TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MURAT TETİK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/19145)

 

Karar Tarihi: 7/12/2022

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Murat TETİK

Vekili

:

Av. Bülent Naci YÜCEL

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından başvurucu hakkında El-Kaide terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma kapsamında başvurucu 30/11/2006 tarihinde tutuklanmıştır.

3. Başvurucu hakkında Başsavcılık tarafından El Kaide terör örgütünün amaçları doğrultusunda yönetici olarak örgütlenme faaliyetinde bulunma, terör örgütü El Kaidenin internet yoluyla propagandasını yapma, disket bomba yapma ve bulundurma, Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret suçlarından cezalandırılması istemiyle 8/1/2007 tarihli iddianame düzenlenmiştir.

4. Yargılamanın yapıldığı İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) tarafından 16/2/2009 tarihli kararla başvurucunun El Kaide terör örgütünün yöneticisi olma suçundan 12 yıl 6 ay hapis, Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etme suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; patlayıcı madde bulundurma ve El Kaide terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından ise beraatine karar verilmiştir.

5. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 28/6/2010 tarihinde ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir.

6. Bu kez İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi verdiği 24/2/2011 tarihli kararla başvurucunun El Kaide terör örgütü adına suç işleme suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar vermiştir.

7. Verilen kararın başvurucu müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi 5/4/2013 tarihli kararıyla, 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun 'un 85. maddesiyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinin (6) numaralı fıkrasında yapılan değişiklik karşısında hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.

8. Bozma kararı üzerine dosyayı yeniden ele alan İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi 9/12/2013 tarihinde başvurucunun El Kaide terör örgütü adına suç işleme suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar vermiştir.

9. Başvurucu müdafiinin temyiz talebi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi eksik araştırma ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle15/6/2016 tarihinde bozma kararı vermiştir.

10. Bunun üzerine İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/4/2019 tarihli kararıyla başvurucunun terör örgütünün propagandasını yapma suçunu işlediğinin sabit olduğu ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 11/4/2013 tarihli ve 6459 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesine eklenen dördüncü fıkra hükmü uyarınca bu maddenin ikinci fıkrasında tanımlanan suçu örgüt adına işleyenler hakkında 5237 sayılı Kanun'un 220. maddesinin (6) numaralı fıkrasında tanımlanan suçtan dolayı ceza verilemeyeceğinden ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

11. Başvurucu 18/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

12. Başvurucunun temyiz talebi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi 19/4/2021 tarihli kararıyla İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın onanmasına karar vermiştir.

13. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

14. Başvurucu, bireysel başvuru konusu yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık yargılama süresinin makul olup olmadığı incelenirken olağanüstü hâl ve pandemi koşulları ile somut olayın kendine özgü koşullarının gözönünde bulundurulması gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu; yargılandığı davada kendisiyle birlikte üç sanığın bulunduğunu, davanın karmaşık olmadığını, pandemi ve olağanüstü hâl koşullarının kendi davasıyla bir ilgisinin olmadığını belirtmiş ve ihlal iddiasını yinelemiştir.

15. Başvuru adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.

16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

17. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken dikkate alınacak kriterler B.E. (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34) kararında ortaya konulmuştur.

18. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olaydaki 14 yıllık (14 yıl 5 ay) yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

19. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

20. Başvurucu 500.000 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

21. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

22. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvurucuya net 81.000 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi gerekir.Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 81.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 446,90 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.346,90 yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemelerde gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2016/275, K.2019/163) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/12/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.