TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

KODİROVA RANO XİDİROVNA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/15777)

 

Karar Tarihi: 15/3/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Murat İlter DEVECİ

Başvurucu

:

Kodirova Rano XİDİROVNA

Vekili

:

Av. İlyas DOĞAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; şüpheli ölüm olayı hakkında yürütülen soruşturmanın etkisizliği nedeniyle yaşam hakkının, cinsel saldırı iddiası hakkında etkili soruşturma yürütülmemesi nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 5/6/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla temin edilen belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Yedi kolluk görevlisince düzenlenen 23/9/2019 tarihli Olay Tutanağı’na göre aynı gün saat 20.56 sıralarında Ankara Emniyet Müdürlüğü Muharebe Elektronik Şube Müdürlüğü (Haber Merkezi) görevlileri, müstakil bir evden silahlı intihar olayı bildirildiğini sözü edilen evin bulunduğu bölgedeki devriyelere bildirmiştir. Olay yerine intikal eden iki polis ekibini evde ikamet eden Milletvekili Ş.Ü. karşılamıştır. Ş.Ü. polislere olayın üst katta meydana geldiğini, oda kapısının kilitli olduğunu ve bir el silah sesi duyduklarını söylemiştir. Polisler üst kattaki banyonun yanındaki odanın kilitli olduğunu görüp odadan gelen inleme ve debelenme seslerini işitince odanın kapısını zorla açmaya çalışmış ancak başaramamıştır. Bu esnada acil tıbbi yardımla görevli kişiler de olay yerine gelmiştir. Bir polis, binanın dışına çıkmış; balkona dayalı vaziyetteki merdiven yardımıyla balkona çıkıp kilitli odaya girmeye çalışmıştır. Bu sırada balkonda bulunan Ş.Ü.nün kızı D.Ü. de kilitli odanın balkon kapısını açmak için uğraşmaktadır. Kilitli odanın kapısı, bina içindeki polislerce kırılarak açılmıştır. Polisler ile acil tıbbi yardımla görevli kişiler saat 21.04’te odaya girmiştir. Başvurucunun kızı N.K. odanın girişine göre karşıda bulunan yatağın önünde, sağ taraftaki pencerenin altında ve radyatöre dayalı olarak yerde yatmaktadır. N.K.nın yüzü, vücudu ve kıyafetleri kanlıdır. N.K. plastik bir sedyeye konulduğunda polisler N.K.nın sol göğsünün üzerinde bir mermi giriş yarası ile yaranın etrafında siyah bir hale bulunduğunu görmüştür. Balkondaki D.Ü.nün cama vurması üzerine polisler D.Ü.yü balkon kapısından odaya almıştır. Polislerin N.K.nın kendini vurmakta kullandığını değerlendirdiği P... B... marka B...427 seri numaralı tabanca N.K.nın yattığı yerin yaklaşık 150 cm uzağında, halı üzerinde görülmüştür. Tabancanın sürgü kısmı yarım vaziyettedir ve boş kovan mermi atım boşluğunda takılıdır. Yatak dağınıktır ve yatak üzerindeki battaniyede kan bulunmaktadır. Yatağın kenarındaki sehpa ters vaziyettedir. Abajur ve cam bir fanus yerdedir. Cam fanustaki toprak halının üzerinde dökülmüştür. Yatağın ön tarafında cama doğru kan lekeleri, giysi dolabının önünde ise yedi veya sekiz kadın çantası bulunmaktadır. Olay yeri, yapılacak olay yeri incelemesi için polislerce olduğu hâliyle muhafaza altına alınmıştır. Olay Tutanağı’nda ayrıca “...girişe göre karşı duvarda yatağın yaklaşık 50 cm, ... (Buraya yerden mi yoksa yandan mı yazdığı anlaşılamamıştır.) yaklaşık 80 cm yukarıda mermi girişi olduğu görülmüş[tür]” ifadelerine yer verilmiştir.

6. Cankurtaranla Ankara Şehir Hastanesine (Şehir Hastanesi) götürülen N.K. yeniden canlandırma çalışmalarına yanıt vermemiştir. Bu nedenle N.K.nın tıp bilimine göre saat 21.50’de öldüğü kabul edilmiştir. Tıbbi kayıtlara göre N.K. saat 21.15 sıralarında arrest olarak ve yeniden canlandırma çalışması yapılarak Şehir Hastanesine getirilmiştir. Getirildiğinde cildi soğuk ve soluk olsa da henüz ölüm katılığı gelişmemiştir.

7. Olaydan saat 21.30 sıralarında haberdar olan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (Savcılık) olayla ilgili olarak bir soruşturma başlatmıştır.

8. Cumhuriyet savcının talimatıyla olay yeri, aynı gece saat 21.42’den itibaren olay yeri incelemesi ile ilgili kolluk biriminde görevli polislerce incelenmiştir. Bu inceleme nedeniyle düzenlenen tutanak ile bu tutanağın ekindeki belgelere göre -bu belgeler arasında olay yeri krokisi de bulunmaktadır- olay yerinde delil güvenliği sağlanmamıştır. Olayın meydana geldiği odanın kapısı açıktır ve kapının yüzeyi ile kilidinde zorlama izleri bulunmaktadır. Tabanca halı üzerindedir ve namlusu balkon kapısına bakmaktadır. Tabancanın kovan atım boşluğunda dikilmiş bir mermi kovanı bulunmaktadır. Tabancaya takılı olan şarjörde mermi bulunmamaktadır. Odada yatak, giysi dolabı ve çalışma masası mevcuttur. Çalışma masasının üzerinde televizyon monitörü, bir kalem ve bir ajanda bulunmaktadır. Çalışma masasının yan tarafındaki zemin üzerinde bir kapı anahtarı vardır. Duvardaki mermi giriş deliği yerden 160 cm yüksektedir. Halı ve parke zemin üzerinde devrilmiş bir fiskos sehpası ile kırmızı renkli şüpheli lekeler bulunmaktadır. Giysi dolabının önünde dağınık kadın çantaları vardır. Giysi dolabının içinde “Bugün ben ölürsem” ifadesi ile başlayıp “gömün beni.” ifadesi ile biten bir not bulunmuştur. Tabancanın tetik ve sürgü yüzeyleri ile zemindeki kapı anahtarı üzerinden biyolojik veri elde edilebilmesi için örnek alınmıştır. Ş.Ü., D.Ü. ve olayın meydana geldiği evde hasta bakıcı olarak çalışan K.O.nun el svapları ile parmak izleri alınmıştır. Balkon kapısının camında, çalışma masasının üzerindeki aynada, ajandada ve kalemde, ayrıca giysi dolabı içinde bulunan notta parmak izi tespit çalışması yapılmıştır. Duvara isabet eden deforme mermi çekirdeği duvardan çıkarılmıştır. Halı üzerindeki şüpheli lekelerden iki örnek alınmıştır. Tabancanın kırmızı renkli, şüpheli lekelerden her birine olan uzaklığı 57 cm’dir. Olay yerinin mevcut hâli fotoğraflanıp kameraya alınmıştır.

9. Kolluk görevlileri N.K.nın vefat ettiği hastanede N.K.ya ait el svapları ile üst giysisi ve eşofman altını gerekli incelemeler için almıştır.

10. Kolluk görevlileri aynı tarihte Ş.Ü., D.Ü. ve Ş.Ü.nün eşi G.Ü.nün ifadelerine başvurmuştur. Sözü edilen kişilerin ifadeleri bilgi sahibi olarak ve aynı avukatın huzurunda alınmıştır.

i. İfadesine göre Ş.Ü. olay günü saat 16.30’da İstanbul’dan Ankara’ya gelmiştir. Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan evine araçla dönerken adına ruhsatlı olup evde tuttuğu silahları kontrol edip etmediğini D.Ü.ye sormuştur. Olay yerindeki tabancayı en son üç hafta kadar önce gittiği bir seyahat sırasında yanına alan Ş.Ü. seyahat dönüşünde tabancayı bahçe katındaki yatak odasında bulunan giysi dolabının içindeki kutusuna şarjöründeki mermileri de çıkararak koymuştur. Saat 17.30 sıralarında evine girip bahçeye çıkmıştır. Akşam yemeği öncesinde yaptığı kontrolde tabancanın kutusunda olmadığını görmüştür. Yemekte D.Ü.ye tabancanın yerinde olmadığını söylemiştir. D.Ü. evi aramış ancak tabancayı bulamamıştır. N.K. ile K.O. tabancanın nerede olduğunu bilmediklerini söylemiştir. Ev hep birlikte aranmış ancak tabanca bulunamamıştır. En son aranan oda N.K.nın odasıdır. Alt kata inen Ş.Ü. bir süre sonra D.Ü.nün bağırma seslerini duyunca tekrar üst kata çıkmıştır. D.Ü., Ş.Ü.ye odadan çıkarken N.K.nın kendisini itip kapıyı içeriden kilitlediğini ve bir el silah sesi duyduğunu söylemiştir. Ş.Ü. hemen Acil Çağrı Merkezini aramıştır. Ş.Ü.ye göre N.K. neşeli biri olsa da ikaz edildiği zaman hemen ağlabilir ya da sessizleşebilir.

ii. Babası Ş.Ü. ile benzer beyanda bulunan D.Ü., Ş.Ü.ye ait tabancanın bulunması için evi aradıklarını, K.O. ile birlikte N.K.nın odasındayken N.K.nın tabancayı başka bir odada gördüğünü söylediğini beyan etmiştir. D.Ü.nün ifadesine göre D.Ü. ve N.K. tabancanın bulunduğu odaya giderken N.K. D.Ü.yü odanın dışına itip kapıyı kilitlemiştir. D.Ü. ifadesinin devamında kapıyı açmasını istemesine rağmen N.K.nın kapıyı açmadığını, kapının kilitlenmesinden 10 saniye kadar sonra bir el silah sesi duyduğunu, sonrasında barut kokusu geldiğini, denese de kapıyı açamadığını, ardından yanına gelen Ş.Ü. ile uğraşsalar da kapıyı açmayı başaramadıklarını ve Ş.Ü.nün Acil Çağrı Merkezini aradığını beyan etmiştir. D.Ü.nün ifadesine göre N.K. D.Ü.ye çocukluğundan beri babasından gördüğü eziyetten, annesi ile iki kız kardeşinin sürekli para istemelerinden söz etmiştir ve N.K. solaktır.

iii. G.Ü. MS hastası olduğunu, odasının evin en alt katında bulunduğunu, silah sesi duymadığını söylemiştir. Hatırladığına göre N.K. yemek yaparken sağ elini kullanmaktadır.

11. Cumhuriyet savcısı olay günü saat 22.30 sıralarında gerekli incelemelerde bulunmak üzere olay yerine gitmiştir (İnceleme ile ilgili tutanağa olay yerine 10.30’da gidildiğinin yazıldığı görülmüştür.). Bu inceleme sonucunda düzenlenen tutanağa göre odanın girişe göre sol tarafındaki masanın üzerindeki kırmızı bir ajandada ve odanın girişe göre sağ tarafındaki giysi dolabı içinde intihar notları bulunmaktadır. İntihar notlarının içeriği bahsi geçen tutanakta belirtilmemiştir.

12. Ölü muayene işlemi Cumhuriyet savcısı huzurunda bir adli tabipçe yapılmıştır. Adli tabip N.K.nın sol memesinin 5-6 cm üzerinde bir ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası, sırtta, sol skapulanın hemen altında, yaklaşık bir santimetre çapında, üçlü yıldız şeklinde, kenarları yırtık, ateşli silah mermi çekirdeği çıkış yarası ve sol dirsek iç yüzde pikür izi bulunduğunu tespit etmiştir. Adli tabibe göre kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi gereklidir. Ölü muayenesi ile ilgili tutanakta N.K.nın boyu “yaklaşık 165 cm” olarak belirtilmiştir.

