TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EMRE TAŞKIN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/38828)

 

Karar Tarihi: 1/2/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Volkan ÇAKMAK

Başvurucu

:

Emre TAŞKIN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, gözaltı sürecinde yaşanan fiziksel ve psikolojik şiddet nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Öğretmen olan ve 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen darbe girişimi sonrası açığa alınan başvurucu, terör örgütü (Fetullahçı Terör Örgütü) üyeliği isnadıyla hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 3/2/2017 tarihinde gözaltına alınmıştır.

3. Başvurucu, gözaltına alınmasının ardından emniyet biriminde tutulmuştur. Bu sürede susma hakkını kullanan başvurucu, müdafii ile görüştürülmüş, yakınları haberdar edilmiş ve 9/2/2017 tarihinde tutuklanmasına karar verilmiştir. 16/2/2017 tarihinde alınan ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini beyan eden başvurucu hakkında 10/3/2017 tarihinde, silahlı terör örgütüne üye olma suçu isnadıyla kamu davası açılmıştır.

4. Başvurucu hakkında gözaltında tutulduğu süre içinde düzenlenen adli muayene raporlarında darp ve cebir izine rastlanmadığı tespiti yer almaktadır. Başvurucu, üzerine atılı suç nedeniyle yapılan ceza yargılaması sırasında gözaltı sürecinde elleri arkada birleştirilmek suretiyle kelepçelendiğini, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını ileri sürmüştür.

5. Başvurucunun beyanı üzerine başlatılan soruşturmada ilgili emniyet birimlerinden sürece ilişkin bilgi/belgenin temin edilmiş ve soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Gerekçede, başvurucunun soyut iddiası dışında kamu davası açılması için yeterli delil/şüphe bulunmadığı ifade edilmiştir. Başvurucunun karara yönelik itirazı da sulh ceza hâkimliği tarafından reddedilmiştir.

6. Başvurucu, nihai kararı 15/10/2019 tarihinde tebellüğ etmesinin ardından 14/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Komisyon tarafından başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

9. Başvurucu; gözaltı sürecinde ters kelepçe takıldığını, fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünü, konuya ilişkin gereken soruşturmanın yapılmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca adli yardım talebinde bulunmuştur. Konuya ilişkin insan hakları yargısı içtihadını sunan Adalet Bakanlığı, adli makamların tespitinden ve ulaştığı sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir neden bulunmadığını beyan etmiştir.

10. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

11. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan, maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülüğü, öncelikle negatif yükümlülük olarak kamu otoritelerinin kişilerin fiziksel ve ruhsal olarak zarar görmelerine neden olmamalarını gerektirdiği gibi ayrıca pozitif yükümlülük olarak devlete kişilerin işkence ve eziyete ya da insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir ceza veya muameleye maruz bırakılmalarını engelleyecek tedbirler alma ödevi yüklemektedir. Sınırları belli bazı durumlarda, mevzuata uygun olarak ve sadece kaçınılmaz hâllerde aşırı olmaması koşuluyla güvenlik güçleri tarafından fiziksel güce başvurulmasının kötü muamele olmadığı kabul edilmektedir. Kötü muamele iddiaların savunabilir olduğundan, dolayısıyla bu iddialara ilişkin derhâl resmî bir soruşturma başlatılması gerekliliğinden söz edilebilmesi için iddiaların güçlü bir dayanak ile birlikte yetkili merciler nezdinde dile getirilmesi gerekmektedir. Söz konusu gereklilik sağlanmadığında mağdur olduğunu ileri süren kişilerin etkili soruşturma yürütülmesine ilişkin meşru bir beklentiye girebileceklerini söyleyebilmek mümkün değildir (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, Beyza Metin, B. No: 2014/19426, 12/12/2018).

12. Somut olayda başvurucunun terör örgütüne üye olma suçu şüphesi ile gözaltına alındığı anlaşılmaktadır. Başvurucunun üyesi olduğu şüphesiyle gözaltına alındığı terör örgütünce gerçekleştirilen darbe girişiminin yaşandığı dönemde çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiği, darbe girişimi sırasında büyük bir yıkım yaşandığı, kaos ve çatışma ortamının hâkim olduğu da gözönünde tutulmalıdır (detaylı aktarım için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri, [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017). Bu koşullar altında güvenlik gerekleri doğrultusunda zanlılara kelepçe takılmasının ve zor kullanılmasının makul bir tedbir olduğu, bu müdahalenin kötü muamele yasağının ihlali için aranan asgari ağırlık derecesini aşan bir muamele olmadığını hatırlatmak gerekir.

13. Başvurucu, fiziksel şiddet uygulandığını yaralandığını ileri sürmekte ise de hakkında düzenlenen genel adli muayene raporlarında darp ve cebir izine rastlandığı yönünde bir bulgu elde edilmediği, kötü muamele iddiasını doğrulayacak şekilde bir tespit yapılmadığı görülmüştür. Başvurucunun gözaltı dönemi ile ilgili olarak düzenlenen tıbbi raporlarda yapılan tespit kötü muamele iddiası ile örtüşmemektedir. Bu bağlamda gözaltına alındığı, gözetim altında tutulduğu dönemde kelepçe takılan ve tıbbi raporlar uyarınca vücudunda darp ve cebir izine rastlanmayan başvurucu için kötü muamele bağlamında asgari ağırlık derecesini aşan bir müdahalenin varlığından söz edilemez.

14. Başvurucu ayrıca adli muayenenin özensiz yapıldığını, yeterli tespit içermediğini belirtmekte ise de kötü muamele iddialarını destekleyen başkaca bir veri ortaya koyamamıştır. Yine sözlü/psikolojik şiddet iddialarını destekleyen bir somut bilgi/belge dosya kapsamında bulunmamaktadır. Tüm bu tespitlere göre başvurucunun kötü muameleye maruz kaldığına ilişkin savunulabilir bir iddia ortaya koyamadığı sonucuna ulaşılmıştır.

15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 1/2/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.