TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ YEKTA ÖZTAŞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/16371)

 

Karar Tarihi: 3/4/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Ayşe Didem ÖZDEMİR AKCA

Başvurucular

:

1. Ali Yekta ÖZTAŞ

 

 

2. Büşra ÖZTAŞ KÜÇÜK

 

 

3. Elif ÖZTAŞ KAPLAN

 

 

4. Gülten ÖZTAŞ

 

 

5. Rabia ÖZTAŞ

Başvurucular Vekili

:

Av. Emin ÇELİK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda tutulmaya kesin olarak uygun olmayan sağlık durumuna rağmen tutukluluğun devam ettirilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

A. Tedbir Talepli Bireysel Başvuruya İlişkin Süreç

2. Bir suç isnadı kapsamında yargılaması devam eden Mevlüt Öztaş 15/6/2020 tarihinde ceza infaz kurumunda tutulmaya kesin olarak uygun olmayan sağlık durumuna rağmen tutukluluğun devam ettirilmesi nedeniyle anayasal bazı güvencelerin ihlal edildiği iddiasıyla başvuru yapmış ve tutma durumuna son verilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını talep etmiştir.

3. Komisyonca, başvurucunun tedbir talebinin Bölüm tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Anayasa Mahkemesi 18/6/2020 tarihinde, başvurucunun tahliye edilmesine ilişkin tedbir talebini reddetmiş, başvurucunun yaşamının, maddi ve manevi bütünlüğünün korunması için gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik tedbir talebinin ise kabulüne karar vermiştir. Tedbir ara kararında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesince (Araştırma Hastanesi) düzenlenen 3/6/2020 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda yer alan “ceza infaz kurumu koşullarında tedavi süresince hayatını yalnız idame ettiremez” tespiti dikkate alınarak başvurucunun yaşamının, maddi ve manevi bütünlüğünün korunması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği belirtilmiştir.

5. Mevlüt Öztaş'ın 19/8/2020 tarihinde vefat etmesi sonrasında anılan kişinin eşi ve çocukları başvuruyu devam ettirme konusundaki isteklerini bildirmişlerdir. Bu nedenle başvurucu sıfatı, Mevlüt Öztaş'ın ölümünden sonra başvuruyu devam ettiren kişilere aittir ancak karar yazımına ilişkin kolaylık adına işbu kararda geçen başvurucu ifadesi yalnızca Mevlüt Öztaş için kullanılacaktır.

B. Yargılama ve İnfazın Ertelenmesi Süreçleri

6. Başvurucu hakkında Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca 5/8/2016 tarihli iddianameyle silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, suçtan kaynaklanan mal varlığını değerlerini aklama ve terörizmin finansmanı suçlarını işlediği iddiasıyla Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) kamu davası açılmıştır.

7. Başvurucu, yürütülen yargılama sırasında 2/2/2018 tarihinde tutuklanmıştır. Başvurucunun hakkında yürütülen yargılama neticesinde 8/1/2020 tarihinde, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu gerekçesiyle 9 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir. Başvurucu mahkûmiyet hükmüne karşı 10/1/2020 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

8. Başvurucu talep etmesi nedeniyle, 13/1/2020 tarihinde Uşak E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Afyonkarahisar 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir.

9. Başvurucunun, tutukluluk hâlinin devamına ilişkin karara yaptığı itiraz Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/1/2020 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

10. Afyonkarahisar 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu tarafından, 8/4/2020 tarihinde misafir olarak Sincan 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna kabulü ile Araştırma Hastanesinin mahkûm koğuşuna yatışı yapılan başvurucu hakkında 27/4/2020 tarihli yazıyla sağlık raporu aldırılması ve ceza tehir işlemlerinin başlatılması istenmiştir.

