusların barındırılması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması gibi temel konularda ceza infaz kurumlarınca gerçekleştirilen işlem/eylem ya da ihmaller doğrudan mahpusların barınma koşullarını ve dolayısıyla yaşam standartlarını etkilediğinden ceza infaz kurumlarındaki uygulamaların temel hak ve hürriyetlere müdahale teşkil ettiğine dair ileri sürülecek iddiaların esasının incelenmesine imkân sağlayan, ilgili ve yeterli gerekçeler sunan ve gerektiğinde uygun bir telafiimkânı sağlayan etkili hukuk yollarının mevcudiyeti, ilgililere etkili başvuru hakkının sağlanması bakımından açık bir gerekliliktir(benzer değerlendirme için bk. Meral Danış Beştaş (3), §§ 39, 40). 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu uyarınca mahpusların ceza infaz kurumundaki tutulma koşullarından kaynaklı olarak uğradıklarını ileri sürdükleri hak ihlalleri ile ilgili uyuşmazlıklarda infaz hâkimliklerinin çözüm üretecek, değerlendirme yapacak makamlar oldukları da izahtan varestedir.
12. Somut süreçte başvurucu; tek kişilik odaya yerleştirilmesini müteakip öncelikle uygulamanın gerekçesinin kendisine bildirilmesi, akabinde de yargı kararına rağmen gerekçeyi öğrenememesi nedeniyle hem uygulamanın nedeninin bildirilmesi hem de uygulamaya son verilerek çoklu koğuşa alınması talebiyle İnfaz Hâkimliği nezdinde yargısal yollara müracaat etmiştir (bkz. §§ 2, 3). Yargısal makamların süreçte verdiği kararlara bakıldığında başvurucunun tek kişilik odaya alınması uygulamasının sonlandırılması talebine yönelik bir inceleme/değerlendirme yapılmadığı, uygulamaya son verilmesi yönünden ayrıca bir hüküm dahi kurulmadığı gözlemlenmiştir (bkz. § 3).
13. Başvurucunun tek kişilik oda uygulamasının sonlandırılmasına ilişkin olarak İnfaz Hâkimliğine yaptığı başvuruda, talebin salt uygulamanın sebebinin bildirilmesi bağlamında ele alınarak tek kişilik oda uygulamasının gerekliliği/hukuka uygunluğu açısından bir değerlendirme yapılmamasının ve bunun bir sonucu olarak söz konusu istem yönünden hüküm kurulmamasının başvurucunun iddialarının incelenmesine ve uygun bir telafi şansı sunulmasına elverişli olmadığı, temel hak ve hürriyetlerin ihlal edildiğine yönelik şikâyetin etkili bir şekilde incelenmesine imkân sağlamadığı açıktır. Bu bağlamda başvurucuya, kötü muamele yasağı kapsamında ileri sürdüğü müdahalenin ortadan kaldırılması talebiyle başvurabileceği, asgari güvenceleri içeren ve pratikte de işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
14. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
Kadir ÖZKAYA ve Yıldız SEFERİNOĞLU bu görüşe katılmamıştır.
III. GİDERİM
15. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 500.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur.
16. Mevcut durumda başvurucu, başka bir ceza infaz kurumuna nakledilmiş olduğundan ve tek kişilik oda uygulamasının son bulduğu anlaşıldığından tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
17. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 45.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,
2. Kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE, Kadir ÖZKAYA ve Yıldız SEFERİNOĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
C. Başvurucuya net 45.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
E. Kararın bir örneğinin bilgi için Kars İnfaz Hâkimliğine (Dosya No: 2019/491) GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 5/10/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY
Başvuru, ceza infaz kurumunda herhangi bir gerekçe belirtilmeden tek kişilik odada tutulma ve bu uygulamaya yönelik itiraz sürecinde yeterli değerlendirme yapılmaması nedeniyle kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Mahkememiz çoğunluğunca, somut olayda başvurucuya, kötü muamele yasağı kapsamında ileri sürdüğü müdahalenin ortadan kaldırılması talebiyle başvurabileceği, asgari güvenceleri içeren ve pratikte de işleyen etkili bir hukuk yolunun sunulmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Tarafımızca bu sonuca iştirak edilmemiştir.
Başvurucu "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla Doğubayazıt Sulh Ceza Hâkimliğinin 23.07.2016 tarihli tutuklama kararına istinaden aynı tarihte Ağrı M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alınmış, 22.09.2016 tarihinde Kars T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiş, bu kurumda yaklaşık 18 ay çoklu koğuşta kaldıktan sonra 05.03.2018 tarihinde tek kişilik odaya yerleştirilmiştir.
Başvurucu 11.03.2018 tarihli dilekçesi ile “oda değişikliği gerekçesini kurum idaresine sorduğunda kendisine Bakanlık emri olduğunun bildirildiğini, ancak kendisine bu yönde herhangi bir tebliğ yapılmadığını belirterek söz konusu değişikliğin gerekçesinin kendisine tebliğ edilmesi" talebiyle Kars İnfaz Hâkimliğine başvurmuştur.
