TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A.E.B. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/18587)

 

Karar Tarihi: 30/3/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Hüseyin Özgür SEVİMLİ

Başvurucu

:

A.E.B.

Vekili

:

Av. Feyza ÜZÜMCÜ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, beyanları mahkûmiyet kararında belirleyici ölçüde delil olarak kullanılan tanıkların duruşmada sorgulanmaması nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

3. Başvurucu 1983 doğumlu olup bireysel başvuru konusu olayların geçtiği tarihte Millî Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliğinde uzman yardımcısı olarak görev yapmakta iken kamu görevinden çıkarılmıştır.

4. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) yürütülen soruşturma kapsamında adli makamlarca açık kimlik bilgileri gizlenerek kendisine Sızıntı adı verilen gizli tanık, anılan örgüte ilişkin olduğunu beyan ettiği belgeleri ve dijital materyalleri -ajanda notları, ses ve görüntü kayıtları, flash bellek, CD ve DVD vb.- kolluk görevlilerine rızaen teslim etmiş, alınan ifadesinde bu belgelerin ve dijital verilerin örgütsel niteliği ve FETÖ/PDY ile irtibatlı olduğunu ileri sürdüğü kişiler hakkında açıklamalarda bulunmuştur.

5. Gizli tanık Sızıntı'nın Başsavcılığa teslim ettiği belgeler arasında Ertuğrul adlı kişinin örgütün Gediz Eyaleti olarak sınıflandırdığı bölgede Buca Eyaletinin Kasası konumunda olduğu, bu kişinin Z. adlı şirkette çalıştığı, genel olarak bu şirkette durduğu ancak ne iş yaptığının bilinmediği, örgütün Bölge olarak tanımladığı yerlerden gelen paraları Z. Şirketinde topladığı ve 537...29 numaralı cep telefonu hattını kullandığı yönünde açıklamalara yer verilmiştir. Gizli tanık Sızıntı bu belgelerle ilgili soruşturma evresinde alınan beyanında; Buca ilçesinde örgüte ait Z. adlı, dernek ya da şirket olarak faaliyet gösteren bir yer olduğunu, Buca ilçesinin örgüt tarafından Eyalet olarak sınıflandırıldığı dönemde yine örgütün Büyük Bölge Kasası konumundaki kişilerin topladıkları paraları Ertuğrul Bey olarak bilinen kişiye teslim ettiklerini, 537...29 numaralı hattı Buca Zümrüt şeklinde kaydettiğini ileri sürmüş ve Gediz Büyük Bölgesi olarak tanımlanan yerin 2010 ile 2011 yılları arasındaki gelir gider işlerine ait listeyi sunmuştur.

6. Kolluk görevlileri tarafından yapılan araştırmada bu hatta ait aboneliğin M.U. adlı kişi adına kayıtlı olduğunun belirlenmesi üzerine M.U. yakalanmıştır. M.U. soruşturma evresinde alınan ifadesinde;

i. Bir dönem Z. adlı şirkette çalıştığını ve kendi adına kayıtlı 537...29 numaralı hattı 2013 yılına kadar kullandığını söylemiştir.

ii. Örgütle irtibatının bulunmadığını, gizli tanığın teslim ettiği belgelerde adı geçen Ertuğrul adlı kişinin başvurucu olduğunu, bu kişiyi Z. Şirketinden tanıdığını, başvurucunun kendisini bu şirkette muhasebeci olarak tanıttığını, hatırladığı kadarıyla başvurucunun bu şirketin resmî muhasebecisi olmadığını, kendisinin bu şirkette başvurucunun yardımcısı olarak çalıştığını ve başvurucunun getir götür olarak tabir ettiği işlerini yaptığını ileri sürmüştür.

iii. Şirkette çalışırken başvurucunun kendisine verdiği çek ve senetleri Asya Katılım Bankası A.Ş. (Bank Asya) ve Ziraat Bankasındaki hesaplarına kaydettirdiğini, bu çek ve senetlere konu bedeller tahsil edildiğinde parayı kendi banka hesabından çekip nakit olarak başvurucuya teslim ettiğini, başvurucunun şirkette bir odası olduğunu, yanına misafirler geldiğinde kendisinin başvurucuya ve misafirlerine çay ikramı yapıp odadan ayrıldığını, gelenlerin kim olduklarını ve ziyaret amaçlarını bilmediğini savunmuştur.

iv. M.U., kolluk görevlilerince kendisine gösterilen fotoğraflar arasından başvurucuyu Ertuğrul adlı kişi olarak teşhis etmiştir.