11. Başvurucunun mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf istemini, İzmir Bölge Adliyesi 2. Ceza Dairesi (Daire) 20/5/2020 tarihinde esastan reddetmiş ve tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Başvurucu, tutukluluk hâlinin devamına ilişkin karara 29/5/2020 tarihinde itiraz etmiştir. Başvurucu ayrıca, Mahkemeye gönderdiği 5/6/2020 tarihli dilekçesinde kanser tedavisi gördüğünü belirterek tedavi belgelerini sunmuş ve tahliyesini talep etmiştir. Başvurucunun kızı Büşra Öztaş Küçük de aynı tarihte başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına ilişkin karara itiraz etmiş ve sağlık kurulu raporunun bir suretini dilekçesine eklemiştir.

12. Daire 5/6/2020 tarihinde, tutukluluk hâlinin devamına ilişkin karara yapılan itirazın değerlendirilmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 3. Ceza Dairesine (3. Ceza Dairesine) gönderilmesine karar vermiştir. Daire, gönderme kararında başvurucunun tutukluk hâlinin devamına ilişkin karara 29/5/2020 tarihinde itiraz ettiğini belirtmiştir. Başvurucunun kızı Büşra Öztaş Küçük, Daireye sunduğu 5/6/2020 tarihli dilekçenin bir benzerini 3. Ceza Dairesine de sunmuştur. 3. Ceza Dairesi, başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına ilişkin karara itirazını9/6/2020 tarihinde reddetmiştir.

13. Başvurucu hayati tehlikesinin bulunmadığı ve durumunun stabil olduğu gerekçesiyle tedavisinin yapıldığı Araştırma Hastanesinden 1/6/2020 tarihinde taburcu edilerek Sincan 3 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alınmıştır.

14. Başvurucu hakkında Araştırma Hastanesince düzenlenen 3/6/2020 tarihli Sağlık Kurulu Raporu'nda başvurucunun hayati tehlikesinin bulunduğu, tedavi süresince ceza infaz kurumu koşullarında başvurucunun hayatını yalnız idame ettiremeyeceği ve başvurucunun cezasının infazının bir yıl süreyle ertelenmesi gerektiği belirtilmiştir.

15. Başvurucu, hakkında düzenlenen sağlık kurulu raporu nedeniyle 10/6/2020 tarihinde Daireden tahliyesini talep etmiştir. Sincan 3 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu sağlık kurulu raporunun bir örneğini 12/6/2020 tarihinde Mahkemeye göndermiştir. Mahkeme 12/6/2020 tarihli yazıyla kurumdan sağlık kurulu raporunun Adli Tıp Kurumunca onaylanmasına ilişkin eksikliğin giderilmesi hususunda gerekli işlemleri yapmasını ve anılan raporun Adli Tıp Kurumunca onaylanması hâlinde başvurucu tarafından verilecek tahliye dilekçesinin gönderilmesini istemiştir.

16. Daire 15/6/2020 tarihinde başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına ilişkin karara başvurucu ve kızı tarafından yapılan itirazlar hakkında karar verilmesi için dosyayı 3. Ceza Dairesine göndermiştir. Başvurucu, aynı tarihte tedbir talepli olarak bireysel başvuru yapmış, Anayasa Mahkemesi 18/6/2020 tarihinde tedbir kararı vermiştir.

17. 15/6/2020 tarihinde (3. kür kemoterapi) tedavisine başlanan başvurucu 18/6/2020 tarihinde taburcu edilerek Sincan 3 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alınmıştır.

18. İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 22/6/2020 tarihli raporunda başvurucunun nöroendokrin karsinom tanısı ile kemoterapi tedavisi gördüğü bildirilmekle hâlihazırda 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 16. maddesinin (2) numaralı fıkrası kapsamında değerlendirildiği, 6 (altı) ay süre ile cezasının infazının tehirinin uygun olduğu, tehir süresi bitiminde tedaviye cevabı, hastalığının son durumu, hastalığının survisi ile ilgili ayrıntılı bilgileri içeren onkoloji raporu ve yeni çekilecek PET-CT tetkiki ile birlikte muayeneye gönderilmesi sonrasında sorulan hususlarda yeniden değerlendirileceği oybirliği ile mütalaa olunmuştur.