İnfaz Hâkimliği 31.03.2018 tarihli kararıyla "… talebin kabulüne, 21 aydır çoklu koğuşta bulunan tutuklunun 05.03.2018 tarihinde tekli koğuşa alınmasının gerekçesinin tutukluya tebliğ edilmesine" karar vermiş ve bu karar başvurucuya 04.04.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Daha sonra başvurucu 08.04.2019 tarihli dilekçesiyle, Kars İnfaz Hâkimliğinin 31.03.2018 tarihli kararının kurum idaresince uygulanmadığını, oda değişikliği ile ilgili olarak kendisine hâlen bir gerekçenin tebliğ edilmediğini belirterek, oda değişikliği gerekçesinin kendisine tebliğ edilmesi talebiyle İnfaz Hâkimliğine yeniden başvuruda bulunmuştur.
İnfaz Hâkimliği 22.05.2019 tarihli kararıyla, başvurucunun tek kişilik odaya alınmasının Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün 19 Eylül 2016 tarihli yazısına dayandığını, bu yazının da gizli olması nedeniyle, kendisine tebliğ edilemediğine işaret ederek başvurucunun talebin reddine karar vermiştir.
Bu karar yapılan itiraz da reddedilmiştir.
Bu arada başvurucu 31.05.2019 tarihi itibarıyla Bandırma 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir.
Çoğunluk görüşüne dayalı kararda, başvurucunun 08.04.2019 tarihli dilekçesiyle infaz hâkimliğinden, tek kişilik odaya alınma gerekçesinin kendisine bildirilmediğini belirterek tek kişilik oda uygulamasının sonlandırılmasını ve uygulamanın sebebinin kendisine bildirilmesini talep ettiği, talep için oluşturulan kararda ise başvurucunun talebinin salt tek kişilik oda uygulamasına yönelik gerekçenin bildirilmesi olarak nitelendiği, uygulamanın sonlandırılarak çoklu koğuşa nakil talebi yönünden ise bir değerlendirme yapılmadığı, bu konuda ayrıca bir hüküm kurulmadığı kabul edilmek suretiyle ihlal sonucuna ulaşılmıştır.
Konuya ilişkin dosyadaki belgelerden, başvurucunun, idarece, kendisine yöneltilen suçlama bağlamında 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ülke genelinde yaşanan olaylara bağlı olarak ortaya çıktığı değerlendirilen güvenlik sorunları nedeniyle ceza infaz kurumlarında alınması gereken tedbirler bağlamında tekli koğuşa alındığı; başvurucunun çoklu koğuşa yerleştirilmeyi daha çok zımni olarak talep ettiği ve fakat daha belirgin biçimde tekli odaya alınmasının gerekçesinin bilgi edinme hakkı kapsamında kendisine iletilmesini istediği, İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi'nce de bu doğrultuda bir değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan başvurucunun bu süreçte, ayrıca, 06.03.2019 tarihinde Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurarak tek kişilik oda uygulamasının sebebinin kendisine bildirilmesini, uygulamaya son verilmesini ve Balıkesir'de ikamet eden ailesine yakın konumdaki bir ceza infaz kurumuna nakledilmesini talep ettiği durumu da dikkate alındığında, başvurucunun talebinin esas itibarıyla tekli odaya alınmasının gerekçesinin bilgi edinme hakkı kapsamında kendisine bildirilmesi olduğu hususunun kabulü gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Belirtilen durumlarla birlikte, yine konuya ilişkin belgelerden, ceza infaz kurumlarındaki oda ve koğuş yerleştirme işlemlerinin ilgili Kanun hükümleri çerçevesinde, suç grupları ve türleri, risk durumları, yaş, cinsiyet, hüküm alıp almadığı, kurum güvenliği gibi ölçütlerin esas alınması suretiyle kurum idaresi ve gözlem kurulu tarafından yapıldığı, bu kararlara karşı yargı yolunun açık olduğu; başvurucunun tek kişilik odada kaldığı süre içerisinde, düzenli olarak her gün bir (1) saat havalandırma bahçesine çıkabildiği, kurs ve etkinliklere katılabildiği, herhangi bir kısıtlama söz konusu olmadan Kurum kütüphanesinden faydalandığı, Kurum idaresi aracılığıyla alınmasını talep ettiği ya da kargo yoluyla kendisine gönderilen yayınların kendisine teslim edildiği, ayrıca talep ettiği tarihlerde talep ettiği gazetenin Kurum idaresince temin edilerek kendisine verildiği, sağlık haklarından ve hizmetlerinden kusursuz olarak yararlandırıldığı, sağlık sorunları ile ilgili gerekli tüm tetkiklerin ve tedavilerin özenle yerine getirildiği, havalandırma bahçesinden yararlandırıldığı vakitlerde kendisi ile aynı blokta bulunan ve diğer tekli odalarda barındırılan hükümlü/tutuklularla suç türü farklılığı olması sebebiyle bir araya getirilmediği, açık ve kapalı görüş ile avukat görüşü ve revir gibi imkânlardan faydalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen durumlar dikkate alındığında, olayın niteliği itibarıyla başvurucu bakımından kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edilmediği sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca aksi yönde oluşan çoğunluk görüşüne dayalı karar iştirak edilmemiştir.
Başkan Kadir ÖZKAYA |
Üye Yıldız SEFERİNOĞLU |