TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ŞIHMEHMET KOYUNCU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/23774)

 

Karar Tarihi: 3/4/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Saliha AKSOY

Başvurucu

:

Şıhmehmet KOYUNCU

Vekili

:

Av. Özgür YILMAZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; tazminat davasında, ıslah talebinin bozma kararından sonra yapılamayacağı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu aleyhine Kartal 1. İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatılmış, takibin kesinleşmesi üzerine başvurucuya ait gayrimenkul ve menkuller haczedilmiştir.

3. Başvurucu, haczedilen malların satış işlemleri sırasında icra memurlarınca usul hataları yapılarak zarara uğratıldığı iddiasıyla Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat talebiyle davaaçmıştır.

4. Mahkeme 20/4/2010 tarihli kararıyla zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Karar hakkında temyiz talebinde bulunulması üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 4/10/2011 tarihli kararıyla işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

5. Yargıtay bozma ilamı üzerine esas incelemesi yapılan dosyada 9/10/2014 tarihinde alınan bilirkişi raporunda davalının ödemesi gereken tazminat miktarı 143.712,50 TL olarak tespit edilmiştir. Başvurucu 27/10/2014 tarihinde bozma ilamından sonra verdiği ıslah dilekçesiyle dava dilekçesinde talep ettiği 1.000 TL maddi tazminatı 143.712,50 TL’ye yükseltmiştir.

6. Mahkeme 11/12/2014 tarihli kararıyla davanın kısmen kabulüne; 143.712,50 TL maddi tazminatın 27/4/2004 tarihinden 10.000 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle başvurucuya verilmesine hükmetmiştir. Kararın gerekçesinde özetle icra memurunun taşınmazın tahliye ve teslimine ilişkin işlemde kusurlu olduğu ve davacının zararının hesaplandığı 9/10/2014 tarihli bilirkişi raporlarına itibar edildiği belirtilmiştir.

7. Anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi davacı vekilinin bozmadan sonra yaptığı ıslah talebinin kabul edilmesi suretiyle karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle 31/5/2016 tarihinde Mahkeme kararını bozmuştur.

8. Mahkeme 16/1/2018 tarihli kararıyla Yargıtayın bozma kararına uymuş ve ilk dava dilekçesinde talep edilen 1.000 TL maddi tazminatın ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermiştir.

9. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 4/7/2019 tarihli kararıyla mahkeme hükmü onanmış, karar düzeltme talebi ise 1/6/2020 tarihli kararla reddedilerek hüküm kesinleşmiştir.

10. Nihai karar 18/6/2020 tarihinde başvurucu vekiline e-tebligat yoluyla tebliğ edilmiş, başvurucu 14/7/2020 tarihinde süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

12. Başvurucu; Mahkemenin Yargıtayın bozma ilamından sonra bilirkişi raporu aldığını ve gerçek zararının bu şekilde ortaya çıktığını, bilirkişi raporunda belirtilen miktar doğrultusunda talep miktarını ıslah ederek artırdığını, Mahkemenin Yargıtayın bozma ilamından sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle artırılan kısım yönünden davayı reddettiğini ancak ıslah işleminin tahkikatın bitimine kadar yapılabileceğinin mevzuatta öngörüldüğünü belirterek adil yargılanma hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun şikâyetleri mahiyeti itibarıyla mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Başvuruya konu davada başvurucu, aleyhine başlatılan icra takibi sonucu gayrimenkul ve menkullerinin haczedilmesi sırasında icra memurlarınca usule aykırı işlemler yapıldığı, bu nedenle zarara uğradığı gerekçesiyle 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat talebiyle5/9/2007 tarihinde dava açmıştır. Mahkeme uyuşmazlığın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, Yargıtay ise anılan kararı bozmuştur. Mahkeme, bozma sonrası alınan bilirkişi raporu doğrultusunda talep miktarını artıran başvurucunun ıslah talebini kabul ederek davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir. Yargıtayın bozma ilamından sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle Mahkeme kararını bozması üzerine, bozma ilamına uyularak ıslah yapılan kısım yönünden dava reddedilerek sadece dava dilekçesinde belirtilen 1.000 TL maddi tazminatın ve talep edilen manevi tazminatın10.000 TL'lik kısmının başvurucuya ödenmesine karar verilmiştir.

16. Anayasa Mahkemesi somut başvuruya benzer nitelikteki iddiaları Ziynet Benli ([GK], B. No: 2019/23977, 15/2/2023) kararında incelemiştir. Anayasa Mahkemesi anılan kararında özetle 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddelerinde bozmadan sonra ıslahın mümkün olup olmadığına yönelik açık veya örtülü bir hüküm yer almadığını, dayanak yapılan 4/2/1948 tarihli kararın içtihat mahiyetinde olduğunu belirtmiş; bozma kararından sonra bozma kararı uyarınca tahkikat yapıldığı durumda ıslah talebine yönelik mevzuatta bir engel bulunmamasına rağmen bozma kararından sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığına dair kategorik yorumun kanuni dayanağının olmadığını belirterek mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir.

17. Somut olayda da bozma kararı uyarınca tahkikat da yapıldığı hâlde bozmadan sonra ıslah olmayacağı yönündeki kategorik yaklaşım sonucu ıslah talebinin reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği değerlendirilmiştir.

18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucu yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

21. Başvurucu, yeniden yargılama ile maddi ve manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

22. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

23. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2017/608 ve K.2018/79 ) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 446,90 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.246,90 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.