19. Mahkemece, infazın ertelenmesine ilişkin rapor düzenlenmesinin hemen ardından 23/6/2020 tarihinde başvurucunun tutukluluk hâlinin kaldırılmasına, hakkında başka suçtan yakalama emri, tutuklama kararı ve/veya mahkûmiyet hükmü yoksa derhâl salıverilmesine karar verilmiştir. Başvurucu, aynı tarihte tahliye edilmiştir.

C. Tedavi Süreci

20. Başvurucu 6/4/2020 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle kurum revirinde yapılan muayenesinin ardından acil olarak hastaneye götürülmüştür. Hastanece başvurucu, kanser şüphesiyle 7/4/2020 tarihinde Ankara Şehir Hastanesine sevk edilmiştir. Araştırma Hastanesinde yapılan muayene ve tetkikler sonucu pankreas kanseri tanısı konulan başvurucu, 8/4/2020 tarihinde misafir olarak Sincan 1 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna kabul edilmiş ve Araştırma Hastanesinin mahkûm koğuşuna yatırılmıştır.

21. Araştırma Hastanesince düzenlenen 3/6/2020 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda sağ atrofik böbrek, böbrek yetmezliği, metastatiknöroendokrin karsinom tanısı konulan başvurucunun hayati tehlikesinin bulunduğu, hastalığının sürekli olduğu, cezasının infazının bir yıl süreyle ertelenmesi gerektiği ve tedavi süresince ceza infaz kurumu şartlarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği belirtilmiştir.

22. Anayasa Mahkemesinin 18/6/2020 tarihli tedbir ara kararının bildirilmesi üzerine gönderilen Adalet Bakanlığı (Bakanlık) yazısı ve ekindeki belgelere göre başvurucu, yaşadığı kronik böbrek yetmezliği başta olmak üzere farklı sağlık sorunları nedeniyle Uşak E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alındığı 2/2/2018 tarihinden itibaren birçok defa kurum reviri ve farklı sağlık kuruluşlarında muayene edilmiş, tahlil ve tedavi hizmeti almıştır.

23. Bakanlık görüş yazısı ve ekindeki belgelere göre başvurucunun pozitron emisyon tomografisi (PET) çekiminden sonra altı kür olarak planlanan kemoterapi tedavisine 27/4/2020 tarihinde başlanmıştır. Tedavi kapsamında her kür üç gün sürmektedir ve ilk kür 27-28-29 Nisan 2020 tarihlerinde uygulanmıştır. İkinci kürün 20-21-22 Mayıs 2020 tarihinde ve 3. kürün de 21 gün sonra aynı biçimde uygulanması planlanmış olup 3. kürden sonra değerlerin normal olması hâlinde toplamda altı kürün tamamlanacağı, değerlerinin olumsuz olması hâlinde ise farklı bir tedaviye başlanacağı öngörülmüştür.

II. DEĞERLENDİRME

24. Somut olayda, süresi içinde bireysel başvuruya devam etmek istediklerini bildiren mirasçıların başvuruyu takip edebilecekleri kabul edilmelidir. Bu nedenle başvurunun incelenmesine devam edilecektir. Kararda, ölen Mevlüt Öztaş'ı ifade eden başvurucu terimi ilerleyen kısımlarda da aynı biçimde kullanılacaktır.

25. Başvurucu, hastalığı dikkat alınmaksızın ceza infaz kurumunda tutulmaya devam edilmesi nedeniyle yaşam hakkının ve kötü muamele yasağının; sağlık durumuna rağmen tahliye talebinin hukuka aykırı şekilde reddedilmesi nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

26. Bakanlık görüşünde özetle, başvurucunun Ceza İnfaz Kurumlarına ilk olarak alındığı 2/2/2018 tarihinden tahliye olduğu 23/6/2020 tarihine kadar planlanan muayene ve tedavilerinin tamamının hastanede yapıldığını, kurumların başvurucunun hastalığını dikkate alarak gerekli tedbirleri aldığını, başvurucunun kurumda bulunmasının tedavi sürecinin aksamasına sebebiyet vermediğini, başvurucunun başvuru formunda uygulanan tedavinin eksik ya da yetersiz olduğuna dair bir şikâyetinin olmadığı bildirilmiştir.

