TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EM-EXPORT DIŞ TİCARET A.Ş. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/32752)

 

Karar Tarihi: 2/11/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Mehmet Sadık YAMLI

Başvurucu

:

EM-Export Dış Ticaret A.Ş.

Vekili

:

Av. Orhan KONAK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ödeme emrine karşı açılan dava reddedildiği için haksız çıkma zammı uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu şirketin 2002 ve 2003 yılları faaliyetlerine ilişkin hesap ve işlemleri vergi incelemesine tabi tutulmuştur. İnceleme neticesinde başvurucu adına vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılmıştır. Anılan tarhiyata konu kamu alacağının ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başvurucu şirket adına ödeme emri düzenlenmiştir. Başvurucu şirket tarafından ödeme emri içeriği gecikme faizinin yanlış hesaplandığı iddiasıyla ödeme emrinin gecikme faizine ilişkin kısmına karşı dava açılmış ancak dava reddedilmiştir.

3. Ödeme emrine karşı açılan davanın reddedilmesinin ardından ödeme emrine konu alacağın %10'u oranında haksız çıkma zammının tahsili için başvurucu adına 2 No.lu ihbarname gönderilmiştir. Başvurucu 2 No.lu ihbarnameye karşı da dava açmıştır. Başvurucu dava sırasında hem söz konusu haksız çıkma zammının Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürmüş hem de ödeme emrinin tamamına değil yalnızca gecikme faizine ilişkin kısmına itiraz ettiği halde tamamı üzerinden haksız çıkma zammı uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

4. İstanbul 1. Vergi Mahkemesi 5/11/2018 tarihli kararında, ödeme emrine karşı açılan davanın retle sonuçlanan kısmının temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğine vurgu yaparak %10 oranında haksız çıkma zammı hesaplanmasının hukuka uygun olduğu sonucuna varmıştır. Karar kanun yollarından geçerek kesinleşmiştir.

5. Başvurucu nihai hükmü 1/8/2020 tarihinde öğrendikten sonra 24/8/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvuru süresi içinde yapılmıştır.

6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu, ödeme emrinin tamamına değil yalnızca gecikme faizine ilişkin kısmına itiraz ettiği halde tamamı üzerinden haksız çıkma zammı uygulanmasının kanuni dayanağının bulunmadığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

8. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.

9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet ihlal edildiğine ilişkin başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

10. Anayasa Mahkemesi haksız çıkma zammı uygulanması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine dair iddiayı Çukurova İthalat ve İhracat Türk A.Ş. ([GK], B. No: 2019/4408, 18/5/2022) kararında incelemiştir. Kararda öncelikle başvurucunun haksız çıkma zammı ödeme yükümlülüğü altına sokulmasının başvurucunun mal varlığında azalmaya yol açtığına dikkat çekilerek söz konusu müdahalenin devletin mülklerin kullanımını düzenleme veya mülkiyetin kamu yararına kullanımını kontrol yetkisi kapsamında incelenmesi gerektiği belirtilmiş (Çukurova İthalat ve İhracat Türk A.Ş., §§ 49-52) ve bu yönde kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük testlerini uygulamıştır.

11. Somut olayda müdahale 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinin beşinci fıkrasına dayanmaktadır. Her ne kadar anılan fıkra Anayasa Mahkemesinin 21/4/2022 tarihli ve E.2021/119, K.2022/48 sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de olay tarihinde anılan hüküm yürürlükte olduğundan ve Anayasa Mahkemesi söz konusu kuralı, kanunilik koşulunu sağlamadığı gerekçesiyle değil ölçülü olmadığı gerekçesiyle iptal ettiğinden müdahalenin erişilebilir, belirli ve öngörülebilir bir kanuna dayandığı anlaşılmıştır.

12. Ödeme emrine karşı açılan davanın reddedilmesi hâlinde ödeme emri içeriğindeki kamu alacağının %10'u oranında haksız çıkma zammı alınmasının amacı gereksiz yere dava açılmasını zorlaştırmak suretiyle kamu alacağının tahsilinin sürüncemede kalmasını önlemektir (AYM, E.2021/119, K.2022/48, 21/4/2022, § 21). Kamu alacağının tahsilinin sürüncemede bırakılmasının önlenmesi amacının kamu yararına dönük olduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır. Kanun koyucu ödeme emrine karşı dava açılmasını belli ölçüde caydırmak ve bu suretle kamu alacağının tahsili amacını hızlandırmak gayesiyle ödeme emrine karşı açılan davada haksız çıkılmasını mali bir yaptırama bağlamıştır. Dolayısıyla ödeme emrine karşı açılan davaların reddi hâlinde %10 oranında gecikme zammı öngörülmesinin anayasal açıdan meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmaktadır (Çukurova İthalat ve İhracat Türk A.Ş., § 58).

13. Anayasa Mahkemesi Çukurova İthalat ve İhracat Türk A.Ş. kararında meseleyi ölçülülük yönünden de incelemiş ve elverişlilik gereklilik ve orantılılık yönünden ayrı ayrı değerlendirmeler yapmıştır. Mahkeme netice olarak kamu alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın reddedilmesi hâlinde otomatik olarak kamu alacağının %10'u oranında haksız çıkma zammı uygulanmasının, kamu alacağının tahsilini hızlandırma amacına erişme yönünden -anılan karardaki açıklamalar dikkate alındığında- elverişli olmadığı gibi başvurulabilecek son çare de olmadığını tespit etmiştir. Ayrıca 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 21/4/2022 tarihli ve E.2021/119, K.2022/48 sayılı kararıyla iptal edilen beşinci fıkrasının idarenin ve mahkemelerin somut olayın subjektif koşullarını gözeterek hakkaniyete aykırı sonuçları giderebilecek kararlar vermesine imkân sağlamamasının kamu alacağının tahsilinin hızlandırılmasındaki kamusal yarar ile bireyin mülkiyet hakkından yararlanmasındaki şahsi menfaat arasındaki dengeyi birey aleyhine bozucu nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır. İptal edilen kuralın başvurucunun mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin usul güvencelerinden yararlanması üzerinde Anayasa'nın 35. maddesi çerçevesinde tolere edilemeyecek derecede caydırıcı bir etkiye yol açtığı değerlendirilmiştir.

14. Somut olayda da anılan kararlardan (Anayasa Mahkemesinin 21/4/2022 tarihli ve E.2021/119, K.2022/48 sayılı kararı ile Çukurova İthalat ve İhracat Türk A.Ş. kararı) ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna varılmıştır

15. Açıklanan gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

16. Mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığı için adil yargılanma hakkı yönünden ayrıca inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

17. Başvurucu; ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılmasına ve tutar belirtmeksizin maddi/manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

18. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) , B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

19. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkı yönünden İNCELEME YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,

B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 1. Vergi Mahkemesine (E.2017/2724, K.2018/3246) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 446,90 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.246,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.