13. Cumhuriyet savcısı ölü muayenesi işleminden önce, cesedi teşhis eden N.K.nın kardeşi M.K.nın ifadesine başvurmuştur. M.K.nın ifadesine göre N.K. yaklaşık olarak son bir buçuk yıl Ş.Ü.nün yatalak olan eşinin bakıcılığını yapmıştır. N.K.nın bilinen bir sağlık sorunu yoktur ancak N.K. küçük meseleleri çok fazla düşünmektedir. Olay günü saat 20.00 sıralarında Ş.Ü., M.K.yı telefonla aramış ve yerinde bulamadığı tabanca hakkında bilgi sahibi olup olmadığını M.K.ya sormuştur. Bu sırada telefondan D.Ü.nün bağırma sesi ile kapıları vurma sesi duyulmuş ve görüşme sonlanmıştır. M.K., Ş.Ü.yü aramayı denemiştir ancak Ş.Ü.nün telefonu meşguldür. M.K., Ş.Ü.nün evindeki diğer bakıcıdan N.K.nın yaralandığını öğrenince Ş.Ü.nün evine gitmiştir. Ş.Ü., M.K.ya N.K.nın kendine ateş ettiğini söylemiştir.

14. Otopsi işlemi Cumhuriyet savcısı huzurunda iki adli tıp uzmanınca yapılmıştır. Bu işlem nedeniyle düzenlenen rapora göre;

i. Ölenin boyu 172 cm’dir.

ii. Göğüs önde sol meme başının 5 cm üstünde, 3 cm medialinde 3. interkostal aralıkta, etrafında 1,5 cm genişliğinde halka şeklinde vurma halkası, is, yanık ve barut kakmaları bulunan 1 cm çapında ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası, sırtta sol midskapular hatta 7. interkostal aralıkta 0,8 cm çapında ateşli silah mermi çekirdeği çıkış yarası bulunmaktadır.

iii. Sol göz dışı yanda 1,5x1 cm’lik mor renkli ekimoz, çene altında solda 1 cm çapında mor renkli ekimoz, sol bacak orta 1/3 iç yanda yeşil renkli ekimoz saptanmıştır. Her iki gözde tache noire sklerotica (korneada matlaşma, bulanıklaşma, skleranın kuruması ile kahverengi görünüm) tespit edilmiştir. Sol el ikinci parmak orta falanks ventralde0,5 cm’lik sıyrık, sağ uyluk orta 1/3 dış yanda 5x3 cm’lik kırmızı folliküler lezyonlar, sol orta aksiller hatta 4. interkorsal aralıkta yara dudakları düzgün, etrafında sütür izleri bulunan 1,5x0,5 cm’lik tüp torakostomi yarası saptanmıştır. Sağ juguler ven üzerinde bir, sol juguler ven üzerinde iki, sağ dirsek iç büklümde iki, sol dirsek iç büklümde üç ve her iki inguinal (kasıkla ilgili) bölgede çok sayıda ekimozsuz iğne pikür izleri tespit edilmiştir. Vajende ekimoz, yırtık veya başka herhangi bir travmatik bulgu saptanmamış; anal muayenede postmortem değişimler dışında özellik tespit edilmemiştir.

iv. N.K.dan el parmaklarındaki tırnak örnekleri de dâhil bazı örnekler alınmıştır.

- N.K.nın kanında prilokain, lidokain ve ketamin (80 ng/mL), mesane yıkama suyunda ise prilokain ve lidokain bulunmaktadır. Bunlar anestezik ilaç etken maddeleridir. N.K.nın kanında alkol yoktur.

- N.K.dan alınan vajinal ve anal sürüntü örneklerinden hazırlanan preparatların mikroskobik incelemesinde sperm hücresi görülmemiş ancak anal sürüntü örneğinde menide ve idrarda bulunan prostat spesifik antijen (PSA) tespit edilmiştir.

- N.K.nın beş sağ el tırnak parçasından, beş sol el tırnak parçasından, vajinal sürüntü örneğinden ve anal sürüntü örneğinden birbirleriyle uyumlu kadın genotipte DNA profili saptanmıştır. Bu profil N.K.ya ait DNA profili ile uyumludur.

- Düşük düzeyde erkek cinsiyet geni içerdiği belirlenen, N.K.ya ait beş sağ el tırnak parçasından ve dört sol el tırnak parçasından karşılaştırmaya müsait Y-STR DNA profili tespit edilememiştir.

v. N.K. ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kot kırığı ile iç organ yaralanmasına bağlı olarak gelişen iç ve dış kanama sonucu vefat etmiştir.

vi. Tespit edilen ateşli silah mermi çekirdeği yarası öldürücüdür ve yaralanmaya sebep olan atış, bitişik atış mesafesinden yapılmıştır.

vii. N.K.nın ölümü, ölü muayenesi işleminin yapıldığı andan -24/9/2019 Salı günü saat 00.58- önceki üç ile otuz altı saat arasındaki gerçekleşmiş olabilir.

15. 26/9/2019 tarihinde kolluk, olayın meydana geldiği evin içinde veya bahçesinde güvenlik kamerası bulunmadığını tespit etmiştir.

16. Kolluk görevlileri aynı gün K.O.nun ifadesini almıştır. Beyanlarına göre K.O. daha çok G.Ü.nün bakımından, N.K. ise Ş.Ü.nün kıyafetlerinin yıkanması, ütülenmesi ve dolaba yerleştirilmesinden sorumludur. Evin genel temizliğini K.O. ile N.K. birlikte yapmaktadır. N.K. tüm kazancını ailesine göndermektedir. N.K. izin gününü erkek arkadaşı ile geçirmektedir. N.K., L... (G.N.) isimli kişiyle sık sık telefonda konuşmaktadır. N.K.nın söylediğine bakılırsa N.K. L... ile İstanbul’da tanışmış ve bir süre aynı evde kalmıştır. L... N.K.yı fuhşa zorlayınca N.K. Ankara’ya kaçmış ancak daha sonra L... ile barışmıştır. Olay günü Ş.Ü. ile D.Ü. 17.00 sıralarında eve gelmiştir. Akşam yemeğinden sonra D.Ü. babası Ş.Ü.nün talebi üzerine Ş.Ü.ye ait silahları kontrol etmiştir. Silahlardan birinin yerinde olmaması üzerine D.Ü., N.K. ve K.O.ya silahı görüp görmediklerini sormuştur. Soruya olumsuz cevap verilince N.K. ile D.Ü evi aramaya başlamıştır. K.O. yanına gelen N.K.ya silahı görüp görmediğini sorunca N.K. “Sen benim derdimi bilmiyorsun. Annemin, ağabeyimin yüzüne nasıl bakacağım?” şeklinde cevap vermiştir. K.O. ne olduğunu anlatmasını istese de N.K. kimseye anlatmayacağını ve kendisini öldüreceğini söylemiştir. Bu olaydan sonra K.O. G.Ü.nün kaldığı odaya gitmiştir. Ş.Ü. bu sırada G.Ü.nün yanındadır. Derken K.O. D.Ü.nün bağırarak N.K.ya “Silah nerede?” diye sorduğunu duymuştur. Ş.Ü.K.O.dan N.K.nın ağabeyi M.K.ya ait telefonun numarasını almıştır. Ş.Ü. telefonda konuştuğu M.K.ya “Silahlarımdan biri yok. Kardeşinde olabilir. Gel kardeşinle konuş.” demiştir. Bu esnada D.Ü. bağırarak babasını çağırmıştır. Ş.Ü. telefonda konuşarak üst kata çıkmıştır. D.Ü. bağırarak N.K.nın bir şey yapıp kapıyı kilitlediğini söylemiştir. K.O. ile D.Ü. depodaki merdiveni alıp bahçeye götürmüştür. D.Ü. merdivenle N.K.nın odasının balkonuna çıkmıştır ancak balkon kapısı kilitlidir. Daha sonra polis ve cankurtaran gelmiştir. K.O. silah sesi duymamıştır. İfadesinin alınması sırasında K.O.ya Ş.Ü., D.Ü. ve G.Ü.nün ifadeleri sırasında da hazır bulunan avukat eşlik etmiştir.

17. N.K.nın erkek arkadaşı A.D. 28/9/2019 tarihinde kollukça dinlenmiştir. A.D. alınan beyanında olay günü saat 14.00’e kadar kısa mesaj yoluyla N.K. ile haberleştiğini, gönderdiği kısa mesajlara akşama kadar cevap alamadığını ve saat 23.00 sıralarında kendisini telefonla arayan, daha önce yüz yüze görüşmese de telefonla konuştuğu L. isimli, Özbekistan uyruklu kadının N.K.nın intihar ettiğini haber verdiğini söylemiştir.

18. Savcılık 29/9/2019 tarihinde istinabe yoluyla tanıklar G.N. ile N.A.nın ifadelerini almıştır.

- Tanıyanların L.N. olarak bildiği G.N. ifadesinde; N.K. ile bir iki yıl önce Ankara’da tanıştığını, N.K.yı fuhuşa teşvik etmediğini ya da fuhuş yapmasını kolaylaştırmadığını söylemiştir. G.N. ifadesinde ayrıca N.K. ile bir küsüp bir barışsa da bunun sebebinin N.K.nın sevmediği S. isimli bir kişiyle çekildiği fotoğrafları bir sosyal medya uygulamasında paylaşması olduğunu, N.K.nın İstanbul’a geldiği vakitlerde N.K.nın işverenine ait evde kaldığını ve ölümünden bir gün önce N.K. ile telefon vasıtasıyla konuştuklarını ifade edip telefon görüşmesi sırasında N.K. ile yaptıkları sohbeti aktarmıştır. G.N.nin aktardığına göre N.K.nın işvereni bir gün arkasından yaklaşarak N.K.ya sarılmıştır. N.K. bu duruma tepki göstermiştir. İşverenin N.K.ya yönelik cinsel amaçlı başka bir eylemi olmamıştır. Çok bunalan ve ölmek isteyen N.K., işvereninin silahını bulmuş ve bu silah ile hazırladığı bir mermiyi botunun içine saklamıştır. G.N. silahla kendisini vurmak suretiyle intihar edeceğini söyleyen N.K.yı intihardan vazgeçirmeye çalışmıştır. Telefon görüşmesi sonrasında G.N., N.K.nın intihar edeceğine ihtimal vermemiştir.

- N.A., bir yıl kadar önce İstanbul’a gelen N.K.yı bir hafta kadar evinde misafir ettiğini söyleyip, N.K. ve G.N. ile olan arkadaşlığından bahsederek G.N.den duyduğu hususları aktarmıştır.

19. N.K.nın telefon yoluyla son iki ayda kurduğu iletişimlere ait kayıtları içerir belgeler getirtilmiştir. Bu belgelere göre N.K. öldüğü gün en son M.Ç. ve H.İ.G. ile iletişim kurmuştur. M.Ç. ile yapılan görüşme saat 18.42’den itibaren 410 saniye sürmüştür. H.İ.G. ile yapılan görüşme ise saat 19.53’ten itibaren 25 saniye sürmüştür.

20. Savcılığın talimatı uyarınca kolluk M.Ç.nin ifadesini almıştır. M.Ç. ifadesinde yabancı dil kursu işlettiğini, adına kayıtlı telefonun kurs için kullanıldığını ve N.K. ile iletişim kuran kişinin kursta öğretmenlik yapan G.S. olduğunu söylemiştir. Bu beyan üzerine G.S.nin ifadesine başvurulmuştur. G.S.nin beyanına göre N.K. Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı (YÖS) için kursa kayıt yaptırmıştır. 21 Eylül tarihinde N.K. G.S.yi arayıp kurs taksitini ödeyemediğini, işyerinden izin alamadığını ancak bu konuyu işyeri ile yeniden konuşacağını söylemiştir. N.K.nın kursa konuyla ilgili bilgi vermemesi üzerine 23 Eylül tarihinde G.S. telefonla N.K.yı aramış ve kursa katılıp katılamayacağını sormuştur. N.K. haftada dört gün kursa gitmesi için kendisine izin verilmediğini, haftalık izninin yalnızca bir gün olduğunu söylemiştir. G.S. aynı gün saat 19.09’da, bir sosyal medya uygulaması aracılığıyla N.K.nın telefonuna haftada bir gün yüz yüze eğitim, üç gün de çevrim içi eğitim alabileceğine ilişkin mesaj göndermiştir.

