TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A.Y. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/38819)

 

Karar Tarihi: 19/1/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Habip OĞUZ

Başvurucu

:

A.Y.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı ceza davasında adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvuru, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle başka temel hakların ihlal edildiğine ilişkin şikâyetleri de içermektedir.

2. Başvurucu; Yargıtay üyesi iken Yargıtay l. Başkanlar Kurulunun 17/7/2016 tarihli ve 244/a sayılı kararı ile mevcut yetkileri kaldırılmış, 1/7/2016 tarihli ve 6723 sayılı Danıştay Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 5. maddesi ile Yargıtay üyeliği sonlandırılarak Yargıtay tetkik hâkimi olarak görevlendirilmiştir. Daha sonra başvurucunun, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun 24/8/2016 tarihli ve 2016/426 sayılı kararı ile Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) ile irtibatı ve iltisakı bulunduğu değerlendirilerek meslekten çıkarılmasına karar verilmiştir.

3. Başvurucu, hakkında başlatılan soruşturma sonunda açılan kamu davasında -ilk derece sıfatıyla- Yargıtay 9. Ceza Dairesince (Ceza Dairesi) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan hapis cezasına mahkûm edilmiştir.

4. Ceza Dairesi; mahkûmiyet gerekçesinde, başvurucunun FETÖ/PDY içerisinde faaliyet yürüttüğüne ilişkin beyanda bulunan tanık anlatımlarına, bir mesajlaşma programında ele geçirilen üçüncü kişilerin başvurucu hakkındaki mesaj içeriklerine dayanmıştır. Mesajlarda kimi davalarla ilgili olarak başvurucunun da aralarında bulunduğu müfettiş kökenli birtakım Yargıtay üyelerinden fikir alınmasının iyi olacağı, bu kişilerden yararlanılabileceği; Yargıtay üyeleri hakkında uygulanan arama, elkoyma, gözaltı, tutuklama, teknik takip gibi koruma tedbiri kararları konusunda yetki, görev ve uygulama için emsal olması bakımından H.E. dosyası ve varsa başka emsaller konularında divan veya başkanlar kurulu kararlarından suret alınıp çalışma yapan başvurucuya ulaştırılmasının istediği gibi hususlara yer verilmiştir.

5. Ceza Dairesi, gerekçeli kararında mesaj içerikleriyle ilgili olarak alınan mesaj içeriklerinden örgütün yüksek yargı yapılanması içerisinde örgüt üyelerinin yargılandığı davalar ya da örgüt tarafından takibi yapılan dava dosyalarında (örgüt üyelerinin kendi içinde; yaptıkları eylemlerin hukuksuz olduğunun farkında olarak) çalışmalar yapmak üzere "Dava Takip Birimi" adı altında grup oluşturulduğu bu grubun "DT" şeklinde kodlandığı, başvurucunun isim ile soy isminin "A.Y." olarak ve görev yaptığı dairenin açıkça geçtiği mesaj içerikleri ile diğer içeriklerden söz konusu davalarda hukukî görüş bildirilip dosya hazırlığı ya da savunma hazırlığı yapılmasında ortak tavır sergilenmesinin sağlanması bakımından faaliyette bulunup aktif rol aldığı hususlarına yer verilmiştir.

6. Hüküm, Yargıtay Ceza Kurulunca 7/9/2021 tarihinde onanmıştır. Başvurucu 21/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Başvurucu vekili tarafından aynı konuya ilişkin olarak yapılan 2022/31598 numaralı bireysel başvuru, mevcut başvuruyla birleştirilmiştir.

8. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Suç İsnadına Bağlı Tutmaya İlişkin Şikayetler Yönünden

10. Başvurucu, tutuklamanın ve tutukluluğun devamına ilişkin kararların hukuki olmadığını, yetkisiz ve görevsiz olan sulh ceza hâkimliğince tutuklandığını, özel soruşturma usullerine uyulmadığını, soruşturma dosyasına erişiminin kısıtlandığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Anayasa Mahkemesi, Mehmet Emin Kılıç ve Mehmet Şimşek kararlarında; sulh ceza hakimliğinin yapısı, tutuklamanın hukuki olmaması, tutukluluğun makul süreyi aşması, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması, tutukluluk incelemelerinin veya tahliye taleplerinin geç ya da hiç değerlendirilmemesi gibi "bir suç isnadına bağlı olarak" tutuklulukla ilgili şikayetleri içeren bireysel başvuruların, ilk derece mahkemesinin nihai kararını verdiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmadığı gerekçesiyle süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır (Mehmet Emin Kılıç, B. No: 2013/5267, 7/3/2014, §§ 19-32; Mehmet Şimşek, B. No: 2018/10953, 22/7/2020, §§ 47-70).

12. Anılan kararlarda belirtilenlere benzer şikâyetler içeren somut başvuruda kişi hürriyeti güvenliği hakkına yönelik ihlal iddialarının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmiştir.

