TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET BAYRAM BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/34255)

 

Karar Tarihi: 15/11/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Muzaffer KORKMAZ

Başvurucu

:

Mehmet BAYRAM

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, telefonla görüşme süresinin bölünerek kullandırılmaması nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Şikâyet konusu müdahale tarihi itibarıyla başvurucu Tokat T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) silahlı terör örgütü üyeliği suçundan hükümlü olarak bulunmaktadır.

3. Başvurucu, açık ve kapalı görüşlerin durdurulduğu COVID-19 virüsü kaynaklı salgın döneminde on dakika olan haftalık telefonla görüşme süresine on dakika daha eklendiğini ancak bu sürenin tamamının sadece bir aramada geçerli olduğunu belirterek farklı ceza infaz kurumunda bulunan eşinin dışında bakıma muhtaç olan anne ve babasıyla da aynı hafta içinde telefon görüşmesi yapabilmek için toplam yirmi dakikalık sürenin bölünerek kullandırılması talebiyle Kuruma başvurmuştur.

4. Kurum 20/3/2020 tarihli kararıyla başvurucunun talebini reddetmiştir. Kararda telefon sisteminin her bir tutuklu/hükümlü yönünden haftalık yalnızca bir numaranın aranmasına izin verdiği, ayrıca Kurumda telefon görüşmesi yapan hükümlü ve tutuklu mevcudunun fazla olması ve haftanın beş günü sürekli telefon görüşmesinin yapılması nedeniyle bir hafta içinde ikinci defa görüşme yapma imkânının zaman olarak mümkün olmadığı ifade edilmiştir.

5. Başvurucu, Kurum kararına karşı Tokat İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurmuştur. İnfaz Hâkimliği 28/8/2020 tarihinde şikâyeti reddetmiştir. İnfaz Hâkimliği ilgili mevzuat uyarınca hükümlü ve tutukluların telefon konuşma gün ve saatlerinin ceza infaz kurumlarında bulunan telefon adedi, başvuru sırası ve sayısı, kurum asayiş ve güvenliği dikkate alınarak tespit edileceğini ve haftada bir defa yaptırılacak görüşmenin on dakikayı geçemeyeceğini ifade ettikten sonra telefon sisteminin ikinci bir numaranın aranmasına izin vermemesi ve haftalık birden fazla görüşme imkânının zaman olarak mümkün olmaması hususlarına dayanan Kurum kararının usul ve yasaya aykırılık arz etmediğini söylemiştir.

6. Başvurucunun bu karara itirazı Tokat Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kesin olarak reddedilmiştir. Başvurucu, nihai kararı 23/9/2020 tarihinde öğrendikten sonra 23/10/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).

9. Başvurucu, farklı ceza infaz kurumunda bulunan eşinin dışında bakıma muhtaç olan anne ve babasıyla da aynı hafta içinde telefon görüşmesi yapabilmek için toplam yirmi dakikalık sürenin bölünerek kullandırılması talebinin hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini belirterek adil yargılanma hakkı ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde; başvurucunun 2/4/2020 tarihinden itibaren telefon görüşmelerini yirmi dakika sürecek şeklinde kullandığı, görüş hakkını yakınlarından biriyle kullanmayı tercih ettiği hafta eşinin de başvurucuyu aradığı, böylelikle başvurucunun aynı hafta içinde eşi ve yakınlarıyla telefonla görüşebildiği, bu süreçte başvurucunun yakını H.Y. ile kırk altı defa, eşi ile ise otuz defa telefon görüşmesi yaptığı bilgisi verilmiş ve olayın somut şartları dikkate alınarak inceleme yapılmasının uygun olacağı ifade edilmiştir.

10. Başvuru, aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.

11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

12. Devletin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla iletişimini devam ettirecek önlemleri alması pozitif yükümlülüklerinin bir gereği olsa da hukuka uygun bir tutulmadan kaynaklanan kaçınılmaz sonuçlar nedeniyle aile hayatı kapsamındaki temasın sınırlandırılması doğaldır. Kamu düzeninin ve kurum güvenliğinin sağlanması yönündeki meşru amaç doğrultusunda ve makul bir gerekliliğin olması durumunda gerekçeleri ilgili ve yeterli şekilde açıklanarak belirli bir süre boyunca söz konusu pozitif yükümlülüğün karşılanmaması da olağan kabul edilebilir. Ancak aile hayatına saygı hakkının gereklerinin mümkün olan ilk fırsatta yerine getirilmesi ve mahpusların ailesiyle olan temasının hızlı şekilde yeniden sağlanması bir gerekliliktir (Hüseyin Ekinci, B. No: 2016/38867, 3/7/2019, § 56).

13. Bu bağlamda tutuklu ya da hükümlünün aile hayatını sürdürmesini sağlamaya yeterli olacak şekilde yakın derecedeki aile bireyleriyle asgari düzeyde bir iletişim ve temas kurması her durumda sağlanmalıdır. Böylesi bir yükümlülüğün yerine getirilmesi ve tedbirler alınması, aile hayatına saygı hakkı kapsamında devletten beklenen asgari bir gerekliliktir. Birtakım teknik ya da fiziki olanakların bulunmaması, tutuklu ya da hükümlünün ailesiyle asgari şekilde iletişim ve temas kuramamasına gerekçe olarak gösterilemez. Zira mahpusun ailesiyle iletişim kurması her durumda mutlaka yüz yüze görüştürülmesi anlamına gelmemektedir (Hüseyin Ekinci, § 57). Devlet, bu asgari iletişimin sağlanması konusundaki yükümlülüğünü gerektiğinde uygun vasıtalar aracılığıyla da yerine getirebilir. Ayrıca suç işlenmesinin önlenmesi ya da yasa dışı haberleşmenin önüne geçilmesi amacıyla bu vasıtaların denetlenmesi ve izlenmesi mümkündür (Hüseyin Ekinci, § 64).

14. Somut olayda başvurucu, farklı ceza infaz kurumunda bulunan eşinin dışında anne ve babasıyla da aynı hafta içinde telefon görüşmesi yapabilmek için -salgın döneminde açık ve kapalı görüşlerin durdurulması nedeniyle on dakika arttırılan ve toplam yirmi dakikaya ulaşan- telefonla görüş süresinin bölünerek kullandırılması talebinde bulunmuştur. Kurum, telefon sisteminin her bir tutuklu/hükümlü yönünden haftalık yalnızca bir numaranın aranmasına izin verdiği, ayrıca Kurum mevcudu nedeniyle bir hafta içinde ikinci defa görüşme yapma imkânının zaman olarak mümkün olmadığı gerekçesiyle başvurucunun talebinin reddine karar vermiştir. Başvurucunun şikâyet ve itiraz başvuruları da ilgili mevzuat hükmü ile Kurum kararına atıf yapılarak İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Buna göre Kurum ve derece mahkemesi kararlarında dayanılan telefon görüşmesi yapan hükümlü ve tutuklu mevcudunun fazla olması ve haftanın beş günü sürekli telefon görüşmesinin yapılması nedeniyle bir hafta içinde ikinci defa görüşme yapma imkânının zaman olarak mümkün olmadığı şeklindeki gerekçenin uygulamanın haklılığını gösterecek şekilde ikna edici nitelik taşıdığı ve salgın döneminin şartlarında mezkûr uygulamanın makul bir gereklilik ihtiva ettiği görülmektedir. Başvurucunun 2/4/2020 tarihinden itibaren aynı hafta içinde eşi ve yakınlarıyla telefonla görüşebildiği de gözetildiğinde başvurucunun aile hayatına saygı hakkına yönelik bir ihlalin gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır.

15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.