21. N.K.ya ait 355...456 IMEI numaralı cep telefonunun imajı; N.K.nın sosyal medya uygulamaları üzerinden yaptığı paylaşımlar ve sohbetler ile telefonda mevcut video, fotoğraf ve ses kayıtlarının elde edilmesi amacıyla biri ailesine veya ailesinin vekiline verilmek üzere iki kez alınmıştır.

22. Savcılık 4/10/2019 tarihinde Ş.Ü., K.O. ve N.K. ile telefon yoluyla en son iletişim kuran ve Ş.Ü.nün danışmanı olan H.İ.G.nin ifadesine müracaat etmiştir.

i. Ş.Ü.nün beyanına göre D.Ü. akşam yemeğinden sonra yaptığı kontrolde Ş.Ü.ye ait silahlardan birisinin yerinde olmadığını görmüştür. Bunun üzerine Ş.Ü., K.O. ve N.K.ya silahın kendilerinde olup olmadığını sormuş ancak silahın onlarda olmadığı cevabını almıştır. Ş.Ü., N.K.nın şüpheli tavırları nedeniyle silahın N.K. tarafından alındığından şüphelenmiş ve N.K.ya “Kızım sendeyse çıkart silahı, bak şimdi polisi, abini ararım.” demiştir. N.K. silahın kendisinde olduğunu kabul etmemiştir. Ş.Ü., N.K.nın ağabeyi M.K.nın telefonunun numarasını K.O.dan almak için alt kata inmiştir. Ş.Ü., M.K. ile telefonda konuşurken D.Ü. bağırarak N.K.nın odanın kapısını kapattığını ve silah sesi geldiğini Ş.Ü.ye söylemiştir. Ş.Ü. derhâl üst kata çıkıp omzuyla elini kullanarak odanın kilitli kapısını açmaya çalışmış ancak başarılı olamamış ve 112 Acil Çağrı Merkezini aramıştır. D.Ü. merdivenle balkona çıkmış ancak balkon kapısı kilitli olduğu için N.K.nın odasına girememiştir. Ş.Ü., N.K.nın YÖS hazırlık kursuna gitmesini kabul etmiş ve mesai açısından gerekli kolaylığı göstereceğini söylemiştir. Kurs ücretini Ş.Ü. ödeyecektir. Kurs kayıt belgesinde N.K.nın velisi olarak Ş.Ü. yazmaktadır. Ş.Ü. N.K.yı kendi kızı gibi görmüştür ve N.K.ya elini sürmemiştir. N.K., G.N.yi görmek için İstanbul’a gittiği bir vakit, kalacak yeri olmadığı için Ş.Ü.nün evinde iki gün misafir olarak kalmıştır ancak N.K.nın evde ayrı bir odası bulunmaktadır.

ii. Daha önce verdiği ifadesiyle benzer beyanda bulunan K.O. ek olarak N.K.yı Ş.Ü ile aynı odada yalnız bir şekilde görmediğini ancak böyle bir şey olsa idi bu konuda bilgisinin olacağını söylemiştir.

iii. H.İ.G. olay günü K.O.ya yapılacak maaş ödemesi nedeniyle N.K.yı telefonla aradığını ve N.K. aracılığıyla K.O.dan aylık ücretini almak üzere evden çıkmasını istediğini beyan etmiştir.

23. Savcılık 7/10/2019 tarihinde D.Ü.nün ifadesini almıştır. D.Ü. kolluk ifadesine ve Ş.Ü.nün konuyla ilgili ifadelerine benzer beyanlarda bulunup içlerini aradıktan sonra N.K.nın çantalarını odanın ortasına attığını söylemiştir.

24. İlgili kolluk birimince yapılan analizlere göre olay yerinden elde edilen tabancada ve kalemde parmak izi tespit edilememiştir. “Bugün ben ölürsem” ifadesi ile başlayıp “gömün beni” ifadesi ile biten notu içerir kâğıtta, ajandada, çalışma masasının üzerindeki aynada ve balkon camında bazı izler bulunmuştur ancak bu izlerin bir kısmında yeterli karakteristik özellik bulunmamaktadır. Yeterli karakteristik özellikleri olan izler ise Ş.Ü., D.Ü. ve K.O.ya ait parmak izlerinden farklıdır. Ş.Ü., D.Ü. ve K.O.ya ait olmadığı anlaşılan izlerinveri tabanında karşılığı bulunamamıştır. Ayrıca ajandada N.K.nın sol el baş parmak izi, balkon kapı camında N.K.nın sağ el baş parmak, çalışma masasının üzerindeki aynada ise N.K.nın hem sağ el baş parmak izi hem sol el baş parmak izi tespit edilmiştir.

25. Ankara Kriminal Laboratuvarınca (Polis Laboratuvarı) yapılan çalışmalar tabancanın sürgüsünün yüzeyinden alınan svabın genetik analizlere cevap vermediğini ancak anahtar ve tabancanın tetik yüzeyinden alınan svaplar ile şüpheli kan lekelerinden elde edilen genotip ile N.K.ya ait genotipin uyumlu olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca Polis Laboratuvarınca yapılan incelemelere göre;

i. Olay yerinden elde edilen boş kovan ile deforme mermi çekirdeği olay yerinde bulunan tabancadan atılmıştır.

ii. Ş.Ü., D.Ü., K.O. ve N.K.nın ellerinin içi ile üstlerinden alınan svaplarda atış artığına rastlanmamıştır. N.K.ya ait üst giysisinin (hırkasının) sol ön taraf göğüs bölgesindeki deliğin etrafında atış artıkları bulunmaktadır ve bu deliğin oluşmasına neden olan atış bitişik atış mesafesinden yapılmıştır. N.K.nın alt giysisinde atış artığı yoktur.

iii. Bir yüzü “Bugün ben ölürsem” ifadesi ile başlayıp “gömün beni” ifadesi ile biten, diğer yüzü “Ben yaşamayı çok” ifadesi ile başlayıp “istediğimi söyledim” ifadesi biten kâğıttaki yazılar, kırmızı renkli ajandadaki yazıları yazan kişi tarafından yazılmıştır.

26. Savcılık, atış artığının hangi hâllerde bulaşmayacağı konusunda Polis Laboratuvarından ayrıntılı açıklama istemiştir. İki kriminal inceleme uzmanı ile bir asistan tarafından resimler de kullanılmak suretiyle hazırlanan rapora göre;

- Ateşli silahlar kullanıldığında ateş eden kişinin kullandığı el veya ellerinin üst kısmına, giysisine, silahın yakın çevresindeki yüzeylere ve ateş edilen yüzeye, kullanılan fişek kapsülü içindeki patlayıcı maddelerin parçacıkları bulaşır. Bulaşan bu maddelerin tamamına atış artıkları denir. Kurşun, baryum ve antimon başlıca yaygın atış artığı elementleridir.

- Silahın cinsine, silahın tutuş şekline ve patlamanın tam olup olmamasına bağlı olarakateş eden ele atış artığı bulaşmayabilir (Bu hususlar atış artıklarının yayıldığı bölgelerresimlerle izah edilmek suretiyle açıklanmıştır.).

- Ele bulaşan artış artıkları atıştan sonra kişinin elinden sürtünme, silme, yıkama, tıbbi müdahale veya ellerde yoğun kan bulunması gibi durumlara bağlı olarak hızla kaybolmaya başlar. Eldiven kullanılarak yapılan atışlarda ele atış artığı bulaşmaz.

- Atış artığı kolayca yok edilebilir ve daha önce üstünde atış artığı bulunan bir nesne veya şahsa temas eden kişiye kolaylıkla bulaşabilir. Bu nedenle kişinin elinde atış artığı tespit edilmemesi bu kişinin kesin olarak ateşli silah kullanmadığını göstermediği gibi atış artığı tespit edilmesi kişinin kesinlikle ateşli silah kullandığını da göstermez.

27. Savcılık; Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı (Grup Başkanlığı) Biyoloji İhtisas Dairesi Başkanlığından tespit edilen PSA’nın hangi yollarla kadın vücudunda bulunabileceği ve PSA üzerinden karşılaştırmalı DNA analizi yapılıp yapılamayacağı hususlarında bilgi vermesini istemiştir. Verilen cevaba göre PSA testi bir ön inceleme testi olup seminal sıvıda bulunan ana proteinlerden biridir. Seminal sıvı dışında diğer vücut sıvılarının da (vajinal sıvı, kan ve idrar) PSA içerdiği bilinmektedir. Bu sebeple PSA testi ile pozitif sonuç alınması, biyolojik örneğin kesin olarak meni içerdiği anlamına gelmemektedir. İncelenen örneğin erkeğe ait herhangi bir biyolojik materyal (epitel hücre ve/veya ter vb. başka bir vücut sıvısı) içerip içermediğini belirlemek amacıyla DNA testinin yapılması gerekmektedir. N.K.ya ait anal sürüntü örneğinden yapılan DNA miktar tayini çalışmaları sonucunda anal sürüntü örneğinin erkek cinsiyet geni içermediği belirlenmiş ve anal sürüntü örneğinden N.K.ya ait DNA profili ile uyumlu kadın genotipte DNA profili tespit edilmiştir. Dolayısıyla erkek bireye özgü herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.

28. Ş.Ü.nün avukatı 11/10/2019 tarihinde “onojonimmeni” ifadesi ile başlayıp “uni yahshi korıshımnı ayting” ifadesi ile biten ve Savcılıkça N.K. tarafından yazıldığı değerlendirilen, Özbekçe kaleme alınmış bir not kâğıdını soruşturma dosyasına ibraz etmiştir. Bu not kâğıdı bir bilirkişiye tercüme ettirilmiştir. Söz konusu tercümeye göre N.K. başvurucuya yazdığı mektupta başka hususlar yanında gençliğinden beri yaşamayı istemediğini belirterek ölünce başvurucudan ağlamamasını ve kendisini affetmesini istemiştir.

29. N.K.ya ait cep telefonunun imajlarından elde edilen çıktılar ile olay yerinde bulunan ajandadaki yabancı dilde yazılmış yazılar bilirkişiye tercüme ettirilmiştir. Yapılan tercümeye göre N.K. ajandasına genel olarak ölme isteği, annesine ve vatanına duyduğu özlem, anne sevgisi ve yaşama karşı bıkkınlık gibi hususları yazmıştır.

30. Başvurucu, vekili aracılığıyla 5/11/2019 tarihinde Savcılığa bir dilekçe vermiş ve soruşturma dosyasında mevcut fotoğrafların fotokopilerinin kendisine verilmesini istemiştir.

31. Savcılık soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgeler ışığında N.K.nın ölmeden önce intihara meyilli olup olmadığı konusunda Grup Başkanlığından rapor almak istemiştir ancak Grup Başkanlığı, bünyesinde ihtisas kurulu olmadığı konusunda Savcılığı bilgilendirmiştir. Bunun üzerine Savcılık aynı konuda Adli Tıp Kurumundan (ATK) rapor düzenlemesini istemiştir. ATK 4. İhtisas Kurulu rapor için N.K.nın yakınlarından ve sağlık kuruluşlarından (yurt içi ve yurt dışı) sorularak, N.K.nın ölmeden önce gördüğü tüm tedavilere ilişkin kayıtların (muayenelere ve tıbbi tetkiklere ilişkin kayıtlar ile ilaç listeleri gibi) temin edilip Türkçeye tercüme ettirilerek gönderilmesini istemiştir.

32. Savcılık, yakın akrabalarını yurt dışında olduğu gerekçesiyle N.K.nın ölmeden önce intihara meyilli olup olmadığı konusunda adli psikiyatri uzmanlarınca rapor hazırlanması için Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığına müzekkere yazmıştır. Bu müzekkereye verilen cevaptan yazının muhatabı olan yerde adli psikiyatri uzmanı bulunmadığı öğrenilmiştir.

