TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

OSMAN VIRIT BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/13947)

 

Karar Tarihi: 8/2/2024

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Mehmet Yavuz YAŞAR

Başvurucu

:

Osman VIRIT

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kamu görevlisinin açıkta kaldığı döneme ilişkin olarak maaş dışında kalan mali haklarının ödenmesine karar verilmesi talebiyle açtığı davanın süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalında öğretim üyesi olarak çalışmaktayken 25/7/2016 tarihinde açığa alınmış, 15/8/2016 tarihli ve 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname (672 sayılı KHK) uyarınca kamu görevinden çıkarılmıştır.

3. Göreve iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme (OHAL) Komisyonuna (Komisyon) yaptığı başvuru üzerine Komisyon kararı uyarınca 27/3/2019 tarihinde kamu görevine iade edilen başvurucu Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca (YÖK) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesine öğretim üyesi olarak atanmış ve 28/5/2019 tarihinde buradaki görevine başlamıştır.

4. Başvurucu 29/7/2019 tarihli dilekçesi ile Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğüne (İdare) başvuruda bulunarak kamu görevinden çıkarıldığı ve yeniden göreve başladığı tarihler arasında kalan döneme ilişkin olarak maaş ve hak kazandığı diğer mali haklarının (performans ücreti, ders ücreti) yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesini talep etmiştir.

5. İdare 8/8/2019 tarihinde başvurucunun belirtmiş olduğu banka hesabına 191.690,16 TL meblağı geriye dönük maaş ödemesi açıklamasıyla yatırmıştır.

6. Başvurucu, maaş dışında kalan mali haklarının ödenmesi talebiyle İdareye 6/11/2019 tarihli dilekçe ile bir kez daha başvurmuş ancak bu başvurusuna herhangi bir cevap alamadığını belirtmiştir.

7. Başvurucu açıkta geçen döneme ilişkin olarak maaş dışında kalan mali haklarının ödenmesi talebinin zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve mali haklarının ödenmesine karar verilmesi talebiyle 22/11/2019 tarihinde Muğla 1. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Mahkeme davayı 26/11/2019 tarihli kararla süre aşımı yönünden reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, İdarenin 8/8/2019 tarihinde yaptığı ve sadece maaş tutarına ilişkin olan ödeme üzerine başvurucu tarafından isteminin idarece karşılanmadığının anlaşılması/öğrenilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu kabulden hareketle Mahkeme, maaşın yasal faizi ve ilave ücretlere yönelik uyuşmazlığa ilişkin dava açma süresinin bu öğrenme ile başlayacağını vurgulayarak öğrenme tarihinden itibaren altmış gün içerisinde dava açılmadığından davanın esasının süre aşımı nedeniyle incelenmesine imkân bulunmadığını ifade etmiştir.

8. Başvurucu, Mahkemenin davanın süre aşımı yönünden reddine dair kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf başvurusunu inceleyen İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi (Daire) 25/2/2020 tarihli kararıyla istinaf başvurusunu kesin olarak reddetmiştir.

9. Nihai karar 26/3/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu 21/4/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

11. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu, maaş geri ödemesinin tüm taleplerinin reddine dair kesin bir cevap olduğunu değerlendirmesinin beklenemeyeceğini, davanın süre aşımından reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, idareye yapılan başvurunun 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş; Mahkemenin aşırı şekilci yorumu neticesinde davanın süre aşımından reddine karar verilmesi sonucunda mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Bakanlık görüşünde, başvurucuya ödenmeyen faiz ve ek ödemeler yönünden dava açma süresinin Mahkemenin öğrenme tarihi olarak belirtmiş olduğu 8/8/2019 tarihi itibarıyla başladığı kabul edilerek davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Yargı mercilerinin söz konusu kararlarında hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanmasını, uyuşmazlıkla ilgili vardıkları sonucu gerekçelendirdikleri ve böylelikle başvurucunun dava konusu ettiği işlemle ilgili olarak karar verdikleri vurgulanmıştır.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Somut olayda davanın süre aşımından reddedilerek esasının incelenmemesi nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişim hakkına yönelik bir müdahalede bulunulduğu görülmektedir.

16. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkı, mahkemeye başvuru konusunda etkili bir sistemin var olmasını ve dava açmak isteyen kişilerin mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve yeterli fırsatlara sahip olmasını gerektirir. Özellikle hukuki ya da uygulamadaki belirsizlikler kişilerin mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Aktif Elektrik Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2012/855, 26/6/2014, § 34). Bu nedenle mahkemelerin, usul kurallarını uygularken yargılamanın hakkaniyetine zarar getirecek ölçüde katı şekilcilikten kaçınmaları gerektiği gibi kanunla öngörülmüş usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak ölçüde aşırı esneklikten de kaçınmaları gerekir (Kamil Koç, B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 65). Bu kapsamda mevzuatta öngörülen dava açma süresine ilişkin kuralların hukuka açıkça aykırı olarak yanlış uygulanması veya bu sürelerin hatalı hesaplanması nedenleriyle kişilerin dava açma ya da kanun yollarına başvuru haklarını kullanmasına engel olunması mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özbakım Özel Sağlık Hiz. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2014/13156, 20/4/2017, § 38).

17. Bu bağlamda dava açma süresinin işlemeye başladığı an mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahale ölçülülük bağlamında büyük önem taşımaktadır (Yaşar Çoban [GK], B. No: 2014/6673, 25/7/2017, § 66). Vurgulamak gerekir ki dava açma süresinin hangi tarihte başlayacağını belirlemek ve mevzuatı bu yönüyle yorumlamak görevi esasen derece mahkemelerine aittir. Bireysel başvurunun ikincillik ilkesi gereği, dava açma süresinin başlatılacağı tarihin belirlenmesi noktasında Anayasa Mahkemesinin bir görevi bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin bu hususta üstleneceği rol, dava açma süresinin hangi tarihten itibaren başlatılması gerektiğiyle ilgili derece mahkemelerinin yorumlarının mahkemeye erişim hakkına etkisini somut olayın şartları ışığında incelemektir (Ahmet Yıldırım, B. No: 2014/18135, 20/9/2017, § 46).

18. Somut olayda başvurucu 29/7/2019 tarihli dilekçesiyle, kamu görevinden çıkarıldığı ve yeniden göreve başladığı tarihler arasında kalan döneme ilişkin maaş, döner sermaye performans ücreti ve ders ücretinin yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir. Başvurucunun bu dilekçesine İdare tarafından herhangi bir cevap verilmemiş ancak 8/8/2019 tarihinde "geriye dönük maaş ödemesi" açıklamasıyla başvurucunun banka hesabına 191.690,16 TL para yatırılmıştır. Başvurucu bunun üzerine maaş dışındaki mali haklarının ödenmesi yönündeki talebin karşılanmadığını belirtilerek 22/11/2019 tarihinde davasını açmıştır.

19. Başvurucunun istinaf dilekçesinde de belirttiği üzere uyuşmazlık ile ilgili temel iddiası, İdare tarafından hiçbir açıklama yapılmadan maaşının banka hesabına yatırılması sebebiyle kendisinden bunun diğer mali hak taleplerinin reddine ilişkin kesin bir cevap olduğunu değerlendirmesinin öngörülüp öngörülemeyeceğidir.

20. Olayda, başvurucunun 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında yaptığı başvuruya konu talepleri İdarece kısmen karşılanmış, maaş ödemesi dışındaki mali haklarına yönelik müspet ya da menfi bir cevap verilmemiştir. Diğer bir deyişle, ortada yalnızca maaş ödemesine yönelik fiilen yapılan bir ödeme dışında başvurucunun diğer taleplerinin kabulüne ya da reddine ilişkin bir idari işlem bulunmadığı gibi yapılan bu ödemenin diğer mali hakların daha sonra ödeneceğine ya da ödenmeyeceğine ilişkin kesin bir bilgiyi kendiliğinden ihtiva ettiği de söylenemez.

21. Bu durumda İdarenin 8/8/2019 tarihinde yaptığı ve sadece maaş tutarına ilişkin olan ödeme üzerine başvurucunun diğer mali hak taleplerinin reddedildiğini öğrendiği kabulüyle davanın süresinde olmadığının değerlendirmesinin başvurucu açısından öngörülebilir olmadığı kabul edilmelidir.

22. Dolayısıyla Mahkemenin dava açma süresinin başladığı tarihi belirlemesine ilişkin öngörülebilir olmayan yorumunun mahkemeye erişim hakkına yönelik katı bir yorum olduğu, bu yorumun başvurucu üzerinde ağır bir külfete sebep olduğu, bu suretle başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçlarla karşılaştırıldığında orantısız olduğu değerlendirilmiştir. Sonuç olarak başvurucunun mahkemeye erişim hakkına yönelik müdahalenin ölçüsüz olduğu kanaatine varılmıştır.

23. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

24. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yeniden yargılama talebinde bulunmuştur.

25. Başvuruda tespit edilen mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Muğla 1. İdare Mahkemesine (E.2019/1531, K.2019/1213) GÖNDERİLMESİNE,

D. 446,90 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 8/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi