TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

R.Ş. VE Y. Ş. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/1235)

 

Karar Tarihi: 1/2/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

M. Emin ŞAHİNER

Başvurucular

:

1. R. Ş.

 

 

2. Y. Ş.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, uzlaşmayla belirlenen kamulaştırma bedelinin kısmen ve gecikmeli olarak ödenmesi üzerine enflasyon karşısında değer kaybına uğratılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucular, Ordu ili Karaağaç Mahallesi Beybükü mevkii 4254 ada 52 parsel sayılı fındık bahçesi niteliğindeki 17.422,96 m2lik taşınmazda ayrı ayrı 433.000/896.000 oranında hisseli olarak maliktir.

3. Anılan taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi sınırı içinde bulunması nedeniyle Ordu Büyükşehir Belediyesince kamulaştırılmasına karar verilmiştir. Kıymet Takdir Komisyonunca taşınmazın kamulaştırma bedeli belirlenmiş, başvurucular kamulaştırma bedeli için Belediye ile uzlaşma görüşmesi yapmış ve 28/11/2017 tarihinde taşınmazın üzerindeki binanın bedeli dâhil toplam 807.704,98 TL kamulaştırma bedeli üzerinde uzlaşmaya varıp Uzlaşma Tutanağı imzalamıştır.

4. Uzlaşma Tutanağı'na istinaden taşınmaz 15/12/2017 tarihinde Ordu 2. Organize Sanayi Bölgesi adına tapuda tescil edilmiştir.

5. Başvuruculara 17/5/2018 tarihinde 250.000 TL ve 27/9/2019 tarihinde de150.000 TL ödenmiştir.

6. Başvurucular 7/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde Anayasa Mahkemesi nezdinde bireysel başvuruda bulunulduktan sonra Ordu 2. Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı tarafından 5/2/2020 tarihinde başvuruculardan Reşit Şentürk'e 178.852 TL ve Yıldıray Şentürk'e 228.852 TL ek ödeme yapıldığı, dolayısıyla uzlaşma anlaşmasında başvurucuların her biri için öngörülen 403.852 TL kamulaştırma bedelinin tamamının başvuruculara ayrı ayrı ödendiği anlaşılmıştır.

8. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Başvurucular; Uzlaşma Tutanağı'nda her biri için belirlenen kamulaştırma bedelinin defaten, diğer kısmın ise hâlen ödenmemesinden şikâyetçidir. Başvuruculara göre söz konusu ödeme usulü ve hâlihazırda ödenmeyen miktar nedeniyle kamulaştırma bedelinin enflasyon karşısında değer kaybına uğratılmasına yol açılmıştır. Başvurucular bu şekilde uzlaşma konusu kamulaştırma bedelinin bir kısmı için yapılan ödemenin gecikmesi, diğer kısmı için ise hiçbir ödeme yapılmaması sonucu mezkûr bedelin süreç içinde değer kaybına uğratılması nedeniyle haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde; somut olayda başvuruya konu taşınmazlara ilişkin belirlenen kamulaştırma bedelinden ilk olarak 250.000 TL, ikinci olarak 150.000 TL, son olarak da 407.704 TL olmak üzere toplam 807.704 TL ödeme yapılmış olmakla kamulaştırma bedelinin tamamının başvuruculara ödendiği ifade edilmiştir. Bu durumda başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinde başvurucuların mağdur sıfatlarının devam edip etmediğinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

10. Genel olarak bir hakkın öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28). Bu kapsamda özellikle Anayasa Mahkemesini yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılmasıyla söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö., § 29).

11. Somut olayda UYAP üzerinden yapılan araştırmada bireysel başvuru tarihinden sonraki bir tarih olan 5/2/2020'de başvuruculara toplam 407.704 TL ödeme yapılarak kamulaştırma bedelinin tamamının ödendiği anlaşılmıştır. Ancak başvurucular, Anayasa Mahkemesini bu konuda bilgilendirmemiştir.

12. İdare ile başvurucuların karşılıklı olarak anlaşmaları suretiyle Uzlaşma Tutanağı'na bağlanan kamulaştırma bedeli borcunun ödenmediğinden şikâyet edilen başvuruda borcun süreç içinde kısmen veya tamamen ödenmiş olması başvurucuların mağdur statüsünün değerlendirilmesi bakımından oldukça önem taşımaktadır. Ödeme olgusunun değerlendirilmesi sonucunda bazı şikâyetler yönünden başvurucuların mağdur statüsünün sona erdiği sonucuna ulaşılabilecek ve başvurunun düşmesine karar verilebilecektir. Başvurucular bireysel başvuru formunda başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu Anayasa Mahkemesine bildireceğini beyan etmelerine rağmen Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı bir şekilde yukarıda belirtilen olguya ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.

13. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermedikleri, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikteki yeni ve önemli gelişmelerle ilgili olarak Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engelledikleri anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 1/2/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.