33. 3/3/2020 tarihinde Savcılık N.K.nın ateşli silahla intihar etmesi sonucu vefat ettiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar (kovuşturmasızlık kararı) vermiştir. Bu kararda Savcılık şu tespitlerde bulunmuştur:

i. N.K.nın cep telefonundaki sosyal medya uygulamalarına ait içeriklerde soruşturmayı ilgilendiren bir husus bulunmamaktadır.

ii. Olay yerine bulunan tabanca Ş.Ü. adına ruhsatlıdır. Taşıma ruhsatlı dört silahı olduğu dikkate alındığında Ş.Ü.nün olay yerinde bulunan silahı evinde muhafaza etmesi hayatın olağan akışına uygundur.

iii. N.K.nın kaldığı odada bir giriş kapısı, bir balkon kapısı, bir de pencere bulunmaktadır. Kapılar ve pencere olay zamanı içeriden kilitlenmiştir. Balkon kapısı ile pencerenin yalnızca odada kalan yüzeylerinde kol bulunmaktadır. Odanın giriş kapısına ait anahtar üzerinden alınan svaptan çıkarılan DNA profili N.K.ya aittir. Odaya ilk kez oda kapısı kırılmak suretiyle görevli polisler ve sağlık personeli tarafından girilmiştir. Ajanda ve iki intihar notunun içerikleri dikkate alındığında N.K. olaydan önce intihar etmeye karar vermiştir. N.K.nın Ş.Ü.ye ait tabancayı bulunduğu yerden aldığı tanık ifadesiyle tespit edilmiştir. K.O.nun N.K.nın evdeki göreviyle ilgili beyanı dikkate alındığında N.K. dolap içinde muhafaza edilen silaha ulaşma imkânına her zaman sahiptir. Olay yerinden elde edilen tabancadan alınan svaptan çıkarılan DNA profili N.K.ya aittir. Buna göre N.K. odada yalnızken içeriden kapıları kilitleyerek eylemini gerçekleştirmiştir.

iv. Olayda bir başkasına atfı kabil herhangi bir kasıt, kusur ya da ihmal bulunmamaktadır.

v. N.K.ya yönelik bir cinsel saldırıya ait iz ve emareye rastlanmamıştır.

34. Savcılık kararına göre olay yerinde bulunan ajandaya Türkçe olarak yazılan yazılar şöyledir:

 “1 Eylül üniversiteye girme günü Allahım lütfen girmeme tüm engelleri kaldır üniversiteyi okumak istiyorum öğrenci olmak hayatın lezzetini tatmak istiyorum. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum artık ama lütfen bugüne kadar ne yaptıysam ailem için yaptım bundan sonrada öyle olacak, ailem için çalışacam ama bu tarz işlerde daha fazla çalışmak istemiyorum, çok bunaldım hayattan artık kendimi iyi hissetmiyorum, bilmiyorum niye belkide yoruldum ama ailem için ayakta kalmak lazım ki onların tutunacak bir dala ihtiyaçları var en çok da abimin sonra annemin... Ben okuyacam büyük adam olucam söz veriyorum annem. Hepinize hep bakacam hepinizi ben koruyacağım. Çünkü ben kendime güveniyorum bu zamana kadar başardıysam bundan sonrada başaracağım inan bana hem hostes olmamı çok istersin ya hostesde olucam bak gör. Allah bana yardım eder eminim anne seni çok özledim bi bilsen sen hasta olunca sen hasta olma sen çok yaşa lütfen biz için. O kadar yazılar yazarım ki her yazdığımı yırtıp atmak zorunda kalıyorum kimse görmesin diye belkide yazdıklarım bir kitap olur. Anne her gün seni rüyamda görüyorum ve sen her seferinde benden yardım istiyorsun ve sen her seferinde ölmek üzere oluyorsun. Anne ne olur ölme biraz daha güçlü ol etrafımda güvenecek insanım kalmadı, kimseye güvenemiyorum hayat böyleymiş, Anne her satırda yazarken içimde negeçtiklerini bi bilsen sanki ben ben değilim başka birisi. O kadar yoruldum ki yaşamak bile zor geliyor bana daha 22 yaşındayım ama yaşadıklarım yaşıma göre değil, ben sanki yaşlanmış gibiyim, başımın ağrısı hiç durmuyor. Anne bunları sana söyleyememek çok zor söylersem üzülürsün, ben seni üzermiyim yok elbet. Anne biliyormusun çalıştığım yerdekiler bana çok iyi davranıyorlar beni çok seviyorlar bende onları çok seviyorum her zaman gülmeye çalışıyorum bu biraz zor oluyor tabiki ama başarıyorum. Çünkü benim özel hayatımla onların bi alakası yok, yaşadıklarımla alakası yok. Ben güçlüyüm buda bunun isbatı, benim gülümsemem bunun isbatı hayata inat dik duracam. Anne ağlamak istiyorum bağıra bağıra ama olmuyo hep içime ağlıyorum hep hep biri duymasın diye ama yoruldum.

Anne çok uykum var ama uyuyamıyorum geceleri neden bilmem belki geceleri sevdiğim içindir belki düşünceler uyku vermiyordur belki şuan saat 00:55 geçiyo üzülüyorum anne abimin haline çok üzülüyorum ya ben anlayamıyorum siz neden hep kendinizi düşünüyorsunuz anlamıyorum ömrümü yediniz. Bence yeter artık dayanamıyorum çok zor oluyo beni rahat bırakın lütfen lütfen her gün sizleri düşünmekten yoruldum. Beynim dinlenmiyor. Hanginize ağlayım söyleyin hanginize ağlayım, anne sana mı ağlayım, abi sana mı yoksa ablamlara mı eve mi hanginize söyleyin, ben artık kendimi düşünmek istiyorum. En kötüsü ne biliyormusun dağ gibi arkamda duran abim var diye gurur duyuyorsun ya iste onun senin eline bakması sanki o benim çocuğum ben ona bakmaya mecburmuşum gibi, Allahım neden bana bu kadar vicdan verdin keşke vermeseydin ve ben bu hayata çok acı çekmeseydim, ailemi görünce daha çok üzülmeseydim ama neden ben yine ben küçüken de bendim büyüyüncede ben sıkıldım bu hayattan. Benim geçliğimi çaldınız, hepiniz hepiniz çaldınız, hani benim gençliğim anne, ya ben sizlerle geçirdiğim mutlu günü hatırlayamıyorum yok benim sizlerle geçirdiğim mutlu günüm yok. Anne hatırlıyormusun babamla sen gülüşürken ben hep ağladım neden neden ağladım. Cevap ver neden neden benim bu kadar zorluk çekmeme neden oluyorsunuz hepiniz çok mutluyken ben neden mutsuz oluyum. Anne biliyor musun neden çünkü sen benim elime kalacağını bilmiyordun abimi tıpkı babam gibi Anne benim gözümden akan bunca göz yaşlarıma kim cevap verecek kim. Göz yaşlarımı toplasaydım belki bir deniz olurdu. Ben bunun hesabını soracağım ama senden değil babamdan üzerine düşeni yapamadı. Çıkmıyo bir türlü benim aklımdan çıkmıyor benim gençliğimi elimden aldığınız çıkmıyo birtane oyuncak bile almadınız ya o benim aklımdan çıkmıyo. Anne lütfen bana kızma ben yapmamam gereken bir iş yapıyorum ama ondan başka çaremde yok, bana çok kızacaksın belki kızmazsın bilemiyorum.

...

Anne ben artık hayatıma bir hedef koydum. Bu hedefimden ötürü yürümeye başladım. Bu hedefim beni biraz daha güçlü olmama sebeb oluyo. Anne ben hostes olucam elbet bir gün ve yakın zamanda eminim çok az kaldı ingilizcemi biraz geliştirdikten sonra burdan ayrılacam ve kendimi geliştirmeye başlayacam evet anne ben burasını artık bir iş yeri gibi görmüyorum. Bir evim var gibi hissediyorum artık. Ben hostes olucam.

Çok yoruldum başım sürekli ağrıyor, her yerim sürekli ağrıyor ve bu yabancı evde bu hastalığı yaşamak çok zor anne nolur benim yanımda ol sana ihtiyacım var hemde çok. Çok zor durumdan geçiyorum.

Sevgili annecim biliyorum sende çok zor durumlardan geçiyorsun evlat sevgisinden ayrı kalıyorsun. Sürekli yurt dışında oluyoruz. Seni hasta haline yalnız bırakıyoruz çok üzgünüm anne ben böyle olacağını bilmiyordum. Senin sevginden ayrı kalacağımı bilmiyordum. Senin evlat acısından ayrı kalacağını bilmiyordum. Sevgili annem lütfen sen üzülme lütfen sen ağlama lütfen annecim. Ben seni çok özlüyorum, ben senin sevginsiz büyüyorum anne ben sevgini istiyorum artık anne sabrım bitiyo evet her canım sıkıldığında defalarca yazmaktan bıktım sevgili annem. Anne benim başım çok ağrıyo artık dayanamıyorum. Herşeyi düşünmekten başım çok ağrıyor iş yapamıyorum. Kendimi zorluyorum işten ayrılmaya karar verdim. İstanbul'a gideceğim mağazada filan çalışırım ağır kaldıracak değilim ya orada. Hem akşamları kursa giderim, İngilizce kursuna. Orada kendime bişeyler yaparım. Ben hostes olucam...

Allahım ne yapayım yaşamak istemiyorum. Ölmek istiyorum, ölücem kendimi öldürücem benim psikolojim hiç iyi değil. Allah'ım beni annemden ailemden ayırdın ama herşeyde bir hayır vardır.

35. Başvurucu; olayda cinsel saldırı ve cinayetin söz konusu olduğunu, N.K.nın intihar ettiği kabul edilse bile N.K.nın ölümüne cinsel saldırıları eylemleriyle Ş.Ü.nün sebep olduğunu, silahlarının muhafazası konusunda Ş.Ü.nün azami derecede özen göstermediğini ve soruşturmada bazı eksiklikler bulunduğunu iddia ederek vekili aracılığıyla Savcılıkça verilen karara 24/3/2020 tarihinde itiraz etmiştir. Soruşturmadaki eksiklikler konusunda başvurucu özetle şu iddialarda bulunmuştur:

i. Olayın intihar olduğu sonucuna çabucak ulaşılmıştır.

ii. Ş.Ü., D.Ü., G.Ü. ve K.O.nun cep telefonları ile olayın meydana geldiği evdeki bilgisayarların imajı alınmamış; sözü edilen kişilerin cep telefonları ve elektronik posta yoluyla kurdukları iletişimler tespit edilmemiştir.

iii. Ş.Ü.nün olay günü uçak yolculuğu yapıp yapmadığı araştırılmamıştır.

iv. 112 Acil Çağrı Merkeziyle yapılan görüşmeye ait kayıtlar getirtilmemiş, olay yerine gelen sağlık görevlilerinin beyanına başvurulmamıştır oysa otopsi raporuna göre ölüm saati, ölü muayenesi işleminden üç ila otuz altı saat öncesindeki zaman aralığıdır.

v. Ş.Ü.nün M.K. ile yaptığı telefon görüşmesinin zamanı tespit edilmemiştir.

vi. N.K.nın cep telefonunda bulunan kayıtların yalnızca yazılı olanları çözümlenmiş, uygulamalar aracılığıyla gönderilen sesli mesajlar çözümlenmemiştir.

vii. Olay yerinde delil güvenliği sağlanmamıştır.

viii. Otopsi işleminde cinsel saldırı olup olmadığı yönünden yapılan muayenede herhangi bir bulguya rastlanmasa da bu hususun fotoğraflarla doğrulanması gerekir. Hâlbuki soruşturma dosyasında otopsi işlemine ilişkin fotoğraf bulunmamaktadır.

ix. Vajinal ve anal sürüntü örneklerinin alındığı yerler belli değildir. Ayrıca söz konusu örneklerden hazırlanan preparatların boyanmasında kullanılan yöntem (hematoksilen-eosin) uluslararası standartlara uygun değildir.

x. Anal sürüntü örneğinde PSA saptanmasına rağmen Y-STR DNA analizi yapılmamıştır. PSA incelemesinde kullanılan kitin kullanım kılavuzuna göre sekresyonlardaki PSA konsantrasyonunun çok düşük olduğu, kitin ve yöntemin ayırıcı olduğu ve semen içermeyen bir sıvının pozitif sonuç verme olasılığının düşük olduğu belirtilmiştir.

xi. N.K.nın kanında saptanan ve kısa sürede etki eden bir anestezik olan ketaminin cinsel saldırı amacıyla kullanımına yönelik birçok yayın bulunmaktadır. Ketaminin N.K.ya hastanede verilip verilmediği ile ilgili bilgiler soruşturma dosyasında mevcut değildir.

xii. Ş.Ü.den biyolojik örnek alınarak DNA incelemesi yapılmamıştır.

xiii. Olay yerinde bulunan tükenmez kalem üzerinde parmak izi incelemesi yapılmamıştır. Yazı incelemesiyle ilgili rapor yetersizdir.

xiv. N.K.nın intihara eğiliminin olup olmadığı konusunda rapor alınmamıştır.