7. Başvurucu hakkında kolluk görevlilerince yapılan araştırma sonucunda Z. Şirketinde sigorta kaydının olduğu ve anılan örgütle irtibatlı oldukları gerekçesiyle haklarında soruşturma yürütülen diğer kişilerle arasında, kendi kullanımındaki banka hesabı üzerinden para havalesi işlemleri olduğu tespit edilmiştir.

8. 22/12/2017 tarihinde yakalanarak gözaltına alınan başvurucu 27/12/2017 tarihinde kollukta alınan ifadesinde;

i. 2010 yılında Z. Şirketinde muhasebeci olarak çalışmaya başladığını, bu şirketten 2012 yılının başında ayrıldığını, 2014 yılının Ocak ayında MGK Genel Sekreterliğine uzman yardımcısı olarak atandığını, 29/10/2016 tarihinde kanun hükmünde kararname kapsamında kamu görevinden çıkarıldığını söylemiştir.

ii. 2010 yılında, çalıştığı kurumun maaşını Bank Asyaya yatırması nedeniyle o bankada hesap açtırdığını, Z. Şirketinde çalıştığı dönemde 2012 yılı içerisinde Zaman gazetesinde görevli kişilerin şirkete gelip gitmelerinden dolayı Şirketin örgütle irtibatlı olduğundan şüphelendiğini ancak yakalanmasından sonra kendisine bu şirketle ilgili sorular sorulması üzerine Şirketin örgüte müzahir bir Şirket olduğunu öğrendiğini, Şirkette kod adı kullanmadığını ve Ertuğrul ismiyle tanındığını beyan etmiştir.

iii. 2014 yılında Bank Asyada aktif olan hesabına Z. Şirketinden para yatırıldığını MGK'da görevli daire başkanından öğrendiğini, 2014 yılında bu Şirketle irtibatının olmadığını ve hesabına para yatırıldığını bilmediğini savunmuştur.

iv. Gizli tanık Sızıntı'nın sunduğu belgelerde Gediz Büyük Bölgesinin 2010 yılı Gelir Gider Tablosu ve Gediz Büyük Bölgesinin 2011 yılı Gelir Gider Tablosu başlıkları altında, Ertuğrul Hoca isminin karşısında 26/8/2010 ile 15/3/2012 tarihleri arasında çek gelir gideri şeklinde gerçekleştiği belirtilen farklı miktarlardaki para hareketlerine konu işlemleri kendisinin yapmadığını, Şirketin inşaat işleri nedeniyle ara sıra para taşıma işleri yaptığını, belgelere konu çekleri kullanmadığını ve Eyalet Kasası konumunda olduğu iddia edilen kişinin kendisi olmadığını beyan etmiştir.

v. Gizli tanık Sızıntı'nın ve M.U.nun suçlayıcı beyanlarını kabul etmediğini, M.U.yu anılan Şirkette çalışması nedeniyle tanıdığını ancak kendisinin Şirketin muhasebecisi olmadığını, bu Şirkette makam odası kullanmadığını, Şirket görevlileri tarafından kendisine çek, senet ve para verildiğinde bunları bankaya yatırması için M.U.ya vermiş olabileceğini, M.U. adına kayıtlı telefon hattını hiç kullanmadığını ileri sürmüştür.

vi. Sonuç olarak FETÖ/PDY ile hiçbir irtibatının olmadığını, örgüt içerisinde faaliyet göstermediğini ve atılı suçu işlemediğini savunmuştur.