27. Bakanlık görüşünde ayrıca, başvurucunun rahatsızlığının kurum yetkililerinin kasıtlı uygulamalarından kaynaklanan nedenlerle kötüleştiği ve bu nedenlerle doğal olarak özgürlükten yoksun bırakılma nedeniyle ortaya çıkan ızdırap ve acının ötesinde bir ızdırap ve acıya maruz kaldığı yönünde bir delil ortaya koymadığı, tedavi veya kontrollerinin ihmal edilmesi nedeniyle hastalığının ilerlediği yönünde bir tespit bulunmadığı ve başvurucunun hastalığının teşhis ve tedavisine yönelik olarak ceza infaz kurumlarının gerekli özeni göstermediği söylenemeyeceği belirtilmiştir. Başvurucunun bulunduğu ceza infaz kurumlarında sağlık durumu da dikkate alınarak tuvalet ve banyo ile birlikte yeterli düzeyde yaşam alanına ve havalandırma bahçesine sahip odalarda barındırıldığı, başvurucunun sağlık durumu dikkate alınarak 3/4/2020 tarihinden tahliye olduğu tarihe kadar tek kişilik bir odaya yerleştirildiği, başvurucunun kanser hastalığı nedeniyle ceza infaz kurumunda tutulmasının sağlığı ve fiziksel bütünlüğü üzerinde olumsuz bir etki yaratması ihtimaline karşı kamu otoritelerinin gerekli özeni göstererek tüm tedbirleri aldığı, başvurucunun sağlık durumu dikkate alınarak tahliye edildiği belirtilmiştir.

28. Başvurucunun mirasçıları Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında, başvurucunun talebi dışında Afyonkarahisar'a nakledildiğini, hastaneye sevkinin yapılmadığını, revire dahi çıkartılmadığını, kanama geçirmesi üzereni hastaneye götürüldüğünü, hastanede yatağa bağlı olarak tedavi edildiğini, başvurucunun insan haysiyetinin ve yaşamsal bütünlüğünün ihlal edildiğini belirtmiştir.

29. Başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ilgili şikâyeti sağlık durumuna rağmen tutukluluğun devam ettirilmesine ilişkindir.

30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Somut olayda başvurucunun bütün şikâyetleri Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı çerçevesinde ele alınacaktır.

31. Tutuklu veya hükümlü olan başvurucuların sağlık durumlarının tahliyeyi/infazın durdurulmasını gerektirdiğine, ceza infaz kurumlarının koşullarının sağlık durumlarına uygun olmadığına ya da tutuldukları süre zarfında kendilerine sunulan sağlık hizmetlerinin yeterli olmadığına yönelik şikâyetlerinin incelenmesi sırasında yararlanılan genel ilkeler pek çok kararda belirtilmiştir (birçok karar arasından bkz. Murat Karabulut, B. No: 2013/2754, 18/2/2016, §§ 56-66; Sabri Kaya, B. No: 2014/8482, 29/6/2016, §§ 49-62; Ergin Aktaş, B. No: 2014/14810, 21/9/2016, §§ 68-80; Hayati Kaytan, B. No: 2014/19527, 16/11/2016, §§ 36-45).

32. Anayasa'nın 17. veya başka bir maddesi, kanser de dâhil herhangi bir hastalıktan muzdarip kişilere tutuklanmayacakları yönünde mutlak bir güvence bahşetmez. Bununla birlikte tutukluların var olan rahatsızlıklarından kaynaklanan acılarının yetkililerin sorumlu tutulabileceği tutukluluk koşullarından dolayı artması ya da artma yönünden bir risk doğması hâlinde Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlali söz konusu olabilir (Yusuf Özmen, B. No: 2019/13637, 30/6/2021, § 110).

33. Somut olayda, başvurucunun hüküm özlü tutuklu olarak ceza infaz kurumunda bulunduğu sırada pankreas kanseri teşhisiyle tedavisine başlandığı görülmektedir. Başvurucu, sağlanan tıbbi bakımların yetersiz olduğuna ve/veya ceza infaz kurumlarındaki tutma koşullarının sağlık durumuna uygun olmadığına ilişkin bir husustan şikâyet etmemiş, dosyadaki verilere göre bu konuda infaz kurumu yetkililerine ya da infaz hâkimliğine bir başvuru da yapmamıştır. Ayrıca başvurucunun tedavi veya kontrollerinin ihmal edilmesi nedeniyle hastalığının ilerlediği yönünde bir tespit bulunmamaktadır. Başvurucunun 3/4/2020 tarihinde Afyonkarahisar Devlet Hastanesine sevk edilerek safra yolu obstrüksiyonu nedeniyle geçirdiği cerrahi operasyondan sonraki süreçte pankreas kanseri teşhisiyle tedavisine derhâl başlandığı, bu süreçte ceza tehir için de vakit geçirilmeksizin gerekli yazışmaların yapıldığı görülmektedir. Başvurucu kemoterapi tedavisi gördüğü sırada hayati tehlikesinin bulunmadığı ve durumunun stabil olduğu gerekçesiyle Araştırma Hastanesinden 1/6/2020 tarihinde taburcu edilmiş olup bu işlemin hemen ardından aynı hastanece düzenlenen 3/6/2020 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda ise başvurucunun hayati tehlikesinin bulunduğu, hastalığının sürekli olduğu, cezasının infazının bir yıl süreyle ertelenmesi gerektiği ve tedavi süresince ceza infaz kurumu şartlarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği belirtilmiştir.

34. Başvurucu, tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine tedbir talepli olarak bireysel başvuru yapmış; Bölüm tarafından 18/6/2020 tarihinde başvurucunun yaşamının, maddi ve manevi bütünlüğünün korunması için gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Bu karardan çok kısa bir süre sonra düzenlenen İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun 22/6/2020 tarihli raporunda başvurucunun altı ay süre ile cezasının infazının tehirinin uygun olduğu kanaati bildirilmiş olup başvurucunun tedavisine devam edilmekte olduğu aşamada Mahkemece 23/6/2020 tarihinde tahliye kararı verilmiştir. Başvurucunun kanser hastalığı nedeniyle ceza infaz kurumunda tutulmasının yaşamı üzerinde olumsuz bir etki yaratması ihtimaline karşı devletin gerekli özeni göstererek hızlı bir şekilde gereken önlemleri aldığı görülmektedir. Başvurucunun şikâyetine konu tutukluluk durumu, hastalığının geldiği evrenin tespitinden kısa bir süre sonra sona erdirilmiştir.

35. Somut başvuruda, başvurucunun sağlanan tıbbi bakımların yetersiz olduğundan ve ceza infaz kurumlarındaki tutma şartlarının sağlık durumuna uygun olmadığından şikâyet etmediği dikkate alınmalıdır. Dosyadaki mevcut veriler ışığında, başvurucu hakkındaki 3/6/2020 tarihli rapordan sonra infazın ertelenmesi süreci kapsamında Adli Tıp Kurumu raporunun aldırılması için gerekli çabanın gösterildiği ve başvurucunun rapor düzenlenmesinin hemen ardından 23/6/2020 tarihinde tahliye edildiği, başvuruda hastalığın verdiği acının yetkililerin sorumlu tutulabileceği tutukluluk şartlarından dolayı arttığını ya da artma riski bulunduğunu gösterir unsur bulunmadığı gözetilerek ihlal iddiasının dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

36. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 3/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.