36. İtirazına ilişkin dilekçesine ketaminin cinsel saldırı amacıyla kullanımına ve PSA incelemelerine ilişkin İngilizce üç çıktı ekleyen başvurucu, dilekçesinde söz konusu çıktıların tercüme edilmiş hâllerini en kısa sürede teslim edeceğini belirtmiş ancak UYAP kayıtlarına göre bu tercümeleri teslim etmemiştir.

37. Savcılığın talebi üzerine otopsi işlemi sırasında çekilen fotoğraflar ile video görüntülerini içerir iki CD, Grup Başkanlığınca 26/3/2020 tarihinde Cumhuriyet savcısına elden teslim edilmiştir.

38. Başvurucunun Savcılık kararına yönelik itirazı, Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliğince (Hâkimlik) kararın dosya kapsamına uygun olduğu ve itiraz nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle 5/5/2020 tarihinde reddedilmiştir.

39. Başvurucu vekili 15/5/2020 tarihinde bir dilekçe ile Şehir Hastanesine başvurarak N.K.ya olay tarihinde uygulanan tedavilerle ilgili bütün kayıtların ve varsa tedavide kullanılan ilaçlarla ilgili faturaların birer örneğinin, ayrıca N.K. için ketamin ilacı kullanılıp kullanılmadığı ve bu ilacın endikasyonlarının (Endikasyon, bir ilacın hangi hastalıklara ve hangi biçimde uygun olacağını veya bir operasyonun hangi koşullarda gerekli olduğunu ifade eder.) ne olduğu konusundaki bilginin kendisine verilmesini istemiştir. Şehir Hastanesi, başvurucunun N.K.nın mirasçısı olduğuna dairÖzbekistan makamlarınca verilmiş belgenin ve dilekçenin ekindeki vekâletnamenin aslının noterlerin yeminli tercümanları tarafından yapılmış tercümesinin (İlgili yazıda tercümeyle ilgili belge, vekâletnamenin orijinal metninin Türkiye Noterler Birliğine kayıtlı noterlerin yeminli tercümanı tarafından yapılmış vekâlet belgesi olarak ifade edilmiştir.) gönderilmesi hâlinde talebin karşılanacağı konusunda başvurucunun vekilini bilgilendirmiştir.

40. Savcılık, otopsi görüntülerinin soruşturma dosyası arasında alınması konusunda 1/6/2020 tarihinde iç yazışma yapmıştır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

41. Anayasa Mahkemesinin 15/3/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Yaşam Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

42. Başvurucu, olay hakkında yürütülen soruşturmanın etkili olmadığını belirterek yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bu iddiası kapsamında başvurucu öncelikle soruşturmada cinayet olasılığının soruşturmanın en başından beri dışlandığını ve olaydan hemen sonra, tanık olmaları nedeniyle kollukça ifadesine başvurulan kişilerin Ş.Ü.nün vekili nezaretinde ifade verdiğini belirtip, soruşturma işlemlerinin önceden varılan kanaati doğrulamak maksadıyla yapıldığını öne sürerek soruşturmanın bağımsız ve tarafsız bir şekilde yürütülmediğini iddia etmiştir. Başvurucu ikinci olarak soruşturmada birçok eksiklik bulunduğunu öne sürmüştür. Başvurucuya göre soruşturmadaki eksiklikler ile maddi gerçekle örtüşmeyen hususlar şunlardır:

i. İntihar eden birinin 4.500 gram ağırlığındaki silahı 150 cm uzağa fırlatması mümkün değildir. Ayrıca Olay Tutanağı ile olay yeri incelemesiyle ilgili kayıtlara göre silah ile N.K. arasındaki mesafe 150 cm olsa da olay yeri krokisinde söz konusu mesafenin 57 cm olduğu belirtilmiştir.

ii. N.K.nın pencerenin altında ve radyatöre dayalı olarak yerde bulunduğu belirtilse de pencerenin pervazında sadece küçük bir kan lekesi vardır, radyatörü de kapatıp yere kadar uzanan tül perdede ise hiç kan lekesi bulunmamaktadır.

iii. Olay yeri incelemesiyle ilgili görüntü kayıtlarında (Bu kayıtlar başvuru dosyasına sunulmamıştır.) görevli N.K.nın cep telefonunun ekranını kameradan saklamaktadır. Oysa telefon ekranında birden çok mesaj vardır. Aynı kayıtlara göre olayın meydana geldiği odanın beş farklı yerinde kan izi bulunmaktadır. En büyük kan birikintileri sehpanın altında ve yatağın dibindedir. N.K.nın telefonu da aynı bölgededir. Buna rağmen olay yeri incelemesinde sehpa kaldırılarak sehpanın altı kamerayla kayda alınmamıştır. Bundan başka N.K.nın radyatöre yaslı olarak bulunduğu belirtilmesine karşın kanlı battaniye yatağın üzerindedir.

iv. Merminin girdiği yerin yerden 80 cm yüksekte olduğu ifade edilse de bu husus gerçekle bağdaşmamaktadır çünkü olay yeri incelemesiyle ilgili görüntü kayıtlarına göre bahsi geçen yer, yerden yaklaşık 120 cm yüksektedir. Ölen 165 cm boyundadır ve N.K.ya ayakta ateş edildiğini düşündürecek bir tablo söz konusudur ancak ilgili tutanaklarda atışın oturarak mı yoksa ayakta mı yapıldığı ile ilgili bir yorum yapılmamıştır. Ayrıca olay yeri incelemesinde atış açısı tespit edilmemiştir. Oysa olay yeri bir boğuşma yaşandığını düşündürmektedir. Zira olağan durumda radyatörün yanında duran sehpa yatağın ayak ucundadır ve ters dönmüştür, abajur ise devrilmiştir. Bu durum belki de kendisine doğrulan silahtan korunmak için N.K.nın sehpayı kendisine siper ettiği izlenimi vermektedir.

v. N.K.ya tıbbi müdahale için gelen sağlık görevlilerinin ve olay yeri incelemesi yapan polislerin ifadeleri Savcılıkça alınmamıştır.

vi. Olay Tutanağı’nda olay yerinde bulunan silahın çapı yazılmamıştır. Bu nedenle el konulan silahın olayda gerçekten kullanılıp kullanılmadığı belli değildir. N.K.nın dolabında birçok defter ve kâğıt bulunsa da bunlar muhafaza altına alınmamıştır.

vii. Olay yeri incelemesiyle ilgili görüntü kaydında gösterilen kadın ayakkabısında, olay yerindeki ters dönmüş sehpada ve şarjörde parmak izi çalışması yapılmamıştır.

viii. Olay yeri incelemesiyle ilgili video kayıtlarında tarih ve saat bilgisi yer almamaktadır.

ix. Atış artığının hangi hâllerde bulaşmayacağı konusunda iki kriminal inceleme uzmanı ile bir asistan tarafından yapılan değerlendirmeleri içerir rapor somut olayla ilgisizdir ve kesin bir kanaat içermemektedir.

x. Olay esnasında olayın meydana geldiği evde bulunan N.K. dışındaki kişilerin olaydan 48 saat öncesinden itibaren telefon yoluyla kurdukları iletişimler tespit edilmemiştir.

xi. Yirmi üç yaşındaki bir kadından bir profesyonel gibi tabancanın şarjörüne tek mermi yerleştirmesini beklemek normal değildir. Ayrıca eski bir asker olan Ş.Ü.nün kendisine ait bir silahı kızına emanet etmesi Türk ordusunun kültür koduna uygun düşmemektedir. Ş.Ü.nün olay günü İstanbul’dan Ankara’ya geldiğine dair belge soruşturma dosyasına sunulamamıştır.

xii. PSA testi sonucu Ankara Grup Başkanlığınca dikkate alınmamış, Ş.Ü.den biyolojik örnek alınmamıştır. Bu durum, N.K.nın ölümünün gerçek nedeninin tespitini engellemiştir oysaki PSA verisinden hareketle biyolojik verinin kime ait olduğu rahatlıkla bulunabilmektedir.

xiii. N.K.nın kanında cinsel saldırı amacıyla kullanılan ve bayıltıcı etkisi olan ketamine rastlanması nedeniyle Ş.Ü.den biyolojik örnek alınarak DNA incelemesi yapılması gerekirken yapılmamış, Savcılık Ş.Ü. ve N.K.nın erkek arkadaşı A.D. ile N.K. arasında oluşabilecek muhtemel bir gerilime dikkat etmemiştir.

xiv. Kendisini kaybetmesine yol açan bir ilaç etken maddesi (ketamin) alan kişi intihar edemez. Ayrıca genç bir kadının şarjöre sadece bir mermi yerleştirmesi normal değildir.

xv. Olay yeri incelemesiyle ilgili görüntü kaydında yakın çekimde gösterilen N.K.nın Türkçe yazdığı yazı bütünüyle okunduğunda N.K.nın hayata bağlı birisi olduğu anlamı çıkmaktadır. Kişisel notlarından N.K.nın güçlü bir dinî inanca sahip olduğu izlenimi edinilmektedir. N.K.nın odasındaki kıyafetler düzenlidir ve özenle katlanmıştır. Bu tablo N.K.nın intihar eğiliminde olmadığını, aksine N.K.nın düzgün bir hayatı olduğunu düşündürtmektedir. Savcılık, N.K.nın intihara meyilli olup olmadığı konusunda rapor almak için yazışma yapsa da bu konuda rapor hazırlanamamıştır. Başvurucuya göre N.K.nın psikolojik hiçbir sorunu yoktur ve N.K.nın ölümü telefon konuşmalarındaki dolaylı anlatımlarına dayanılarak intihar gibi kurgulanmıştır.

xvi. Otopsi işleminde yapılan iç muayeneye ilişkin fotoğraf ve video kayıtlarına soruşturma süresince ulaşılamamıştır.

xvii. Başvurucu vekilinin olay tarihinde acil müdahale sırasında kullanılan ilaçların ve bunlara ait faturaların birer örneğinin kendisine verilmesi için yaptığı başvuru Şehir Hastanesince reddedilmiştir oysa apostil edilmiş vekâletnamenin onaylı örneği Şehir Hastanesine sunulmuştur. Bu durum başvurucunun ketaminin tıbbi müdahale sırasında kullanılmadığı yönündeki kuşkusunu güçlendirmiştir. Başvurucuya göre soruşturma konusu olay intihar değil cinayettir.

xviii. N.K.nın cesedi apar topar ülkesine gönderilmesi soruşturmada hiçbir şeyin normal yürümediğini düşündürtmektedir.

xix. Hâkimlik, başvurucunun itirazını reddederken basmakalıp kısa bir açıklamayapsa da hukuki anlamda gerekçe sunmamıştır.

43. Başvurucu; kısaca ifade etmek gerekirse bir PSA testi üreticisi tarafından kullanıcılar için İngilizce yazılmış bir tanıtım broşürüne, bu broşüre göre yazıldığı ifade edilen erkek menisi vasıtasıyla PSA’nın vajinada miktara bağlı olarak 48 saate kadar kalabildiğine ilişkin bilgi notuna, PSA testi sonucu dikkate alınarak kişinin cinsel ilişkiye girmiş olduğunun kanıtı olabileceğinin dikkate alınarak sanık lehine haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği gerekçesiyle Yargıtayın ilgili dairesince verilmiş bir bozma kararıyla ilgili bir habere, otuz yıllık numunelerde bile PSA’nın pozitif şekilde yüksek istikrarla tespitinin mümkün olduğuna ve PSA'nın kadın erkek fark etmeden kan, idrar, dışkı gibi vücut sıvıları ile salgılarında da oluşabildiğine ilişkin bilgi notlarına, cinsel saldırı olaylarında semenin varlığının saptanması konusunda kullanılan yöntemlerin karşılaştırılmasıyla ilgili akademik bir tartışmaya ait makaleye, ketaminin cinsel saldırı amacıyla kullanımıyla ilgili İngilizce kaleme alınmış bir araştırma yazısına ve bu yazıyla ilgili bir bilgi notuna ilişkin çıktıları başvuru formuna eklemiştir.