9. Soruşturmanın tamamlanması üzerine Başsavcılık, başvurucu hakkında FETÖ/PDY yöneticisi olma suçundan 23/1/2018 tarihinde iddianame düzenlemiştir. Anılan iddianamede; gizli tanık Sızıntı'nın teslim ettiği belgelerde yer alan açıklamalara, bu tanık ile hakkında ayrı soruşturma yürütülen M.U.nun ifadelerine, başvurucunun Bank Asyada hesabının ve örgütle iltisaklı Z. Şirketinde sigorta kaydının bulunduğuna, başvurucunun FETÖ/PDY mensubu oldukları gerekçesiyle haklarında ayrı soruşturma yürütülen kişilerle karşılıklı para hareketleri olduğuna dair tespitlere yer verilmiştir. Bu doğrultuda Başsavcılık, başvurucunun kasa görevlisi ve örgütün üst düzey yöneticileri arasında olduğunu, kasa olarak örgüte maddi kaynak aktaran örgüt mensuplarından toplanacak yıllık bazda belirlenen paraların takibini yaptığını ve topladığı paraları bir üst örgüt hücresine aktardığını, bulunduğu kısma bağlı olarak çalışan örgüt yöneticilerinin maaşlarını ödediğini, orduya örgüt mensubu yerleştiren ve örgütün mahrem yapılanmasında görev alan kişilerin giderlerini karşılattırdığını, örgüt içerisinde atamaya tabi maaşlı yönetici olduğunu değerlendirmiş, böylelikle başvurucunun FETÖ/PDY yöneticisi olduğu kanaatine varmıştır.

10. İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen yargılama sırasında Mahkeme 21/2/2018 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda; başvurucu hakkında beyanda bulunan M.U. ile gizli tanık Sızıntı'nın tanık sıfatıyla ifadelerinin alınmasına ve duruşmanın 27/6/2018 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.

11. Duruşma sırasında M.U. hazır edilmiş, gizli tanık Sızıntı'nın duruşmaya katılımı ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla sağlanmıştır. Sızıntı olarak adlandırılan kişi gizli tanık sıfatıyla alınan ifadesinde;

i. Başvurucuyu tanıdığını, başvurucunun örgütün Buca Eyaleti olarak adlandırdığı yapılanma içinde Eyaletin Kasası konumunda yer aldığını, o dönemde H.Ç. adlı kişinin Buca Eyaletinin örgüt içerisinde imamı konumunda olduğunu, başvurucunun da o kişinin yanında örgütün kasası olarak görev yaptığını söylemiştir.

 ii. Başvurucunun bu görevi hangi yıllarda yaptığını hatırlamadığını, önce Buca'da bulunan B. Derneğinde çalıştığını, ardından Buca Belediyesinin arka sokağında bulunan bir yerde çalıştığını, bütün bölgelerden toplanan himmet, kurban, burs paralarının başvurucuya verildiğini, başvurucunun Z. Şirketinde resmî bir görevi olup olmadığını bilmediğini ancak başvurucunun örgütün Bölge olarak sınıflandırdığı yerlerde himmet, kurban, burs toplayan örgüt mensuplarının isimlerini kaydettiğini beyan etmiştir.

iii. Örgüt ve başvurucu hakkında sunduğu belgelerle aşamalarda verdiği ifadelerin doğru olduğunu, bu belgeleri kendisinin düzenlemediğini, belgelerin bazılarının Eyalet, bazılarının da Eyalet Kasası tarafından düzenlendiğini ileri sürmüştür.

iv. Başsavcılığın sorusuna cevaben, Ertuğrul adlı kişinin huzurda kendisine gösterilen başvurucu olduğunu, ifadesinde belirttiği GSM hattını da başvurucunun kullandığı beyan etmiştir.

v. Başvurucunun sorusuna cevaben, hatırladığı kadarıyla başvurucunun telefon numarasını Ertuğrul Bey olarak kaydettiğini söylemiştir.