2. Mahkumiyete Bağlı Tutmaya İlişkin Şikayetler Yönünden

13. Başvurucu, hükmen tutukluluk kararına yaptığı itirazların gerekçesiz olarak reddedildiğini, hükümden sonra da tutukluluğunun devam ettiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

14. Anayasa Mahkemesi Ç.Ö. kararında mahkûmiyete bağlı tutmanın hukuka aykırı olduğu, kanun yolu aşamasında tahliye taleplerinin veya resen tutukluluk incelemelerinin yapılmaması gibi "bir mahkûmiyete bağlı olarak" tutuklulukla ilgili şikâyetlerin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna varılmıştır (Ç.Ö. [GK], B. No: 2014/5927, 19/7/2018, §§ 27-53). Benzer şikâyetler içeren somut başvuruda anılan kararda açıklanan ilkelere göre kişi hürriyeti güvenliği hakkına yönelik bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmiştir.

B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar

1. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

15. Başvurucu, yargılamanın makul süre içerisinde tamamlanmadığını ileri sürmüştür.

16. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).

17. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (B.E., § 29).

18. Somut olaya ilişkin yargılamada tanık delilinin önemli bir yer tuttuğu, duruşmaların önemli bir kısmının tanık dinlenmesine ilişkin işlemlere ayrıldığı görülmektedir. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar ile yargılamaya konu suçların vasıf ve mahiyeti, davanın niteliği ve karmaşıklığı, duruşmalarda dinlenen kişi sayısının fazlalığı, başvurucuya süre verilmesi gibi hususlar dikkate alındığında başvurucunun gözaltına alındığı 17/7/2016 tarihinden verilen mahkûmiyet kararının kesinleştiği 7/9/2021 tarihine kadar yargılamanın 5 yıl 1 ay 21 gün sürdüğü, yargılama sürecinin bütünü nazara alındığında başvurucunun haklarını ihlal edecek bir gecikme olmadığı sonucuna ulaşılmakla yargılama süresinin makul olduğu sonucuna varmak gerekir.

19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Bağımsız ve Tarafsız Mahkemelerde Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

20. Başvurucu bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanmaksızın mahkûm edildiğini, yargılamayı yapan mahkemenin görevli ve yetkili olmadığını ileri sürmüştür.

21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3), 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19; Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).

22. Bireysel başvuru incelemesinde Anayasa Mahkemesi kamu gücü eylem ve işlemleri ile mahkeme kararlarının Anayasa'ya uygunluğunun ve müdahale gerekçelerinin denetimini kendiliğinden yapmaz. Bu sebeple başvurucunun başvurusunun esasını ve bu kapsamda kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığını Anayasa Mahkemesine inceletebilmesi için öncelikle kendisinin ihlal iddialarını gerekçelendirmesi, buna ilişkin olay ve olguları açıklaması ve delillerini sunması zorunludur (Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021, § 24).

23. Somut olayda başvuruya konu yargılamayı yapan mahkemenin bağımsızlığını ve tarafsızlığını ihlal eden hususlara ya da kendisine isnat edilen ve derece mahkemesince sabit görülen fiilleri, bu fiillere dayanılarak yapılan işlemlerin sıhhatini etkilediğine ilişkin somut ve hukuken kabul edilebilir herhangi bir açıklama başvurucu tarafından yapılmamıştır. Bu itibarla başvurucu, ihlal iddiasına ilişkin delillerini sunma ve temel hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine dair açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Dolayısıyla başvurucu tarafından ileri sürülen bu iddianın temellendirilemediği sonucuna ulaşılmıştır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

3. Diğer İhlal İddiaları

25. Başvurucu, tanık dinlenmesi ve delil toplanması taleplerinin reddedildiğini, tanıkları sorgulayamadığını, buna karşılık iddia makamının taleplerinin kabul edildiğini, çoğunlukla gıyabında duruşma yapıldığını, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında ispat külfetinin tersine çevrilerek masumiyet karinesinin ihlal edildiğini, gerekçede delillerin tartışılmadığını, başvurucunun savunmasının önemli kısımlarına gerekçede yer verilmediğini, ara kararlar öncesi duruşma salonunun boşaltıldığını, sadece bir basın mensubu alındığını, kişisel düşüncesi ve dünya görüşü nedeniyle cezalandırıldığını, savunmasının kısıtlandığını, bilirkişi incelemesi ve tahkikatın genişletilmesi taleplerinin reddedildiğini, işlendiği zaman suç olmayan eylemler sebebiyle cezalandırıldığını, internet trafik kayıtlarının öngörülen süreden fazla saklandığını ileri sürmüştür.

26. Başvurucunun tanık dinletme ve sorgulama, duruşmada hazır bulunma, gerekçeli karar hakları ile aleni yargılama hakkının, masumiyet karinesinin, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarının Cemal Günsel [GK], B. No: 2016/12900, 21/1/2021 kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle; savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği iddiasının Erol Aydeğer, B. No: 2013/4784, § 46 kararı doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle; silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasının Ferhat Kara [GK], B. No: 2018/15231, 4/6/2020, § 162 ve Adnan Şen [GK], B. No: 2018/8903, 15/4/2021, § 159 kararları doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle; suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiği iddiasının Adnan Şen [GK], B. No: 2018/8903, §§ 84-105 kararları doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle; özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasının Ertan Erçıktı, B. No: 2018/14040, 30/6/2021 kararına atfen başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

C. 1. Suç isnadına bağlı tutmaya ilişkin şikayetler yönünden kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Mahkumiyete bağlı tutmaya ilişkin şikayetler yönünden kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

4. Bağımsız ve tarafsız mahkemelerde yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

5. Diğer ihlal iddialarının kabul edilebilirlik kriterlerini karşılamaması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 19/1/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.