44. Bakanlık görüşünde başvuruya konu soruşturma sürecinde yapılan işlemlerden söz edilerek Savcılığın N.K.nın ölümü hakkında etkili bir soruşturma yürüttüğü ve soruşturma yükümlülüğünün bir sonuç yükümlülüğü olmayıp uygun araçların kullanılması yükümlülüğü olduğu belirtilmiştir.

45. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda dile getirdiği bazı iddiaları tekrarlayıp Ş.Ü.nün kendisine ait silahların muhafazası konusunda gerekli özeni göstermediğini, soruşturma dosyasında 112 Acil Çağrı Merkezinin arandığına dair bilgi bulunmadığını, N.K. için gelen acil tıbbi yardımla görevli kişilerin kim olduğunun tespit edilmediğini, bu kişilerin N.K.nın odasına girdiğinde nasıl bir tabloyla karşılaştığının ve yaşamsal bir bölgesine ateş eden kişinin nasıl beş farklı yerde kan izi bıraktığının açıklanmadığını öne sürmüştür.

2. Değerlendirme

46. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

Herkes, yaşama... hakkına sahiptir.

47. Anayasa’nın “Devletin temel amaç ve görevleri kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Devletin temel amaç ve görevleri... kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

48. Başvurucunun ihlal iddiaları yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutu kapsamında incelenecektir ancak buna geçmeden önce, yapılacak incelemede hangi iddiaların değerlendirilebileceği ortaya konmalıdır.

49. Başvurucu başvuru formunda N.K.nın bir başkasınca kasten öldürüldüğüne ve bu ölüm olayı hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmediğine ilişkin iddialarını dile getirmesine rağmen Bakanlık görüşüne karşı beyanında anılan iddialarına ek olarak Ş.Ü.nün kendisine ait silahların muhafazası konusunda gerekli özeni göstermediğini de ileri sürmüştür. Aşağıda (bkz. § 53) kapsamı belirtilecek olan etkili yargısal sistem kurma yönündeki usul yükümlülüğünün bir olayda hangi soruşturma türünü gerektirdiği olayla ilgili iddialara göre belirlenir. Kasten ya da saldırı veya kötü muameleler sonucu meydana gelen ölüm olaylarında devletin sorumluların tespiti ve cezalandırılmalarına imkân verebilecek nitelikte cezai soruşturmalar yürütme yükümlülüğü bulunsa da yaşam hakkının ihlaline kasten sebebiyet verilmediği durumlarda pozitif yükümlülük mağdurlara hukuki, idari hatta disiplinle ilgili hukuk yollarının açık tutulması suretiyle de yerine getirilmiş sayılabilir (birçok karar arasından bkz. Tuğçe Dağdemir Muslu, B. No: 2019/34996, 26/7/2022, § 55). Bu nedenle başvurucunun ilk kez Bakanlık görüşüne karşı görüşünde dile getirdiği Ş.Ü.nün kendisine ait silahların muhafazası konusunda gerekli özeni göstermediğine ilişkin iddiası yönünden etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğünün hangi soruşturma türünü gerektirdiği hakkında bir değerlendirme yapılması icap etmektedir. Ne var ki başvuruya konu edilen soruşturma kapsamında verilen nihai kararın öğrenilmesinden itibaren otuz günlük başvuru süresi içinde dile getirilmeyen iddiaların Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmesi mümkün değildir. Aksinin kabulü bir kez bireysel başvuru yapıldıktan sonra başvuru sonlandırılıncaya kadar başvuru dosyasına gelen her türlü ihlal iddiasının incelenmesini gerekli kılar ki bu, bireysel başvuru için öngörülen otuz gün kuralını anlamsız hâle getirir (Ümüt Demir, B. No: 2012/1000, 18/9/2014, § 31). Bu sebeple başvuru formunda dile getirilmeyip Bakanlık görüşüne karşı beyanında ortaya atılan söz konusu iddia hakkında değerlendirme yapılamayacaktır.

50. Yaşam hakkının usul boyutuyla ilgili incelemede yapılması gereken iş, başvurucunun yakını N.K.nın ölümü hakkında yürütülen ceza soruşturmasının Anayasa’nın 17. maddesi çerçevesinde Anayasa Mahkemesince tespit edilen ölçütleri karşılayıp karşılamadığı, bu bağlamda bahsi geçen soruşturmanın etkili olup olmadığının tespitinden ibarettir. Bu bakımdan yaşam hakkının usul boyutu ile ilgili olmayan ve Anayasa’daki diğer güvencelerle arasında bağlantı da bulunmayan, Şehir Hastanesinin başvurucu vekilinin talebini karşılamadığına ve N.K.nın cesedinin apar topar ülkesine gönderildiğine yönelik iddialar da başvuruda değerlendirilmeyecektir.

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

51. Başvurucunun ihlal iddiası açıkça dayanaktan yoksun olmadığı gibi başvuruda başka bir kabul edilemezlik nedeni de bulunmamaktadır. Bu nedenle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

i. Genel İlkeler

52. Yaşam hakkını güvence altına alan Anayasa’nın 17. maddesi, devletin temel amaç ve görevlerini düzenleyen Anayasa'nın 5. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde devlete birtakım negatif ve pozitif yükümlülükler yükler (Fatma Akın ve Mehmet Eren [GK], B. No: 2017/26636, 10/11/2021, § 82).

53. Pozitif yükümlülüğü kapsamında devlet, başka gereklikler yanında yaşam hakkını korumak için oluşturulan yasal ve idari çerçevenin gereği gibi uygulanmasını ve bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili bir yargısal sistem kurmakla da yükümlüdür. Bu usul yükümlülüğü şüpheli her ölüm olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütülmesini gerektirir. Yürütülecek soruşturmanın temel amacı yaşam hakkını koruyan hukukun etkili bir şekilde uygulanmasını, kamu görevlilerinin müdahalesiyle veya onların sorumlulukları altında meydana gelen ya da diğer bireylerin fiilleriyle gerçekleşen ölümler nedeniyle ilgililerin hesap vermelerini sağlamaktır (Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 97).

54. Etkili yargısal sistem kurma yönündeki usul yükümlülüğünün ceza soruşturmasını gerekli kıldığı durumlarda soruşturmanın Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği etkinlikte olduğunun kabul edilebilmesi için;

- Soruşturma makamlarının olaydan haberdar olur olmaz, resen harekete geçerek ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit etmeleri,

 - Soruşturma sürecinin kamu denetimine açık olması ve meşru menfaatlerini korumak için ölen kişinin yakınlarının soruşturma sürecine gerekli olduğu ölçüde katılabilmeleri,

- Soruşturmanın makul bir özen ve süratle yürütülmesi şarttır (Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 99).

55. Öte yandan etkili soruşturma yükümlülüğü bir sonuç yükümlülüğü değil uygun araçların kullanılması yükümlülüğüdür. Anayasa’nın 17. maddesi başvuruculara üçüncü kişileri bir suç nedeniyle yargılatma ya da cezalandırma hakkı vermediği gibi devlete tüm yargılamaları mahkûmiyetle sonuçlandırma ödevi de yüklemez (Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 98).

ii. İlkelerin Olaya Uygulanması

56. Başvurucunun soruşturma makamlarının resen ve derhâl harekete geçmesine ilişkin ölçüt ile ölenin yakınlarının meşru menfaatlerini korumak için soruşturma sürecine yeterli ölçüde katılımına ilişkin ölçüt yönünden herhangi bir iddiası bulunmamaktadır. Başvuruda soruşturma süresinin uzunluğunun soruşturmayı etkisiz hâle getirdiğini yönelik bir iddia da yoktur. Başvuruya konu soruşturmada anılan ölçütler yönünden bir eksiklik de tespit edilmemiştir.

57. Başvurucu, soruşturmanın bağımsız ve tarafsız bir şekilde yürütülmediğinden yakınsa da aslında soruşturmada N.K.nın intihar ettiği yönündeki ön kabulden hareket edilerek olayın gerçekleşme koşullarının tespiti için gerekli delillerin toplanmadığından, bir başka ifadeyle soruşturmanın yetersizliğinden şikâyet etmiştir. Bu durumda başvurucunun ihlal iddiaları, ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delillerin tespit edilmediğine ve soruşturmanın özenli bir şekilde yürütülmediğine ilişkindir. O hâlde N.K.nın ölümüyle neticelenen olayın öğrenilmesinden kovuşturmasızlık kararına yönelik itirazın reddedilmesine kadar olan süreç, başvurucunun iddiaları çerçevesinde değerlendirilmelidir.

58. Kolluk görevlilerince düzenlenen Olay Tutanağı’na göre Haber Merkezi, olay günü 20.56 sıralarında olay yerinin bulunduğu çevredeki devriyelere müstakil bir evden silahlı intihar olayının bildirildiğini haber vermiştir. Olay yerine intikal eden iki polis ekibini Ş.Ü. karşılamıştır. Bir müddet sonra sağlık görevlileri de olay yerine gelmiştir. Bu durum, Ş.Ü. ile D.Ü.nün 112 Acil Çağrı Merkezini Ş.Ü.nün aradığına ilişkin beyanlarını desteklemektedir. Polis ekipleri, N.K.nın kilitli olan odasından inleme ve debelenme sesleri işittiğine göre polis ekipleri olay yerine vardığında N.K. hayattadır. Polis ekipleri N.K.nın odasının ve bu odadan balkona açılan kapının kilitli olduğunu tespit etmiştir. N.K.nın odasının kapısı kırılarak açılmış, böylece polis ekipleri ile sağlık görevlileri 21.04’te odaya girebilmiştir. Sağlık görevlilerinin N.K.ya tıbbi müdahalede bulunarak N.K.yı Şehir Hastanesine götürmelerinin doğal bir sonucu olarak olay yeri, olay anındaki hâliyle muhafaza edilememiştir ancak başvurucunun iddiasının aksine kapının açılmasından sonra polisler ile sağlık görevlilerinin nasıl bir tablo ile karşılaştığı Olay Tutanağı’na yazılmış ve yapılacak olay yeri incelemesi için oda, N.K.nın Şehir Hastanesine nakledilmesinden sonraki hâliyle koruma altına alınmıştır (bkz. § 5). Söz konusu tutanakta N.K.nın odanın neresinde ve nasıl bir durumda bulunduğu ve tabancanın nerede olduğu da belirtilmiştir. Ayrıca tutanakta; çapı belirtilmese de tabancanın markası ile seri numarasının ne olduğuna, tabancanın N.K.ya olan mesafesine ve duvardaki mermi çekirdeğinin nerede bulunduğuna ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

59. Olay yeri, olay günü hem Cumhuriyet savcısınca hem olay yeri incelemesi ile ilgili kolluk biriminde görevli polislerce incelenmiş ve kolluk görevlilerince yapılan inceleme sırasında fotoğraf çekimi ve kamerayla kayda alma işlemleri yapılmıştır. Yapılan incelemeye göre odadaki çalışma masasının üzerinde kalem ile ajanda, giysi dolabı içinde ise “Bugün ben ölürsem” ifadesi ile başlayıp “gömün beni” ifadesi ile biten notun yazılı olduğu kağıt bulunmuştur. Tabancaya ait şarjörde mermi bulunmamaktadır. Çalışma masasının yanında zemin üzerinde bir kapı anahtarı mevcuttur ve duvardaki mermi giriş deliğinin yerden yüksekliği 160 cm’dir. Olay yeri krokisinde, başvurucunun iddiasının aksine N.K.nın tabancaya 57 cm uzakta olduğu belirtilmemiştir. Tabancaya 57 cm uzaklıkta olanlar halı üzerinde iki farklı noktadaki kırmızı renkli lekedir. Olayın gerçekleşme koşullarının tespiti için N.K.nın, Ş.Ü.nün, D.Ü.nün ve K.O.nun el svapları ile parmak izleri, tabancanın tetik yüzeyi ile tabancanın sürgüsü yüzeyinden ve zemin üzerinde bulunan kapı anahtarı üzerinden biyolojik veri elde etmek için örnek alınmıştır. Balkon kapısının camında, çalışma masasının üzerindeki aynada, ajandada ve kalemde, giysi dolabı içindeki not kâğıdında parmak izi tespit çalışması yapılmıştır. Ayrıca duvara isabet eden deforme mermi çekirdeği bulunduğu yerden çıkarılmış, N.K.nın giysileri balistik inceleme için muhafaza altına alınmış ve halı üzerindeki şüpheli lekelerden iki örnek alınmıştır (bkz. §§ 8, 9).