12. M.U. aynı celsede tanık sıfatıyla alınan ifadesinde; kendisi hakkında yürütülen soruşturma sırasında verdiği ifadesini tekrar etmiş, bu ifadeye ek olarak başvurucunun kendisine bankaya yatırılmak üzere teslim ettiği çek ve senetleri başvurucuya kimin verdiğini ve bu kıymetli evrakın kimlerden tahsil edildiğini bilmediğini, başvurucunun Şirkette sürekli durmayıp buraya ara sıra gelip gittiğini, başvurucuyu Şirkette yetkili müdür olarak bildiğini, ancak başvurucunun örgüt içerisinde Gediz Eyalet Kasası olup olmadığını bilmediğini, 537...29 numaralı hattı kendisi kullanmakla beraber bazen başvurucunun da bu hattı kendisinden isteyip kullandığını beyan etmiştir. Başvurucu müdafiinin sorusuna cevap olarak Bank Asyaya başvurucu adına para yatırıp yatırmadığını ve yatan paraya dair açıklama kısmında neden kendi adının yazdığını hatırlamadığını, 2012 yılından sonra başvurucu ile irtibatının kesildiğini söylemiştir.

13. Başvurucu her iki tanığın suçlayıcı beyanlarını kabul etmediğini ve bu ifadelerin çelişkili olduğunu savunmuştur. Yargılama sonucunda Mahkeme, başvurucuya isnat edilen eylemlerin FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu sonucuna ulaşmış ve başvurucuyu atılı suçtan 9 yıl hapis cezasına mahkûm etmiştir. Gerekçeli kararda, başvurucu hakkında iddianamede anlatılan delillere ve tanıkların kovuşturma evresinde alınan ifadelerindeki suçlayıcı beyanlara dayanılmıştır.

14. Başvurucu müdafileri anılan hükme karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf başvuru dilekçelerinde; -diğer itirazların yanı sıra- ceza muhakemesinde tanıkların dinlenilme usullerine dair ulusal ve uluslararası hukuk kaynakları ile Yargıtayın ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararlarına yer verilmiştir. İlgili hukuk kaynakları ve içtihatlar içerisinde tanık sorgulama hakkına dair değerlendirmelerde de bulunulmuştur. Ancak bu açıklamalardan sonra, beyanları mahkûmiyet hükmü açısından belirleyici delil olduğu belirtilen tanıklara ilişkin olarak -gizli tanık Sızıntı'nın beyanının duruşmada hazır edilerek alındığı da vurgulanarak- bu kişilerin beyanlarının kendi içlerinde ve birbirleriyle çelişkili olduğuna ve davanın esasına ilişkin itirazlar ileri sürülmesiyle yetinilmiştir.

15. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesince (Daire) 22/1/2019 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmış, başvurucu hakkında beyanda bulunan başka kimse olup olmadığının araştırılmasına ve ilk duruşmanın 27/2/2019 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.

16. Daire, kendisi hakkında FETÖ/PDY üyesi olmak suçundan Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden yargılama sırasında başvurucu hakkında da beyanda bulunan M.A.Ç.nin sorgusunu içeren duruşma tutanağını dosya arasına almıştır. Asker olarak görev yapmaktayken bu görevden ayrılan M.A.Ç. 15/11/2018 tarihinde yapılan sorgusunda; soruşturma evresinde aralarında başvurucunun da bulunduğu kişilerin FETÖ/PDY ile irtibatlarına dair verdiği ifadelerin doğru olduğunu ileri sürmüştür. Dairece söz konusu beyan kendisine okunan başvurucu, M.A.Ç. adlı kişiyi tanımadığını ve beyanlarının doğru olmadığını savunmuştur. Celse sonunda Mahkeme, M.A.Ç. hakkında yürütülen soruşturma sırasında verdiği beyanlara dair tutanakların getirtilmesine ve anılan kişinin tanık sıfatıyla ifadesinin istinabe yoluyla alınmasına karar vermiştir.