60. Balkon camından, olay yerinde bulunan tabancadan “Bugün ben ölürsem” ifadesi ile başlayıp “gömün beni” ifadesi ile biten notu içerir kâğıttan ve çalışma masası üzerindeki kalem, ajanda ve aynadan elde edilen vücut izleri üzerinde yapılan çalışmalar; tabancada ve kalemde parmak izi bulunmadığını, “Bugün ben ölürsem” ifadesi ile başlayıp “gömün beni” ifadesi ile biten notu içerir kâğıtta, ajandada, çalışma masasının üzerindeki aynada ve balkon camında bazı izler olduğunu ancak bu izlerin bir kısmında yeterli karakteristik özellikler bulunmadığını, yeterli karakteristik özellikleri olan izlerin ise Ş.Ü., D.Ü. ve K.O.ya ait parmak izlerinden farklı olduğunu ortaya koymuştur. Ş.Ü., D.Ü. ve K.O.ya ait olmadığı anlaşılan izlerin veri tabanında karşılığı bulunamamıştır. Ayrıca ajandada N.K.nın sol el baş parmak izi tespit edilmiştir (bkz. § 24).

61. Polis Laboratuvarınca yapılan incelemelere göre olay yerinden elde edilen boş kovan ile deforme mermi çekirdeği olay yerinde bulunan tabancadan -incelenen tabancanın seri numarası ile olay yerine bulunan tabancanın seri numarası aynıdır- atılmıştır ve Ş.Ü., D.Ü., K.O. ve N.K.nın ellerinin içi ile üstlerinden alınan svaplarda atış artığına rastlanmamıştır. N.K.nın ölümüne neden olan atış, bitişik atış mesafesinden yapılmıştır. Tabancanın sürgüsü yüzeyinden alınan svap genetik analizlere cevap vermemiştir ancak kapı anahtarı ve tabancanın tetik yüzeyinden alınan svaplar ile şüpheli kan lekelerinden elde edilen genotip N.K.ya ait genotip uyumludur. Ayrıca bir yüzü “Bugün ben ölürsem” ifadesi ile başlayıp “gömün beni” ifadesi ile biten, diğer yüzü “Ben yaşamayı çok” ifadesi ile başlayıp “istediğimi söyledim” ifadesi biten not kâğıdındaki yazılar, ajandadaki yazıları yazan kişi tarafından yazılmıştır (bkz. § 25).

62. Alınan el svaplarında atış artığına rastlanmaması üzerine Savcılık, atış artığının hangi hâllerde bulaşmayacağı konusunda uzmanlardan görüş almıştır. İki kriminal inceleme uzmanı ile bir asistan, hangi hâllerde atış artığı bulaşmayacağını resimlerden de yararlanarak raporlarında açıklamıştır (bkz. § 26).

63. Olayın meydana geldiği evde veya evin bahçesinde güvenlik kamerası olup olmadığı araştırılmış ve olmadığı saptanmıştır (bkz. § 15).

64. N.K.nın telefon yoluyla son iki ayda kurduğu iletişimlere ait kayıtlar getirtilmiştir. Bu kayıtlardan N.K.nın, öldüğü gün saat 18.42’de M.Ç. ile saat 19.53’te ise H.İ.G. ile telefonda konuştuğu tespit edilmiştir (bkz. § 19). Bunun üzerine M.Ç. ile H.İ.G.nin ifadesine başvurulmuştur. M.Ç. ifadesinde N.K. ile telefonda konuşanın G.S. olduğunu söyleyince G.S.nin de ifadesi alınmıştır. İfadesine göre G.S. YÖS’e hazırlık kursuna gidip gitmeyeceği konusunda N.K. ile görüşmüştür (bkz. § 20). H.İ.G. ise N.K.yı arayarak yapılacak maaş ödemesi nedeniyle K.O.nun evin dışına çıkmasını istediğini beyan etmiştir (bzk. § 22/iii).

65. Olay günü kollukça Ş.Ü., D.Ü. ve G.Ü.nün beyanları alınmıştır. Alınan ifadelere göre Ş.Ü.ye ait tabancalardan birinin bulunması gereken yerde olmadığının anlaşılması üzerine ev, kayıp tabancanın bulunması için Ş.Ü., D.Ü., K.O. ve N.K. tarafından aranmıştır. En son aranan oda N.K.nın odasıdır. N.K. tabancanın bulunduğu yeri göstereceğini söyleyerek, D.Ü.nün odanın dışına çıkmasını sağlayıp kapıyı içeriden kilitlemiştir. Akabinde odadan bir el silah sesi gelmiştir. Uğraşlara rağmen kilitli kapı açılamayınca Ş.Ü. 112 Acil Çağrı Merkezini aramıştır (bkz. § 10).

66. 26/9/2019 tarihinde kollukça ifadesi alınan K.O.; Ş.Ü. ve D.Ü.nün kayıp tabancanın aranmasıyla ilgili anlatımlarını doğrulayıp N.K.ya tabancayı görüp görmediğini sorunca N.K.nın “Sen benim derdimi bilmiyorsun. Annemin, ağabeyimin yüzüne nasıl bakacağım?” şeklinde cevap verdiğini, ne olduğunu anlatmasını istese de N.K.nın kimseye anlatmayacağını ve kendisini öldüreceğini söylediğini beyan etmiştir. İfadesine göre K.O., G.Ü.nün kaldığı odada iken odada bulunan Ş.Ü. K.O.dan N.K.nın ağabeyi M.K.nın telefonun numarasını alarak aramış ve “Silahlarımdan biri yok. Kardeşinde olabilir. Gel kardeşinle konuş.” demiştir. Bu sırada D.Ü.nün bağırarak babasını çağırması üzerine Ş.Ü. telefonda konuşarak üst kata çıkmıştır. D.Ü., Ş.Ü.ye N.K.nın bir şey yapıp kapıyı kilitlediğini söylemiştir (bkz. § 16). K.O.nun bu ifadesi Ş.Ü. ve D.Ü.nün Savcılıkça alınan beyanlarıyla uyumludur (bkz. § 22/i, 23). Ayrıca M.K.nın Ş.Ü.nün olay günü kendisini telefonla arayarak yerinde bulamadığı silahı hakkında soru sorduğuna ve bu sırada telefondan D.Ü.nün bağırma sesi ile kapıları vurma sesi duyulduğuna ilişkin beyanı K.O.nun beyanlarını doğrulamaktadır (bkz. § 13).

67. İlerleyen süreçte N.K.nın erkek arkadaşı A.D. ile N.K.nın arkadaşları G.N. ile N.A.nın ifadeleri alınmıştır. G.N. ifadesinde ölümünden bir gün önce N.K. ile telefonda konuştuklarını söyleyip bu konuşmanın içeriğini açıklamıştır. Buna göre N.K. G.N.ye işvereninin bir gün arkasından yaklaşarak kendisine sarıldığından, bu duruma tepki gösterdiğinden ve işvereninin cinsel amaçlı başka bir eyleminin olmadığından söz edip ölmek istediğini, işvereninin silahını bulduğunu, bu silah ile hazırladığı bir mermiyi botunun içine sakladığını ve silahla kendisini vurmak suretiyle intihar edeceğini söylemiştir (bkz. § 18).

68. Savcılık, ifadesini alırken K.O.ya G.N.nin ifadesinde geçen sarılmayla ilgili olayısormuştur. K.O., N.K.yı Ş.Ü ile aynı odada yalnız bir şekilde görmediğini ancak böyle bir olay olsa idi bu konuda bilgisinin olacağını söylemiştir. Ş.Ü. ise Savcılıkça alınan beyanında N.K.ya el sürmediğini ve N.K.yı kızı gibi gördüğünü ifade etmiştir (bkz. § 22/i, ii).

69. N.K.ya ait cep telefonunun imajı alınmış (bkz. § 21) ve imajdan elde edilen çıktılar ile olay yeri incelemesi sırasında bulunan ajandada ve Ş.Ü.nün avukatı tarafından soruşturma dosyasına sunulan not kağıdında yer alan yabancı dilde yazılmış yazılar bilirkişiye tercüme ettirilmiştir. Yapılan tercümeden sözü edilen not kağıdının bir mektup olduğu anlaşılmıştır. Tercümelere göre bahsi geçen mektupta ve ajandada genel olarak aileve vatan özlemi, hayata küskünlük, can sıkıntısı ve ölme isteği dile getirilmiştir (bkz. §§ 28, 29).

70. Yapılan otopsi işlemi N.K.nın ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kot kırığı ile birlikte iç organ yaralanmasına bağlı olarak gelişen iç ve dış kanama sonucu vefat ettiğini, ateşli silah yarasının öldürücü olduğunu ve yaralanmaya sebep olan atışın bitişik atış mesafesinden yapıldığını ortaya çıkarmıştır. Otopsi raporuna göre ölüme neden mermi giriş yarası, göğüs önde sol meme başının 5 cm üstünde, 3 cm medialinde 3. interkostal aralıktadır. Yaranın etrafında 1,5 cm genişliğinde halka şeklinde vurma halkası, is, yanık ve barut kakmaları bulunmaktadır. Çıkış yarası ise sırtta sol midskapular hatta 7. interkostal aralıktadır. N.K.nın boyu 172 cm’dir (bkz. § 14/i, ii, v, vi).

71. Otopsi işlemi sırasında N.K.dan bazı biyolojik örnekler alınmıştır. Bu örnekler üzerinde yapılan çalışmaların sonuçlarına göre N.K.nın kanında hepsi birer anestezik olan prilokain, lidokain ve ketamin tespit edilmiştir. N.K.dan alınan vajinal ve anal sürüntü örneklerinden hazırlanan preparatların mikroskobik incelemesinde sperm hücresine rastlanmamış ancak anal sürüntü örneğinde menide ve idrarda bulunan PSA tespit edilmiştir. Bununla birlikte anal sürüntü örneğinden elde edilen DNA profili N.K.ya ait DNA profili ile uyumludur (bkz. § 14/iv).

72. Anal sürüntü örneğinde PSA tespit edilmesi nedeniyle Savcılık, Grup Başkanlığına bağlı Biyoloji İhtisas Dairesi Başkanlığından PSA’nın hangi yollarla kadın vücudunda bulunabileceği ve PSA üzerinden karşılaştırmalı DNA analizi yapılıp yapılamayacağı konusunda bilgi istemiştir. Savcılığa verilen ve başvuru formuna eklenen bir bilgi notuyla da uyumlu olan cevaba göre seminal sıvı dışındaki bazı vücut sıvıları da PSA içermektedir. Bu nedenle PSA testi ile pozitif sonuç alınması, biyolojik örneğin kesin olarak meni içerdiği şeklinde yorumlanamamaktadır. İncelemeye konu örnekte erkeğe ait herhangi bir biyolojik materyal bulup bulunmadığının tespiti için DNA testinin yapılması gereklidir. N.K.ya ait anal sürüntü örneğinden yapılan DNA miktar tayini çalışmaları sonucunda anal sürüntü örneğinin erkek cinsiyet geni içermediği saptanmış ve anal sürüntü örneğinden N.K.ya ait DNA profili ile uyumlu kadın genotipte DNA profili tespit edilmiştir. Bu bakımdan erkek bireye özgü herhangi bir bulguya rastlanmamıştır (bkz. § 27). O hâlde başvurucu aksini iddia etse de soruşturmada N.K.dan alınan anal sürüntü örneği üzerinde DNA çalışması yapılmış ancak erkek bir bireye ait biyolojik örnek tespit edilmemiştir. Bu nedenle karşılaştırma için herhangi bir erkekten alınması gereken biyolojik örnek söz konusu değildir.