17. Celse arasında Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca M.A.Ç.nin kendi hakkında yürütülen soruşturma sırasında alınan ifadelerine ve bu kişiye fotoğraflar üzerinden yaptırılan teşhis işlemine dair tutanaklar Daireye sunulmuştur. M.A.Ç. 6/5/2018 tarihinde Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğünde alınan ifadesinde yer alan 2004 Yılında Başlayıp 2015 Yılına Kadar Devam Eden Süreçte FETÖ Yapılanması İçerisinde Tanıdığım/Bildiğim Kişiler başlıklı kısımda aralarında başvurucunun da bulunduğu kişiler hakkında açıklamalarda bulunmuştur. Bu kısımda;

i. Örgüt yapılanması içerisinde gerçek adını bilmediği ve kod adını Ahmet Beyazıt olarak bildiği bir kişinin olduğunu, bu kişinin 2006 ile 2007 yılları arasında İzmir'in Şirinyer ilçesinde örgütün Bölge Talebe Mesulü (BTM) olarak görev yaptığını, o tarihlerde kendisinin örgütte ev abisi olduğunu ancak bu kişiye bağlı olmadığını söylemiştir.

ii. Sonraki yıl başvurucunun B.Y. kod adlı kişinin örgütte Büyük Bölge Talebe Mesulü (BBTM) konumuna geldiğini, o dönemde öğrenci evlerinin sayısının artması ve B.Y.nin bu evlere yetişememesi nedeniyle başvurucunun B.Y.nin yardımcısı olduğunu, bunun üzerine başvurucunun örgütte BBTM Yardımcısı konumuna geldiğini, Ahmet Beyazıt kod adlı kişinin 2006 yılında [...] Üniversitesi Fizik Öğretmenliği Bölümünde ikinci ya da üçüncü sınıf öğrencisi olduğunu, bu kişinin Rizeli ve ifade verdiği tarih itibarıyla 37-38 yaşlarında olduğunu beyan etmiştir.

iii. M.A.Ç., kendisine aralarında başvurucunun da bulunduğu kişilere ait fotoğraflar gösterildiğinde, ifadesinde Ahmet Beyazıt kod adını kullandığını belirttiği kişinin başvurucu olduğunu söyleyerek başvurucuyu teşhis etmiştir.

18. Mahkemenin istinabe talebi üzerine Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesince tanık sıfatıyla ifadesi alınan M.A.Ç.; başvurucuyu tanıdığını, kendisi üniversite 4. Sınıfta okurken 2007-2008 yılları arasında başvurucu ile tanıştığını, hatırladığı kadarıyla başvurucunun fizik ya da fizik öğretmenliği bölümünde okuduğunu, aynı yıllar içinde kendisi örgütte BTM olduğunda başvurucunun da BBTM yardımcılığı yaptığını, başvurucunun görevinin kendileriyle görüşmek, istişarede bulunmak ve örgüt evleriyle ilgili durumları sormak olduğunu ancak başvurucunun kendileriyle sohbet adı altında toplantı yapmadığını, sohbet verme şeklinde eylemlerin örgütte daha üst konumda bulunan kişilerce gerçekleştirildiğini, başvurucuyla kendisini BBTM konumundaki B.Y.nin tanıştırdığını, 2008 yılından sonra İzmir'de bulunmadığını ve başvurucuyla bir daha da görüşmediğini beyan etmiştir.

19. Dairece 2/5/2019 tarihinde yapılan son oturumda başvurucu, tanık M.A.Ç.yi tanımadığına, hakkında beyanda bulunan tanıkların aleyhe beyanlarını kabul etmediğine ve bu beyanların çelişkili olduğuna dair savunmasını tekrarlamıştır. Yargılama sonucunda Daire, Mahkeme kararını kaldırmış ve başvurucuyu FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm etmiştir. Daire kararının gerekçesinde; Mahkemece verilen mahkûmiyet hükmünde esas alınan delillerin yanı sıra, istinaf incelemesi sırasında beyanı alınan tanık M.A.Ç.nin ifadesine de yer verilmiş ve bu beyan da mahkûmiyet hükmünü destekleyici delil olarak değerlendirilmiştir.