73. Yürüttüğü soruşturma sonunda Savcılık özetle olaydan önce intihar etmeye karar veren N.K.nın Ş.Ü.ye ait tabancayı olduğu yerden alıp odada yalnızken içeriden kapıları kilitleyerek kendisine ateş ettiğini, N.K.ya yönelik bir cinsel saldırıya ait iz ve emareye rastlanmadığını ve olayda bir başkasına atfı kabil herhangi bir kasıt, kusur ya da ihmal bulunmadığını belirterek kovuşturmasızlık kararı vermiştir (bkz. § 33).

74. Grup Başkanlığı Savcılığın talebi üzerine otopsi işlemi sırasında çekilen fotoğraflar ile video görüntülerini içerir iki CD’yi 26/3/2020 tarihinde Cumhuriyet savcısına elden teslim etmiştir (bkz. § 37).

75. Başvurucu soruşturmada bazı eksilikler bulunduğundan söz ederek kovuşturmasızlık kararına itiraz etmiştir ancak Hâkimlik, kararın dosya kapsamına uygun olduğu ve itiraz nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle başvurucunun itirazını reddetmiştir (bkz. §§ 35, 38).

76. Başvurucu, soruşturmada N.K.nın intihar ettiği yönündeki ön kabulden hareket edilerek olayın gerçekleşme koşullarının tespiti için gerekli delillerin toplanmadığından şikâyet etse de soruşturmadaki hiçbir unsur bu iddiayı desteklememektedir. Soruşturmada ölüm nedeninin ve ölümü çevreleyen koşulların tespiti için başta otopsi, balistik ve grafolojik incelemeler, parmak izi incelemesi ve ölümünden önce N.K.nın cep telefonu yoluyla kurduğu iletişimlerin tespiti olmak üzere birçok işlem yapılmıştır (bkz. §§ 59-72).

77. Başvurucu, N.K.nın kanında cinsel saldırı amacıyla kullanılan ve bayıltıcı etkisi olan ketamine rastlanmasına rağmen gerekli araştırmanın yapılmamasından yakınmıştır. Ne var ki N.K.nın kanında başka anestezikler de tespit edilmesi, söz konusu anesteziklerinacil tıbbi müdahale sırasında verildiğine işaret etmektedir. Birtakım kişilerce amaç dışı kullanılması ketamini, analjezi (ağrı dindirme) ve sedasyon (yatıştırma) için kullanılan anestezik bir ilaç etken maddesi olmaktan çıkarmamaktadır. Kaldı ki soruşturmada cinsel saldırının tıbbi bir delili saptanamamıştır (bkz. § 71, 72). Ayrıca ölmesinden bir gün önce N.K.nın telefonda G.N.ye işvereni hakkında söylediği sözlerle ilgili olarak Ş.Ü. beyanda bulunmuş, K.O.ya da Savcılıkça konu hakkında bilgisi olup olmadığı sorulmuştur (bkz. § 68). Bu nedenlerle Savcılık N.K.ya yönelik bir cinsel saldırıya ait iz ve emareye rastlanmadığı sonucuna varmıştır.

78. Başvurucu Savcılığın N.K.nın intihara meyilli olup olmadığı konusunda rapor almak için yazışma yapsa da bu konuda rapor hazırlanamadığını belirterek bunun soruşturmanın etkililiğini etkileyen bir husus olduğunu iddia etmiştir ancak N.K.ya ait cep telefonunun imajından alınan çıktılar ile olay yeri incelemesi sırasında bulunan ajandada ve Ş.Ü.nün avukatı tarafından soruşturma dosyasına sunulan not kâğıdında yer alan yabancı dilde yazılmış yazılarda aile ve vatan özlemi, hayata küskünlük, can sıkıntısı ve ölme isteği gibi hususların dile getirildiği görülmektedir (bkz. § 69). Ajandaya Türkçe olarak yazılan yazılar da benzer duygularla kaleme alınmıştır (bkz. § 34). Başvurucu, sözü edilen yazıların N.K.ya ait olmadığı yönünde bir iddiada bulunmamıştır. Ayrıca N.G. olaydan bir gün önce N.K.nın telefonda “çok bunaldığını ve ölmek istediğini, işvereninin silahını bulduğunu, bu silah ile hazırladığı bir mermiyi botunun içine sakladığını ve silahla kendisini vurmak suretiyle intihar edeceğini” söylediğini beyan etmiş (bkz. § 18), K.O. da olay günü N.K.nın kendisini öldüreceğini ifade ettiğini söylemiştir (bkz. § 16). Bu sebeple bahsi geçen raporun alınmaması somut olayda soruşturmanın etkililiğini etkileyen bir unsur olarak görülmemiştir.

79. Başvuruda toplanması gereken bazı deliller bulunduğundan bahsedilerek kovuşturmasızlık kararına yapılan itirazın Hâkimlikçe hukuki anlamda bir gerekçe sunulmadan reddedildiği ileri sürülmüştür fakat ölüm olayını çevreleyen koşulların tespiti ve varsa sorumluların tespitine engel olmadığı sürece Anayasa’nın 17. maddesi gereğince yürütülecek soruşturmalarda soruşturma makamlarının olayın gelişimine ve delillerin elde edilmesine ilişkin olarak ölen kişinin yakınlarının her türlü iddialarını ve taleplerini karşılama zorunluluğu bulunmamaktadır (Yavuz Durmuş ve diğerleri, B. No: 2013/6574, 16/12/2015, § 62; Mahpulah Özarslan, B. No: 2016/12544, 15/9/2020, § 62). Soruşturmada mevcut deliller dikkate alındığında başvurucunun talep ettiği delillerin toplanmaması soruşturmanın etkililiğini zedelememiştir. Zira bu deliller N.K.nın bir başkasınca kasten öldürüldüğünü ispat etme gücüne sahip değildir.

80. Başvurucunun diğer iddialarına gelince Anayasa Mahkemesinin ilgili soruşturma makamlarının yerine geçerek ölüm olayına ilişkin delilleri değerlendirmesi söz konusu olamaz. Bu konudaki yetki ve sorumluluk ilk elden olayları inceleyen yetkili mercilerindir. Anayasa Mahkemesi, kesin ikna edici bulguların varlığı hâlinde farklı bir değerlendirmede bulunabilir (Fatma Akın ve Mehmet Eren, § 88) ancak başvuru dosyasında bahsedilen nitelikte deliller mevcut olmadığı için Savcılığın vardığı sonuçtan farklı olarak N.K.nın bir başkasınca kasten öldürüldüğü yönünde bir değerlendirmede bulunulması mümkün değildir.

81. Sonuç olarak başvurucunun varlığını ileri sürdükleri de dâhil olmak üzere soruşturmadaki eksikliklerin (Savcılığın intihar notu olarak değerlendirdiği not kağıdındaki yazılar ile ajandadaki yazılar aynı kişinin eli ürünü olsa da bu yazıların N.K.nın eli ürünü olmadığının araştırılmaması gibi) başvuruya konu soruşturmanın Anayasa’nın 17. maddesinin gerektirdiği etkinlikten yoksun olması sonucunu doğurmadığı, ölüm olayının aydınlatabilecek bütün delillerin toplandığı, soruşturmanın yeterince özenli bir şekilde yürütüldüğü sonucuna varılmıştır. Bir kez daha ifade etmek gerekir ki etkili soruşturma yükümlülüğü bir sonuç yükümlülüğü değil uygun araçların kullanılması yükümlülüğüdür.

82. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

B. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

83. Başvurucu; PSA bulgusunun Ş.Ü.ye mi yoksa A.D.ye mi ait olduğu konusunda hiçbir araştırma yapılmadığını oysa PSA bulgusunun kime ait olduğunun kolaylıkla tespit edilebildiğini, iki tanığın intihar konusundaki beyanına itibar edilse de cinsel taciz bilgisinin görmezden gelindiğini (Bu ifadeyle başvurucunun G.N.nin ifadesinin dikkate alınmadığını kastettiği değerlendirilmiştir,), bu durumun hem N.K.nın manevi kişiliğine hem kendisine yönelik bir kötü muamele olduğunu ve Savcılık kararına yaptığı itirazı inceleyen Hâkimliğin basmakalıp kısa bir açıklama yapıp hukuki anlamda gerekçe sunmadığını belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğinden yakınmıştır. Başvurucu ayrıca adli makamların, tarafsız davrandıklarından kuşku duyulmasına yol açabilecek şekilde cinsel taciz suçu hakkında kovuşturma yapmamaları nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinin “Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” hükmünü içeren ikinci fıkrasının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

2. Değerlendirme

84. Anayasa Mahkemesi olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik şikâyeti aslında cinsel saldırı iddiası hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmediğine ilişkindir. Bu nedenle başvurucunun bütün iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilecektir.

85. Anayasa’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı” kenar başlıklı 17. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

 “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.

86. Başvurucu, somut olayda hem kendisi hem N.K. yönünden kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür ancak N.K. öldüğü için kötü muamele yasağıyla ilgili iddiasını ancak şartları varsa dolaylı mağdur olarak bireysel başvuruya konu edebilir. Bu bakımdan başvurucunun kötü muamele yasağının etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutunun ihlal edildiğine yönelik iddiaları yalnızca N.K. yönünden incelenecektir.

87. Anayasa Mahkemesi genel olarak ölüm olayıyla yakından bağlantılı olması (örneğin ölümün kötü muamele sonucu meydana gelmesi) koşuluyla başvurucuların ölen yakınları adına kötü muamele yasağının ihlal edildiği yönünde başvuru yapabilmelerine izin vermektedir (Batuhan Gökçe ve diğerleri, B. No: 2018/36427, 6/10/2021, § 90). Başvurucunun cinsel saldırı ile N.K.nın ölümü arasında bir bağ bulunduğunu ileri sürdüğü ve bu iddiasını G.N.nin beyanı ile N.K.dan alınan anal sürüntü örneğinde PSA tespit edilmesine dayandırdığı görülmektedir. Bu nedenle başvurucunun kötü muamele yasağı yönünden dolaylı mağdur sıfatının bulunduğu değerlendirilmiştir.

88. Konuyla ilgili ilkeler şimdiye kadar verilen birçok kararda yer almıştır (örnek karar için bkz. Ö.Ö., B. No: 2017/39160, 3/3/2022, §§ 33-38). Anılan ilkelere göre bir kişinin Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasını ihlal eder biçimde cinsel bir saldırıya uğradığına dair savunulabilir bir iddiası varsa bu iddia hakkında ivedilikle etkili bir soruşturma yürütülmelidir. Soruşturmada olayı aydınlatabilip sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün deliller toplanmalı, soruşturma süreci gerektiği ölçüde kamu denetimine ve mağdurun erişimine açık tutulmalı, ayrıca soruşturmada makul bir özen ve süratle hareket edilmelidir.

89. Yaşam hakkının usul boyutu ile değerlendirme yapılırken N.K.nın ölümü ile sonuçlanan olaya başvurucunun iddia ettiği gibi cinsel bir saldırının neden olup olmadığı hususuyla ilgili iddialar da değerlendirilmiştir. Tekrara kaçmamak adına söz konusu değerlendirmelere atıf yapmakla yetinilmektedir (Değerlendirmeler için bkz. §§ 71-73, 75, 77).

90. Savcılık yürüttüğü soruşturma neticesinde N.K.ya yönelik cinsel bir saldırıya ait iz ve emareye rastlanmadığı sonucuna varmıştır ve başvuru dosyasında Savcılığın vardığı sonuçtan farklı bir değerlendirmede bulunulmasına olanak verecek kesin ikna edici bulgular bulunmamaktadır.

91. Açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/3/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.