20. Başvurucu müdafiileri Daire kararını temyiz etmiştir. Temyiz dilekçelerinde; -diğer temyiz itirazlarının yanı sıra- ceza muhakemesinde tanıkların dinlenilmesine dair istinaf başvuru dilekçelerinde değinilen hususlar yinelenmiştir. Ancak bu açıklamalardan sonra -tanık M.A.Ç. de dâhil olmak üzere- beyanları mahkûmiyet hükmü açısından belirleyici delil olduğu belirtilen tanıklara ilişkin olarak bu kişilerin beyanlarının kendi içlerinde ve birbirleriyle çelişkili olduğuna ve davanın esasına ilişkin itirazlar ileri sürülmesiyle yetinilmiştir.

21. Yargıtay 22/1/2020 tarihinde Daire kararını onamıştır.

22. Başvurucu, nihai hükmü 21/5/2020 tarihinde öğrendikten sonra 22/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

23. Komisyon, adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

24. Başvurucu, Mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan ve gerçeği yansıtmayan tanık beyanları ile ifadesi dosyada bulunmayan ve ilk kez istinaf incelemesi sırasında beyanı alınan tanığın çelişkili ifadeleri doğrultusunda mahkûmiyet kararı verildiği gerekçesiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

25. Bakanlık görüşünde;

i. Başvurucunun şikâyetlerinin esas itibarıyla yargılamanın sonucuna, delillerin değerlendirilmesine, hukuk kurallarının yorumuna ve uygulanmasına ilişkin olduğu, Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasına göre kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesinin derece mahkemelerinin delilleri takdirinde bariz bir takdir hatası veya açık keyfîlik bulunmadıkça bu takdire müdahalesinin söz konusu olamayacağını birçok kararında dile getirdiği, somut olayda dosyadaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak yapılan yargılama ve kurulan hükümde herhangi bir bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik olmadığı ifade edilmiştir.

ii. Tanık sorgulama hakkına ilişkin değerlendirmeleri içeren Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına atıfta bulunan Bakanlık, somut olayda beyanları hükme esas alınan tanıklar M.U. ile Sızıntı'nın beyanlarının başvurucunun da hazır bulunduğu duruşmada, tanık M.A.Ç.nin beyanının ise istinabe yoluyla alındığını belirtmiştir. Diğer yandan, başvurucunun tüm tanık beyanlarından haberdar edildiğini ve başvurucuya olayların kendi versiyonunu anlatma ve delillerini sunma imkânının tanındığını vurgulamıştır.

26. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında, muhakeme süreci boyunca tanıkların beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini ve gizli tanık Sızıntı'ya soru sormalarının Mahkemece engellendiğini ileri sürmüştür.

27. Başvuru Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı kapsamında incelenmiştir.

28. Bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddialar ile bu mahkemelere sunulmayan bilgi ve belgeler bireysel başvuru konusu edilemez (Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 20).

29. Somut olayda beyanları mahkûmiyet hükmü açısından belirleyici olan tanıklardan M.U. ile Sızıntı adı verilen gizli tanık Mahkemece başvurucunun da hazır bulunduğu oturumda hazır edilmişler ve alınan ifadelerinin ardından başvurucuya her iki tanığa da soru sorma imkânı tanınmıştır (bkz. §§ 11-13). Diğer yandan, başvurucunun istinaf ve temyiz dilekçelerinde de herhangi bir tanığa soru sorma olanağının kendisine tanınmadığına dair iddia da dile getirmediği (bkz. §§ 14, 20), bu iddialarına ilişkin bilgi veya belge sunmadığı ve böylece başvuru yollarını usulüne uygun olarak tüketmediği anlaşılmaktadır.

30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 30/3/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.